AF VE BAĞIŞLAMA

affetmek Tanrıya mahsustur

ben tanrı değilim 8)


Emin olun af ve bağışlama en güçlü iştir. Her tür hastalığa şifa verir. Zayıf insanı güçlendirir, korkak insanı cesaretlendirir, cahili bilge yapar, hüzünlü insanı sevince boğar. 

bunu da herhalde zamanında kötü bir şey yapıp affedilmeyi bekleyen bir şahsiyet yazmıştır

affederseniz yanında bir sürü bonus gelecektir tarzında bir yazı olmuş
herkes dikkat etsin affedilecek bir şey yapmasın
56hl0.png
 
Ya bu arada bir şey soracağım, arkadaşlar af ile bağışlama aynı şeydir. Neden aynı cümle içinde kullanıyoruz biri birinin devamıymış gibi?
 
dideM' Alıntı:
Ya bu arada bir şey soracağım, arkadaşlar af ile bağışlama aynı şeydir. Neden aynı cümle içinde kullanıyoruz biri birinin devamıymış gibi?

TDK bu konuda başvurabileceğimiz en yetkili kaynak sanırım ve her ikisinin anlamının aynı olduğunu yazıyor.
Ama bence, yazıya ve yorumlara dayanarak;
Bir;
Affettim seni, hadi sen yoluna ben yoluma...
İki;
Bağışladım seni ve yola birlikte devam edelim...
durumu.
Olabilir mi?
 
Zeynep ; yazdıklarına katılmamak mümkün değil.Günlük yaşamımızda o kadar çok örnek var ki senin de bahsettiğin gibi geçmişle yaşamamak...

Hemen bir bilgi aktarmak isterim; Doğan Cüceloğlu'nun yazılarında ve Televizyon programlarında da belrittiği gibi eğer birine öfke duyuyorsanız içinize atmayın o an da halletmemiz gerektiği.Aksi takdirde ilerde başka problemlerle karşılaşabiliriz.....
 
gerçekten öyle
asdxs8.gif


birisi değiştirsin

güllşşaaaaaaaah değiştir şunu :P

bence değiştirilsin 8)
didem haklı arkadaş
 
Bir;
Affettim seni, hadi sen yoluna ben yoluma...
İki;
Bağışladım seni ve yola birlikte devam edelim...
durumu.

Ama onu isteğine göre düzenleyebilirsin ablacım;

Affettim seni, hadi gel yolumuza devam edelim..
Bağışladım seni, hadi gel yolumuza devam edelim..

:) Bir fark yok aslında..
 
dideM' Alıntı:
Ya bu arada bir şey soracağım, arkadaşlar af ile bağışlama aynı şeydir. Neden aynı cümle içinde kullanıyoruz biri birinin devamıymış gibi?

Didem ikisi farklı kelimeler.

AF; Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama. Mazur görme veya görülme. Görevden çıkarılma.

BAĞIŞLAMA;Bağışlamak işi, yarlıgama, mağfiret, gufran. Hibe etme.
 
AF; Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama. Mazur görme veya görülme. Görevden çıkarılma.

BAĞIŞLAMA;Bağışlamak işi, yarlıgama, mağfiret, gufran. Hibe etme.

Nihat'cım sen bağışlamak fiilinin diğer anlamını kullanmışsın. Fakat TDK a bakarsan bir anlamı da affetmektir.
 
Gülşah' Alıntı:
Zeynep ; yazdıklarına katılmamak mümkün değil.Günlük yaşamımızda o kadar çok örnek var ki senin de bahsettiğin gibi geçmişle yaşamamak...

Hemen bir bilgi aktarmak isterim; Doğan Cüceloğlu'nun yazılarında ve Televizyon programlarında da belrittiği gibi eğer birine öfke duyuyorsanız içinize atmayın o an da halletmemiz gerektiği.Aksi takdirde ilerde başka problemlerle karşılaşabiliriz.....

Ben konuşmazdım hiç. Hep gülümserdim ve beni kırsalar bile "olur böyle şeyler" der yine gülümserdim.
Ve hep içime atardım.
Bir gün bana bir şey oldu.
Kolum uyuştu, yüzüm sanki felç oldu, tüm organlarım içimde yer değiştiriyordu sanki, terliyor ama üşüyordum. 34 yaşındaydım!
Kalp krizi sandılar çevremdekiler. (Bu konuya ilgili bir yazım var, sizlerle kendi sayfalarımda ayrıca paylaşmak isterim, çünkü gerçekten çıkarılacak dersler var.)
Ama bitti o kriz ve ertesi gün yapılan tetkiklerden sonra, bana teşhis kondu;
Panik atak!
Ve malum süreç başladı, psikiyatrik tedavi.
Henüz tedavinin başında, doktorum şu soruyu sordu bana;
"Sen hiç şikayet etmez misin?"
"Hayır." dedim.
Pollyanna'yım ya!:)
İçimde birikenler beni hasta bir insan yapmıştı. Üstelik hastalıkların en berbatına sahiptim artık. Bakın yıllarca kanser tedavisi gördüm ben ve hala sürüyor kontrollerim. Ama buna rağmen psikolojik bozukluğun en berbat hastalık olduğuna inanırım.
Tedavi sürecinde öğrendim insanlarla daha tutarlı düzgün ilişkiler kurabilmeyi.
Ve konuşarak anlaşmanın, münakaşa bile olsa, en doğru anlaşma şekli olduğunu.
Biriktirmeyin.
Konudan uzaklaştığım için özür dilerim Gülşahcım, yorumlar bu yöne dayandırdı.
 
Didem ona bakarsak AF Zimbabwe'de Güney Afrika siyah Afrikalı için kullanılan aşağılayıcı deyim.
 
Estağfurallah aslında konudan uzaklaşmadık Zeynep .

Konunun önemi daha bir pekişti.Sonuçta içimize attığımız her bir öfke bize zarar. Ve zamanla bu yük ruhumuza ağır geliyor ve zararı yine bize dokunuyor.Bazen sinir hastalığı olarak bazen başka bir hastalık olarak vuruyor ve başlıyor tedavi.

Şu nokta çok önemli gerekirse tartışalım ama saygımzı, karşımızdaki insanı rencide etmeden olmalı.
 
AF; Hayatı geçmek, takılıp kalmamak anlamındaki bir kök kelimedir. Hataya karşılık ceza vermemek, yapılan hatayı görmezden gelmek demektir ki, bağışlama ve bağışlanma sürecinin ilk basamağıdır.
 
Şu nokta çok önemli gerekirse tartışalım ama saygımzı, karşımızdaki insanı rencide etmeden olmalı.

Gülşahcım, insanoğlu sinirlenebilir, anlık fevri davranışlar gösterebilir, içinde bulunduğu ruh hali nedeniyle. Ve kırıcıda olabilir.
Herkesten aynı sakinliği beklemek doğru gelmiyor bana.
Hatta bazı konulara, tamamen ruh haline bağlı olarak farklı tepkiler verebiliriz.
Önemli olan, empati!
Zaten bunları başarsak; "AFFETMEK/BAĞIŞLAMAK" gibi kavramlar bu kadar tartışma yaratmazdı sanırım? :)
 
AF: ağız içinde çıkan yaradır.çok acır

Bağışlamak: bir kişiye kurum kuruluşa maddi yardımda bulunmaktır
asdxs8.gif
zengin insanların hava atma şeklidir
 
Empati kurmak ; evet insan bunu becerebilmeli ama insan öfkesini kontrol etmeyi de öğrenebilmeli bence.Çünkü biz insanlar istersek üstesenden gelemeyeceğimiz hiç bir davranışımız yok.

Fakat öyle yaşadığımız anlar vardır ki o dönem empati,öfke kontrolü hak getire işte bu gibi durumlarda da karşı tarafın anlayışlı davranması gerekli bu yüzden ben kendimce kararlar verirken yada konu bu olduğu için şöyle belirteyim; affetmek ve bağışlama kararı için o anki yaşadığımız / yaşanan durum değişiklik gösterebilir.

Ayrıca bir şey için teşekkür ederim şuan ki buradaki paylaşımları okurken o kadar keyif alıyorum ki kendimde göremediğim keşfedemediğim bakış açılarını keşfediyorum  :)
 
ölüdeniz' Alıntı:
Didem ona bakarsak AF Zimbabwe'de Güney Afrika siyah Afrikalı için kullanılan aşağılayıcı deyim.

Nihat'cım bu nasıl oldu biliyor musun şimdi, "yüz" kelimesinin bir kaç tane anlamı var. Ben yüzmeye gidiyorum ama sen surat=yüz olanı kullanıyorsun. Bunun gibi oldu.

Yine açıklık getirmek isterimki her kelimenin bir kaç anlamı var evet, fakat konuya bağlı kalalım lütfen. Burada kullanılan bağışlama, hibe etme, bir kuruluşa maddi yardımda bulunma değil elbette. Buradaki bağışlama tamamen affetme anlamında kullanılmıştır.

ölüdeniz' Alıntı:
AF; Hayatı geçmek, takılıp kalmamak anlamındaki bir kök kelimedir. Hataya karşılık ceza vermemek, yapılan hatayı görmezden gelmek demektir ki, bağışlama ve bağışlanma sürecinin ilk basamağıdır.

Evet işte! Tam olarak sorduğum buydu. Biri birinin devamıysa sorun yok.

Neden aynı cümle içinde kullanıyoruz biri birinin devamıymış gibi?

Bu şekilde de sormuşum zaten.
 
Didem konunun dışına çıktığımızı sanmıyorum konu dışında yazdığım bir tek kelime gösterirmisin.eğer konu hakkında tartışma istemiyorsan ki (seviyeli tartışma oluyor) ona amenna, sadece paylaşımın için teşekkürler deriz bir iki smiley gösterip konuyu rafa kaldırırız.Teşekkürler
 
ölüdeniz' Alıntı:
Didem konunun dışına çıktığımızı sanmıyorum konu dışında yazdığım bir tek kelime gösterirmisin.eğer konu hakkında tartışma istemiyorsan ki (seviyeli tartışma oluyor) ona amenna, sadece paylaşımın için teşekkürler deriz bir iki smiley gösterip konuyu rafa kaldırırız.Teşekkürler

Nihat konuyu tartışmama, kaçma gibi bir niyetim yok. Evet,, Gülşah yazısında affetmek bahsediyor. Hibe etmekten değil..

BAĞIŞLAMA;Bağışlamak işi, yarlıgama, mağfiret, gufran. Hibe etme.

Dolayısıyla bağışlamanın bu anlamını kullanmak çok yersiz.
 
Fakat öyle yaşadığımız anlar vardır ki o dönem empati,öfke kontrolü hak getire işte bu gibi durumlarda da karşı tarafın anlayışlı davranması gerekli bu yüzden ben kendimce kararlar verirken yada konu bu olduğu için şöyle belirteyim; affetmek ve bağışlama kararı için o anki yaşadığımız / yaşanan durum değişiklik gösterebilir.

İşte sabahtan beri tüm yazıp çizdiklerimin tek cümlede toparlanmış hali! Teşekkür ederim Gülşahcım. Nasıl ki öfke bazen kontrol edilemiyorsa, karşımızda ki kişinin de affetme sürecinide bilemeyiz elbette. O nedenle değil mi yıllar süren kırgınlıkların ardından, bağışlanmalar? :)

Bu arada Didem ve Nihat kavrama açıklık getirmek konusunda sizlerede teşekkürler.
Benim anladığımı Nihat'ta dile getirmiş zaten;
ölüdeniz' Alıntı:
AF; Hayatı geçmek, takılıp kalmamak anlamındaki bir kök kelimedir. Hataya karşılık ceza vermemek, yapılan hatayı görmezden gelmek demektir ki, bağışlama ve bağışlanma sürecinin ilk basamağıdır.
 
Geri
Üst