D vitamini eksikliği ölümcül riski arttırıyor

  • Konbuyu başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sağlık kategorisinde Codex tarafından oluşturulan D vitamini eksikliği ölümcül riski arttırıyor başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,459 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sağlık
Konu Başlığı D vitamini eksikliği ölümcül riski arttırıyor
Konbuyu başlatan Codex
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Codex
Codex

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
14 May 2006
En iyi cevaplar
0
48
Çanakkale
www.kendinigelistir.com
Güneş yoksunluğunun yarattığı büyük tehlikenin farkında mısınız?

Uzmanlar uyarıyor; güneş ışığı yoksunluğunun yarattığı D vitamini eksikliği, kalp ve damar hastalığına yakalanma oranlarını artırıyor. Kapalı alanlarda çalışma ve yaşama koşulları nedeniyle gün ışığından mahrum kalan kişilerde, yeni ve ölümcül sağlık sorunlarına da zemin hazırlıyor.

İnsan vücudu, bağırsaklardan kalsiyum emilimi için ihtiyaç duyduğu D vitamininin yüzde 95’ini güneş ışınlarının temasıyla kendi cildinde üretiyor; kalan yüzde 5’ini ise yumurta, yağlı balıklar, tahıllar, portakal suyu gibi bazı gıdalardan temin ediyor.

Çocuklarda raşitizm, erişkinlerde osteoporoz gibi kemik hastalıklarından korunabilmek için D vitamini eksikliğinden kaçınmak gerekiyor. Son yıllarda hız kazanan çalışmalar, kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, şeker hastalığı ve obezite ile yetersiz D vitamini alımı arasında ilişki olduğunu ortaya koyuyor.

Sağlıklı bireylerin uzun yıllar takip edildiği çalışmalarda, D vitamini eksikliği olanlarda koroner kalp hastalığı, inme, kalp yetersizliği gibi günümüzde ölüme en sık yol açan hastalıklara daha fazla rastlandığı bildiriliyor.

Erişkinlerin üçte birinde yüksek tansiyona rastlandığı, şişmanlığın çocuklarda bile sorun haline geldiği, şeker hastalığı sıklığının giderek arttığı günümüzde D vitamini eksikliği modern toplumlarda adeta bir salgın halini alıyor.

Çocuklarda, gençlerde, erişkinlerde ve neredeyse her üç kişiden birinde kan tahlili yapıldığı takdirde D vitamini eksikliği saptanabiliyor. Bu yeni sorunun en önemli sebebinin günümüz insanının zamanının çok büyük bölümünü, kapalı ortamlarda geçirmesi, açık ortamlarda ise daha fazla hava kirliliğine maruz kalması, dolayısıyla güneşten giderek daha az yararlanabilmesi olduğu, bilinen bir gerçek.

Kalp ve damar sağlığını koruyabilmek için sigara tüketiminin azaltılmaya çalışıldığı, sağlıklı beslenme ve zayıflama kültürünün popüler olduğu, sofralardan tuzlukların kaldırıldığı, spor salonlarının sayısının giderek arttığı modern kent yaşamı, öte yandan kapalı çalışma ve yaşam alanlarıyla bireyleri gün ışığından uzaklaştırarak yeni bir sağlık sorununa zemin hazırlıyor.

Toplumun D vitamini eksikliği ve bunun yarattığı sağlık sorunlarıyla ilgili bilinçlenmesi gerektiğini belirten Bayındır İçerenköy Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Akdemir; “Yeterli D vitamini alımı için uzmanlar Mayıs – Eylül ayları arasındaki dönemde günde yarım saat süreyle güneş kremi sürmeden kollar ve bacakların güneş görmesi gerektiğini ifade ediyorlar.

Gerçekte bu aylarda gün ortasında 5-10 dakika süreyle bile tenimizin bu biçimde güneşe maruz kalması günlük D vitamini ihtiyacımızın 2-3 katını temin edebilmemiz için yeterli. Ayrıca yağlı deniz balıklarının tüketiminin D vitamini düzeyine az da olsa katkı sağlayabileceği biliniyor. İleri derece D vitamini eksikliği saptananlarda ilaçlarla eksiği yerine koyma seçeneği mevcut olmakla birlikte bu tip tedavilerin hipertansiyon, diyabet ya da kalp ve damar hastalığından koruyucu etki göstereceğine dair ikna edici kanıtlara sahip değiliz.

Çocuklardan erişkinlere herkesi buna zorunlu olmadıkları halde mesai dışı, okul dışı zamanlarda da kapalı ortamlarda vakit geçirmeye teşvik eden kent alışkanlıklarını sorgulamayı, güneş ışınlarının zararlı olabileceği öğle saatleri dışında kapalı ortamlardan uzaklaşmayı şişmanlık, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalığı gibi büyük toplum sağlığı sorunlarıyla mücadelenin bir unsuru olarak kabul etmemiz gerekiyor” diyor.

 
Üst