Yüzü gülmeyen çalışanların daha ciddi ve verimli olduğuna inanılan dönem, neyse ki gerilerde kaldı. Ama hâlâ içten gelen bir kahkahanın, herkesin gülerek, eğlenerek çalıştığı bir ortamın verimliliği düşürdüğüne, hatta “bir iş yerine yakışmadığına” inananlar var.
Sosyoloji profesörü Jawad Mejjad Şirkette gülmek adlı araştırmasında “Gülmenin kabul görmesi çok yeni bir fenomendir, 20’inci asrın son yıllarıdır. Gülmek, son yıllardaki ‘geri dönüşümü’ sayesinde, çalışanlar arasında ilişkiyi pekiştiren ve iş ortamındaki stresi azaltan bir yönetim gereci haline geldi” diyor.
Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan araştırmalarda, çalışanların yüzde 20’si “işle ilgili stres sorunları yaşadıklarını” söylüyorlar. Monster’ın çalışanlara “İş yerinde strese karşı koymak için ne yapıyorsunuz?” diye sorduğu bir ankette, stresle başa çıkma yöntemlerinin ülkeden ülkele, bireyden bireye değiştiği dikkati çekse de ortak sonuç “içten gelen bir kahkahanın en iyi ilaç” olduğu. Deneklerin yüzde 39’u işi çok ciddiye almamanın, gülerek bakmanın iş ortamında stresle mücadelede en etkili yöntem olduğu görüşünde. Çalışanlarının sağlığına ve moraline özen göstermeye şirketlerde “gülme atölyeleri” açma modası tesadüf değil. Hatta Fransa’da bu yaz, birçok üniversite kampüsünde, geleceğin yöneticileri olan öğrencilere yönelik bir ‘Güleryüz Festivali’ düzenleniyor.
