Vuslat Aşkın Miladı Değil Celladı imiş...

  • Konbuyu başlatan altinoran
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Edebiyat kategorisinde altinoran tarafından oluşturulan Vuslat Aşkın Miladı Değil Celladı imiş... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,528 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Edebiyat
Konu Başlığı Vuslat Aşkın Miladı Değil Celladı imiş...
Konbuyu başlatan altinoran
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan TatlRya
A

altinoran

Kullanıcı
24 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
Diyarbakır
Pia'nın peşinde...     
"Pia"yı tanır mısınız? Pia, Attila İlhan'ın şiirinde bir meçhulün adıdır.
Şair bir şehre geldiği vakit, Pia başka bir şehre gider hep...
O yüzden "Ne olur, kim olduğunu bilsem Pia'nın/ellerini bir tutsam, ölsem" der İlhan...
Üstada "içindeki kadınlar" soruyorlar; şöyle diyor:
"Belki de o kadın aslında Pia... O hiç olmayan kadın... Aklımda kalanlar, imkansız aşkların kadınları... Yaşanmış aşklar kalmıyor. Bitiriyorsunuz karşılıklı... Hatırlanan, askıda kalmış aşklar..."
Gülay Göktürk de Hürriyet'te Ayşe Arman'a "aşk"ı, "karşındakini tanımamaktan, bilinmezlikten kaynaklanan bir duygu" diye tanımlıyordu:
"Aynı evde yaşayınca bilmeye, tanımaya başlıyorsun. Aşk da uçup gidiyor".
Ne garip değil mi?
Kadın ve erkek, Adem ile Havva'dan beridir hep o "yasak meyve"nin peşinde koşup durdular. Kim bilir kaç kuşaktır sabırla, özlemle, ümitle, ölesiye, birbirlerine kavuşacakları, bir yastığa baş koyacakları günü beklediler.
"Aşk-ı Memnu", gözünü vuslata dikti asırlarca...
Bu marazi tutku, şiirlerden, masallardan koca bir külliyat doğurdu.

Sonra...

Gün geldi; devir değişti. "Sevenleri ayıran zalimler" devrildi.
Eros, tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi.
Sevenler nihayet kavuştular.
Ve buluştukları anda aşk, uçarken bahar kokuları saçarak rengarenk parıldayan narin bir sabun köpüğü gibi sönüp dağıldı avuçlarında...
Anlaşıldı ki vuslat, aşkın miladı değil, celladıymış.
Yüzünü bile görmediği sevdalısı için dağlar delen Ferhat, asrımızda nihayet vuslata erince Şirin'e dönüp bakmaz, internet başından kalkmaz oldu.
Sevdalısını bir kez görebilmek uğruna yıllarca pencerede bekleyen Leyla, evleneli beri, Mecnun'u kafaya takmaz, merak edip cama çıkmaz oldu.
O zaman anlaşıldı ki, aşk gücünü kıstırılmışlığından alıyor, karşılıksızlığından, naçarlığından besleniyor.
Aşıklar yakınlaştıkça, aşk uzaklaşıyor.
Nazım "Sende ben uzaklığı, sende ben imkansızlığı seviyorum" diye yazmıştı sevdalısına... Çünkü Veysel'in değindiği gibi, deryaya akan bir nehir, aslında deryaya değil, mütemadiyen ve hararetle ona doğru çağlamaya tutkundu.
Cazip olan, maksut mahalden ziyade; bizatihi seyahatti.
Aşk bir tahayyüldür.
Ebediyen müptelası olacağınız bir serap...
Dokununca dağılan bir kumdan kale...
Ben bu sırra ilk kez Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı"nda ermiştim. Duvarda fotoğrafını görüp vurulduğu kızın gerçeğiyle karşılaşınca dünyası yıkılan Boyacı Halil, sonunda kendi tahayyülünün hakikatin sıradanlığıyla aşınmasına izin vermemiş, kızı bırakıp sevdiği fotoğrafla göle açılmıştı.
Zor olan da budur zaten:
Aşkı her daim kendinde yaşatabilmek...
Bu anlamda aşk tek kişiliktir.
Bizim icadımızdır. Meçhule adanmışlığımız... gönüllü esaretimiz... bir muammanın peşinde tarumar olmayı göze alışımız...
İnsanoğlu birbirine varıp birbirini tükettiğinden beridir, ancak kafasındaki hayale tutunarak mutlu olabiliyor; her gördüğünde o hayali arıyor, her sevdiğini o hayal sanıyor, her hayal kırıklığının kahredici keyfinden melankolik bir haz alıyor.
Ve yeniden Mecnun'a dönüyor.
Bugün "aşk devri"nden kalma bir sihirli lambayı umarsızca ovalayıp duruyorsak o yüzdendir...
Belki Pia ansızın çıkıp gelir diye...

her yazısını okudukça yeni şeyler öğrendiğim Can DÜNDAR'ın 19.09.2000 tarihli yazısı paylaşmak istedim...
 
fethiye

fethiye

Kullanıcı
13 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
ıstanbul
Yazınızı çok beyendım bızle paylaştıgınız için teşekürler.
 
C

CaspeR

Kullanıcı
27 Ara 2006
En iyi cevaplar
0
0
Baya bi güzelmiş teşekkürler..
 
I

ibrahimgemlik

Kullanıcı
23 Ocak 2010
En iyi cevaplar
0
0
Bursa
Paylasım içn teşekurler.
 
T

TatlRya

Kullanıcı
25 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
"Anlaşıldı ki vuslat, aşkın miladı değil, celladıymış. " Ne kadar da doğru
Paylaşım için teşekkürler...
 
Üst