G
GulsahToptas
Kullanıcı
Anlayana
Köyün birini sel basmıştı. Evleri, ahırları, ağılları basan su hızla yükseliyordu. Köyün sakinleri bütün imkânlarını seferber etmiş canlarını ve mallarını kurtarmak için oradan oraya koşuşturuyorlardı.
Birden köylülerden birinin aklına caminin imamı geldi. Camiye koştu.
İmam caminin orta yerinde öylece duruyordu.
Köylü, “haydi imam efendi sen de bizimle gel de vakit varken kaçalım buradan” dedi.
İmam yerinden bile kımıldamadı.
“Ben bugüne kadar Tanrı’ya bütün varlığımla hizmet ettim, o beni kurtarır, siz kendi başınızın çaresine bakın” diye köylüye cevap verdi.
Çok geçmemişti ki hızla yükselen su camiyi de bastı, imam zorunlu olarak minareye çıktı. Birkaç köylü bulabildikleri tahtalarla alelacele bir sal yapmış, oradan geçiyordu, aralarından biri imamın minarede olduğunu fark etti. Yaklaşıp, “imam efendi haydi sen de bizimle gel” diye seslendiler.
Minarede dikilmiş duran imam yine hiç istifini bozmadı:
“Siz kendinizi kurtarın, beni Tanrım kurtarır” dedi.
Köyü basan su artık iyiden iyiye yükselmiş minarenin şerefesine doğru yaklaşmaya başlamıştı. İmam hiç hareket etmeden öylece bekliyordu.
Bu arada köye şehirden de yardım geldi.
Bir kurtarma helikopteri camiye yaklaştı. Minarenin şerefesine doğru ip merdiven sarkıtıldı.
Helikopterdekiler imama “haydi yakala şu merdiveni, seni yukarı çekeceğiz” diye işaretler ediyor, sesleniyorlardı.
Fakat imam bütün bu ısrarlara karşı yine olduğu yerden hiç kımıldamadı. “Tanrım beni kurtarır” deyip başını başka tarafa çevirdi.
Yükselen su kısa süre minareyi de tamamen örttü, imam boğuldu.
Cennetin kapısına geldiğinde, imam Tanrı ile görüşmek istediğini söyledi. Melekler onu Tanrı’nın yanına götürdüler.
“Tanrım” dedi imam, “Ben hep senin iyi bir kulun oldum. Senin yolundan hiç ayrılmadım. Ama sen beni selde kurtarmadın, boğulmaya bıraktın. Neden?..”
“Olur mu” dedi Tanrı; “ben seni kurtarmak için çok uğraştım. Önce sana bir köylünü gönderdim, sonra yine salla birlikte başka köylüleri gönderdim, en sonunda da helikopter gönderdim.
Ama her defasında da sen kurtarılmayı istemedin! Kendisini kurtarmayı istemeyen birisi için ben daha fazla bir şey yapamam ki!..”
okay gönensin
not: köşe yazısından alıntıdır..
Köyün birini sel basmıştı. Evleri, ahırları, ağılları basan su hızla yükseliyordu. Köyün sakinleri bütün imkânlarını seferber etmiş canlarını ve mallarını kurtarmak için oradan oraya koşuşturuyorlardı.
Birden köylülerden birinin aklına caminin imamı geldi. Camiye koştu.
İmam caminin orta yerinde öylece duruyordu.
Köylü, “haydi imam efendi sen de bizimle gel de vakit varken kaçalım buradan” dedi.
İmam yerinden bile kımıldamadı.
“Ben bugüne kadar Tanrı’ya bütün varlığımla hizmet ettim, o beni kurtarır, siz kendi başınızın çaresine bakın” diye köylüye cevap verdi.
Çok geçmemişti ki hızla yükselen su camiyi de bastı, imam zorunlu olarak minareye çıktı. Birkaç köylü bulabildikleri tahtalarla alelacele bir sal yapmış, oradan geçiyordu, aralarından biri imamın minarede olduğunu fark etti. Yaklaşıp, “imam efendi haydi sen de bizimle gel” diye seslendiler.
Minarede dikilmiş duran imam yine hiç istifini bozmadı:
“Siz kendinizi kurtarın, beni Tanrım kurtarır” dedi.
Köyü basan su artık iyiden iyiye yükselmiş minarenin şerefesine doğru yaklaşmaya başlamıştı. İmam hiç hareket etmeden öylece bekliyordu.
Bu arada köye şehirden de yardım geldi.
Bir kurtarma helikopteri camiye yaklaştı. Minarenin şerefesine doğru ip merdiven sarkıtıldı.
Helikopterdekiler imama “haydi yakala şu merdiveni, seni yukarı çekeceğiz” diye işaretler ediyor, sesleniyorlardı.
Fakat imam bütün bu ısrarlara karşı yine olduğu yerden hiç kımıldamadı. “Tanrım beni kurtarır” deyip başını başka tarafa çevirdi.
Yükselen su kısa süre minareyi de tamamen örttü, imam boğuldu.
Cennetin kapısına geldiğinde, imam Tanrı ile görüşmek istediğini söyledi. Melekler onu Tanrı’nın yanına götürdüler.
“Tanrım” dedi imam, “Ben hep senin iyi bir kulun oldum. Senin yolundan hiç ayrılmadım. Ama sen beni selde kurtarmadın, boğulmaya bıraktın. Neden?..”
“Olur mu” dedi Tanrı; “ben seni kurtarmak için çok uğraştım. Önce sana bir köylünü gönderdim, sonra yine salla birlikte başka köylüleri gönderdim, en sonunda da helikopter gönderdim.
Ama her defasında da sen kurtarılmayı istemedin! Kendisini kurtarmayı istemeyen birisi için ben daha fazla bir şey yapamam ki!..”
okay gönensin
not: köşe yazısından alıntıdır..