Yükselmek için her yol mubah mı?

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde İş Dünyası Yazıları kategorisinde ayben tarafından oluşturulan Yükselmek için her yol mubah mı? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,595 kez görüntülenmiş, 15 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı İş Dünyası Yazıları
Konu Başlığı Yükselmek için her yol mubah mı?
Konbuyu başlatan ayben
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan sebiha01
A

ayben

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İnsankaynaklari.com'un birlikte yaptığı son araştırmaya göre Türkiye’de, terfi etmek için “iş etikleri” dışındaki yolları düşünenlerin oranı yüzde 22.

Herhalde rekabet hissinin nelere kadir olduğu konusunda bu bir doruk noktası olsa gerek. Belki hatırlarsınız, sene 1994. Ana karakterler Amerika’nın ünlü buz patencileri Tonya Harding ve çok sıkı rakibi, vatandaşı Nancy Kerrigan. Figüranlar, Harding’in eski kocası ve Kerrigan’ı sakatlaması için kiraladığı bir başka adam. Bir antrenman sırasında kiralık “sopacı” gider ve Kerrigan’ı dizinden “sopalar”; böylece Harding muradına erer, çünkü sakatlanan Kerrigan bir süre yarışamaz. Ancak ilahi adalet er geç tecelli eder; Kerrigan bir süre sonra iyileşir ve Harding’in ancak sekizinci olabildiği Kış Olimpiyatları’nda Kerrigan ikinci olur. Sonrasında Harding’in kafayı iyice yediğini, suçlu olduğunu kabul ederek ceza aldığını, porno görüntülerini internette sattığını, hikâyenin de film, hatta bir oda operasına dönüştüğünü belirtmeme gerek yok herhalde.

Ah tatlı rekabet! Neler yaptırmıyor ki insana? Nasıl oluyor da spor gibi kuralları ve sınırları bu kadar tanımlı “ahlak kalesi” bir dünyada bile insanlar “hile yapıyor”? Acaba gerçekten Thomas Hobbes’un dediği gibi “doğuştan” mı kötü bu insanoğlu? Yoksa Rousseau mu haklı “Ne iyi ne kötü doğarız, ama yaşadığımız toplum bizi şekillendirir” derken? Ya da David Hume’un “Aslında kötü doğarız, ama iyi olup olmamak toplumun bizi nasıl yönlendirdiğine bağlıdır” sözlerine mi kulak vermeli? Nedir “ahlaklı” ve “etik” olmanın formülü?

ETİK ZİHİN

Çoklu zekâ teorisinin sahibi Howard Gardner ve ekibi, uzun süredir insanların nasıl “iyi şeyler”, yani topluma yararı olan, başkalarının yaşamına olumlu etki eden ve etik bir şekilde yapılan işleri yapmaya yönlendiklerini araştırıyor. Yakın zamanda çıkacak olan son kitabı "Gelecek İçin 5 Zihin" (Five Minds for the Future) kitabında, beş ayrı zihinden bahsediyor: Etik zihin, disiplinli zihin, sentezci zihin, yaratıcı zihin ve saygılı zihin.

İşte Gardner’a göre “etik zihin” sahibi, kendisine, “Ben nasıl bir insan, çalışan ve vatandaş olmak istiyorum? Eğer benim işimde çalışanların hepsi aynı bakış açısına sahip olsaydı ya da herkes benim yaptığımı yapsaydı dünya nasıl olurdu?” diye soran kişi. Etik yönlenme aslında ilk olarak “ev”de başlıyor. Bir çocuk, annesi ve babasını model alarak büyüyor. Sonrasında “okul” ve “arkadaş çevresi” etkin olmaya başlıyor. Ancak maalesef, çok güçlü bir etik anlayışla büyümüş olsanız bile, diğerlerinin “kötü” davranışları buna zarar verebiliyor. Duke Üniversitesi’nde yakın zaman önce yapılmış olan bir çalışmada, Amerika’da MBA yapanların yüzde 56’sı kopya çektiğini ifade etmiş; bu da yüksek lisans öğrencileri arasında en yüksek oran. O yüzden mesela, "Siz hırslı bir MBA öğrencisiyseniz ve çevrenizdeki herkes kopya çekiyorsa, siz de başarılı olmak için kopya çekmek gerektiğini düşünebilirsiniz" diyor Gardner. Etik yönlenme açısından son şekillenme de, tabii ki “iş” ortamında oluyor. Orada da üstlerinizi model olarak alıyorsunuz. Ancak maalesef yeni gençlik, gittikçe yükselen bir oranda, kendi hedeflerine ulaşabilmek için, iş etiklerinin “kenarından dolaşmayı” veya “üstünden atlamayı” tercih ediyor. Yöneticiler arasında olumsuz örneklerin fazlalığı ve gençlere ahlaki açıdan yön gösterecek bir “mentor”un eksikliği, bu durumun ana sebepleri olarak gözüküyor.


AH BİR TERFİ EDEBİLSEM!


İş dünyasında “yükselmek”, iş etiklerinin geri planda kalabildiği ve rekabetin çirkinleşebildiği konuların başında geliyor. İnsankaynaklari.com ile yaptığımız son araştırmaya göre, Türkiye’de, terfi etmek için “iş etikleri” dışındaki yolları düşünenlerin oranı yüzde 22. Bu oran, uluslararası rakamlarla karşılaştırıldığında pek de farklı değil. Örneğin, Monster.com’un, 2007’de İrlanda’da yaptığı araştırmada, aynı oran, yüzde 28 olarak belirlenmiş. Genelde, bu yola baş koyanların, tercih ettiği spesifik bir “yöntem” yok; daha çok hedefe varmak için “her şeyin mubah” olduğu makyavelist bir yaklaşımın hakimiyeti gözüküyor. Bu çabada olanların, "terfii"nin psikolojik sonuçlarından habersiz olduklarını da düşünmek mümkün sanırım. Business Week’in Mayıs 2007 sayısında, Development Dimensions International tarafından yöneticilerle yapılan bir çalışmanın sonuçları anlatılıyor. Çıkan sonuçlar, “terfii”nin yöneticilerin hayatlarındaki en stresli olay olduğunu, hatta bu açıdan ölüm, boşanma ve taşınmayı bile geride bıraktığını gösteriyor.


İŞ ETİKLERİ VE "SAVAŞ SANATI"

Sun-Tzu’nun “Savaş Sanatı” adlı kitabının daha çok, tıp veya mühendislik öğrencileri tarafından değil de, yönetim bilimleri öğrencileri tarafından okunmasının bir sebebi var. Çünkü tıp veya mühendislikte tanımlı doğrular/sınırlar varken ve “taraflaşma” yokken, diğer alanlarda iş yapmak tamamen esnek ve rekabete açık. Ancak, Toronto Üniversitesi’nden Felsefe Profesörü Jonathan Heath’in, 2007’de Journal of Business Ethics dergisindeki makalesinde belirttiği gibi, “İş Etikleri” aslında “Savaş Sanatı” kitabına bir alternatif olmamalı. Etikler, daha çok Cenevre Anlaşması veya bir Onur Tüzüğü gibi, işlevi, rekabetin kontrol altında olmadığı zamanlarda, insanın yoldan çıkmasını engellemek olan bir pakt olmalı. Aslında, bu sebepten, hepimiz “Etik Zihin”imizi geliştirmeye çalışmalıyız diye düşünüyorum. Molière’in de dediği gibi, “Sadece yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz”.

ANKET SONUÇLARI


Terfi etmek için ne kadar ileri gidersiniz?

Her şeyi yaparım yüzde 11,6
Patronumla aramı sıkı tutarım yüzde 4,3
Rakiplerimin üzerine oynarım yüzde 3,9
Ayrılmakla tehdit ederim yüzde 2,0
Adil şekilde hak etmek için çalışırım yüzde 78,2

Katılımcı sayısı: 2533


KYNK: insankaynakları.com
 
F

Feveran Estomp

Kullanıcı
6 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Mersin
Anket'e göre değerlendirecek olursam.. Rakiplerimin üzerine oynarım.. Teşekkürler..
 
S

serhatt

Kullanıcı
2 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Adil şekilde çalışmak daha mantıklı bence..Tskkrler
 
H

hatche

Kullanıcı
6 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
ankara
kesinLikLe rakipLerimin üzerine oynardım  ::)
 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
her yol tabiki mübah değil ama pasif kalıp hakettiğini alamayınca insanın içindeki şeytan çıkıyor birden ortaya yinede yükselmek için ezmem kimseyi  ;)
 
S

sterious

Kullanıcı
28 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
anket sonuçları hiç inandırıcı değil
ama yükselmek için bir yol varsa bunu değerlendirmeyecek insan sayısı yok denecek kadar azdır...
 
B

Bülent

Ayben' Alıntı:
Terfi etmek için ne kadar ileri gidersiniz?
Adil şekilde hak etmek için çalışırım yüzde 78,2
Benim gibi düşünenlerin çoğunlukta olması mutluluk verici.


-Her şeyi yaparım yüzde 11,6
-Patronumla aramı sıkı tutarım yüzde 4,3
-Rakiplerimin üzerine oynarım yüzde 3,9
-Ayrılmakla tehdit ederim yüzde 2,0
Bu yukarıdakiler bence, sağlıklı olmayan, garantisi ve sürekliği olmayan yöntemler.
Ayrıca ters tepme imkanlanları da çok fazla...
1-Patronlarla ara her zaman sıkı tutulmaz. Nereye kadar?
2-Üzerine oynadığınız rakipler daha sağlam çıkıp, sizi ezebilir.
3-Ayrılma blöfünüz görülüp, şutlanabilirsiniz.
En iyisi ve en sağlamı bence "adil şekilde hak etmek için çalışmak".
Buna rağmen netice alamıyorsanız da boşverin...
Hızlı yükselenler çabuk düşebilir...
 
A

ayben

Pitoxil' Alıntı:
Başarı için makyavelizm  şart....
İşte buna karşıyım ben, tamamen olduğundan farklı biri olarak başarı elde etmektense ben ben olup kendimce yaşarım. Bu sadece bencillik, herşeyin fazlası zarardır...
 
C

cooldeath

Kullanıcı
20 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
Ayben' Alıntı:
Pitoxil' Alıntı:
Başarı için makyavelizm  şart....
İşte buna karşıyım ben, tamamen olduğundan farklı biri olarak başarı elde etmektense ben ben olup kendimce yaşarım. Bu sadece bencillik, herşeyin fazlası zarardır...
ayben hanım bende size katılıyorum makyavelizm bence biraz ağır herne kadar başarıya ulaşmak amacımız olsada toplumsal değer yargılarını gözardı edemeyiz .çünkü değer yargılarını bızler yani insanlar modelliyor nede olsa!...
 
A

ayben

Kesinlikle ahlak kurallarını göz ardı etmemiz gerek sonuçta bir toplumda yaşıyoruz. Toplumu oluşturan bieyler olduğumuzu unutmamalıyız. Başarı elbet bir şekilde olur. Yeterki gerekli hazırlıkları yapmış olalım ;)
 
Üst