M
mehmetd
Kullanıcı
- 23 Şub 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Emektar öğretmen, dersini bitirip sıftan çıkarken ; öğrencilerden birinin diğerine çelme taktığı gördü. Düşen çocuk, en sevdiği öğrencisiydi ve canı yandığı için ağlıyordu. Öğretmen, onu yerden kaldırdıktan sonra üstünü temizleyip eve gönderdi ve öbür çocuğu kolundan çekerek öğrencilerin terk ettiği sıfa soktu. Kendisi, aynı köyün ilkokulunda yirmi yıldan bu yana hizmet vermiş, o köyden evlenmiş ve tayini büyük şehirlere çıkmasına rağmen; bir yuva olarak bildiği okulunu terk etmemişti. Bu yüzden, öz evlâtları gibi gördüğü öğrencilerin haylazlıklarına dayanamıyordu. Çelme takan çocuğu şiddetle azarladıktan sonra, onun korkudan tir tir titremesine aldırış bile etmeden suratına bir tokat patlattı. Küçük çocuğun cılız vücudu, tokatın şiddetinden bir yaprak gibi savrulmuş ve yeni çıkmakta olan dişlerinden akan kan, öğretmenin ceketine sıçramıştı.
Öğretmen, yedi yaşındaki bir çocuğa yaptığı bu hareketten hemen sonra pişmanlık duymasına rağmen, bunun kendisi için iyi bir ders olacağı düşünüyordu. Öğrencisini bırakıp gitmeğe hazırlanırken, çocuğun elini cebine attığı görüp telâşa düştü. En yakın arkadaşı bile düşüren yaramaz, öğretmenine de bir çakıyla saldırabilirdi. Ona karşı korunmaya hazırlanırken, küçük çocuk teyzesinin bayramda hediye ettiği mendili çıkarttı ve düştüğü yerden kalkmaya çalışırken:
- Ceketiniz kanlandı öğretmenim!. dedi. Sileyim isterseniz...
Cüneyd Süavi ”sevgi Hikayeleri ”