10 EYLÜL 2008 Büyük Patlama

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Zynep
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Gerçekten ilgisi var mı bilmiyorum ama bana ürkütücü geldi.
Bir de 02:12 sularında gerçekleşen Çanakkale depremi tuz biber oldu walla.
 
Gülşah' Alıntı:
Evet Konya'da olan topraktaki olayı bende izledim ve ilginç.
Her ne kadar depremler deneye bağlanmasada çok fazla bilgim olmadığından yorum yapamıyorum. :)
çimen ve sazlık gibi bitkilerin kuruması
sonucu toprakta karbon oranının yükselmesi normaldir.karbon'unda yanıcı bir madde oldugu biliniyor.

depremlere gelecek olursak tamamem tesadüf demekten öteye geçemem...
 
hımmm değil 150 metre altında dünyanın merkezinede inseler sonuc olarak herşeyden haberdar olan Allah c.c yardımcımız olsun ne dielim sonucta ne olacağını bilsek bile kimsenin elinden hiç 1 şey gelmez bu deneyde bu kadar ısrar edildiğine göre bunda mutlaka abd nin ve israilin parmagı vardır yoksa bu kadar kesin kararlar alınmazdı onun için değil ahim ki ahim zaten kukla kim çıkarsa çıksın hikaye.
 
FS1983' Alıntı:
hımmm değil 150 metre altında dünyanın merkezinede inseler sonuc olarak herşeyden haberdar olan Allah c.c yardımcımız olsun ne dielim sonucta ne olacağını bilsek bile kimsenin elinden hiç 1 şey gelmez bu deneyde bu kadar ısrar edildiğine göre bunda mutlaka abd nin ve israilin parmagı vardır yoksa bu kadar kesin kararlar alınmazdı onun için değil ahim ki ahim zaten kukla kim çıkarsa çıksın hikaye.

Lütfen yorumlarımızda, siyasi mesajları tetikleyici unsurlar yazmamaya özen gösterelim. Teşekkürler.
 
ersanx' Alıntı:
Gülşah' Alıntı:
Evet Konya'da olan topraktaki olayı bende izledim ve ilginç.
Her ne kadar depremler deneye bağlanmasada çok fazla bilgim olmadığından yorum yapamıyorum. :)
çimen ve sazlık gibi bitkilerin kuruması
sonucu toprakta karbon oranının yükselmesi normaldir.karbon'unda yanıcı bir madde oldugu biliniyor.

depremlere gelecek olursak tamamem tesadüf demekten öteye geçemem...

Ersen valla içime su serpiyorsun kardeşim, sağolasın. Bilerek konuşmak farklı bir şey, bizler TV kanalları tarafından sadece hayrete düşürülüyoruz ve her olaya felaketin başlangıcı olarak bakmaya alıştırıldık.
Sonuçta doğa olaylarının felakete dönüşmesi bazen kaçınılmaz olsada, küresel ısınma etkileri, tsunami örneklerinde olduğu gibi, bilinçli önlemler alınması sayesinde sanırım bu felaketlerin zararlı etkileri biraz olsun azaltılabilir.
Konya'da toprakta oluşagelen bu karbon yükselmesi haberini izlemeye koştururken kimbilir kaç hanım mutfakta musluğu açık unutmuştur? :(
 
Zynep' Alıntı:
ersanx' Alıntı:
Gülşah' Alıntı:
Evet Konya'da olan topraktaki olayı bende izledim ve ilginç.
Her ne kadar depremler deneye bağlanmasada çok fazla bilgim olmadığından yorum yapamıyorum. :)
çimen ve sazlık gibi bitkilerin kuruması
sonucu toprakta karbon oranının yükselmesi normaldir.karbon'unda yanıcı bir madde oldugu biliniyor.

depremlere gelecek olursak tamamem tesadüf demekten öteye geçemem...

Ersen valla içime su serpiyorsun kardeşim, sağolasın. Bilerek konuşmak farklı bir şey, bizler TV kanalları tarafından sadece hayrete düşürülüyoruz ve her olaya felaketin başlangıcı olarak bakmaya alıştırıldık.
Sonuçta doğa olaylarının felakete dönüşmesi bazen kaçınılmaz olsada, küresel ısınma etkileri, tsunami örneklerinde olduğu gibi, bilinçli önlemler alınması sayesinde sanırım bu felaketlerin zararlı etkileri biraz olsun azaltılabilir.
Konya'da toprakta oluşagelen bu karbon yükselmesi haberini izlemeye koştururken kimbilir kaç hanım mutfakta musluğu açık unutmuştur? :(

Zynep öncelikle nezaketin için teşekkür ederim..
bilgi paylaştıkça güzeldir ve paylaşmayıda çok seviyorum.sitenize yeni üye oldum paylaşım adına gerçekten güzel bir site.vakit bukdukça bilgi alış verişi yapmaya devam edicem.
Yazında küresel ısınmadan söz ettin.gerçekten küresel ısınma çogu insanımızın umursamadıgı yada farkında olmadıgı birşey.insanın hiç aklına gelirmi içtigimiz suyun bir gün tükenecegi. evet bu malesef benim kanımca 50-60 yıl sonra gerçek olacak bunun en büyük işaretide buzulların erimesi. bunun çaresi varmı?tabiki var.yaşadıgımız dünyanın degerini bilmeyen biz !!!İNSANLAR!!!
 
Çok yazık evet. Teoride bize sunulan herşeye "tamam dikkat ederiz" diyoruz ama sonrasında... :(
Hatta öyle yakınlarım var ki, banyo yaparken su tasarrufuna gidince, "abarttın valla, senin harcayacağın sudan ne olacak?" demiyorlar mı?
Katılımın için çok teşekkürler Ersan.
Öğrenmenin, uygulamanın yaşı yoktur diyenlerdenim bende. :)
 
Zynep' Alıntı:
Çok yazık evet. Teoride bize sunulan herşeye "tamam dikkat ederiz" diyoruz ama sonrasında... :(
Hatta öyle yakınlarım var ki, banyo yaparken su tasarrufuna gidince, "abarttın valla, senin harcayacağın sudan ne olacak?" demiyorlar mı?
Katılımın için çok teşekkürler Ersan.
Öğrenmenin, uygulamanın yaşı yoktur diyenlerdenim bende. :)
evet ögrenmenin yaşı yoktur.insan ögrendikçe kendine olan öz güvenide artıyor.bunu hissetmekte ayrı bişey tabiki.. :)
 
50/60 yıllık bir süre biçmişsin Ersan? Hazır seni yakalamışken, küresel ısınma ile ilgili yazılıp çizilenleri okumama karşın, daha pratik yanıtlar alabileceğimi düşünerek bir iki soru sorabilir miyim?
Bu 50/60 yıllık süre sanırım tüm dünya için biçtiğin süre? Ama bazı bölgelerin daha erken etkileneceği gerçeğide pek kaçınılmaz gibi görünüyor?
Ve bu süre içinde, standart insanların alabileceği önlemler dışında, yani su elektrik tasarrufu vsvs.., ne gibi önlemler alınabilir, ve insanlık böyle bir yokolma tehditi karşısında bu kadar duyarsız kalmaz sanırım? Okyanuslar, denizleri düşündüğümüz zaman kocaman su kütleleri çıkıyor karşımıza? Bunlardan yararlanma yoluna gidilmeyecek mi? Arıtma tesisleri kurulmasından söz ediyorum. Biliyorum epey masraflı.
Çok yalın ve tam bir cahil gibi soruyorum; diyelim arıtma tesisleri kuruldu ve eldeki sudan bu şekilde yararlanılmaya başlandı. Bunun da bir süresi yok mu sonuçta?
 
Tabiki bununda bir süresi vardır muhakkak.Özellikle son yıllarda hızla tüm dünya toplumlarının gündemine giren küresel ısınma, su kirliliği, kuraklık, sel, kasırga gibi gerçekler su kaynaklarının ve verimli kullanımının önemini artırmıştır. Yeryüzündeki suyun % 97'si tuzludur. Geriye kalan ve büyük bir bölümü Kuzey ve Güney Kutuplarında buzullar içinde donmuş olan % 3'lük tatlı su kaynakları insanlar bitkiler yaban hayat tarım ve sanayi için kullanılabilir olan su miktarıdır. Son 10 yılda bu kısıtlı su arzı üzerindeki küresel su talebi 6-7 kat artmıştır; bu oran dünya nüfus artış oranının iki katından fazladır. Öte yandan dünya nüfusunun 2025'te 8.3 milyara, 2050'de ise 10-12 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. verilere göre günümüzde 1,5 milyardan fazla insanın sağlıklı içme suyuna ulaşamadığı dünyamızda, 2 milyar 600 milyon kişi de atık suları arıtacak sistemlerden yoksun yaşamaktadır.
 
Ve arıtma tesislerinin maliyetide küçümsenmecek boyutta sanırım?
Bu durumda basit bir söylemle şunu diyebiliriz galiba; bu durumdan ne yazık ki en hızlı etkilenecek olan ülkeler nüfusu fazla olan 3.Dünya ülkeleri!
Bir soru hakkmı daha varsa;
Türkiye için durum nedir desem? "eee yeter ama" demezsin değil mi Ersan? :)

 
Zynep' Alıntı:
Ve arıtma tesislerinin maliyetide küçümsenmecek boyutta sanırım?
Bu durumda basit bir söylemle şunu diyebiliriz galiba; bu durumdan ne yazık ki en hızlı etkilenecek olan ülkeler nüfusu fazla olan 3.Dünya ülkeleri!
Bir soru hakkmı daha varsa;
Türkiye için durum nedir desem? "eee yeter ama" demezsin değil mi Ersan? :)

Tabiki sorabilirsin Zeynep  ;) bende elimden geldikçe cevap evirim.arıtma tesisleri'nin maliyeti hakkında bir fikrim yok.seninde dedigin gibi 3'dünya ülkeleri etkilenir tabii buna 1'dünya ülkeleri ne kadar duyarlı kalır bilemem.benimde bagsettigim konu aslında bu ülkeler bu tesisleri nasıl kurarlar nasıl kaynak bulurlar.bunun için bazi senoryalar bile çizilmekte (su savaşları) insallah bunların hiç biri olmaz..
Ülkemiz içinde su sıkıntısı yaşayacak son ülkelerden sayılabilir..yetkili kurumlar edindigim bilgilere göre bunun üstüne çok duruyorlar.bizim açımızdan bir sıkıntı yok denilebilir...
 
ersanx' Alıntı:
Ülkemiz içinde su sıkıntısı yaşayacak son ülkelerden sayılabilir..yetkili kurumlar edindigim bilgilere göre bunun üstüne çok duruyorlar.bizim açımızdan bir sıkıntı yok denilebilir...

Aman bunu yazmasaydın... :)
Haberlerde sürekli olarak; "suyumuz bitti, bitiyor..." diye korkutultukça bazı kişiler biraz daha duyarlı olmaya zorunlu hissediyorlar kendilerini bence. Hani kaba olmasın ama, Yahudiyi öldürme korkut örneğindeki gibi. :)
Çok teşekeüür ederim.
Eklemek isterim, bu konuyla ilgili en rahat kentimiz şu anda Eskişehir ili. Belediye bu konuda çok titiz davranmış ve çok uzun yıllar boyu su konusunda şehri garanti altına almış. Porsuk nehri şehrin içinden geçiyor biliyorum ama bu nehir, bu çalışmalardan önce sadece bataklıktı, bu şehirden olan arkadaşlarımız varsa bilirler. Şu anda ise üzerinde insanların kayık sefası yaptığı pırıl pırıl su.
Demek ki, olanakları zorlamak gerekir birazda... :)
 
sen bakma haberlerin  suyumuz bitiyor dediklerine ama en iyisini yapıyorlar bence.eskişehire gelince çok sevindim ayrıca güzel illerimizden biri oldugunuda vurgulamak isterim.insallah şu ana kadar yazdıklarımız söylentiden ibaret olur.her şey için teşekkür ederim.tekrar görüşek üzere şimdilik hoşçakal kendine iyi bak :) :)
 
Aklıma geldikçe sormaya devam edeceğimden emin olabilirsin Ersan. İlgine çok teşekkür ederim. İyi geceler.
Şimdilik... :)
 
Geri
Üst