K
Kristal
ATATÜRK'ÜN LAİKLİKLE İLGİLİ SÖZLERİDin vardır ve lâzımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var.
Malzemesi iyi; fakat bina, uzun asırlardır ihmale uğramış.
Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek
lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı unsur
-tefsirler, hurafeler- binayı daha fazla hırpalamış. Bugün
bu binaya dokunulamaz, tamir de edilemez. Ancak zamanla
çatlaklar derinleşecek ve sağlam temeller üstünde yeni bir
bina kurmak lüzumu hasıl olacaktır.
1922
Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta
serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye
muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet
işleriyle karıştırmamağa çalışıyor; kaste ve fiile dayanan
taassupkâr hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat
vermeyeceğiz.
1922
Ey arkadaşlar! Tanrı birdir, büyüktür; tanrısal inanışların
belirtilerine bakarak diyebiliriz ki: İnsanlar iki sınıfta,
iki devirde mütalâa olunabilir. İlk devir insanlığın çocukluk
ve gençlik devridir. İkinci devir, beşeriyetin erginlik
ve olgunluk devridir.
1922
İnsanlık birinci devirde tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir
genç gibi yakından ve maddaî vasıtalarla kendisiyle meşgul
olunmayı gerektirir. Allah, kullarının lâzım olan olgunlaşma
noktasına erişinceye kadar içlerinden vasıtalarla dahi kullariyle
meşgul olmayı tanrılık özelliğinin gereklerinden saymıştır.
Onlara Hazreti Âdem Aleyhisselâmdan itibaren bilinen ve
bilinmeyen sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler
ve elçiler göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasiyle
en son dinî, medenî gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla
aracı ile temasta bulunmağa lüzum görmemiştir. İnsanlığın
kavrayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması sayesinde
her kulun doğrudan doğruya tanrısal düşüncelerle temas kabiliyetine
eriştiğini kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki, Cenabı
Peygamber, peygamberlerin sonuncusu olmuştur ve kitabı,
en eksiksiz kitaptır.
1922
Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi
tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun
yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır.
Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir
derviş, Uhud Muharebesinde en büyük bir komutanın yapabileceği
bir plânı nasıl düşünür ve tatbik edebilir?
1923
Tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten
bir ilim olmalıdır. Bu küçük harbte bile askerî dehâsı kadar
siyasî görüşüyle de yükselen bir insanı, cezbeli bir derviş
gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih çalışmamıza
katılamazlar. Muhammed bu harb sonunda çevresindekilerin
direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak,
galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde
müslümanlık diye bir varlık görülemezdi.
1923
Bizim dinimiz en mâkul ve en tabiî bir dindir. Ve ancak
bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olması
için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lâzımdır. Bizim
dinimiz bunlara tamamen uygundur.
1923
Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla alâkası olmadığını
bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir
olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış
yorumu yapanların amacı, İslâmların kâfirlere esir olmasını
istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca
olmak sarıkla değil, beyinledir.
1923
Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı
tavsiye etmez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların
ve milletlerin değer ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor.
1923
Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır.
Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca
takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın
menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur.
Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, islâmın menfaatine
uygunsa kimseye sormayın. O şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz
aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı,
son din olmazdı.
1923
Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği
ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate
nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı,
ilerlemeye mâni hiçbir şey ihtiva etmiyor.
1923
Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir.
Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalb ve vicdanından
çekip alamamıştır ve alamaz.
1923
Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti
şeyhler, dervişler, müritler, mensublar memleketi olamaz.
En doğru ve en hakikî tarikat, medeniyet tarikatıdır.
1925
Bizi yanlış yola sevkeden soysuzlar bilirsiniz ki, çok kere
din perdesine bürünmüşler, sâf ve temiz halkımızı hep din
kuralları sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz,
dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden,
harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten
gelmiştir.
1923