A
ayben
Ben" diye neye diyoruz?
Bedenimize diyoruz.
Gerçek bu değil.
Bu, var oluşun en büyük yanılgısıdır.
İnsanoğlunun geçmiş ve gelecekteki tüm sorunlarının tüm acılarının tek kaynağı, kendini beden olarak kabullenmiş olmasıdır.
Peki gerçek ben nedir?
Ben, sonsuz sükûnettir.
Ben, sınırsızlıktır.
Ben, tam özgürlüktür.
Ben, benzersiz ve eşsizdir.
Ben, maddesel anlamda şekilsiz ve görünmezdir. O, hiçliktir. Buna rağmen vardır ve tek gerçektir.
Ben, hiçbir şekilde yıkılmayan, dağılmayan, incinmeyendir.
Ben, sınırsız dikkat, sınırsız farkında oluştur.
Ben, mutluluktur.
Ben, adalettir.
Ben, güzelliktir.
Ben, sevgidir.
Ben, şefkattir.
Ben, aşktır.
Ben, coşkudur.
Ben, dengedir.
Ben, âhenktir.
Ben, keskin ve kusursuz adalettir.
Ben, tamamen korkusuzdur.
Ben, ölümsüzlüktür. Zamana ve mekâna bağlı değildir.
Ben, sonsuz enerji, sonsuz güçtür.
Ben, tüm evrenlerin tek hâkimidir. Başka hâkimiyet ve güç kabul etmez ve izin vermez.
Ben, tam farkındalıktır.
Ben, acı, keder, sıkıntı ve pişmanlıktan tamamen özgür oluştur.
Ben, sonsuz hafiflik ve sonsuz huzurdur.
Ben, hem varlık hem yokluktur.
Ben, herhangi bir kişilik değildir, Ben, kişiliksizdir.
Ben, sonsuz yalnızlık, buna rağmen sonsuz kendine güvendir.
Ben, sonsuz zekâdır.
Ben, sonsuz akıldır.
Ben, sonsuz bilginin tek kaynağıdır.
Ben, hiçbir şeye ihtiyacı olmayıştır.
Ben, tüm varoluşun, herşeyin, herkesin tek yaratıcısıdır. Aynı zamanda tüm varoluştan, herşeyden ve herkesten de tamamen bağımsız oluştur.
Ben, hatasız ve eksiksiz oluştur.
Ben, her an hazır oluştur.
Ben, her an ölmek, her an doğmaktır.
Ben, sonsuz renkliliktir, tüm tekdüzeliklerden tamamen uzak oluştur.
Ben, her an renkli, her an bambaşka oluştur.
Ben, asıl mükemmelliktir.
Ve "Ben"i bir beden olarak kabul ettik. Doğal olarak Ben, bütün saydığımız özelliklerini beden ile sürdürmeye çalıştı. Bedenin sınırlı ve ölümlü, incinebilir oluşu buna eklendi. Böylece beden, "Ben"den gelen enerjiyi ve gücü kullanarak kendinden başkasını önemsemeyen, yaptıklarını ve düşündüklerini doğru zanneden, çelişkili, karmaşık vahşi, yıkıcı, bölücü, duyarsız, anlayış ve hoşgörüden uzak, acı çeken ve çektiren , arzu ve korkunun pençesinde yaşamını sürdüren bir varlık haline geldi.
Bu, doğal bir sonuç. Tek ve en önemli hatamız, Ben dediğimiz " sınırsızlığı " beden dediğimiz " sınırlılık " ile bir görmemizdir.
Burada sâdece sözcükler var. Bu sözcükleri okumak ya da duymakla onları anlamış olmadınız. Çünkü hiçbir söz veya sözcük herhangi bir şeyi anlatamaz. Sadece anlatılmak istenen şeyi işaret ederler. Söylenenleri anlamanız, onlara şâhit olmanız ve onları yaşamanızla mümkündür. Onları yaşamanız da tam farkındalık ile mümkün. Tam farkındalık ise kendiniz dâhil her şeyi tamamen özgür bırakmakla çalışır.
Alıntıdır