Yeşil Saplı Kırmızı Çiçek

  • Konbuyu başlatan Harun
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Harun tarafından oluşturulan Yeşil Saplı Kırmızı Çiçek başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,288 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Yeşil Saplı Kırmızı Çiçek
Konbuyu başlatan Harun
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Batusch
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde

Okula giden bir küçük çocuk vardı.

O küçücüktü,

Ve okul da koskocaman.

Ve küçük çocuk,

Avluya açılan bir kapıdan geçip,

Sınıfına hemencecik girebileceğini öğrenince

Mutlu oldu.

Ve, gözünde okul ona

Artık koskocaman gözükmedi.

Bir sabah

Artık uzunca bir süredir küçük çocuk okullu iken

Öğretmen dedi ki:

‘Bugün bir resim çizeceğiz.’

‘Ne güzel!’ diye düşündü küçük çocuk.

Resim yapmasını severdi.

Bir sürü resim çizebilirdi:

Aslanlar, kaplanlar,

Tavuklar, inekler,

Trenler, gemiler-

Hemen pastel boya kutusunu çıkarıverdi.

Ve çizmeye koyuldu.

Fakat öğretmen seslendi: ‘Bekleyin!

Daha hemen başlamayın!’

Herkesi süzdü, hazırlar mı diye baktı.

‘Şimdi’ dedi öğretmen,

‘Çiçekler çizeceğiz.’

‘Ne hoş’ dedi küçük çocuk.

Çiçek çizmeyi çok severdi.

Ve güzel mi güzel çiçekler çizmeye başladı.

Pembe ve mavi ve turuncu boyalarıyla.

Fakat ‘Bekleyin!’ dedi öğretmen.

‘Ben göstereceğim size nasıl çizeceğinizi.’

Onunki kırmızıydı, yeşil saplı.

‘Haydi’ dedi öğretmen.

‘Artık başlayabilirsiniz.’

Küçük çocuk, öğretmenin çiçeğine baktı.

Sonra da kendi çiçeğine.

Kendi çiçeğini öğretmeninkinden daha çok sevmişti,

Fakat bunu söyleyemedi,

Defterindeki sayfayı çevirdi

Ve öğretmeninkine benzer bir çiçek çizdi.

Kırmızıydı, yeşil saplı.

Başka bir gün,

Küçük çocuk kapıyı dışardan

Kendi başına açmıştı,

Ve o anda öğretmen şöyle dedi:

‘Bugün killi çamurla birşeyler yapacağız.’

‘Ne güzel!’ diye düşündü küçük çocuk.

Killi çamurla oynamayı severdi

Killi çamurdan bir sürü şey yapabiliyordu:

Yılanlar ve kardan adam,

Filler ve fareler,

Arabalar ve kamyonlar-

Ve killi çamura elini uzattı.

Bir avuç almak için çekiştirirken çamuru,

Öğretmen dedi ki:

‘Bekleyin! Daha başlama zamanı gelmedi!’

Herkesi süzüp, hazırlar mı diye baktı.

`Şimdi’ dedi öğretmen,

‘Bir kap yapacağız.’

‘Ne hoş’ dedi küçük çocuk.

Kap yapmayı çok severdi.

Ve her boyda türlü şekillerde kaplar yapmaya başladı.

Fakat ‘Bekleyin!’ dedi öğretmen.

‘Ben göstereceğim size nasıl yapacağınızı.’

Ve herkese gösterdi, derin bir kabın

Nasıl yapılacağını.

‘Haydi’ dedi öğretmen.

‘Artık başlayabilirsiniz.’

Küçük çocuk öğretmenin kabına baktı.

Sonra da kendininkine.

Kendi yaptığı kabı öğretmeninkinden daha çok sevdi.

Fakat birşey söylemedi.

Elindeki killi çamuru bir top halinde yuvarladı yine.

Ve öğretmeninki gibi bir kap yaptı.

Derin bir kap.

Ve çok geçmeden

         Küçük çocuk beklemeyi öğrendi,

                   Ve izlemeyi,

                            Ve tam öğretmeninki gibi

                            şeyler yapmayı.

Ve çok geçmeden

         Kendi başına artık hiçbirşey yapmadı

Bir gün geldi

Küçük çocuk ve ailesi

Başka bir eve taşındılar,

Başka bir şehirde,

Ve küçük çocuk

Başka bir okula gidiyordu tabii ki.

Bu okul, öncekinden

Daha da büyüktü.

Ve sınıfına

Avludan bir kapı da yoktu.

Üst kata yüksek basamaklardan çıkmak zorundaydı,

Ve uzun bir koridor boyunca

Gitmeliydi sınıfına.

Ve daha ilk günü

Yeni okulunda,

Öğretmen seslendi

‘Bugün bir resim çizeceğiz.’

‘Ne güzel!’ dedi küçük çocuk,

Ve öğretmeni bekledi,

Ne yapılacağını söylemesi için.

Fakat öğretmen, bir şey söylemedi.

Sadece sınıfta sıraların arasında dolaştı.

Küçük çocuğa geldiğinde

‘Sen resim çizmek istemiyor musun?’ dedi.

‘Evet.’ Dedi küçük çocuk,

‘Ne çizeceğiz?’

‘Sen çizmeden, ben bilemem ki?’ dedi öğretmen.

‘Nasıl çizmemi istiyorsunuz?’
diye sordu küçük çocuk.

‘Niçin? Nasıl istiyorsan öyle.’ Dedi öğretmen

‘Ve her renk olabilir mi?’ diye sordu küçük çocuk.

‘Her renk’ dedi öğretmen.

‘Eğer herkes aynı resmi çizseydi

Ve aynı renkleri kullansaydı,

Kimin, neyi çizdiğini nasıl bilebilirdim.

Ve hangisinin hangisi olduğunu.’

‘Bilmiyorum’ dedi küçük çocuk.

Ve

kırmızı bir çiçek

çizmeye başladı,

yeşil saplı.


Helen BUCKLEY


Bu hikayeden ne ders çıkardığınızı söylerseniz sevinirim :)
 
U

UNKAPANI

Kullanıcı
3 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Yaratıcı ve kendimize has özelliğimiz, konumu her ne olursa olsun bir başkası yada başkaları tarafından kaybettirilip belli bir süre sonra diğerleri gibi olmaya başlıyoruz.Aynı düşünceleri söyleyip aynı tarzda ilerliyoruz(tabi bu ilerlemekse).Özgürlüğümüz daha çocuk yaşta elimizden alınıyor ve üretkenliğimizi malesef kaybediyoruz.Bunun sonucunda da kendine güveni olmayan,yeri geldiği zaman işte bende burdayım diyemeyen hep başkalarını kopyalayan insanlar haline geliyoruz.Bu yüzden çocuklarımızın düşünce özgürlüğünü,yaratıcılığını farkında olmadan kısıtlamamalıyız.Bırakalım kendi dünyalarında istedikleri gibi yaşasınlar ;) Gerçekten güzel bir yazı..Teşekkürler Harun  (Biraz uzun oldu ama ben böyle hissettim okuduğumdan)  :)
 
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
UNKAPANI' Alıntı:
Yaratıcı ve kendimize has özelliğimiz, konumu her ne olursa olsun bir başkası yada başkaları tarafından kaybettirilip belli bir süre sonra diğerleri gibi olmaya başlıyoruz.Aynı düşünceleri söyleyip aynı tarzda ilerliyoruz(tabi bu ilerlemekse).Özgürlüğümüz daha çocuk yaşta elimizden alınıyor ve üretkenliğimizi malesef kaybediyoruz.Bunun sonucunda da kendine güveni olmayan,yeri geldiği zaman işte bende burdayım diyemeyen hep başkalarını kopyalayan insanlar haline geliyoruz.Bu yüzden çocuklarımızın düşünce özgürlüğünü,yaratıcılığını farkında olmadan kısıtlamamalıyız.Bırakalım kendi dünyalarında istedikleri gibi yaşasınlar ;) Gerçekten güzel bir yazı..Teşekkürler Harun  (Biraz uzun oldu ama ben böyle hissettim okuduğumdan)  :)
Sen de sağol  :)

Benim de eski bir anım geldi aklıma. İlkokulda yine böyle resim çiziyorduk işte. Öğretmen bana dağlar öyle çizilmez böyle çizilir dedi. Benim çizdiklerim daha güzeldi ya, üçgen de olsa benim dağlarım onlar hehhehe :)

İnsanların bildiklerini başkasına öğretmesi güzel şey ama bunu en azından bir kısmını kişinin kendi yaratıcılığına bırakmaları lazım. Bakalım nasıl yapıyor, yanlışsa öğretirsin.

Şu hayatta en sevmediğim sözlerden biri de terliklerini ters giymişsin sözüydü. Neye göre ters, kime göre ters :)

Söylenecek çok şey var ama çok da işim var  :)
 
D

dempol

Kullanıcı
29 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
ağaç yaşken eğilir.
bencil olursa selvidir.
yardım sever olursa çınardır.
iyiliği söylerse çamdır.
kişiliksiz olursa yakacak odun.
karaktersiz olursa ona herhangi bir ağaç ismi vermek ağaçlara saygısızlık olur.
sevgiler
 
B

Batusch

Kullanıcı
22 Mar 2009
En iyi cevaplar
0
0
bırakın hayaliniz konuşsun, bırakın hayalleriniz karşınızdakini sustursun siz susmayın...
 
Üst