K
korsan
Kullanıcı
ZORLUKLAR BIREYE VURULAN KAMÇI DARBELERIDIR
Hayat gelecegi düsündügünüz zaman hiç bitmeyecek gibi görünen, ama geçmisi düsündügünüzde o an bitiverecekmis gibi gelen bir süreçtir. Bu süreçte bireyler, yasadiklariyla ve hissettikleriyle var olurlar.
Bununla birlikte bireyler, hayatlari boyunca çesitli zorluklarla karsi karsiya gelirler. Bu zorluklar karsisinda herkesin aldigi tutum farklidir. Kimi hayata küserek depresyonun dipsiz kuyularina gömülürken, kimisi bu zorluklari kendilerine vurulmus kamçi darbeleri olarak düsünüp bunun üstesinden gelmek için amacina ve hayata daha siki sikiya tutunurlar.
Kimsenin hayati, denizin rüzgarsiz hali gibi degildir. Mutlaka bu denizde de dalgalanmalar, firtinalar ve akintilar olur. Önemli olan yüzmeyi ve denizciligi ögrenerek gemiyi en sakin limana yaklastirmaktir. Insanlar da karsilastiklari zorluklarin üstesinden, o durumdan kurtulma çareleri arayarak ve yasamayi ögrenerek gelirler.
Tatli bir rüyayi animsatan hayat, herkesin hayalindedir; ama sunu kabul etmeliyiz bu sadece hayallerde olur. Insana düsen görev bu hayali gerçek kilmak için hayata bir rüya gibi bakmaktir. O zaman zorluklar, sahnede oynanan kurgulu bir tiyatro oyunundan öteye gitmeyecektir. Oyunun sonunun nasil bitecegi sizin elinizdedir, önemli olan bunun bilincinde olarak; karsilastiginiz zorluklarin sizi yikmasina izin vermemenizdir.
Ahmet, bir isadamiydi. Kisa sürede az bir sermayeyle basladigi isinde iyi bir konuma gelmisti. Dürüst, sözüne sadik ve azimli yapisi sayesinde piyasada tutunmustu. Fakat bir gün Ahmet, satis yaptigi bir müsterisinden yüklüce miktardaki alacagini alamamisti. Isin kötüsü, yapacagi ödemelerini bu alacak üzerine baglamisti. Ödeme yapmasi gereken firmalar ve toptancilar, ödeme gününün geçmesi üzerine Ahmet’i sikistirmaya basladilar. Ahmet, ne alacagini alabiliyor, ne de borçlu olduklari kisilere ödemeyi yapabilecek para bulabiliyordu. Kariyerinin düsüs noktasini yasiyordu.
Alacaklilar eve ve is yerine haciz yollamis, neyi var, neyi yok hepsine el koymuslardi. Bunun da ötesinde Ahmet’in piyasadaki sayginligi sarsilmisti. Bu zorluklar karsisinda pes etme noktasina gelmisti ve intihar etmeyi düsünüyordu. Fakat durumunu baska birisinin durumu gibi düsünmeye basladi. Ortada sadece para yoktu; onun disinda sagligi, ailesi ve kendine güveni hala vardi. Itibari zedelense dahi baska isadamlarinin kapisini asindirmaya ve durumunu anlatarak kisa süreligine borç para istemeye karar verdi.
Durumu gitgide kötüye gidiyordu, çünkü kimse ona borç vermeye yanasmiyordu. Çaresizliginin arttigi bir noktada, fazla samimiyetinin ve iliskisinin olmadigi bir isadaminin telefonunu aldi. Bu kisi, Ahmet’e bir teklif sundu; aradigi parayi verecegini ama kendisiyle ortak olmasini istedigini belirtti. Ahmet düsünmeden bu teklifi kabul etti. Borçlarini ödeyerek tekrar çalismaya basladi. Bu sefer daha dikkatli davraniyor, isine dört elle sariliyordu. Ayrica alacagi olan kisi borcunu ödemis, bu da Ahmet’i maddeten rahatlatmisti. Kisa sürede eski konumundan daha yüksek bir konuma gelen Ahmet, kendisine güvenerek borçlarini ödeyen ayrica kendisini ortak yapan isadamini da kendisiyle birlikte yükseklere çekiyordu.
Zorluklarla karsilastiginda Ahmet, pes etmek yerine onun üstüne gitmeyi seçmis ve sonuçta intiharla neticelenecek bir tiyatro oyunu yerine, basarilara imza atan bir tiyatro saheseri çikarmisti.
Hepimizin basina öyle ya da böyle zorluklar çikar. Geçmisi düsündügümüzde bugün hatirlayip üstesinden nasil geldigimizi bazen kendimizin de hayretle düsündügü zorluklar yasamisizdir. Bugün de karsilastigimiz zorluklari, yarin hatirlayip büyük bir ihtimalle de, “Niye kendimi o kadar üzmüsüm ki?” diye sorup, belki cevabini hiçbir zaman veremeyecegimiz pürüzler olarak düsünmeliyiz.
Zorluklarla mücadele ruhu zaten insanda vardir. Yeter ki insan sahip oldugu bu gücün farkina vararak, onu kullanabilsin; ileride gülüp geçecegi zorluklarin tesiri altinda kalarak hayati kendine zehir etmesin.
Güzel demis diyen sair, Nesihi;
“Kim bilir ol bir bahara kim ölüp kim kala sag”
Bu can bize temelli verilmedi
Alir bir gün yalan dünya
Belli mi yarina çikacagimiz
Nerde kaldi sonraki baharlar
Der de gene sasmaz bildiginden
Su egreti yerde nice insanlar
Gözünüzde büyüttügünüz seyler
Ilerde güleceksiniz!
Içindeyken
Anlasilmaz gençligin geçtigi
Ve telaslar yipratir kalbi:
Enfarktüs.
En iyisi oluruna birakmak
Biraz genis olunuz!..
ALINTI/mustafa uludağ
Hayat gelecegi düsündügünüz zaman hiç bitmeyecek gibi görünen, ama geçmisi düsündügünüzde o an bitiverecekmis gibi gelen bir süreçtir. Bu süreçte bireyler, yasadiklariyla ve hissettikleriyle var olurlar.
Bununla birlikte bireyler, hayatlari boyunca çesitli zorluklarla karsi karsiya gelirler. Bu zorluklar karsisinda herkesin aldigi tutum farklidir. Kimi hayata küserek depresyonun dipsiz kuyularina gömülürken, kimisi bu zorluklari kendilerine vurulmus kamçi darbeleri olarak düsünüp bunun üstesinden gelmek için amacina ve hayata daha siki sikiya tutunurlar.
Kimsenin hayati, denizin rüzgarsiz hali gibi degildir. Mutlaka bu denizde de dalgalanmalar, firtinalar ve akintilar olur. Önemli olan yüzmeyi ve denizciligi ögrenerek gemiyi en sakin limana yaklastirmaktir. Insanlar da karsilastiklari zorluklarin üstesinden, o durumdan kurtulma çareleri arayarak ve yasamayi ögrenerek gelirler.
Tatli bir rüyayi animsatan hayat, herkesin hayalindedir; ama sunu kabul etmeliyiz bu sadece hayallerde olur. Insana düsen görev bu hayali gerçek kilmak için hayata bir rüya gibi bakmaktir. O zaman zorluklar, sahnede oynanan kurgulu bir tiyatro oyunundan öteye gitmeyecektir. Oyunun sonunun nasil bitecegi sizin elinizdedir, önemli olan bunun bilincinde olarak; karsilastiginiz zorluklarin sizi yikmasina izin vermemenizdir.
Ahmet, bir isadamiydi. Kisa sürede az bir sermayeyle basladigi isinde iyi bir konuma gelmisti. Dürüst, sözüne sadik ve azimli yapisi sayesinde piyasada tutunmustu. Fakat bir gün Ahmet, satis yaptigi bir müsterisinden yüklüce miktardaki alacagini alamamisti. Isin kötüsü, yapacagi ödemelerini bu alacak üzerine baglamisti. Ödeme yapmasi gereken firmalar ve toptancilar, ödeme gününün geçmesi üzerine Ahmet’i sikistirmaya basladilar. Ahmet, ne alacagini alabiliyor, ne de borçlu olduklari kisilere ödemeyi yapabilecek para bulabiliyordu. Kariyerinin düsüs noktasini yasiyordu.
Alacaklilar eve ve is yerine haciz yollamis, neyi var, neyi yok hepsine el koymuslardi. Bunun da ötesinde Ahmet’in piyasadaki sayginligi sarsilmisti. Bu zorluklar karsisinda pes etme noktasina gelmisti ve intihar etmeyi düsünüyordu. Fakat durumunu baska birisinin durumu gibi düsünmeye basladi. Ortada sadece para yoktu; onun disinda sagligi, ailesi ve kendine güveni hala vardi. Itibari zedelense dahi baska isadamlarinin kapisini asindirmaya ve durumunu anlatarak kisa süreligine borç para istemeye karar verdi.
Durumu gitgide kötüye gidiyordu, çünkü kimse ona borç vermeye yanasmiyordu. Çaresizliginin arttigi bir noktada, fazla samimiyetinin ve iliskisinin olmadigi bir isadaminin telefonunu aldi. Bu kisi, Ahmet’e bir teklif sundu; aradigi parayi verecegini ama kendisiyle ortak olmasini istedigini belirtti. Ahmet düsünmeden bu teklifi kabul etti. Borçlarini ödeyerek tekrar çalismaya basladi. Bu sefer daha dikkatli davraniyor, isine dört elle sariliyordu. Ayrica alacagi olan kisi borcunu ödemis, bu da Ahmet’i maddeten rahatlatmisti. Kisa sürede eski konumundan daha yüksek bir konuma gelen Ahmet, kendisine güvenerek borçlarini ödeyen ayrica kendisini ortak yapan isadamini da kendisiyle birlikte yükseklere çekiyordu.
Zorluklarla karsilastiginda Ahmet, pes etmek yerine onun üstüne gitmeyi seçmis ve sonuçta intiharla neticelenecek bir tiyatro oyunu yerine, basarilara imza atan bir tiyatro saheseri çikarmisti.
Hepimizin basina öyle ya da böyle zorluklar çikar. Geçmisi düsündügümüzde bugün hatirlayip üstesinden nasil geldigimizi bazen kendimizin de hayretle düsündügü zorluklar yasamisizdir. Bugün de karsilastigimiz zorluklari, yarin hatirlayip büyük bir ihtimalle de, “Niye kendimi o kadar üzmüsüm ki?” diye sorup, belki cevabini hiçbir zaman veremeyecegimiz pürüzler olarak düsünmeliyiz.
Zorluklarla mücadele ruhu zaten insanda vardir. Yeter ki insan sahip oldugu bu gücün farkina vararak, onu kullanabilsin; ileride gülüp geçecegi zorluklarin tesiri altinda kalarak hayati kendine zehir etmesin.
Güzel demis diyen sair, Nesihi;
“Kim bilir ol bir bahara kim ölüp kim kala sag”
Bu can bize temelli verilmedi
Alir bir gün yalan dünya
Belli mi yarina çikacagimiz
Nerde kaldi sonraki baharlar
Der de gene sasmaz bildiginden
Su egreti yerde nice insanlar
Gözünüzde büyüttügünüz seyler
Ilerde güleceksiniz!
Içindeyken
Anlasilmaz gençligin geçtigi
Ve telaslar yipratir kalbi:
Enfarktüs.
En iyisi oluruna birakmak
Biraz genis olunuz!..
ALINTI/mustafa uludağ