Sınavım Var Biliyorsun..

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan crt
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

crt

Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2009
Puanları
38
Konum
İstanbul

********






cocukdilx.jpg


Sınavım Var Biliyorsun  
Haşmet Bey, en yakın aile dostunun kalp krizi gibi çok ciddi bir sağlık sorununda bile yanında olurken zorlandı.
Kolay değil, oğlu Alper’in sınavı vardı.
Geçmiş yıllarda liselere giriş sınavının adı OKS idi.
Şimdilerde sürecin adı SBS...


—Hayatım Nuri Bey rahatsızlanmış, hastanede yatıyormuş.

   —Nesi varmış?

   —Kalp krizi geçirmiş.

   —Ya öylemi? Çok üzüldüm.

   —Geçmiş olsuna gitsek iyi olur sanırım.

   —Ya iyi de oğlanın sınavı var biliyorsun.

   —Oğlanı evde yalnız bıraksak, biz bir yarım saat gidip gelsek olmaz mı?

   —Olur mu Haşmet? Altıncı sınıf öğrencisi bir çocuk akşamın bu saatinde evde yalnız bırakılır mı hiç!

   —Doğru söylüyorsun Gülay ama Nuri Bey de en yakın aile dostumuz. Bugün yanında olmazsak ne zaman yanında olacağız?

   —Yarın gitsek geç olur. Ne yapsak acaba?
En iyisi sen yalnız git şimdi. Yarın Alper okula gidince ben de gider hem Naci Beye hem Sacide’ye geçmiş olsun derim.

   —Ne yapalım artık öyle olsun bari.
En iyisi ben şimdi gideyim, belki bir ihtiyaçları olursa yardımım dokunur.

   —Tamam canım hadi güle güle! Benim de selamımı söyle.

   —Aleyküm selam canım.  Oğlana dikkat et. Morali bozulmasın aman!

   —Tamam canım hadi hoşça kal!

   Haşmet Bey, en yakın aile dostunun kalp krizi gibi çok ciddi bir sağlık sorununda bile yanında olurken zorlandı. Kolay değil, oğlu Alper’in sınavı vardı.

   Geçmiş yıllarda liselere giriş sınavının adı OKS idi.
Şimdilerde sürecin adı SBS.
Yarın ne olur onu bilemiyoruz.
Üniversitelere giriş için uygulanan sınavların adı ise sürekli değişiyor.
Ama değişmeyen bir şey var. O da sınavlar sürekli var.
Ve her geçen gün koşullar daha da ağırlaşıyor. Rekabet daha kızışıyor.

   Gelişen süreci az çok takip edebilen veliler artık biliyorlar ki, iyi bir üniversitede okuyabilmenin ilk adımı iyi bir lisede öğrenim görmekten geçiyor.
Daha açık bir ifade ile ilköğretim sonunda iyi bir lisede okuma hakkını elde edemeyen öğrenciler, çok büyük bir sürpriz yapmazlarsa ya üniversite sınavını kazanamıyorlar ya da kaliteli bir bölümde okuma hakkını elde edemiyorlar.

   Öğrencilerini sınava hazırlayan velilerin içinde bulunduğu koşulları inceleyecek olursak;
liselere giriş için yapılan sınavlar ile üniversite sınavlarını ehemmiyet açısından bir bütün olarak görüyorlar.
Mevcut öğretim sistemi içerisinde öğrenciler en geç altıncı sınıfta, zorunlu olarak öğrenim gördükleri okul derslerine ilave olarak imkânlar ölçüsünde özel öğretmen veya dershane desteğine başvurmaktadır.

   Sınavlara hazırlanan öğrenciler açısından ise durum çok farklı değildir.
Ya bu acımasız rekabet koşullarını kabullenip kıyasıya rekabet edecekler ya da pes edecekler.
Hayat rüzgarının, kendilerini sürüklediği yerlere gitmeye razı olacaklar.

   Sınava hazırlanan öğrencisi bulunan bazı veliler, işi o denli sıkı tutuyorlar ki, bütün bir sınav sezonu sosyal yaşamdan adeta kopuyorlar.
Sinema, tiyatro, eğlence zaten yok.
Bunlara ilave olarak, koca bir sezonda aile dostlarına gezmeye gitmiyorlar, misafir kabul etmiyorlar.
Çocuklarının moralini bozacak, motivasyonunu düşürecek her türlü krizden uzak duruyorlar.

   Bütün bunlar, alt tarafı bir sınav için yapmaya, yaşamaya değer mi? Aslında bu konu da bir tercih meselesidir.
Bazı aileler sınavda başarılı olmayı, her şey olarak algılayıp bütün yaşamlarını sınavlara göre dizayn ederken, bazı aileler de kendi hayatlarını yaşıyorlar..
Bu tercihler, durup dururken yapılmıyor elbette!
Öğrencinin başarı durumu, okumaya karşı istekli oluşu, ailenin sosyal yapısı ve ekonomik düzeyi bu tercihlerin yapılmasında önemli rol oynamaktadır.
   Öğrencilerin adeta at yarışına hazırlanır gibi sınav maratonu için koşuşturmaları sonucunda, çocukluk dediğimiz süreç ortadan kayboluyor. Çocukluğunu yaşayamadan büyüyor insanlar.
Okul, dershane, etüd çalışmaları, deneme sınavları, konu anlatımları, yaprak testler derken, çocukların avuçlarından kayıverip gidiyor en güzel yılları.
İşin esprisi bir yana, parklarda torunları ile oynayan dedeleri ve nineleri görürseniz hoş görün ne olur.
Sınavlardan dolayı çocukluğunu yaşayamayan, ekmek kaygısı yüzünden gençliğini yaşayamayan insanlar, emekli olduktan sonra torunları ile nostalji yapmak zorunda kalıyorlar, tabi yapabilirlerse…

   Karamsar bir tablo çizmek değil niyetim elbette.
Israrla vurguladığım bir ayrıntıyı tekrar vurgulamak istiyorum:
Yaşadığımız hayatın provası yoktur.
Müsvedde yaşamıyoruz hayatı.
Tekrar tekrar yaşama şansımız da olmayacak.
Bu nedenle yaşadığımız hayatı en güzel yaşamak zorundayız.
Hakkını vererek, dolu dolu yaşamak…  
Asıl kazancımız, bu olacaktır.
 
OKS,SBS,ÖSS,KPSS vs vs.
Evet çocuklarımızı yarış atına çeviren bitip tükenmeyen sınavlar  ve bu sınav stresi ile geçen yıllar..!
Çocuklarımızın onca çabasına karşın  geleceğe dair planlarının çoğu ne yazık ki yarım kalmakta..


 
OPTİMİS' Alıntı:
Emeğine sağlık!
Yaygın bir ikilemin,yaygın bir açmazın ta gözünden vurulması yazın.Teşekkür ederim.

Özellikle gençliği ilgilendiren önemli bir konu diye düşünüp paylaşmak istedim..
(Her ne kadar gençlerin ilgi alanına girmemiş olsada)yazıyı önemsemeniz sevindiriciydi..
  Bende teşekkür ediyorum..
 
katılıyorum.
sınavlar bitmiyor biz bitiyoruz...
çocukluğumuzu yaşayamadan büyüyoruz.
acaba ailelerde sınava hazırlanan çocuklarının üstüne fazla mı düşüyorlar,sosyal ortamla ilgiler kesiliyor hep ders hep ders kişi için de verimli bi calısma olmaz bence.
ben yaşamıştım mesela,OKS sınavı(şuanda ismi değişti sbs olarak ama isminin değişmesi olacak sınavı etkilemiyor) biz öğrenciler için çok önemliydi ve önemsiyorduk,çünkü iyi bir lise de eğitim görmek üniversite kazanmamız için iyi olacaktı.aylarca çalısmıştım ve çevremde ne olup bittiğinden bile hebersiz evde masamda oturup test kitaplarına gömülüyordum bi yandan bu durumdan canım sıkılıyordu ama başarmam gerekiyordu..ancak bu kadar emek karsılığında beklenen sonucu elde edemedim ama yine de şikayetçi değilim okulu seviyorum.demek istediğim çook çalışmak değil verimli çalısmak önemli bence.
başarmak için biçok yönde fadakarlıklar gösteriyoruz ama istediğimiz yere ulaşamamak çok kötü oluyor.
zaman ise durduğu yerde durmuyor.şuna buna ulaşmak isterken zaman akıp gidiyor ve yaşlamayı,hayattan tat almayı unutur hale geliyoruz..farkına varmak gerekiyor...

yaşadığımız zamanın tekrarı olmayacak...

paylasım için teşekkürler...
 
Sevgili Prenses: )
Evet başarmak için çok çalışmak şart.
Bir oğlum Çorum Anadolu Öğretmen Lisesi'ni ,diğeri Çorum Fen Lisesi'ni kazandığında tamam bundan sonrası kolay demiştim..
Oysa yanılmışım..
Bizim çocuklarımız çalışıp emekleri ile bir yerlere tutunmaya çalışırken..
Baba parasıyla özel ünüversitelerde okuyup patron koltuğuna oturanlar yine kolay para kazanıyor ..
Yine bir yerlere geliyor..


 
 
kolay diye bişey yok ki sürekli zorlaştırma çabaları içindeler sanki..
emek vererek elde ettiklerimiz çok değerli ve daimidir...
baba parasına güvenenlerin saltanatı uzun sürmüyor çünkü zirveye tırmanarak cıkmıyorlar..
 
Geri
Üst