Teşekkürler crt. Çok teşekkürler. Sadece cep telefonunu bırakıyorum interneti hala çok seviyorum. Eğer bir gün bundan da sıkılırsam bırakıveririm olur biter.
Sevgili Günlük,
Bugün 12 Nisan 2010
"Şimdi tarih tutmuyor, yeni alışkanlıklar" diyor İclal hanım.
Ben ne çok acıkıyorum ya
Şöyle küçük bir hesap yaptım da 8.400 gün civarında bir hayatım varmış. Her gün bir kere acıksam
ooo
Aslında her gün üç kere yemek yesem ye ye insan usanır ya
Demek ben de bazı şeylerin bağımlısı olabiliyormuşum
TRT FM dinlerken bir tanıtım yayını var çok seviyorum
klavyede Cıstak, nefesli sazlarda Gogo ve sevimli solistimiz Kiraz diyor kendimi çocuk gibi hissediyorum
Bir de reklam var hayatım şu vidayı tutar mısın çekici denk getiremiyorum da diyor her dinleyişimde gülüyorum
Her neyse yaz geliyor derken nisan yağmurları insanın içini kıpır kıpır ediyor. Dün öğle saatlerinden akşama kadar ince ince yağmur yağdı. Ben de deli gibi akşama kadar yağmurun altında dolandım durdum. Ufak tefek işleri hallettim ne hoş oluyor ya
Deli olmayı seviyorum galiba.
Bir de şu lanet olası F klavyeye alışabilsem ne güzel olacak.
Tabi günlük haklı olarak diyorsun ne alaka yukarda İclal hanımın sözüyle bu yazdıklarının? Haklısın günlük ben böyle karmaşık biriyim işte. Hiçbir alakası yok ama şimdi yazacağımla olabilir belki. "Bir daha hiç 23 yaşında olmayacağım" demişti tabi o zamanlar ben ne İclal hanımı tanıyordum, ne adını duymuştum. yani o 23 yaşındayken... Şimdi ben 23 yaşındayım. 8400 küsur gün boyunca her gün günlük yazdığımı düşünsene. Bunun içinde henüz okuma yazma bilmediğim zamanlar da var tabii ki ama ne kadar çok yine de. Bir daha hiç 23 yaşında olmayacağıma göre bugünleri bir yerlere not etmek güzeldir belki. Belki de gereksizdir kim bilir.
Şöyle bir bakıyorum geçmişime ben hayatımın büyük bölümünde mutluymuşum aslında günlük. Haklı olarak diyebilirsin ki: "Eee tabi cebin dolu olunca mutlu olursun" ama günlük çok şükür şimdi durumum iyi ama önceden o kadar da iyi değildi. Ama ne hikmetse ben önceden de mutluymuşum. Sanırım biraz bakış açısıyla ilgili bir durum. Şimdi arabam yok veya kafama estiğinde yurtdışına geziye gidemiyorum (Aslında Sydney'i bir kerecik görebilsem fena olmazdı ama) ama bilgisayarıma Google Earth'ü kurdum. İstediğim yere gidiyorum
Çok sevilen biri değilim malesef günlük veya bana öyle geliyor bilmiyorum ama beni sevenlere bakıyorum ben olsam beni sevmezdim
Hatta gıcık olurdum. Bu yüzden galiba sevmeyenlere kızamıyorum. Aptal olduğumu düşünmüyorum ama bazıları da beni dahi filan sanıyor galiba böyle fikrimi sormalar, sen söyle ben onu yapayım demeler filan kendimi Einstein gibi hissediyorum sonra olmadığımı hatırladığımda bir garip hissediyorum.
Şimdi içimden yukardaki sözle bağlantı kurabilecek bir şeyler yazmak geçiyor ama ne yazsam bilmiyorum. Neyse günlük burasını sen zihninde tamamla artık ne yapayım. Öyle yok armut piş ağzıma düş bak ben üşenmeden yazıyorum sen de bir zahmet tamamla di mi . Günlüksen günlüklüğünü bil sen sonuçta benim yazdıklarımdan ibaret bir şeysin ne çok naz yapar oldun bu günlerde yaa. Ürkme günlük şaka yapıyorum. Sen de olmasan ben kime takılacağım böyle. Zaten yanlış anlaşılma kapasitemi zorlar durumdayım bugünlerde ama biliyorum sen beni yanlış anlamazsın. Sahi sen kimsin günlük? Sokrates'ın "katharsis" dediği şey mi, yoksa Peyami Safa'nın Samim'i misin? Belki Pinhan'sın, İclal Hanım'sız olur mu
Belki "Yaz Bitmesin"sin. Sen benim eserimsin günlük. Seviyorum seni
Hele ki gerçek hayatta beni dilsiz sanan var mıdır bilmiyorum ama bazen ben inanır gibi oluyorum. Nasılsın, ne var ne yok, nabers, eee daha daha nasılsın, hımm demek öyle neyse canım olur böyle şeyler gibi sözlerin kullanılma sıklığının hızla arttığı, gerçekten oturup konuşulacak bir konunun bulunmadığı, bulunsa bile doğru kişi bulmanın günden güne azaldığı bir dünyada senin değerin daha bir artıyor gözümde. Ne kadar saçma şeyler yazsam da yok bunu yazma demiyorsun ya en çok da bu özelliğini seviyorum günlük. Zaten nasıl diyeceksin ki
Önceden bir defterim vardı günlüklerimi yazdığım sen hatırlarsın günlük. Hani mavi kapaklıydı. Bir de saçma bir kilidi vardı sanki bir adam okumaya niyetlense onu engellemeye gücü yetecekmiş gibi
Hayır anlamadığım içinde devlet sırrı mı vardı ki kilitliyormuşum en fazla ergenlik çağlarımda sevdiğim birkaç kişinin isimleri, veya belki fotoğrafları, en fazla bana yazdığı notlar vs. Merak ediyorsan sırasıyla yazayım günlük o kadar da büyük bir sır değil
Artık seni mavi kapaklı bir defer olarak da tanımlayamıyorum. Tabi internette kendi adıma açtığım bir sayfada yayınladığımda bir internet sayfası olarak tanımlayabiliyorum ama çoğu nüshanı zaten e-posta hesabımda saklıyorum öyle olunca internet sayfası da diyemiyorum. Sorması ayıp sen kimsin günlük? Aslında sana bir isim de vermek lazım. Mesela Karizmatik Menekşe veya Van minüt
Neyse gittikçe saçmalayacağım şimdi siyasete gireceğim sonra ordan eğitimin sorunlarına, ruh halime göre kaloriferli ev mi yoksa sobalı mı gibi saçma bir tartışmanın ortasına düşeceğim, acaba bir LCD televizyon alsam mı diyeceğim sonra bu ayki harcamalarım ve ihtiyaçlarımı hatırlayıp vazgeçeceğim. Tekrar TRT FM'e U dönüşü yapacağım filan en iyisi sana isim bulma işini erteleyelim. Şimdilik Günlük olarak kalman daha iyi.
Neyse günlük ne çok konuştum ya boğazım ağrıdı iyice. Artık gitme zamanı. Bugünlük bu kadar olsun. Bu günlük bu kadar olsun.
Sonsuz dostlukla...