M
mehmetd
Kullanıcı
- 23 Şub 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Kadim çağların devlet, ordu ve az da olsa şirket yönetimiyle ilgili vazedilmiş ilkelerinin birçoğu günümüz siyaset ve ekonomi dünyaları için de geçerli. İşte örnek alınan liderlik vasıfları:
MUSTAFA ÖZEL’in yazısı Klasik komutan Çagdaş lider Kadim çağların devlet, ordu ve az da olsa şirket yönetimiyle ilgili vazedilmiş ilkelerinin birçoğu günümüz siyaset ve ekonomi dünyaları için de geçerlidir. Hun hükümdarı Atilla, Moğol hakanı Cengiz veya Çin bilgesi Lao Tzu’nun savaş (strateji) sanatıyla ilgili sözlerinin bugün Batı yöneticilik dünyasında adeta ezberleniyor olması sebepsiz değildir. ”Enbaü’l-yevm mislü enbaü’l-ems, lâ cedid tahteş-Şems” demiş Araplar: Bugünün haberleri tıpkı dünküler gibidir; güneş altında yeni birşey yok! Çağdaş bir Arap ilim adamı, el-Kıyâdetu’l- Askeriyye fi Ahdi’r-Rasûl adlı itinalı çalışmasında, İslamiyette komutanlığın (askeri liderliğin) beş temel niteliğini şöyle sıralıyor: 1. Kıdem ve fedakârlık; 2. Tecrübe; 3. Cesaret ve takvâ; 4. Beceri; 5. Cömertlik. Bu nitelikleri, çağdaş yönetim bilimcilerin şirket liderlerinde aradıkları niteliklerle karşılaştırmak öğretici olabilir. Kıdem ve fedakârlık çok önemlidir Komutanın birinci vasfı, Müslümanlığı daha önce kabul etmiş ve inancı uğrunda fedakârlık yapmış olmakla temayüz etmektir. Mesela, Mûte savaşında herkes (tecrübe ve cesaretine binaen) Halid bin Velid’in komutan olması beklerken, Resûllulah komutanlığa önce Zeyd bin Hârise’yi, sonra da başkaları tayin etmişti. Bunun sebebi, Hz. Halid’in inanç dairesine yeni girmiş olmasıdır. Diğer komutanların iman ve fedakârlıkları ise, o zamana kadar tescil edilmiş bulunuyordu. İtimat, ölüm kalım meselelerinde başka her şeyden önce gelir. Warren Bennis, liderliğin en temel bileşenlerinden birinin itimat olduğunu söyler. ”Bazıları liderlerin insanları sürükleyebilmelerinin sebeninin karizma olduğunu söylerler. Ben aynı kanaatte değilim. Tanıdığım şirket liderlerinden çoğunun hiç te karizması yoktu, ama sayısız insanı peşlerinden sürükleyebiliyorlardı. Bunlar, beraber çalıştıkları insanlarda imrenilecek bir itimat ve sadakat duygusu uyandırmışlardı. İnsanları böylece kendi saflarına çekmekle, örgüt kültürlerinde gerekli değişiklikleri yapabilmekte, rehber vizyonları hayata geçirebilmekteydiler.” Bennis’e göre, itimadı doğuran şeyler şunlardır: Karakter değişmezliği. Liderler ne tür şaşırtıcı hadiselerle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, kendi adamları şaşırtacak hareketlerden uzak durmalıdırlar. Rüzgârgülü olmak onlara göre değildir. Ahenk. Liderler, özü sözü bir olanlardır. Açıkladıkları teorik fikirlerle, yaşadıkları hayat arasında uçurum yoktur. Güvenilirlik. İşe yarar zamanda, elemanların arkasındadırlar; onları yalnız bırakmazlar. Dürüstlük. Lider, taahhüt ve vaatlerini tutan adamdır. Tecrübe, dindarlıktan önce gelir! Komutan olacak kişinin geniş askeri tecrübesinin olması, savaş strateji ve taktiklerini iyi bilmesi gerekmektedir. Hz. Peygamber’in şöyle dediği rivayet edilir: ”Bir toplulukta, onların başına komutan olarak atadığım kişiden daha hayırlı kimseler bulunabilir. Ancak, o kişi, topluluğun en uyanık ve savaşı en iyi bileni olması yüzünden bu göreve getirilmiştir.” Dolayısıyla Hz. Peygamber, komutan atanırken dini hususlarda daha faziletli olma özelliğinden çok, askerliği iyi kavrama ve savaş idaresi konusunda basiretli olma özelliğinin dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Hz. Peygamber, aralarında Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer’in de bulunduğu ordunun başına Amr bin As’ı atadı ve Zâtü’s-Selâsil’e gönderdi. Muharebe yerine vardıklarında, Amr ateş yakmamaları emretti. Bunun üzerine sinirlenen Hz. Ömer, komutana saldırmaya kalkıştı. Hz. Ebubekir ona engel olarak, ”Rasulullah, Amr’ı senin başına savaş yönetmeyi daha iyi bildiği için seçti” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer sakinleşti. Yukarıda anılan Mûte savaşında, kıdemi dolayısıyla komutan atanmayan Hz. Halid, muharabenin ileriki safhalarında ashâb tarafından komutanlığa seçilmiş ve büyük bir ustalıkla (askerin ön ve arka safları yer değiştirip, düşmana yeni bir ordu korkusu vermek suretiyle) savaşı kazanmıştı. Max DePree’nin liderlik için şart koştuğu 12 niteliğin çoğu tecrübeyle kazanılmıştır. Bunları şöyle sıralayabiliriz: -Tefrik kabiliyeti: Lider keskin bir içgörü, marifet ve yargıgücüne sahiptir. -İnsan ruhundan anlamak: Lider, insan ruhunun kıvrımları okur; ihtimam, özlem ve mücadeleleri iyi anlar. -Zaman bilinci: Lider geçmişi anlar, bugünü hesaba katar, geleceğe saygı duyar. Bugünle yarın arasında mütemadiyen mekik dokur. Ve kendinden öncekilerin tecrübesini daima akılda tutar. -Fikri enerji ve tecessüs: Lider kendinden geçercesine, vecd içinde öğrenme sorumluluğunu hisseder. - Öngörülebilirlik: Lider kapristen uzaktır; insanları şaşırtan davranışları olmaz. Vizyon genişliği: Örgütün neler başarabileceğine dair liderlik vizyonu, bütün katılımcıları hesaba katacak kadar geniş olmalıdır. Bütünlük: Lider, davranışında bütünlüklü ve dürüsttür. Hassasiyet: Başkaların yeteneklerine güvenir lider; onların ellerinden geleni ortaya koymalarına meydan açar. Belirsizlikten yılmamak: Lider, kaosa anlam veren, belirsizlikten ürkmeyen, aksine bunlardan kuvvet bulan kişidir. Ortada olmak: Lider, örgütün dört bir yanında hazır ve nazırdır. Sorar ve kendine sorulmasına fırsat verir. Sabırlıdır. Sorunları dinler, nüansları yakalamaya çalışır. Mizah duygusu: Lider şefkatli bir mizah duygusuna sahiptir; birçok bakış açısı hesaba katan geniş bir perspektifi vardır. İlişkilerde cesaret: Yeri geldiğinde sert kararlar vermekten çekinmez. Acımasız dürüstlük içinde hareket eder. Cesaret, takva, beceri ve cömertliği haftaya konuşalım. Yeni Şafak
Mustafa ÖZEL
|
MUSTAFA ÖZEL’in yazısı Klasik komutan Çagdaş lider Kadim çağların devlet, ordu ve az da olsa şirket yönetimiyle ilgili vazedilmiş ilkelerinin birçoğu günümüz siyaset ve ekonomi dünyaları için de geçerlidir. Hun hükümdarı Atilla, Moğol hakanı Cengiz veya Çin bilgesi Lao Tzu’nun savaş (strateji) sanatıyla ilgili sözlerinin bugün Batı yöneticilik dünyasında adeta ezberleniyor olması sebepsiz değildir. ”Enbaü’l-yevm mislü enbaü’l-ems, lâ cedid tahteş-Şems” demiş Araplar: Bugünün haberleri tıpkı dünküler gibidir; güneş altında yeni birşey yok! Çağdaş bir Arap ilim adamı, el-Kıyâdetu’l- Askeriyye fi Ahdi’r-Rasûl adlı itinalı çalışmasında, İslamiyette komutanlığın (askeri liderliğin) beş temel niteliğini şöyle sıralıyor: 1. Kıdem ve fedakârlık; 2. Tecrübe; 3. Cesaret ve takvâ; 4. Beceri; 5. Cömertlik. Bu nitelikleri, çağdaş yönetim bilimcilerin şirket liderlerinde aradıkları niteliklerle karşılaştırmak öğretici olabilir. Kıdem ve fedakârlık çok önemlidir Komutanın birinci vasfı, Müslümanlığı daha önce kabul etmiş ve inancı uğrunda fedakârlık yapmış olmakla temayüz etmektir. Mesela, Mûte savaşında herkes (tecrübe ve cesaretine binaen) Halid bin Velid’in komutan olması beklerken, Resûllulah komutanlığa önce Zeyd bin Hârise’yi, sonra da başkaları tayin etmişti. Bunun sebebi, Hz. Halid’in inanç dairesine yeni girmiş olmasıdır. Diğer komutanların iman ve fedakârlıkları ise, o zamana kadar tescil edilmiş bulunuyordu. İtimat, ölüm kalım meselelerinde başka her şeyden önce gelir. Warren Bennis, liderliğin en temel bileşenlerinden birinin itimat olduğunu söyler. ”Bazıları liderlerin insanları sürükleyebilmelerinin sebeninin karizma olduğunu söylerler. Ben aynı kanaatte değilim. Tanıdığım şirket liderlerinden çoğunun hiç te karizması yoktu, ama sayısız insanı peşlerinden sürükleyebiliyorlardı. Bunlar, beraber çalıştıkları insanlarda imrenilecek bir itimat ve sadakat duygusu uyandırmışlardı. İnsanları böylece kendi saflarına çekmekle, örgüt kültürlerinde gerekli değişiklikleri yapabilmekte, rehber vizyonları hayata geçirebilmekteydiler.” Bennis’e göre, itimadı doğuran şeyler şunlardır: Karakter değişmezliği. Liderler ne tür şaşırtıcı hadiselerle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, kendi adamları şaşırtacak hareketlerden uzak durmalıdırlar. Rüzgârgülü olmak onlara göre değildir. Ahenk. Liderler, özü sözü bir olanlardır. Açıkladıkları teorik fikirlerle, yaşadıkları hayat arasında uçurum yoktur. Güvenilirlik. İşe yarar zamanda, elemanların arkasındadırlar; onları yalnız bırakmazlar. Dürüstlük. Lider, taahhüt ve vaatlerini tutan adamdır. Tecrübe, dindarlıktan önce gelir! Komutan olacak kişinin geniş askeri tecrübesinin olması, savaş strateji ve taktiklerini iyi bilmesi gerekmektedir. Hz. Peygamber’in şöyle dediği rivayet edilir: ”Bir toplulukta, onların başına komutan olarak atadığım kişiden daha hayırlı kimseler bulunabilir. Ancak, o kişi, topluluğun en uyanık ve savaşı en iyi bileni olması yüzünden bu göreve getirilmiştir.” Dolayısıyla Hz. Peygamber, komutan atanırken dini hususlarda daha faziletli olma özelliğinden çok, askerliği iyi kavrama ve savaş idaresi konusunda basiretli olma özelliğinin dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Hz. Peygamber, aralarında Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer’in de bulunduğu ordunun başına Amr bin As’ı atadı ve Zâtü’s-Selâsil’e gönderdi. Muharebe yerine vardıklarında, Amr ateş yakmamaları emretti. Bunun üzerine sinirlenen Hz. Ömer, komutana saldırmaya kalkıştı. Hz. Ebubekir ona engel olarak, ”Rasulullah, Amr’ı senin başına savaş yönetmeyi daha iyi bildiği için seçti” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer sakinleşti. Yukarıda anılan Mûte savaşında, kıdemi dolayısıyla komutan atanmayan Hz. Halid, muharabenin ileriki safhalarında ashâb tarafından komutanlığa seçilmiş ve büyük bir ustalıkla (askerin ön ve arka safları yer değiştirip, düşmana yeni bir ordu korkusu vermek suretiyle) savaşı kazanmıştı. Max DePree’nin liderlik için şart koştuğu 12 niteliğin çoğu tecrübeyle kazanılmıştır. Bunları şöyle sıralayabiliriz: -Tefrik kabiliyeti: Lider keskin bir içgörü, marifet ve yargıgücüne sahiptir. -İnsan ruhundan anlamak: Lider, insan ruhunun kıvrımları okur; ihtimam, özlem ve mücadeleleri iyi anlar. -Zaman bilinci: Lider geçmişi anlar, bugünü hesaba katar, geleceğe saygı duyar. Bugünle yarın arasında mütemadiyen mekik dokur. Ve kendinden öncekilerin tecrübesini daima akılda tutar. -Fikri enerji ve tecessüs: Lider kendinden geçercesine, vecd içinde öğrenme sorumluluğunu hisseder. - Öngörülebilirlik: Lider kapristen uzaktır; insanları şaşırtan davranışları olmaz. Vizyon genişliği: Örgütün neler başarabileceğine dair liderlik vizyonu, bütün katılımcıları hesaba katacak kadar geniş olmalıdır. Bütünlük: Lider, davranışında bütünlüklü ve dürüsttür. Hassasiyet: Başkaların yeteneklerine güvenir lider; onların ellerinden geleni ortaya koymalarına meydan açar. Belirsizlikten yılmamak: Lider, kaosa anlam veren, belirsizlikten ürkmeyen, aksine bunlardan kuvvet bulan kişidir. Ortada olmak: Lider, örgütün dört bir yanında hazır ve nazırdır. Sorar ve kendine sorulmasına fırsat verir. Sabırlıdır. Sorunları dinler, nüansları yakalamaya çalışır. Mizah duygusu: Lider şefkatli bir mizah duygusuna sahiptir; birçok bakış açısı hesaba katan geniş bir perspektifi vardır. İlişkilerde cesaret: Yeri geldiğinde sert kararlar vermekten çekinmez. Acımasız dürüstlük içinde hareket eder. Cesaret, takva, beceri ve cömertliği haftaya konuşalım. Yeni Şafak
Mustafa ÖZEL
|