G
GulsahToptas
Kullanıcı
Kitapçılık ve Kütüphaneler
Türkiye’de matbaacılığın, Avrupa’da bulunuşundan kısa bir süre sonra başladığı ve Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan azınlıkların matbaalar kurduğu bilinmektedir. İlk matbaa 1494 yılında Yahudiler tarafından kurulmuş ve Tevrat tefsiri olduğu sanılan ilk kitap da aynı tarihte basılmıştır.
İlk basılan eser “Lugat-i Vankuli” denilen Türkçe-Arapça bir sözlük olmuş ve bunu diğer eserler izlemiştir. Kurulan ilk özel basımevi 1840’ta çıkan “Ceride-i Havadis” gazetesinin basımevidir.
hizmet veren “Kütüphane-i Osmaniye” ise Osmanlı döne-minde devlet eliyle kurulmuş ilk kütüphanedir.
1920 yılında TBMM hükümetinin kurulmasından sonra Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir “Kültür Dairesi” oluşturulmuş ve kütüphaneler bu daireye bağlanmıştır. 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu ile bütün vakıf kütüphaneleri MEB bünyesinde toplanmıştır. 1946 yılında, halen Ankara’da hizmet vermekte olan “Milli Kütüphane” kurulmuştur. 1954’ten itibaren üç üniversitede kütüphanecilik bölümleri açılmış ve kütüphanecilik konusun-da lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim verilmeye başlanmıştır.
Halen Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren halk, çocuk ve yazma eser kütüphanesi sayısı 2005 yılı sonu itibarıyla 1.286’dır. Bu kütüphanelerde bulunan 12 milyon 984 bin 801 kitaptan, 2005 yılı içerisinde 20 milyon 706 bin 526 okuyucu yararlanmıştır. Çeşitli nedenlerle yerleşik halk kütüphanelerinden faydalanamayan, merkezden uzak semtlerde, kasaba ve köylerde yaşayan vatandaşlara 62
gezici kütüphane ile hizmet götürülmektedir. Ülkede ayrıca çeşitli kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, gerçek ve tüzel kişi niteliğindeki kurumlar, her düzeydeki okullar ve üniversitelerde de kütüphaneler bulunmaktadır.
Çağın teknolojik gelişmelerine uygun olarak kültür birikimlerinin halk kütüphaneleri aracılığıyla kullanıcılara en kısa zamanda ve en etkin biçimde ulaştırılması amacıyla 1997 yılında “Kütüphane Otomasyon Projesi” hazırlıkları başlamış ve e-KGM adıyla çalışmalar devam ettirilmiştir. Bu kapsamda İnternet tabanlı bir otomasyon sistemine geçiş çalışmaları sürdürülmektedir.
Bu proje ile birlikte başlatılan “Halk Kütüphaneleri İnternet Erişim Merkezleri Projesi” kapsamında 81 İl Halk Kütüp-hanesi ve İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi ve 18 büyük İlçe Halk Kütüphanesi olmak üzere toplam 100 kütüp-hanede üye kullanıcılara ücretsiz İnternet hizmeti sunul-maya başlanmıştır.
Türkiye’de ilk Türk matbaasının kuruluşuna kadar olan dönemde kitaplar elle yazılmış ve çoğaltılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme döneminde (15.-17. yüzyıllar) bilim adamlarının özellikle başkent İstanbul ve önemli ilim merkezleri olan Bursa, Amasya ve Manisa gibi illerde toplanması, bu merkezlerde yazma eser üretimini artırmıştır. Türkiye geçmişten devraldığı bu eserlerle, dünyanın yazma eser bakımından en zengin ülkesidir. Halen 300.000 cilt yazma eser varlığına sahiptir. Dünyanın birçok ülkesindeki araştırmacılar bilimsel çalışmaları için bu eserlerden yararlanmaktadır.
1729’da ilk Türk basımevinin kuruluşundan, 1928 yılında Latin harflerinin kabulüne kadar geçen sürede yalnızca 20.000 eser basılmış, buna karşılık bu tarihten sonraki 50 yılda basılı eser sayısı 200.000’i aşmıştır. Özellikle son yıllarda bu rakamın daha da arttığı gözönüne alınırsa, Cumhuriyet’in ve Atatürk Devrimleri’nin ülkenin kültür hayatında oynadığı büyük rol açıkça ortaya çıkmaktadır.
Ülkede 2005 yılı sonu itibarıyla ISBN (Uluslararası Standart Kitap Numarası) sistemine kayıtlı yayıncı sayısı 12 bin 655’e ISBN tahsis edilen kitap sayısı 173 bin 802’ye ISSN (Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası) tahsis edilen süreli yayın sayısı 5 bin 838’e yükselmiştir. 2005 yılında derlenen kitap sayısı 17 bin 215 ve derlenen süreli yayın sayısı ise 3 bin 29’dur.
Kütüphaneler. Türkiye’de 900 yıllık bir kütüphane geleneği vardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönem-lerinde kütüphaneler; cami, türbe, medrese ve imarethane gibi kurumlar içinde yer almıştır. Daha sonraları yönetim olarak her ne kadar vakıflar bünyesinde yer alıyor olsalar da ayrı birer kuruluş olarak kütüphaneler ortaya çıkmaya baş-lamıştır. Bu nitelikteki ilk kütüphane, 1678 yılında Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından İstanbul’da kurulan “Köprülü Kütüphanesi”dir. İmparatorluğun büyümesi ile birlikte Anadolu’nun bir çok yerinde de kütüphaneler kurulmuştur. Dönemin devlet ve din büyükleri tarafından kurulan vakıflar yoluyla yaşatılan bu kütüphanelerden bazıları, koleksiyonları ile günümüzde de varlığını sürdürmektedir. 1884 yılında kurulan ve bugün de “Beyazıt Devlet Kütüphanesi” adıyla
Türkiye’de matbaacılığın, Avrupa’da bulunuşundan kısa bir süre sonra başladığı ve Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan azınlıkların matbaalar kurduğu bilinmektedir. İlk matbaa 1494 yılında Yahudiler tarafından kurulmuş ve Tevrat tefsiri olduğu sanılan ilk kitap da aynı tarihte basılmıştır.
İlk basılan eser “Lugat-i Vankuli” denilen Türkçe-Arapça bir sözlük olmuş ve bunu diğer eserler izlemiştir. Kurulan ilk özel basımevi 1840’ta çıkan “Ceride-i Havadis” gazetesinin basımevidir.
hizmet veren “Kütüphane-i Osmaniye” ise Osmanlı döne-minde devlet eliyle kurulmuş ilk kütüphanedir.
1920 yılında TBMM hükümetinin kurulmasından sonra Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir “Kültür Dairesi” oluşturulmuş ve kütüphaneler bu daireye bağlanmıştır. 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu ile bütün vakıf kütüphaneleri MEB bünyesinde toplanmıştır. 1946 yılında, halen Ankara’da hizmet vermekte olan “Milli Kütüphane” kurulmuştur. 1954’ten itibaren üç üniversitede kütüphanecilik bölümleri açılmış ve kütüphanecilik konusun-da lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim verilmeye başlanmıştır.
Halen Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren halk, çocuk ve yazma eser kütüphanesi sayısı 2005 yılı sonu itibarıyla 1.286’dır. Bu kütüphanelerde bulunan 12 milyon 984 bin 801 kitaptan, 2005 yılı içerisinde 20 milyon 706 bin 526 okuyucu yararlanmıştır. Çeşitli nedenlerle yerleşik halk kütüphanelerinden faydalanamayan, merkezden uzak semtlerde, kasaba ve köylerde yaşayan vatandaşlara 62
gezici kütüphane ile hizmet götürülmektedir. Ülkede ayrıca çeşitli kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, gerçek ve tüzel kişi niteliğindeki kurumlar, her düzeydeki okullar ve üniversitelerde de kütüphaneler bulunmaktadır.
Çağın teknolojik gelişmelerine uygun olarak kültür birikimlerinin halk kütüphaneleri aracılığıyla kullanıcılara en kısa zamanda ve en etkin biçimde ulaştırılması amacıyla 1997 yılında “Kütüphane Otomasyon Projesi” hazırlıkları başlamış ve e-KGM adıyla çalışmalar devam ettirilmiştir. Bu kapsamda İnternet tabanlı bir otomasyon sistemine geçiş çalışmaları sürdürülmektedir.
Bu proje ile birlikte başlatılan “Halk Kütüphaneleri İnternet Erişim Merkezleri Projesi” kapsamında 81 İl Halk Kütüp-hanesi ve İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi ve 18 büyük İlçe Halk Kütüphanesi olmak üzere toplam 100 kütüp-hanede üye kullanıcılara ücretsiz İnternet hizmeti sunul-maya başlanmıştır.
Türkiye’de ilk Türk matbaasının kuruluşuna kadar olan dönemde kitaplar elle yazılmış ve çoğaltılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme döneminde (15.-17. yüzyıllar) bilim adamlarının özellikle başkent İstanbul ve önemli ilim merkezleri olan Bursa, Amasya ve Manisa gibi illerde toplanması, bu merkezlerde yazma eser üretimini artırmıştır. Türkiye geçmişten devraldığı bu eserlerle, dünyanın yazma eser bakımından en zengin ülkesidir. Halen 300.000 cilt yazma eser varlığına sahiptir. Dünyanın birçok ülkesindeki araştırmacılar bilimsel çalışmaları için bu eserlerden yararlanmaktadır.
1729’da ilk Türk basımevinin kuruluşundan, 1928 yılında Latin harflerinin kabulüne kadar geçen sürede yalnızca 20.000 eser basılmış, buna karşılık bu tarihten sonraki 50 yılda basılı eser sayısı 200.000’i aşmıştır. Özellikle son yıllarda bu rakamın daha da arttığı gözönüne alınırsa, Cumhuriyet’in ve Atatürk Devrimleri’nin ülkenin kültür hayatında oynadığı büyük rol açıkça ortaya çıkmaktadır.
Ülkede 2005 yılı sonu itibarıyla ISBN (Uluslararası Standart Kitap Numarası) sistemine kayıtlı yayıncı sayısı 12 bin 655’e ISBN tahsis edilen kitap sayısı 173 bin 802’ye ISSN (Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası) tahsis edilen süreli yayın sayısı 5 bin 838’e yükselmiştir. 2005 yılında derlenen kitap sayısı 17 bin 215 ve derlenen süreli yayın sayısı ise 3 bin 29’dur.
Kütüphaneler. Türkiye’de 900 yıllık bir kütüphane geleneği vardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönem-lerinde kütüphaneler; cami, türbe, medrese ve imarethane gibi kurumlar içinde yer almıştır. Daha sonraları yönetim olarak her ne kadar vakıflar bünyesinde yer alıyor olsalar da ayrı birer kuruluş olarak kütüphaneler ortaya çıkmaya baş-lamıştır. Bu nitelikteki ilk kütüphane, 1678 yılında Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından İstanbul’da kurulan “Köprülü Kütüphanesi”dir. İmparatorluğun büyümesi ile birlikte Anadolu’nun bir çok yerinde de kütüphaneler kurulmuştur. Dönemin devlet ve din büyükleri tarafından kurulan vakıflar yoluyla yaşatılan bu kütüphanelerden bazıları, koleksiyonları ile günümüzde de varlığını sürdürmektedir. 1884 yılında kurulan ve bugün de “Beyazıt Devlet Kütüphanesi” adıyla