G
gokhankonuk
Kullanıcı
Baltamızı bilemek kendimizi tanımak...
İki arkadaş, bir ormanda ağaç kesiyorlardı. Birincisi sabahları erkenden kalkıyor, ağaçları kesmeye başlıyor, bir ağıcı devirir devirmez, hemen ötekini kesmeye başlıyordu. Dinlenmek bir yana, öğle yemeği için bile kendine zaman ayırmıyordu. Akşamları ise arkadaşı eve döndükten sonra da çalışması sürdürüyor, ondan birkaç saat sonra evine dönüyordu.
İkinci adam, ağaç keserken zaman zaman dinleniyordu. Akşam hava kararmaya başladığında ise, daha fazla çalışmaya gerek duymuyordu, gecenin karanlığı bastırmadan evine dönüyordu. İkisi de çalışmaları bir hafta bu biçimde sürdürdükten sonra ne kadar, ağaç kestiklerini saymaya başladılar.
Sonuç, ikinci adam için değil ama, birinci adam için çok şaşırtıcı çıktı. Çünkü arkadaşı, kendisinden daha çok ağaç kesmişti.
Birinci adam öfkelenerek ”Nasıl olabilir bu, böyle?” dedi. ”Ben senden daha çok çalıştım. Senden daha erken başladım işe, senden daha geç döndüm eve… Üstelik, gün boyu sen durup durup keyfine bakarken, ben soluk almaksızın sürdürdüm çalışmamı… Nasıl oluyor da, sen benden daha çok ağaç kesiyordun?”
İkinci adam, öfkeli arkadaşı gülümsemeyle yanıtladı:
”Ortada anlaşılmayacak bir şey yok ki” dedi. ”Sen durmaksızın çalışırken, ben arada dinleniyor, bu arada da bir yandan baltamı biliyordum. İnsanın baltası keskin olunca, daha az çabayla kesebiliyor ağaçları…”
Kişisel yaşantımızda ”baltamızı bilemek”, kendimizi geliştirmemizdir. Dış dünyanın koşuşturmacaları arasında kendimize zaman ayırıp,kısaca da olsa, yaşamamızı gözden geçirmemiz, bizi günün ilerideki saatlerinde daha güç ve daha etkin yapacaktır. Çünkü bu süre içinde kendimizi daha iyi tanıyabilme olanağına sahip olabileceğiz ve… Eksik ya da zayıf bulduğumuz yanlarımızı tamamlayıp, geliştirebileceğiz. Kendimize zaman ayırmak, kişilimizin güçlenmesi için ”olmasa olmaz” bir koşuldur.
İki arkadaş, bir ormanda ağaç kesiyorlardı. Birincisi sabahları erkenden kalkıyor, ağaçları kesmeye başlıyor, bir ağıcı devirir devirmez, hemen ötekini kesmeye başlıyordu. Dinlenmek bir yana, öğle yemeği için bile kendine zaman ayırmıyordu. Akşamları ise arkadaşı eve döndükten sonra da çalışması sürdürüyor, ondan birkaç saat sonra evine dönüyordu.
İkinci adam, ağaç keserken zaman zaman dinleniyordu. Akşam hava kararmaya başladığında ise, daha fazla çalışmaya gerek duymuyordu, gecenin karanlığı bastırmadan evine dönüyordu. İkisi de çalışmaları bir hafta bu biçimde sürdürdükten sonra ne kadar, ağaç kestiklerini saymaya başladılar.
Sonuç, ikinci adam için değil ama, birinci adam için çok şaşırtıcı çıktı. Çünkü arkadaşı, kendisinden daha çok ağaç kesmişti.
Birinci adam öfkelenerek ”Nasıl olabilir bu, böyle?” dedi. ”Ben senden daha çok çalıştım. Senden daha erken başladım işe, senden daha geç döndüm eve… Üstelik, gün boyu sen durup durup keyfine bakarken, ben soluk almaksızın sürdürdüm çalışmamı… Nasıl oluyor da, sen benden daha çok ağaç kesiyordun?”
İkinci adam, öfkeli arkadaşı gülümsemeyle yanıtladı:
”Ortada anlaşılmayacak bir şey yok ki” dedi. ”Sen durmaksızın çalışırken, ben arada dinleniyor, bu arada da bir yandan baltamı biliyordum. İnsanın baltası keskin olunca, daha az çabayla kesebiliyor ağaçları…”
Kişisel yaşantımızda ”baltamızı bilemek”, kendimizi geliştirmemizdir. Dış dünyanın koşuşturmacaları arasında kendimize zaman ayırıp,kısaca da olsa, yaşamamızı gözden geçirmemiz, bizi günün ilerideki saatlerinde daha güç ve daha etkin yapacaktır. Çünkü bu süre içinde kendimizi daha iyi tanıyabilme olanağına sahip olabileceğiz ve… Eksik ya da zayıf bulduğumuz yanlarımızı tamamlayıp, geliştirebileceğiz. Kendimize zaman ayırmak, kişilimizin güçlenmesi için ”olmasa olmaz” bir koşuldur.