Sevdiğimiz mısralardan bir demet..

Sevgilerin karşılıksız,
yardımların gizli olacak
seni; attan, ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın
çünkü sen insansın
...ve bunu yakaladığın gün bembeyaz yaşayacaksın

Aç pencereni ve seslen gökteki benzerin yıldızlara...

Aklına takılırsa bir gece yarısı söylenmiş eski bir şarkı
Aç pencereni ve seslen gökteki benzerin yıldızlara
...Anlat derinden hüznünü
Sonrasında dön güzel rüyalarına
Sana benzetmelerim çınlasın rüyalarında kulağına
Ve nedenini sor kendine hiç nedensiz
Aşksız özlemsiz
Bu koyu kedere çaresiz bir elemde sen ekle
Unutucaksan beni yada unutmadıysan kendini
Bilki ey sevgili.!
Söyleyemediklerin söyleyemediklerimin küçük bir bedeliydi..


Müjdat GEZEN
 
Kimseye benzemiyor gibisin. Yokluğun hepsinden ağır. Hiçbirine benzemedi ayrılığın. Niye benzesin ki? Hepsinden çok sevilmedin mi?
(Ceyhun Yılmaz)
 
"Var idiyse bir kuş
Kalbinden başka yeri olmayan vurulacak
Vuruş değil de vuruluş kilidi kırdıysa
Kendi sorgusu yüzünden ayağa kalkıyor insan
Arıyor.Yusuf bir ayna mıdır acaba?
...Çetrefil,kuşku dolu,yadırgı
Ne kadar kendi oldu insan
O kadar başka."

İsmet Özel
 
Her insanın sadece aynalara gösterdigi bir
yüzü , kimseye söyleyemediği bir hüznü vardır. . . !

Hz Mevlana
 
Uykunun içinde bir rüya/Rüyamda bir gece/Gecede ben... /Bir yere gidiyorum, delice/Aklımda sen... /Ben seni seviyorum, gizlice.../ El-pençe duruyorum, Yüzüne bakıyorum,Söylemeden,tek hece...

Özdemir ASAF
 
Geceler çekmeyin benim için hüzün, gelin siz ruhumu tenimden süzün.. Bırakın naşımı yerde gündüzün,gölgemi alın da kaçın geceler!

( NECİP FAZIL KISAKÜREK)
 
Yine bir kömür kütürdedi sobada kayıp bir madencinin kalbi rastgeldi atıverdi sıcak odada

SUNAY AKIN
 
'' Ve dedi : En kof ceviz bile kırılmak ister. Olgun yemişler tutunamaz ağaca. Öyleyse kabuğum kırılacak diye hayıflanmamalıdır insan. Toprağa düşmemek için çırpınmamalıdır meyve. Düşün..! Bir şeyin geldiği yere dönmesi kadar sevindirici ne olabilir..? Tohumun ağaca, ağacın tohuma dönüşümünden başka birşey değildir hayat. Yani ölüm. Fakat insanlar öykü kefelenmişlerdir. Ve kefelenen herşey öldürücüdür. İnsana düşen, tüm libaslarından soyup öylece seyretmektir ölümü. Yani hayatı... ''

Tolstoy / Ölüm Manifestosu
 
“Ziyan ömürler
kucağında kendine has ölümler büyüten bir deli çocuktu” dersin… hadi
git şimdi git ki gözlerine “ayrılık” değmesin.......


KAHRAMAN TAZEOGLU...
 
(...)nihayet insanlık da öldü.haber aldığımıza göre ,uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur.bazı arkadaşlarımız önce bu gerçeğe inanmak istememişler ve uzun süre , `yahu insanlık öldü mü?' diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. bu nedenle gazetelerinde, ` insanlık öldü mü?' ya da ` insanlık ölür mü?' biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. fakat acı haber kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar, telgraflar yağmıştır; herkes , insanlığın son durumunu öğrenmek istemiştir. bazıları bu haberi bir kelime oyunu sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu göstermiştir. evet, insanlık artık aramızda yok. insanlıktan uzun süredir ümidini kesenler, ya da hayatlarında insanlığın hiç farkında olmayanlar bu haberi yadırgamamışlardır. fakat, insanlık âleminin bu büyük kaybı, birçok yürekte derin yaralar açmış ve onları ürkütücü bir karanlığa sürüklemiştir; o kadar ki, bazıları artık insanlık olmadığına göre bir âlemden de söz edilemeyeceğini ileri sürmeye başlamışlardır.bize göre, böyle geniş yorumlarda bulunmak için vakit henüz erkendir. insanlık artık aramızda dolaşmasa bile, hatırası gönüllerde her zaman yaşayacak ve çocuklarımız bizden, bir zamanlar insanlığın olduğunu, bizim gibi nefes alıp ıstırap çektiğini öğreneceklerdir.
insanlığın güzel ve çekingen yüzünü ben de görür gibi oluyorum. zavallı insanlık kendini belli etmeden sokaklarda dolaşır ve insanlık için birşeyler yapmaya çalışanları sevgiyle izlerdi. bu gün için insanlık ölmüşse de, onun ilkeleri akıllara durgunluk verecek bir canlılıkla aramızda yaşamaya devam edecektir. insanlıktan paylarını alamayanlar için, o zaten bir ölüydü; onun bu kadar uzun yaşamasına şaşılıyordu...


Oğuz ATAY
 
"Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elimde bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
...Söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum."

Edip Cansever
 
"Ne zaman elektrik verilse
bedenimin tek bir hücresine
aydınlanıyor yurdumun
lambasız bütün evleri.."

Sunay Akın
 
Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.

Cahit Sıtkı Tarancı
 
Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!

(Necip Fazıl Kısakürek)
 
Söküklerini dik sözlerinin, dilini kalbine yanaştır; dilinle söylediğini kalbinle de söyle. Dikiş tutmuyorsa şayet,söylenmeyi bırak; sus, kalbinden geçmeyeni diline değdirme...

~Hz.Mevlana~
 
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.


Yahya Kemal
 
Düşümde aşk ile
karşılaştım .. İnsanı arıyordu. Uyandım, insan ile karşılaştım ..Aşkı
arıyordu ...

ÖZDEMİR ASAF
 
"Başın olsada yüksek, gözün enginde gerek, kibirle yürüyerek yolu incitme gönül!mevla verince azma,geri alınca kızma,tüten ocağı bozma külü incitme gönül! dokunur gayretine, karışma hikmetine,sahibi hürmetine,kulu incitme gönül..sevmekten geri kalma, yapan ol, yıkan olma..sevene diken olma, gülü incitme gönül"
 
Sen de bilirsin ki,
İki kurşunla bana kolay kolay gelmezdi ölüm;
İstedim ki sana KATİL desinler onun için öldüm...


(Arif Nihat ASYA)
 
Ey gönül, gidenden ümidini kes!
Kaçan bir hayale benziyor herkes,
Sanki kulağıma gaipten bir ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.


-Necip Fazıl Kısakürek-
 
Geri
Üst