Ulusal ataleti yenmek için üç model

  • Konbuyu başlatan kabeka
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde kabeka tarafından oluşturulan Ulusal ataleti yenmek için üç model başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,510 kez görüntülenmiş, 8 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı Ulusal ataleti yenmek için üç model
Konbuyu başlatan kabeka
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan korsan
K

kabeka

Kullanıcı
17 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
16
İstanbul
Atalet kelime anlamı olarak “eylemsizlik hali” demektir. Gündelik dilde atalet halini ifade etmek için, tembellik, miskinlik, ağırkanlılık, durağanlık, hantallık, yeis gibi kelimeler kullanılır.

Atalet üç düzeyde yaşanabilir:

1. Kişisel atalet.

2. Kurumsal atalet.

3. Ulusal atalet


Bireylerin atalet halinde olmaları, o bireylerin yönettiği kurumların atalete düşmesine neden olmaktadır. Ataletli bireyler ve kurumlar da bir araya gelerek ataletli toplumları oluşturmaktadır.

Bir ülkede sorunların ve çözümlerin neler olduğu, bu çözümleri kimlerin uygulaması gerektiği biliniyor, çözümsüzlüğün bedelleri her gün ödeniyor ama yine de yapılması gerekenler yapılmıyor ise, o ülkede atalet hali oluşmuş demektir.

Toplumsal ataletin sonuçları nelerdir?Atalet halini yoğun ve yaygın olarak yaşayan toplumların “yapabilecekleri” ile “yaptıkları” arasındaki fark gittikçe açılır. Verilen kamusal sözler genellikle tutulmaz ve işler sürüncemede kalır. Toplumsal atalet halinin egemen olduğu toplumlarda; bu durumun sonucu olarak, kişisel ve kurumsal atalet hali de yaygındır. Toplumsal ataletin önemli sonuçlarından biri de yoksulluk ve yolsuzlukları artırmasıdır.

Toplumsal atalet ile ilgili tespitler

Atalet oluşumuna neden olan iki türlü davranış vardır: Yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımız ve yapmamamız gerektiği halde yaptıklarımız.

Her ataletli toplum, ataletini yenebilecek gücü kendi içinde taşır. Bu enerjinin kullanılmasını engelleyen şey de ataletin kendisidir. Ataleti yenebilmek için de ataleti yenmek gerekir.

Hiçbir toplumsal atalet hali sonsuza kadar sürmez. Ataleti ya onu yaşayanlar kırar yada felaketler!

Bir toplumun başına gelen olaylar değil, o olaylara verdiği anlamlar onu atalete düşürür.

Toplumsal atalet hali kalıcılığını, atalet halinin uzun süre devam edeceğine dair inançtan alır.

Türk insanı ne kadar atalet içerisinde ise, Türkiye de o kadar atalet içerisindedir. Türk insanı neden atalet çerisinde ise, Türkiye de o nedenle atalet içerisindedir.

Ataletli insanlar, atalet halinde yaşamaktan dolayı çektikleri acı, ataletin kırılması anında çekeceklerini sandıkları acıdan daha fazla oluncaya kadar, atalet haline son verilmesine içten içe direnç gösterirler.

Kendi sert gerçekleriyle yüzleşme cesareti bulamayıp, kendini sosyal illüzyonlarla kandıran toplumlarda atalet oluşumu daha fazla görülmektedir.

Toplumsal atalet haline son verme modelleri

Ulusal ataleti kırmak için kullanılabilecek üç farklı model vardır:

İnsan mühendisliği modeli
Toplum mühendisliği modeli
Sistem mühendisliği modeli

İnsan mühendisleri, insanları teker teker ataletten “arındırmak” gerektiğini savunur. Toplum mühendisleri, toplumu bir bütün olarak ataletten arındırmak gerektiğini savunur. Sistem mühendisleri ise, insanların önünü tıkayan değil açan bir sistem (yapı) kurmak gerektiğini savunur.

İnsan mühendisliği insanda, toplum mühendisliği toplumda, sistem mühendisliği ise sistemde değişiklikler ve düzeltmeler yaparak atalet haline son vermeye çalışır.

Sürecin yönü açısından bakıldığında; toplum mühendisliği tepeden tabana; insan mühendisliği tabandan tepeye; sistem mühendisliği ise, yapının merkezinden değişimi başlatır. Ataletin ve başarısızlığın kaynağını; insan mühendisliği bireylerde, toplum mühendisliği yöneticilerde, sistem mühendisliği sistemlerde arar.

Sistem mühendisliğinde mekanizmalar, insan doğasına ve yüksek performansa göre tasarlanır. Toplum mühendisliğinde ise, “tepedekilerin” görüş ve menfaatlerine göre sistem kurulur. Asyatik toplumların temel karakteri, toplum mühendisliği modeli ile iş yapmalarıdır.

Toplumumuzun kollektif ruhunun ve Türkiye’ye egemen olan kültürel iklimin, tembellikten tempolu çalışmaya, durağanlıktan dinamizme, miskinlikten motivasyona, pasiflikten proaktifliğe, çaresizlikten coşkunluğa, ataletten ataklığa dönüştürülmesi hepimizin dileğidir.
                                                                                                                 
Yazar : Mümin Sekman​
 
C

catzilla

bazen banada geliyor bu ataletmidir nedir...  ::) ;D

bilgilendirmelerin için teşekkürler kabeka.
 
Y

yusufi

Kullanıcı
24 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ulusal ataleti yenmek için bireyin kendi içindeki ataletini yenmesiyle başlayacaktır.
teşekkür ederim...
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Bu arada sevgili kabeka ben Mümin SEKMAN'ın bu yazısını Toplum Mühendisi konulu başlıkta yorum olarak paylaşmıştım.

http://www.kendinigelistir.com/forum/index.php/topic,6404.msg68566.html#msg68566
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
teşekkürler paylaşım için...

ben çevremde kişisel ataletini yenemeyen insanlar fazla , yardımcı olmaya çalışıyorum fakat önce kişinin kendisi istemeli bu ataleti yenmeyi.
 
R

re-Member

Kullanıcı
16 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Mümin Sekman'ın güzell bir konuya değindiği güzell yazılarından biri.:)..paylaşım için teşekkürler kabeka...
 
K

kabeka

Kullanıcı
17 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
16
İstanbul
rica ederim arkadaşlar 

bu atlet gerçekten çok kötü bir olay

ben giymem mesela ,onun yerine ne bileyim T-shirt tarzında şeyler var onları giyerim içime

atlet mazide kaldı hala lafını yapıyorlar.. hangi devirdeyiz anlamadım??
bana katıldığınız için teşekkürler arkadaşlar....
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Yav bunun birinin toplumsal olması gerekmiomuyduki ?
Bu ulusal atalette nerden çıktı.
Uluslar arası bir durummuki bu,kurumsal olanına hadi eyvallah diyelimde.
Bu sadece kişisel ve toplumsal değilmiydi.
Sanırım ben yanlış hatırlıyorum.
 
Üst