F
FADİME TASTAN
Kullanıcı
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine:”Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?
”Bakın göstereyim demiş, ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.Hepsi oturmuşlar yerlerine.
Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş ”Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş.Peki demişler ve içmeye teşebbüs
etmişler.Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.
En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.
Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya.
”Buyurun” deyince, her biri uzun boylu kaşığı çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş.
Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
İşte demiş ermiş;”Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır
ve kim kardeşini düşünürde doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır.
Şüphesiz şunu da unutmayın,gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.
”Bakın göstereyim demiş, ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.Hepsi oturmuşlar yerlerine.
Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş ”Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş.Peki demişler ve içmeye teşebbüs
etmişler.Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.
En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.
Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya.
”Buyurun” deyince, her biri uzun boylu kaşığı çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş.
Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
İşte demiş ermiş;”Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır
ve kim kardeşini düşünürde doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır.
Şüphesiz şunu da unutmayın,gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.