Zirve Zamanı

beyazdilekce

Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2009
Puanları
0
Konum
Antalya
Hiç trafik kazası atlattın mı veya hiç ölümle burun buruna geldin mi sen? Hiç ölümün o korkunç nefesini ensende hissettin mi? Hani soğuk sular boşalır, birden boğazın düğümlenir, hani için kalkar birden, tuhaf olursun. Hiç böyle bir şey yaşadın mı? Ölüm korkusu insana, hayatını birkaç saniye içinde bir film şeridi şeklinde izleme fırsatı verir. Ölüm korkusuyla tıpkı o film sahnelerinde olduğu gibi, tüm hayatın bir şerit halinde gözlerinin önünden geçer. Toplam kaza anı beş saniye olmasına rağmen, otuz dakikada zor anlatacağın kadar çok şey düşünmüş olmanı neye bağlıyorsun? ÇARESİZLİK PSİKOLOJİSİ...

Ölüm korkusu yaşayan insanlar inanılmaz yorulurlar. Fakat yorgunluktan çok, yaşadıkları duyguya korku derler. O iş öyle değil! Bir anda halsiz düşmene korkun değil, beynini zorlaman sebep olmuştur. Günde sekiz saat çalışan bir insanın, on altı saat çalıştığında yorulması gibi. Çaresiz insan, beynini alışıldık oranların dışında bir yüzdeyle kullanır. Mesela çaresiz zamanlarda öyle yalanlar söyleriz ki, şeytan bile maşallah der. O halde; kendini normal zamanlarda da çaresiz hissedebilirsen, beynini sürekli yüksek oranda kullanırsın. Kısa bir zaman sonra söz konusu yüzdeye alışan beyin, sen özel bir çaba sarf etsen de etmesen de hızlı çalışır.Kendini çaresiz hissedip, zirveye çıkmak istiyorsan, her zaman tek çare olarak kendini gör. Birilerine güvenmek yerine, önce kendine güven. Bir karar vereceğin zaman elli insana danışıp kendine hiç danışmıyorsan sorun var demektir. Unutma! Çare sensin. O işi senden başkası çözemez. Haydi şimdi çözme de görelim. Çaresizlik adama ampul icat ettirir Atatürk’ün başarılı olmasının altındaki sır da esasında başarılı olma mecburiyetinde gizlidir. Yani bir çaresizlik söz konusudur. Tek çarenin kendisi olduğuna inanan Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda inanılmaz bir deha sergilemiştir. Ulusal mücadelenin önderliğini yaparak mükemmel bir organizasyonu ortaya koymuştur. Yine İstanbul’un fethi sırasında havan topunun ve yürüyen kulelerin icadı da bir çaresizliğin akıl almaz ürünüdür. II. Dünya savaşında susuz çalışan motorun icadında da çaresizliğin gücü tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir. Edison’un karanlıktan korkan bir adam olduğunu biliyor muydun? Edison karanlığı aydınlığa çevirebilecek tek insanın kendisi olduğuna inandı. Çaresizdi ve başarmak zorundaydı.

Alıntı
 
yani zorunlu çare-sizlik yaratılıyor..ancak korkularu aşmak gerekiyor.
çaresizlik önünde hiçbir seçeneğin olmadığını düşünmektir.
'güneşin doğduğu her ufukta,umuda giden bir yol bulunur.'
 
Çaresizlik ile ilgili değil belki ama ölüm korkusu adına küçük bir hikaye ekleyip,okumak isteyen arkadaşlarla paylaşmak istedim.Bu arada  paylaşım için teşekkürler


Dostoyevski, devlet aleyhine düzenlenen bir eyleme karıştığı iddiasıyla tutuklanır, idam isteği ile yargılanır.

Hapishanede yattığı hücrede, ertesi gün verilecek kararı beklerken, gece yarısından sonra silâhlı iki asker tarafından alınır,
Ölüm kararı okunur yüzüne karşı...
Papaz günah çıkarttırır...
Gözleri bağlanmadan önce kurşuna dizileceği direk ve ellerinde tüfekleriyle askerleri görür,
Ellerindeki kelepçenin çıkarıldığını fakat bu kez bir direğe bağlandığını hisseder,
Henüz 28 yaşındadır (yıl: 1849),
Titreyen bedeni ve ruhu ölüm korkusunu yaşamaktadır,
Her an "Ateş" emri verilecek, askerlerin tüfeklerinden fırlayacak kurşunlarla bedeni delik deşik olacaktır...
işte o anda bir çift elin gözlerine uzandığını ve sıcak bir nefesi yüzünde hisseder,
Soğuk terler boşanır bedeninden.
Gözlerini örten bez çekilip alındığında, yılan gibi tıslayan bir subayın, ölü balığı andıran bakışlarını ve gülümsemeye çalışan gözlerini görür.
"idam edilmeyeceksin Fyodor Mihayloviç Dostoyevski. Mahkeme seni 8 yıl hapisle cezalandırdı, Yüce Çarımız ise cezanı 4 yıla indirdi."
Sessizce bu söylenenleri dinleyen Dostoyevski'nin gözleri "peki neden?" der gibi merak ve biraz da kuşku ile bakmaktadır.
"Çünkü" der subay, "Çünkü sana ölüm korkusunu yaşatarak seni korkutmak istedik. Umarız bundan sonra Yüce Çar'ımıza karşı gelmezsin".
Ve bir daha Çar'a hiç karşı gelmedi Dostoyevski...
 
Geri
Üst