Bir öğretmenden öğretmenliğe bakış...

  • Konbuyu başlatan ummuhan1977
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Mesleğiniz kategorisinde ummuhan1977 tarafından oluşturulan Bir öğretmenden öğretmenliğe bakış... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,707 kez görüntülenmiş, 19 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Mesleğiniz
Konu Başlığı Bir öğretmenden öğretmenliğe bakış...
Konbuyu başlatan ummuhan1977
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan crt
U

ummuhan1977

Kullanıcı
26 Eyl 2008
En iyi cevaplar
0
0
Muğla
Ben bir öğretmenim ve mesleğimle gurur duyuyorum her ne kadar başka bir alanda çalışmak istesem de bu meslekte yedi yılımı devirdim.

Tüm mesleklere saygım vardır ve her meslek eminim şeref duyulacak yönleriyle donatılmıştır. Çünkü hepsi alın teri hepsi emek demektir.

Öğretmenliğe gelince hakkında çok konuşulan, çok şey yazılıp çizilen bir meslek. Bazen çok takdir edilip dikkate alınmayan, bazen ana meslek diye ilan edilip evin dışına itilen bir meslek…

Öğretmenlik mesleğini sevdiren genelde öğretmenlerimiz olmuştur. Bilirsiniz ilkokul sıralarında başlar bu mesleğe hayranlığımız. Ya başka bir meslek bilmediğimizden ya öğretmenimizi çok sevdiğimizden ya da öğretmen olmak istediğimizden… Çünkü öğretmenlik güzel ve kolay bir meslek gibi gelirdi gözümüze. Biz imtihanlarla bocalayıp dururken öğretmenimiz masasında oturup keyif çatıyor diye düşünürdük o zamanlar… Yaşıtlarımı bilmem ama en azından ben öyle düşünürdüm. Oh ne rahat, ne ev ödevi var,ne imtihana giriyor diye düşünürdüm. “inşallah siz de öğretmen olursunuz da o zaman anlarsınız” diye ettiği bedduayı biz dua diye algılar “aman hocam inşallah!” derdik sınıfça koro halinde… Onun ev ödevi vermediği günler cennetten bir gün gibi gelirdi bana. Sen kalk deyip de tahtaya kaldırdığı dakikalar bitmek tükenmez işkence anlarım olurdu. Ama dersime çalışıp hazırlıklı olduğum zamanlar ise kendimi kaldırtmak için yapmadığım maskaralıklar kalmazdı. “öğretmenim öğretmenim beni kaldırın ne olur…” Tabi bu anlattığım dönemler ilkokul dönemlerime rastlamaktadır…

Öğretmen gözümüzde dağlar kadar büyürdü o zamanlar. O her şeyi bilen, eşi bulunmaz, sözünden asla çıkılmaz bir varlıktı, söylediği her şey doğru idi, kanun idi bizim için. Onun sevdiklerini sever, onun sevmediklerini sevmez, takdir ettiklerine hayran olur etmediklerinin yanına bile yaklaşmazdık. Onun yanlış söylediği nerde görülmüş?… Hatta ben biraz daha ileri gider,onu insanüstü bir varlık olarak görür, sıradan insanlar gibi yiyip içtiğini, sohbet ettiğini, üzüldüğünü görünce hayret ederdim. Tabi küçüğüz, yeni yeni keşfediyoruz hayatı o zamanlar!

Fakat çocuk aklımla gözümde bu kadar büyüttüğüm, yücelttiğim bir ilkokul öğretmenimin beni bir gün haksız yere cezalandırmasını hiç unutmam. O gün bu mesleğe olan inancım birden bire darmaduman olmuştu. Belki mesleğe olan inancım değil de öğretmenlik şahsına bürünen o zata karşı inancım zedelenmiştir diye düşünüyorum şimdi ama o zamanlar bir tokat tüm hayallerimi, tüm sevgilerimi almıştı elimden. Öğretmenlik mesleğini hala seviyordum fakat karşımda duran, öğretmenim olan o zat birden bire büyü yok olmuşçasına, değerini kaybetmişti gözümde. Sıfır olmuştu birden bire gözümde… Sevgim bir anda nefrete dönüşmüştü… Artık ondan uzaklaşmaya, onu sevmemeye, onun sevdiklerini sevmemeye, onun takdir ettiklerini takdir etmemeye başlamıştım. Onu gördüğüm yerde yüzümü çeviriyor, sıcaklığımı, sevgimi artık ona göstermiyordum. Tüm bunları o gün bir tokat yapmıştı… İnanır mısınız o anı hala unutmam ve çocukluk aklımla düşündüğüm o duyguları hala beslerim kendisi için ne yazık ki. Saygınlığını bir kere kaybetmişti gözümde çünkü….Değerini yitirmişti. Attığı tokadın neleri alıp götürdüğünden habersiz benden hala kendisine saygı duymamı bekleyen öğretmendi işte o…O hala habersiz ve ben hala unutmadım!… Ne yazık ki giden geri gelmiyor, yıkılan kolay tamir olmuyordu. Belki duygularım tamir olabilir, kırılan gururum geri gelebilirdi o an ama o hiç açıklama yapma gereği bile bulmamıştı attığı tokadın!  Neden bana açıklama yapmamıştı sanki? Neden saygı duymamıştı bana? O küçük kalbime neden değer vermemişti? Onu çok sevmiştim ama o bana bunu neden yapmıştı? Saygın değil miydim gözünde? Hiç mi değerim yoktu?

İşte küçük kalbimle bunları geçirmiştim aklımdan!

Öğretmenlik mesleği bu kadar ince ve dikkat isteyen bir meslekti işte! İki ucu keskin bir meslek! Saygınlığı, güzelliği mesleği icra edenlere bağlı olan bir meslek! İyi bir öğretmen hem kendisine hem de çevresine sonsuz iyilik ve güzellikler sunar. Onun bir gülümsemesi, bir selam vermesi, bir baş okşaması, bir teşekkür ederim, bir aferin, çok başarılısın, sen yaparsın, başarırsın demesi belki öğrettiği bilgilerden de çok daha derin ve kalıcı etki bırakır minik kalplerde. Bunu o fark etmez belki ama minik kalpler için yeni bir çağın başlangıcı olur mutlaka bu!

Fakat yaptığı bir yanlış hareket, söylediği bir çirkin söz, attığı bir tokat, bir değer vermezliği, bir umursamazlığı, bir hor görmesi, bir dövmesi dünyaların yıkılması gibi bir etki bırakır minik kalplerde. .Ona ve mesleğe olan inancı alır götürür. En kötüsü de minik kalplerde bıraktığı kalıcı iz. O hiç kaybolmuyor ve nesilden nesile aktarılıyor ne yazık ki. Okullarda yaşayan öğretmen veya öğrencilerin yaralanma hatta daha kötüsü ölümlerine kadar giden olaylara bakacak olursanız yapılan yanlış bir davranışın ya da söylenen çirkin bir sözün öğrencileri ne kadar derinden etkileyebileceğini anlayabilirsiniz. Öğretmenin sözü kılıç gibidir. Söylediği bir kelime bile insanı veli ya da deli edebilir.

Neden bu meslek toplum içinde saygınlığını yitiriyor diye soranlara lütfen kendinize dönüp bir bakın demek geliyor içimden! Korkutarak, alay ederek, bağırarak ve ite kalka öğrettiklerimiz buzun üzerinde yazı yazmaya benzer. Öğrenciler üzerinde asla kalıcı bir etki bırakmaz… Bıraktığı tek etki korku, endişe, öfke, nefret… Sevgiyle öğrettiğiniz bir kelime, korkutarak öğrettiğiniz bin kelimeden daha kalıcıdır.

Tatil dönemi gelince neden öğrencilerimiz okuldan kurtulduğuna seviniyor? Bu nasıl durum ki sevgi, şefkat, ilim yuvası bildiğimiz ya da öyle olduğunu sandığımız okullarımız nefret yuvalarına, kaçmak için fırsat kollanan yerlere dönmüş! Bizler kendi dertlerimizle hasbıhal olurken bu kutsal mesleği günden güne tükettiğimizin yok ettiğimizin o güzelim okullarımızı cezaevi kovuşlarına çevirdiğimizin farkında değiliz, yazık!

Şimdi ben de öğretmenim… Kendimi kaybederim de bilmeden öğrencilerimi kendilerinden, benden, okullarından soğuturum, çocukluk öğretmeninin düştüğü hataya düşerim diye ödüm kopuyor. İyi ki rehber öğretmenim diyorum bazen kendi kendime. En azından onlara psikolojik danışmanlık ve rehberlik ediyorum. Öğrencilerimi seviyor, onlara değer veriyor, her sorularına sabırla cevaplar veriyor, birinin bile gururu incinmesin diye çabalıyorum. Umarım farkında olmadan yaptığım bir hata yüzünden onların küçük kalplerini kırmamışımdır. Bu mesleğe karşı hayallerini yıkmamışımdır. Bana ve kendilerine olan saygılarını zedelememişimdir. Özgüvenlerini baltalamamışımdır!


Ümmühan Yaşar
Rehber öğretmen
psikolojik danışman



 
U

ummuhan1977

Kullanıcı
26 Eyl 2008
En iyi cevaplar
0
0
Muğla
Bu arada tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü kutluyorum.....
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Küçükken yaşamış olduğu üzücü durum biranda öğretmenliğe bakış açısını değiştirmiş  ama ne güzel ki öğretmen olmasını engellememiş ve kendisine hatalı gelen davranışları şimdi öğrencilerine yaşatmamaya çalışıyor,olaydan ders çıkarmış kendi payınca,isterim ki her meslek sahibi aynı hassasiyetle davransın.Bende emek isteyen,bu değerli mesleğin hakkını veren tüm öğretmenlerimizin bu özel gününü kutluyorum.Teşekkürler paylaşım için
 
M

manas

Kullanıcı
6 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Bir öğretmen olarak teşekkür ediyorum yazı için, bu büyük sorumluluğu coşkuyla zevkle taşımaktan onur ve mutluluk duyuyorum, hayattaki en büyük şansım mesleğim.
 
H

harariye

Kullanıcı
22 Eki 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
ben de bir öğretmen olarak çok teşekkür ediyorum yazınız için..
okudukça kendimi buldum yazdıklarınızda.
çok haklısınız, öğretmenlik mesleğinin ne kadar hassasiyet gerektiren bir meslek olduğunu şahsen mesleğe başladığımda farkettim..
gerçekten çok önemli..
ben de sizin öğretmenler gününüzü kutluyorum hocam :)
 
U

ummuhan1977

Kullanıcı
26 Eyl 2008
En iyi cevaplar
0
0
Muğla
çok teşekkür ediyorum efendim. en büyük endişem öğrencilerimin gün gelip de hayata umutsuz bir bakış atıp hiçbir başarı kırıntısı gösteremeden ölmeleri....

kalbi kırık palyaço

başı öne eğilmiş uzaktan boy göstermiş
gülümseyen bir yüzle kalbi kırık palyaço
sanki bizi güldüren hiç kendisi değilmiş
derinlerde ağlayan kalbi kırık palyaço

inanmadım sesine gülümseyen yüzüne
olmayan mutluluğu satıyordu peşine
dertleri dönüşmüştü sanki bir kurdeşene
anlatmak istiyordu kalbi kırık palyaço

ama dinleyen kimdi kendisini anlayan
sanki kendi değildi derdini sayıklayan
içindeki derin ses dayan palyaço dayan
sadece gülümseyen kalbi kırık palyaço

kalabalık insanlar toplantı etrafında
herkes işin gırgırında ve maskaralığında
etrafına çoşkulu kahkahalar atma aşamasında
birden yere yığıldı kalbi kırık palyaço

karnı mı aç hasta mı kimse bilmez derdini
nabzı atmaz öldü mü kim verir haberini
bir kağıda yazdı mı acaba vasiyetini
varla yok arasında kalbi kırık palyaço

hayat boyu dertlere göğüs geren palyaço
gülmeyen ama çevresini güldüren palyaço
güldürürken ruhunu teslim veren palyaço
affet bizi ne olur kalbi kırık palyaço

Ümmühan Yaşar
Rehber Öğretmen

hiçbir öğrencim kalbi kırık palyaço olmamalı...buna müsaade etmemeliyiz.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
24 Kasım Öğretmenler gününüz kutlu olsun Öğretmenlerim.
 
M

manas

Kullanıcı
6 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Teşekkür ederiz zynep. 
 
L

lavinyaa

Kullanıcı
16 Eki 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
bizleri bugünlere getiren, gecesini gündüzüne katarak dünyanın en onurlu ve en güzel mesleğini icra eden eğitim neferlerimizin, öğretmenlerimizin 'Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
 
bf

bf

Kullanıcı
31 Eki 2008
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
ben de tüm öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının öğretmenler gününü kutluyorum
 
T

TatlRya

Kullanıcı
25 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Evet. bu yazı benim duygularımı da büyük ölçüde içeriyor.
çünkü bende henüz 8. sınıfta olan bir öğrenciyim. Belki bu güne kadar hiç tokat yemedim ama tokat yiyen ağır sözler işiten bir sürü arkadaşım  hatta kardeşlerim oldu

Bende gördüğüm bu olayları kısaca paylaşmak isterim
   Bir gün bir arkadaşım ile kardeşinin sınıfında ders dinleyelim bizde o günlerimize dönelim diye düşündük ve derse girdik.Daha sınıfa girer girmez karşılaştığım olayın pek hoşuma gittiği söylenemez. Çünkü öğretmen sürekli bu miniklerden nefret ettiğini söylüyordu. Bazen onlara bağırıyordu. Bu durum o gün beni çok üzdü.

   Bir başka örneğim
7. sınıfta bir öğretmenimiz bize çok kötü davranırdı. Olur olmaz sözler söyler defterimiz düzensiz ise yırtar beyenmediği bir davranışta tokat atardı. Bu durum başıma gelmedi ama bu durumla karşı karşıya kalan arkadaşlarım oldu. Hemde bir sürü.Bu olayları gördüğüm her seferde o öğretmenime  karşı kinim daha çok arttı. Düşünün o öğretmenin dersinin olduğu günler hep korkulu geçerdi.

Bu nedenle hiç bir öğrenciye olumsuz davranışlar sergilenmemeli. Çünkü çocuklarda davranışlar öğretmenlere ve aileye göre sekilleniyor. Sonradan neden böyle oldu neden toplumumuz bozuldu demek hiç bir yarar getirmez. İnşallah bende bir gün öğretmen olursam bu durumların gercekleşmemesine cok özen göstereceğim

Bu arada öğretmenler gününüzü biraz gecte olsa kutlarım ama şunuda belirtmek isterim ki, sadece bi,r gün değil bütün günler öğretmenler için bayramdır yani öğretmenler günüdür.

Saygılarımla
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
TatlRya' Alıntı:
Bu nedenle hiç bir öğrenciye olumsuz davranışlar sergilenmemeli. Çünkü çocuklarda davranışlar öğretmenlere ve aileye göre sekilleniyor. Sonradan neden böyle oldu neden toplumumuz bozuldu demek hiç bir yarar getirmez. İnşallah bende bir gün öğretmen olursam bu durumların gercekleşmemesine cok özen göstereceğim



Saygılarımla
Kutlarım seni, bu yaşında kendini ve görüşlerini bu kadar duru bir dil ve doğru bir imla kullanarak ifade edebildiğin için.
Yaşadığın olaylara gelince; zaten bir rehber öğretmenimiz bu durumdan şikayetçi yazılar yayınlıyorsa, ne yazık bu sıkıntı yıllardır süregelen ve her türlü cezai yaptırıma karşın bir türlü önlenemeyen, hiç hoş olmayan öğretmen davranışları.
Benim üniversiteye girdiğim yıllarda, sınav tekti ve 18 tercih yapardık, puanımız hangisine tutuyorsa, o fakülteye yerleştirilirdik.
O zamanlar aileler çocuklarına şunu söylerlerdi;
"Aman bir iki de öğretmenlik bölümü yaz son tercihlerine, açıkta kalma!"
Ne kadar yanlış!
Öğretmenlik çok zor meslek ve kişinin bu mesleği "açıkta kalmamak" için değil, gerçekten sevdiği, istediği için yapması gereken bir meslek.
Sanırım halen, puanı en düşük fakülteler sıralamasında.

Bir film izlemiştik, belki yaşı küçük olanlar anımsamaz, Kemal Sunal'ın bir öğretmeni canlandırdığı bir filmdi.
Maddi zorlukları, geçim sıkıntısından yaptığı ek işler mizahi bir dille anlatılıyor ama korkunç bir trajediyi gözler önüne seriyordu.
Bizim ülkemizde öğretmenlere tanınan maddi haklarda çok kısıtlı.
Bir yandan en önemli olgu "eğitim" diyoruz, bir yandan eğitmen, öğretmenleri hor gören bir sistem!
Ve bu sistem sonucu yaygınlaşan özel ders vermeler, dersane öğretmenliğini tercih edenler vs vs...

Öğretmenlerin içinde bulundukları durumları anlayabiliriz ama elbette bu olumsuzlukların acısını öğrencilerden çıkarma durumunu affedemeyiz.
Dediğim gibi, öğretmenlerin ne zaman "gerçek anlamda saygınlığı" teslim edilirse, o zaman bu tip sorunların üstesinden gelmeye başlanabilecektir, düşüncesindeyim ben.
 
T

TatlRya

Kullanıcı
25 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Düşüncelerinize bende katılıyorum ve ayrıyetten paylaştığınız için de teşekkür ediyorum.

 
0

007ramço

Kullanıcı
7 Ara 2008
En iyi cevaplar
0
0
bende şu an sınıf öğretmenliğ son sınıf öğrencisiyim hocam Yazınız sa
 
Ş

şeyda1

Kullanıcı
21 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Ben 18 yıldır öğretmenim.Bu mesleği seçeceklere mesleği özet geçmek isterim.Öncelikle TANRI mesleğidir.Amaa,bu mesleği layığı ile yaparsanız,sizi tüketir.Öğretmen olacaklar,faranjit ,mide hastalıkları,stres bozukluğu,bel fıtığı ve migrene hazırlıklı olsun.Dışarıdan görüldüğü gibi rahat değildir.Tek ödülü çocukların defterleriniz arasına bıraktığı güzel notlardır.Sık sık göz yaşı dökecek kadar sinirleriniz bozulabilir.
 
opordace

opordace

Kullanıcı
15 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
ben  4 yıllık bir öğretmenim ama şimdiden mesleğimin ne kadar zor ve insani bir haykli tketen bir meslek olduğunu mağlesef anladım.Bizim öğrencilik yıllarımızda öğretmen ulaşılamayandı ve onun her dokuuşu bize ilaç gibiydi ve paylaşılamazdı.Şimdi bakıyorumda bir iki nesil arasında bu kadar mı fark olur,öğrencilere yaklaştıkça bir o kadar içinde çıkılmaz hal alıyor herşey,bence bugünün çocuklarına ve bundan sonraki çocuklara daha farklı bir eğitim psikolojisi uygulamak gerekiyor;çünkü öğrendiğimiz psikoloji benim gördüğüm öğrencilerde hiç bir işe yaramıyor ve bu kadar kısa bir sürede tükenmeye başladğımı hissediyorum ve bu durum acayip derecede acıtıyor canımı,
 
longcoming

longcoming

Kullanıcı
10 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
Adana
Ben bir İngilizce öğretmeniyim.
Türkiye de öğretmenlerin maddi manevi hakettikleri değeri alamamaları beni sürekli yaralıyor.
Halktan birine sorsan,memurluk işte.Aç bırakmaz zengin etmez.
Bir Tofaş araban,emekli ikramiyenle de bir evin olur harhalde der.
Yani dürüst olmak gerekirse,bizde öğretmen de,eğitim de hakettiği öneme kavuşmuş değil diye düşünüyorum.
Öğretmenden sürekli eriyerek etrafa ışık veren bir mum olması isteniyor.
Ama unutmamak gerekir ki,mum dibine de  ışık vermiyor.
 
M

muraturkom

20 yıl olmuş ne çabuk geldi geçti , öğretmenlerin davranışları hep gençler gibidir çünkü onlarla iç içesisiniz. kutsal olduğu kadar sorumluluğu çok ağır bir meslek. öğrencilerimize sevgi hoşgörü içinde ders vermeliyiz. birçok olumsuzluklar üzerimize yapışık biçimde okula gittiğimiz doğru maddi ailevi vb. sorunlar dolu hepimimizde ama onlar yine de öğrencilerimiz daima en iyi olan herşeye layık. inanın ücreti falan bir kenara bırakıp onlara daha fazla ne verebilirizden vazgeçmeyelim.
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Çok istediğim öğretmenlik hayalimi gerçekleştirememenin acısını  hala içimde taşıyorum.
  Başöğretmen ATATÜRK' e layık  çağdaş bir toplumun  esas ana neferleri siz öğretmenlerimiz
  çağdaş nesilleri yetiştirecek olanlarsa yine sizlersiniz.
  Başarılar diliyoruz : )
 
Üst