
Çocuk ticareti suçtur
Çocuk çalıştırmak, sömürmek, taciz etmek en ağır insanlık suçlarındandır. Çocukları kullanarak, onlar üzerinden para kazanmak, eziyet etmek, menfaat elde etmek ayıptır, günahtır, kötüdür. En kötüdür!!! İnsanlık ayıbıdır!!!
Peki bunlar eğitim adına yapılırsa durum değişir mi? Suçumuz hafiler mi?
Hayır!
Üstelik eğitim gibi çok kutsal bir alan kullanılarak çocukların, gençlerin hayatları sömürülür, tüketilirse, belki bunlar yukarıdakilerden daha da ağır suçtur. Resmen geleceğin katlidir, çünkü tüm yukarıda sayılan melanetler eğitimsizlikle artar, eğitimle azalır!..
O zaman çoğumuz suçluyuz galiba!
Farkında olmadan ya da bu konulara yeteri kadar kafa patlatmadığımız için böyle nesiller yetiştirilmesine alet olduğumuz için suça otomatikman iştirak ediyoruz diye düşünüyorum
Eğitimle ilgili konulara gösterdiğimiz duyarsızlık, tepkisizlik ve ilgisizlikle, eğitim=okul diye işin içinden sıvıştığımız için kendi çocuklarımızın, hepimizin geleceğini fena halde tehlikeye atıyoruz.
‘Eğitim veriyoruz diyenlere gözü kapalı inanıyor, çocuklarımıza eğitim parası yetiştiriyoruz’ diye görevimizi yapmış sayıyor ve resmen çocuklar üzerinden yapılan ticarete alet oluyoruz. Çocuğumuzun okuluna, üstüne başına para yetiştirmeye çalışmaktan daha fazla, anlamlı ve akıllı çaba harcamıyor, kendi gelişimimize ve çocuğumuzun geleceğine gereken önemi vermiyor, özen göstermiyoruz. ‘E daha ne yapayımmmm???’ diyor ve aslında sömürü çemberinin, çocuklar üzerinden yapılan ticaretin kıymetli neferleri, yarar değil, zarar üreten sistemin suç ortağı oluyoruz. ‘Oxford vardı da gitmedik mi?’ sözüne benzer cümlelere müthiş sempati duyuyor, ‘e ne yapalım bizde imkanlar bu kadar!’ mazeretini alıp, tepe tepe kullanıyoruz.
Eğitim adına ulvi işler yaptığını söyleyen, çok önemli iddialarla ‘ver şu kadar parayı, ben senin çocuğuna bilmemne diplomasını, okulunu garanti edeyim’ diyenlere inanıyor, sorgulamıyoruz. Diploma, sertifika ticaretinin, aptallaştırılma ve uyuşturulma sürecinin parçası oluyoruz.
Ezbere ve sadece okuldan bilgi almayı, depolamayı, diploma, sertifika koleksiyonculuğunu, gösterişini değil, onu nasıl, ne için kullanacağını öğreten, aileden, okul öncesinden başlayan hakiki ve ömür boyu süren eğitime, bu anlayışa ihtiyacımız var! Hepimizi sorgulayıcı bir bakış açısını aramaya, yaymaya davet ediyorum… Böyle gelmiş böyle gider zihniyetini rahatsız etmek istiyorum!
Durumumuz ortada.
Eğitimle ilgili karnemiz, rakamlarımız acımasız, feci! Lütfen aşağıya göz atın.
Lütfen eğitimle ilgili karar ve harcamalarınızda, eylemlerinizde daha sorgulayıcı, daha zorlayıcı olun! Her yıl OECD* nin yayınladığı ve bu alanlardaki fonları arsızca ve fütürsuzca daha çok silah alınması için, yolsuzluk yapılması için ciğeri peş para etmez insan müsvettelerine peşkeş geçenlerin yüzüne çarpmak gerek. Romantik ve nostaljik protesto yürüyüşlerinde havanda su döveceğimize, boş sloganlar atarak, zaman geçirip, eğleneceğimize bunları soralım pankartlarda, satırlarda, sohbetlerde!
Ey ülkemizin aydın ve paralı kesimi! Hepimizin katkılarıyla, emeklerimizle oluşan, OECD ülkeleri arasındaki halimiz şöyle;
Üniversite mezunu işsizi en çok olan ülkeyiz.
Genelde de gerçek işsizlik, aylak aylak gezen oranı en yüksek milletiz.
Yıllardır, eğitime ayırdığı bütçe bakımından kronik olarak en son sıraları kimseye kaptırmıyoruz.
Yıllardır sivil savunmaya, silah satın almasına (yani mühimmata) ayırdığı bütçede hep en ön sıralarda koşarız.
Silah tacirlerinin, teröristlerin en sevdiği ülkelerden biri, yağlı müşterileriyiz. Onlar için çok kıymetli bir pazarız.
Anlama ve anlatma, matematik, fen, bilim konularında eğitimimiz yıllardır en kötüler, hatta kırmızı alarm verenler arasında.
IMF kapılarında kamp kuran, dışarıdan katkıya bağımlı, daima çok borçlu bir ülkeyiz.
Onca alternatif enerji kaynağımıza rağmen, petrol ve doğal gaz vbg satanlar için hedef tüketicileriz.
Vergi ödemede de yolsuzlukta da dizi dizi inci ve birinciyiz.
Bu işler göstermelik sosyal sorumluluk projeleriyle,
‘şirketimizin vizyonunda eğitim çok önemlidir diyen içi boş’ göstermelik söylemlerle
olmuyor, olamaz!
Sevgili anneler, veliler;
Aldığınız markalar ‘bütçelerinden saçma sapan reklamlara ne kadar para ayrılmış da eğitime, okullara, bilime, teknolojiye ne kadar bağış, yatırım yapmış?’artık bunlara bakın!
Kaç okul müdürü, yöneticisi ile oturup, ne ihtiyaçları var, daha iyi olanaklar için ne lazım toplantısı yaptınız? Onlara zaman ayırın. Gayretli, dürüst eğitmenlere destek olun.
Eğitmenlerin, en düşük seviyede para alan ve geleceğimizi teslim ettiğimiz insanların sorunlarına, gelişimine ne kadar ilgi gösterilmiş, fon ayrılmış?’ karar verirken bunu sorgulayın.
Herkes çocuk eğitmeye çalışıyor, öğretmenler, hocalar, anneler, babalar alim sanılıyor! Asıl ve öncelikle onların eğitime hem de ömür boyu, öğrenmeye ihtiyacı var!
Hepimiz eğitim neferi olmalıyız!
Silah satıcılarına harcanacak paraları yaratan eğitimsiz, akılsız kalabalıklar değil .!