Yükseklerin Efendisi - Philippe Petit

  • Konbuyu başlatan Harun
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim, Neyi, Nasıl Başardı? kategorisinde Harun tarafından oluşturulan Yükseklerin Efendisi - Philippe Petit başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,178 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim, Neyi, Nasıl Başardı?
Konu Başlığı Yükseklerin Efendisi - Philippe Petit
Konbuyu başlatan Harun
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan korsan
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
7 Ağustos 1974 günü sabah saat yedi sularında, şimdi yerinde yeller esmekte olan New York şehrinin İkiz Kuleler’ine, yani Dünya Ticaret Merkezi’nin en tepesine bakanlar, elinde tuttuğu uzun bir sırıkla, iki gökdelen arasına gerilmiş -yerden fark edilmesi çok zor- bir ip üzerinde rahatça dengede duran, yürüyen hatta sırt üstü yatan siyahlar giyinmiş bir adamı görürler.. Zamanla sayıları artan, hayretler içinde kalmış bu insanlar, -o an farkında olmasalar da- Philippe Petit adlı yirmi beş yaşındaki bir Fransız delikanlısının yıllardır süren, ‘bir hayali gerçek kılma’ çalışmasında ulaştığı başarılı sonucun ‘tarihi’ tanığıdırlar..

1949 doğumlu olup, 1968 yılından itibaren de Paris sokaklarında pandomim, jonglörlük, sihirbazlık ve ip cambazlığı yapmakta olan Philippe, o günlerden bir gün, dişçi muayenehanesinde sıra beklerken, henüz yapım aşamasında olan İkiz Kuleler’in maket resmini bir gazetede gördüğü anda, dişinin ağrısını unutur.. Zira genç çocuk, o resimde, sürekli çalışıp ilerlettiği ip cambazlığı sanatının istikbaldeki zirvesini görmüş ve o günden sonra da yıllar boyunca kendisini, o iki gökdelen arasına gerili bir telin üzerinde hayal etmiştir..

Yerinde duramayan bu heyecanlı bünye, ilk kez o resimle tanışmış olduğu, hayatının en önemli hedefine kilitlenecek;  -tüm bu kıpır kıpırlığına karşın- adeta bir meditasyon konsantrasyonu gösterdiği ‘ip üstü’ çalışmalarına daha da hız verecektir..
Başta kız arkadaşı Annie olmak üzere, ona inanan ve yapacaklarına ‘imkansız’ ön yargısıyla  yaklaşmayan arkadaşları ve de işler ilerledikçe kadroya dahil olan diğer işbirlikçiler, olasılığı gerçekten de yerlerde sürünen bu ‘inanılmaz’ yolda, Philippe’in hep yanında yer alırlar..

Handiyse, mükemmel bir banka soygunu planlayıp da gerçekleştirme aşamasındaki bir çeteyi andıran bu grup, sonradan ‘Yüzyılın Sanatsal Suçu’ olarak adlandırılacak, görkemli eylemleri için çalışmalarını yoğunlaştırırlar..

Sirklerde gördüğümüz ip cambazlarının aksine, düşme ihtimaline karşı hiçbir önlem almayan, ‘tehlikeli’ sözcüğünü bile komik bir hale dönüştüren ‘korkunç’ eylemlerini mecburen hep izinsiz ve gizlice yapmak zorunda olan Petit, ilk büyük tel üstünde yürüyüşünü Paris’te, Notre Dame Katedrali’nin iki kulesi arasında gerçekleştirir.. İkinci ve çok daha büyük ‘havada yürüyüş suçunu’ bu kez yurt dışında, Avustralya’nın Sidney kentindeki ünlü Harbor Köprüsü’nün bir ayağının tepesinde işler..

Bu gittikçe yükselen ve uluslararası hale gelen illegal başarı grafiği, Philippe ve arkadaşlarını daha da cesaretlendirecek, nihai hedef, bu gelişmelerden sonra biraz daha ulaşılabilir hale gelecektir..

Bu arada çete mensupları, yapımı henüz tamamlanmamış, çalışmaların hâlâ devam ettiği İkiz Kuleler’e defalarca gider; ya sahte kimliklerle görevli kılığında ya da bir şekilde gizlice binaya girerek, çatıda incelemelerde bulunurlar.. Bir defasında da, kendilerine bir Fransız mimarlık dergisinin elemanları süsü vererek, resmi izinle, bir yandan işçilerle ‘sözde röportaj’ yaparlar, bir yandan da gözlemlerini sürdürürler.. Hatta bir ara, helikopter kiralayarak, kulelerin üstten ve ayrıntılı fotoğraflarını çekerler; ki yürüyüş telini gerecekleri bölgeyi ve onu sabitleyecek diğer yardımcı bağlantıların yerlerini falan, böylece saptamaya çalışırlar..

Kendisine bu şekilde türlü yollarla yaklaştıkça, imkansızlığı da o oranda büyüyen hedef, ‘dava’ içinde bazı tereddütlere ve moral bozukluklarına neden olsa da; özellikle ‘reis’ Philippe Petit’nin yıkılmaz azmi, işleri yeniden rayına sokar..
Hayali ve ön çalışmaları yıllar, New York’taki son çalışmaları da sekiz ay kadar süren rüya artık gerçekleşmek üzeredir; bütün ‘eylemciler’ ve gerekli malzemeler, iki ayrı kulenin çatısında yerlerini almışlardır..

Kulelerin sallanma oranının ve o denli yükseklikteki rüzgarın gücünün hesaplanması da dahil, tüm ölçümlere uygun olarak, iki gökdelen arasına yürüyüş teli gerilmiş ve bu ana teli dengede tutacak diğer yardımcı unsurlar da -geceden gün ağarıncaya kadar- olağanüstü zor şartlarda ve de olağanüstü bir çalışmayla hazır hale getirilmiştir..
Her şey hazır olduğunda, siyah giysileriyle bir gölgeyi andıran Philippe, yeni bir sabaha daha hazırlanan New Yorkluların en taze gururu olan İkiz Kuleler arasında ve dört yüz küsur metre yukarıdaki çelikten bir ipin üstünde, yaklaşık bir saat sürecek olan muhteşem gösterisine başlar..


[dailymotion=425,350]x35rza_philippe-petit_creation[/dailymotion]


Numan Serteli
------------------
Man On Wire belgeselini bu cumartesi (23.05.2009 ) televizyonda izleyebilirsiniz.
 
Üst