stres oldum BİLLAHİ...

  • Konbuyu başlatan eftelya
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde eftelya tarafından oluşturulan stres oldum BİLLAHİ... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,431 kez görüntülenmiş, 8 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı stres oldum BİLLAHİ...
Konbuyu başlatan eftelya
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Real_Factor
E

eftelya

Kullanıcı
20 Nis 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
STRES OLDUM BİLLAHİ,
AMAN UZMANLAR MEDET!

Ağzını kocaman kocaman açmış adamlar, televizyondaki müzik ve görüntünün eşliğinde ter ter tepinen eşofmanlı kadınlar, en korunaklı yer olarak bellediği masasının arkasında gözlerini geriye devire devire ‘Rahat ol, stres at, gevşe’ diyen uzmanlar, kendisine uzatılan mikrofona bir yandan dondurmasını yalayarak bir yandan kıkırdayarak ‘Canımız çok sıkıldıııııı, alışverişe çıktık valla, stres atıyoz yaaaaa’ diye cevap vermeye çalışan kikirdek ve fikirdek kızlar, magazin dergilerine ya da magazin sayfalarına çöreklenen ve ‘Stres Atmanın On Yolu’, ‘Yoga Yap, Rahatla’ gibi hap çözümler üreten gazeteci ağabeyler ve ablalar, cümle alem, cümbür cemaat, bir stres atmaktır, rahatlamaktır, gevşemektir tutturmuş gidiyoruz.

Stres atmak için alış-veriş yapıyor, gevşemek için yürüyor, rahatlamak için envai çeşit işler yapıyoruz. Maksat, üzerimizdeki ‘elektriği’ atmak, enerjiyi boşaltmak... Yerine ‘pozitif enerji’ doldurmak. Peki neden illa da bu enerjiyi boşaltmaktan yanayız, bu enerji bizde kalsa olmaz mı? Kendimizi doldur boşalt nevinden şarjlı pillere döndürmemizin alemi ne Allah aşkına? Niye stresimi atacak mışım? Yeniden doldurabilmek için mi? Hem stresimi nerede ve nasıl atacağım? Bana stres atma yolları olarak sunduğunuz yollar ve araçlar, kanserden dolayı oluşan deri kızarıklarına yara bandı yapıştırmak suretiyle kanser tedavisi olduğunu sanan avanakların melaline benzemiyor mu?

Sorunların köküne inmeden, yılanın yuvasına inip başını ezmeden sağda solda gezinen yavrularını öldürmekle vakit geçirmek, çağın insan sorunlarına çözüm üretme stratejisini oluşturuyor. Yani ortada böyle bir sıkıntı, maraz, illet veya her neyse varsa, bunu üreten mekanizmanın kaynağı neresidir? diye bir soru sormadan, hadiseye derinlemesine eğilmeden, palyatif çözümler sunmak asrın karakteristiğini oluşturuyor. Hele de mesele insan ve onun halleri olunca, bu yüzeysellik hepten şapşalca oluyor. Sıkıntı ve stres içinde kuyruğu yanmış tilki gibi gezinen modern insana, ‘Sık adımlarla uzun bir yürüyüşe çık’, ‘Kendine bir kız arkadaş edin’, ‘Kilolarından kurtulman lazım’, ‘Evini Feng Shui Felsefesine göre döşe, huzur bulacaksın’, ‘Anti-Aging ve Reiki yap, öğle aralarında da ofisinde 15 dakika meditasyon uygula, gevşeyeceksin’ gibi çözümler sunmak gerçekten ‘çözüm’ olacak mıdır?

Stresi ve gerilimi peydahlayan, üreten, temel ruhsal ve manevi dinamikler nelerdir? Yani bu ‘kanser’i doğuran kötü huylu hücreleri üreten yapı nedir? Bu ve benzeri sorulara, okuduğum onca psikolojik eser tatmin edici cevaplar veremedi. Bu yönüyle ben tatminsiz bir adamım. İkna edilmeye ihtiyacım var. Fakat ilginçtir, son zamanlarda yeniden okumak üzere elime aldığım bir kitap beni haddinden ziyade derin düşüncelere garketti.

Kitapta aynen şöyle diyor: “Sıkıntılarımızın hepsi ham tamah ve hırstan, nefse tutkun olup da onun dikenliğine adım atmaktan kaynaklanır. Dane için tuzağa düşen kuş, dar bir saraydan ibaret olan kafese boyun eğmeye mecburdur…” (Mecalis-i Sab’a, Mevlana, Tercüme: Mehmet Hulusi, Kırkambar Yay. 2001) Biliyorum, naklettiklerim hiç de objektif ve bilimsel değil. İyi de bilimsellik kimin umurunda! Objektif de sadece fotoğraf makinesinde ya da kamerada bulunur ki onu da nereye yöneltirsen orayı gösterdiği için, hiç de ‘objektif’ değildir. Ayrıca, kelin ilacı olsa başına sürermiş. Üstad Lang’in dediği gibi, psikoloji ve psikiyatri çoğu kere, ‘Şaşıya yol gösteren kör gibidir” ki her psikiyatrı nerdeyse bir başkasına mahkum etmiştir. Bize stres atma yollarını öğreten uzmanlar, inanın çoğu kere bizden daha streslidirler. Adam ‘stres at’ diye diye stres oluyor, ne yapsın…

Gövdeye tutkun olup, dünya metaının hırslarıyla sarhoş olmak, nefsi terbiye etmeyip onun şımarık bir çocuk gibi olan bütün isteklerine karşılık verememek stresin ve kaygının en büyük bataklığını oluşturuyor. Tenin haz danelerine tutulan biz kuşcağızlar, ten kafesinde feryad ediyoruz ve kanatlarımızı kafesin tellerine vura vura kanatıyoruz. Özgür ve göğe tutkun yanımız belalı bir esarete boyun eğmeye razı olmadığı için sürekli kendini baskılanmış hissediyor. Buna karşın diğer kafesteki ‘uzmanlar’, kafesin içine konan aynaya bakmamızı, sanki kafesten çıkmışız da uçuyormuşuz gibi hayal etmemizi, kafeste sırtüstü yatıp gevşeme egzersizleri yapmamızı salık veriyorlar.

Ey uzmanlar! Stres atmıyorum, atmayacağım. Bu stres birike birike kafesi parçalayana kadar benimle beraber kalacak. Benim stresim, yolunmuş kanatlarıma yürüyen can olacak…

YUSUF ÖZKAN ÖZBURUN
 
S

smyye

Kullanıcı
1 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
stres, can sıkıntısı,şu, bu birsürü sorunu var insanımızın. yazıda da dediği gibi bunlardan kurtulmak için de bir sürü yöntem ve taktik geliştirilmişş. fakat bu taktikler ne derece faydalı bilinmez. :-\
bence başlı başına bir sorun olan şey bir şekilde  istemli veye istemsiz bütün manevi dinamiklerimizden uzaklaştırılıyor ve herşeyi maddi şeylerde arıyor olmak.
halbuki bunun çözümü çok basit etrafa biraz pozitif bakabilmek,herşeyi sorun olarak görmemek ve bizi biz yapan değerleri önemseyerek biraz olsun manevi olgulara yönelebilmek.....
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Eee o zaman Kişisel Gelişim seminerleri anlamsız, kendini geliştirmek adına tüm çabalar anlamsız, n"nasıl daha mutlu olabilirim" çabalarının hiç mi hiç anlamı yok, "kitaplar boş yazıyor" diye kitapları da atalım bir tarafa,
İyi de bilimsellik kimin umurunda!
ana cümlemiz olsun ve streslerimizle mutlu olalım... mı yani?
Yoksa bu yazı Codex'in de iyi niyetle yorumladığı gibi;
Cσ∂єx' Alıntı:
Aslında olumsuz gibi görünen çoğu şeyi, "doğru şekilde" kullandıktan sonra size çok şey katabilir.
böyle mi anlayalım?
Bu bir kara mizah mı?:) Yoksa ben mi çok yoruldum da algılama kapasitem azaldı:)
 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
kafanıza tokadan başka birşey takmayacaksınız o zaman ne stres kalır ne bişey... ;) ayrıca stres öyle sanıldığı gibi kötü birşey  değildir başarma arzunuzu kendinize güveninizi arttırır yeterki durmanız gereken yeri bilin  :) buda tabi kendinizi tanımanızla ilgili
 
S

sehla

Kullanıcı
5 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
stressiz bir hayat düşünemiyorum kendi adıma anlık da olsa yaşanıyor söylecekk fazla da bir şey bulamıyorum. teşekkürler paylaşımın için
 
R

Real_Factor

Kullanıcı
9 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Çağımızın hastalığı işte tamamen kurtulmak imkansız gibi :-\
 
Üst