Anne olmadan önce sert bir yöneticiydim

  • Konbuyu başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim, Neyi, Nasıl Başardı? kategorisinde Codex tarafından oluşturulan Anne olmadan önce sert bir yöneticiydim başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,756 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim, Neyi, Nasıl Başardı?
Konu Başlığı Anne olmadan önce sert bir yöneticiydim
Konbuyu başlatan Codex
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan spiritualsigns
Codex

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
14 May 2006
En iyi cevaplar
0
48
Çanakkale
www.kendinigelistir.com
Sunset mayolarının yöneticisi, genç işkadını Ayşegül Güneş’le Anneler Günü vesilesiyle annelik ve iş hayatını konuştuk.


Adıyamanlı, 10 çocuklu bir ailenin en küçüğü; matematiğe olan düşkünlüğü nedeniyle matematik öğretmenliği eğitimi almış, üzerine de Londra’da pazarlama ve marka yöneticiliği alanında master yapmış. Birçok işkadının aksine tüm bunları yaparken 20’li yaşlarında anne olan Ayşegül Güneş’le konuştuk.

Zorlu bir eğitim alırken, bir yandan da aile şirketinde çalışmaya başlamışsınız. Sonra master ve derken daha fazla sorumluluk alarak yöneticilik. Tüm bunların üzerine anne olmaya nasıl karar verdiniz?

Ben, hayatıma biraz hızlı başladım ama bundan oldukça mutluyum. Şu an oğlumla birçok şeyi paylaşabiliyoruz. 10 çocuk sahibi olan bir annenin en küçük çocuğuyum ve annemin yaşı ne kadar ilerlemiş olsa da bizimle olduğu her an, ne kadar mutlu ve kendini güvende hissettiğini görerek büyüdüm. Bu duyguyu yaşamak için çok fazla beklemek gereksiz geldi.

OĞLUMU MUTLU EDERKEN MUTLUYUM
Çocuğunuzu büyütürken ona yeterince vakit ayırabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Oğlumla olduğum sürelerde birbirimize birçok şey verebildiğimize inanıyorum. En önemlisi onunla konuşabiliyorum, muhteşem bir iletişimimiz var ve her ikimiz de dinlemeyi bilen insanlarız. Onun gelişimini izlemek ve bu değişimleri fark edebilmek, anneliğin en büyük heyecanı. Bazen anne gibi olmam gerekse de çoğu zaman anne-arkadaş, anne-eğlence, anne-öğretmen oluyorum. Oğlumu mutlu ederken aslında ben de çok mutlu bir anne olduğumu hissediyorum. Çünkü benim oğluma verdiklerim kadar oğlumun da bana verdiği, kazandırdığı çok şey var.

Şimdi çocuğunuz, 6,5 yaşında tamamen size bağlı olduğu dönemler geride kaldı, rahatladınız mı yoksa okul vesaire sosyalleştiği organizasyonlarda kontrolün sizden çıktığını düşünüp daha çok endişeleniyor musunuz?
Oğlum şu an hazırlık sınıfında, hala bana bağımlı olduğu şeyler var fakat bunların boyutu değişmeye başladı. Artık beraber çok güzel şarkılar söylüyor, ders çalışıyor, resim yapıyor, spor aktivitelerine katılıyoruz. Kontrolün çok fazla elimden çıkmasına müsaade etmek istemiyorum açıkçası. Özellikle arkadaş çevresi ve ailelerini tanımak istiyorum. Bence her anne endişelidir. Önemli olan bunu ona belli etmeden durabilmek ve özgüvenini kazanmasına müsaade etmektir.

Modern kadının en büyük çelişkilerinden biri kariyerine ara vermek zorunda kalmamak için doğumu mümkün oldukça geciktirmek. Siz hem kariyerinizi hem anneliği planlarken nasıl bir öncelik listesi yaptınız?
Kariyerimde tam doruk noktaya gelmeden çocuğum olsun, belli bir yaşa gelsin, kendi özgüvenini kazansın; bebek olmaktan çıksın; bu arada ben de yavaş yavaş yükselmeye başlarım düşüncesiyle anne oldum. Ayırım yapmadan her ikisini de yürütmeye devam ediyorum. Kariyer sahibi olan kadın çocuk sahibi olamaz veya zorlanır diye bir kaide yok; sadece bir süre fedakarlık gerekli.

DİRAYETİ ÖĞRENDİM
Annelik ve işkadınlığı birbirinden zaman ve birikim olarak çalıyor mu yoksa eksiltmek yerine birbirini besleyip büyütüyor mu?
Her ikisi de birbirini tamamlıyor. Doğruyu söylemek gerekirse anne olmadan önce daha sert bir yöneticiydim; fakat bu duyguyu, gerçek sevgiyi, merhameti tattıkça daha yumuşak bir yönetici oldum. İşkadını olmamın anneliğime katkısı ise bana daha dirayetli olmayı öğretiyor, ayaklarımın üstünde durmam gerektiğini hatırlatıyor. Kendime ve oğluma güzel bir gelecek hazırlamalı, Türkiye’miz için çalışıp yurdumuza hayırlı bir evlat yetiştirmeliyim.

TÖRENİN YERİNİ EĞİTİM ALMALI
Mardin’de yaşanan katliamda aralarında çocukların da olduğu 44 kişi öldü, 70 çocuk yetim veya öksüz kaldı...
Mardin’de yaşananlar, tamamen eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Bu yüzyılda hala töre olarak benimsenen birtakım cahilliklere engel olunamıyorsa, bunun temelinde eğitimsizlik yatıyor. Eğitim seviyesi düşük tüm illerimize, tüm vatandaşlarımız imkanları dahilinde birtakım yardımlarda bulunmalı, devletimizin de desteğiyle eğitim çalışmalarını hızlandırmalıyız. Biz Adıyaman’a birçok yatırım yapıp orada ve çevre illerde sanayiyi kalkındırmak için çalışıyoruz. Ekonomik koşullarının düzelmesiyle içinde bulundukları o huzursuz, mutsuz ortamdan uzaklaşacaklardır. Onlara öldürmek yerine, kazanılacakları öğretmeliyiz...

Ekonomik koşulların düzeltilmesiyle özellikle ’töre’nin ağırlığı azaltılabilir mi?
Töre kendi ailemde tanımadığım, bilmediğim bir olay. Sebebi ne olursa olsun bir cana kıymanın anlaşılabilir hiçbir yanı yok, olamaz da. Ekonomik seviyenin düzelmesinin bu tip olayları ne kadar olumlu etkileyeceğini çok kestiremiyorum ama eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kendi adıma, içinde eğitim olan her sosyal sorumluluk çalışmasına imkanlarım ölçüsünde destek olmaya gayret ediyorum.

GÖÇÜ ÖNLEME PROJESİ
’2004 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile bir işbirliği yaptık. Kümelenme Projesi denilen belli bir işkolunun o yörede geliştirilmesi çalışmalarına Adıyaman fabrikamızla dahil olduk. Adıyaman’daki çalışma 2005 yılının en iyi kümelenme projesi seçildi. Anadolu’da sanayicilerin yapacağı bu tür yatırımlar ve entegre tesislere geçilmesi bölgedeki ekonomik sorunları çözmekte etkili olacak, göçü yavaşlatacaktır. Büyük kentlerde üretim maliyetlerinin önümüzdeki dönemde daha da yükseleceğini düşünüyorum. Dünya pazarında Çin, Mısır gibi çok ucuz üretim yapan ülkelerle rekabet edebilmek için maliyetlerini mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Bu nedenle, Adıyaman fabrikamıza çok önem veriyorum ve hem üretim maliyetlerini rekabet edebilir noktaya getirecek hem de üretim kalitesini artıracak çalışmaları ekip arkadaşlarımın, ailemin desteğiyle yürütüyorum.’


İki anneden mutluluk formülleri
Annelerin mutluluğu çok önemlidir. Mükemmel anneler çoğunlukla mükemmel çocuklar yetiştiremez. Çünkü mükemmellik adına hem kendinden hem de çocuğundan aşırı beklentileri vardır.... Ama mutlu anneler mutlaka mutlu çocuklar yetiştirir!’
Leyla Navaro’nun ’Beni Duyuyor musun?’ adlı kitabından işte böyle manidar bir alıntıyla sitelerine gelenleri selamlıyor Özlem Akdağ Pırlantı ve Fulya Kömürcü. Zira bu iki annenin kurdukları internet sitesi ’Çocukla Çocuk’ (www.cocuklacocuk.com), mutlu bir annelik deneyimi için tüm ipuçlarını da bünyesinde barındırıyor.

Adanalı, bir kız bir erkek çocuk annesi olan kimya mühendisi Özem Akdağ Pırlantı ile Kastamonulu ve iki erkek çocuk annesi olan Fulya Kömürcü’nün yolları, birinin iş diğerinin de evlilik vesilesiyle taşındıkları Kayseri’de kesişmiş. Ve iki anne bundan iki yıl önce güçlerini internet ortamında birleştirerek Çocukla Çocuk sitesini kurmuş. ’Annelerin çocuklarıyla birlikte nitelikli zaman geçirmeleri çocukların bilişsel ve duygusal yönden gelişmesinde çok etkilidir’ diyen ikili, sitelerini ’Biz Özlem ve Fulya, kendi çocuklarımız ile geçirdiğimiz zamanları herkesle paylaşmak için kurduk’ sözleriyle özetliyor. İki anne, annelikten sağlık konularına, eğitimden oyunlara, okudukları kitaplardan mutfak maceralarına yaşayarak edindikleri tüm deneyim ve duygularını sıcak ve samimi bir dille paylaştıkları internet günlükleriyle de bunu gayet güzel başarıyorlar. Dahası Çocukla Çocuk sitesi hobi, el becerileri, çocuklarla renkli faaliyetler, el yapımı oyuncaklar gibi türlü başlıklarda sunulan yaratıcı fikirlerle de zenginleşiyor. Sitenin sadık okuyucu kitlesine ve pek çok anneden siteye gelen sıcacık teşekkür mesajlara bakılırsa Çocukla Çocuk, mutlu anneler ve mutlu çocuklar yaratmak için gerçekten de güzel bir kapı arılıyor.

Yazan : GÜLAY ALTAN
Kaynak : Akşam
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Mükemmel anneler çoğunlukla mükemmel çocuklar yetiştiremez. Çünkü mükemmellik adına hem kendinden hem de çocuğundan aşırı beklentileri vardır.... Ama mutlu anneler mutlaka mutlu çocuklar yetiştirir!’
Çok güzel bir anlatım var burada, katılmamak mümkün değil.

Fakat bir taraftan erken yaşta annelik, bir taraftan kariyerini bu kadar güzel anlatacak şekilde yaşıyorsa, boğulmadan, isyan etmeden, gerçekten tebrik etmek lazım. Bunu yaşayabilenler azınlıktadır.
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Hmm yani annelik ile alakalandırılırmı bilmem ama. Tanıdığım tüm hanım yöneticiler fazlası ile sert.
Genlerindemi var dicem ama bilmiyorum. genel olmamakla beraber hanımnlar erk sahibi olduklarında fazlası ile sert olabiliyorlar.
Ve bence annelik hmm nasıl desem azıcık sertliğini azaltmış olabilir bu hanımefendinin.
Yada şöyle diyeyim bekar tüm yönetici hanımefendileri evlenip çoluk çocuğa karışmaya davet edeyim :d

Belki genele yansıyan bir yumuşama elde edilebilir.
Teşekkürler konu için.



 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Tanıdığım tüm hanım yöneticiler fazlası ile sert.
Genlerindemi var dicem ama bilmiyorum. genel olmamakla beraber hanımnlar erk sahibi olduklarında fazlası ile sert olabiliyorlar.
Katılıyorum..
Bence hayatları boyunca devamlı ezildikleri için ellerine bir erk alınca egolarını mı tatmin ediyorlar desem, geçmişin öcünü mü alıyorlar desem, o erki insanlar üzerinde kullanıyorlar sonuç olarak..
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Yani sen daha yalın ifade ettin kaptan.
İşin tuhafı bir hanımefendide sertlik cıx iyi durmuyo. hani ne derece erk sahibi olursa olsun. Alsınlar bakalım öc mü alıolar nediolarsa.
Sanki ezdikçe eziklikleri bertaraf olucakmış gibi.. ne bilim kadın erkek daha bi geniş bakmak gerekiyor hayata.
Birde bana sert derler :d kedi gibi adamım valla. ben ne hanımlar tanıdım  aman aman aman bir boğa bile o derece kızgın ve sert olamazdı vesselam.

Sert Hanımlar sertlik size yakışmıo tez elden anne olmayı deneyin bence azda olsa iyi geliomuş örnekten yola çıkıcak olursak.
 
S

spiritualsigns

Demek ki personeli çocuk olana kadar kan kustu. Bu şahsın gerçek bir yöneticilik vasfı kazanması için anne olması gerekiyormuş... Sert olmakla yönetici olunmuyor işte... iletişim ve delegasyon önemli... inanmadım başarı köksüz gelişmiyor ne yazık ki Canım Türkiyemde...
 
Üst