Yumurtlayın, rahatlayın :)

su perisi

Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2007
Puanları
0
Yumurtlayın, rahatlayın


Hiç sevmem diplomasiyi… Elektrik düğmesiyle ampulünkine benzer onda ilişkiler. “Nasılsın” denir önce, yalandan gülümsenir ve otomatikman “iyiyim” denir sonra. Sadece “mış” gibi yaparsın; seviyor-muş gibi, beğeniyor-muş gibi, özlüyor-muş gibi, anlattıklarına keyiften ölüyor-muş gibi, katıla katıla gülüyor-muş gibi…

Tıpkı bir “kayıt” altına alınıyor-muş gibidir.  Nasılsın?, İyiyim. Nasılsın?, iyiyim. “Dur yeniden başla, bu olmadı gülümsemedin!. Gülümse ve başla; ”Nasılsın?, iyiyim. Nasılsın?, iyiyim.. “Oldu, tamam. Diğer sahneye geç…” Rahat- hazrolll..Rahat- hazrolll… Rahat… “Hadi şimdi defol”, deniyor-muş gibi falan.

Yani oldukça otomatikman ve oldukça yalan.

*****

“Otomatikman ve yalandan”ın sebebini bulmak için şimdi oturup samimiyetle düşünelim mi? Ama samimiyetle. “Samimiyetle”in anlamını tekrar edelim önce; “olduğu gibi, içinden geldiği gibi, yapmacık değil, belki öylesine ama ‘sadece öyle gerektiği için’ hiç değil”.

Mesela ben çocukken bir ara hani yatılı misafirden bıkmıştım da… Hani kapıdan girene ilk sorum; “yatacak mısınız, gidecek misiniz?” olurdu ya, öyle… O zaman bizimkiler “çocuk işte bakmayın” derdi de, hoşlandıklarımı yada hoşlanmadıklarımı belli etmeyi büyüyünce de sürdürdüm ya… İşte öyle.

Çocuk sahidir. Çocuk, “başbakan” olsan  sevmediyse yerden taşı alıp atar mı? Atar. Çocuk, çöpçü olsan, sevdiyse koşup kucağına atlar mı? Atlar. Ve sonuçta kucağına da atlasa, ardından taşla da kovalasa, yaptığı şey “sadece ve sadece içinden öyle gelmesinden” değil midir? Elbette, çocuk yaptığı her şeyi kendisi için yapar.

O zaman çocuk eşittir samimiyet diyelim ve sonraki bölüme geçelim mi?

*****

Şimdi birer günlüğüne “samimiyet”le davrandığımızı düşünün. Çocuk gibi, sahi ve dürüst. Dolambaçsız ve net. Terfi için- zam için- hoş görünmek için- hoş tutmak için- popülerlik için- yaranmak- yaltaklanmak- kaybetmemek- kazanmak için hiç değil… Sadece içinden öyle geldiği için işte ve bir günlüğüne sadece.

Sonra dün ne yaptıysanız aynısının üstünden geçin “çocuk” halinizle. Dün “seni seviyorum” deyip çıkmıştınız ya evden karınıza/ kocanıza… Yalandı. Bu gün sadece “hoşça kal” dediniz. Dünkü kadar parlak olmadı ama “sahi” oldu.

Dün nezaketen “saçın çok yakışmış” demiştiniz ya yan komşuya, “günaydın” dedikten hemen sonra… Hani içinizden “daha berbat sarı yok muydu” dediğiniz anda... O da yalandı. Bu gün sadece” güle güle kullan, ama ben eskisini daha çok severdim” dediniz. Kadın dünkü kadar mutlu olmadı, köşeyi dönünceye kadar el de sallamadı ama “sahi” oldu.

Ve bunu akşama kadar her gerektiğinde yaptınız, belki hep yapmak istediğiniz de buydu. İyi oldu.

*****

Sahi”likten kasıt ne üzmek ne kırmak aslında. Bir şeyi kaybetmek pahasına “sevgiliyi- eşi- işi- parayı- arabayı- evi”; dürüstlükten ve “kendi”likten taviz vermemek sadece. Giden zaten gider. O ilişki bu gün bitmezse sonraki pürüzde yine biter. Para kazanılır- kaybedilir- kazanılır- kaybedilir bu böyle sürer..  Arkadaş, seni “sen” olduğun için sevmemişse kendi kaybeder.

Arkadaş yine bulunur, eş- sevgili yine bulunur, para zaten karın tokluğudur- gözün tokluğudur- fazlası belanın çokluğudur.. Ama “kişilik” tam terk eder. Dedim ya “sahi”likten kasıt ne üzmek ne kırmak aslında. Biraz daha kendimiz olmak... Arada bir kendimize ait fikirlerimizin de olması demek.

Kafa sallarken, onaylarken, aslında içimiz tam aksini söylerken yumurtaların iç şişirmesi yerine, arada bir herkesin yumurtlaması demek. Öyleyse siz de, önce zararsız miktarda çocuklaşıp- yumurtanızın nasıl görüneceğini boşlayıp- birkaç yumurtanın da kazara kırılmasına hiç mi hiç takılmayıp,

Yumurtlayın, rahatlayın :)

Sevgilerimle

Hatice Olgun
 
Yumurtlamayı öğreneli çok olmadı aslında:) Nasıl bir duygu diye sorarsanız:) Deneyin nasıl olduğunu sizde yaşayın derim:)
 
Şu anda yumurtluyorum peri :)
Yazıyı samimi söylüyorum beğenerek okudum.
Nasılsın iyi misin gibi  hatır sorularını bende gün içerisinde,kalıplaşmış şekilde iyi olmasamda iyiyim diyerek cevaplarım,sanırım alışkanlık:)
Düşüncelerimi yada tavırlarımı karşımdaki kişiyi kırmayacak şekilde belli etmeye çalışırım
nedeni çünkü ben buyum.Tabi ki kaybetmekten korktuğum,değer verdiğim insanlar var onları kendimden uzaklaştırmamak adına sert davranışlardan kaçınırım.Ama neticede insanın eşref ve eşşek saati oluyor,günü gününe uymuyor.Ama ölçüyü kaçırmam,bilirim ki içimden geldiği gibi davranışımın bir sonrası vicdan azabı ve pişmanlık duygularıdır.
Bence her insanın belli bir kredisi vardır.Bu kredi limitini kendimde olsam aşmamaya çalışırım,samimi davranıcam diyede haddimi aşmak istemem.Çünkü mazeretim yoktur,kimse diyemez ki;
Bu çocuktur işte
Herşey kapanır gider ama kırıcı sözler ve davranışların yarası kapanmaz
 
Biraz uğraşmışsın Azizim o güzel ellerine sağlık :) Teşekkürler Paylaşım İçin :)   ::)
 
ben bi ara nasılsın diyenlere normal diyodum
herkez şaşırıyodu oneya diyolaradı bende iyi değilim ama kötüde diğilim diyodum
artık yine başlıyım ben en iyisi
 
Bak bunu beyendim
artık bende normal diyecem
hep iyi dedim yda iyi olmaya çalışıyom derdim
en güzeliymiş
normaaaal hehe :)
 
Ebrucum samimi açıklaman için  teşekkür ederim..Söylecek söz bırakmamışsın:)

Karşımızdaki inciltmemek,söylediğimiz sözle üzüleceğini bildiğimiz için yalan söylemek vs gibi söylediğimiz sözler ki bunu en aza indirmeye çalışıyorum ne kadar başarılıyım bilmiyorum ama gözümdeki samimiyetten karşıdakinin bakışındaki samimiyette görüyorum...
Şunuda eklemek isterim,doğal olun karşısındakinin sınırlarına harap etmeden girin :)

Efe ve hayalhane yorumunuz için teşekkürler..

Bende "nasılsın" sorunusa genelde"iyiyim demek adedten olmuş,iyiyim diyelim iyi olsun" derim eğer ruh halim sukutte ise,başka zaman süperimdir  ;)
 
Geri
Üst