E
esranur
Kullanıcı
- 19 Mar 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Özetle Ruhsal Zeka:
İNANMA GÜCÜ
İman yapma, şüphe yıkma gücüdür. İnanmadığınızı gerçekleştirmeye hazır değilsiniz ve tüm kimliğiniz inanmadığınıza karşı, yıkılamaz bir direnç gösterir. Ruhsal zekânın en önemli aracı imandır.
Başarabileceğinize ne kadar inanıyorsanız, başarma ihtimaliniz o kadar fazladır.
Çünkü inancınız ne kadar güçlüyse, a)ruhunuza o kadar güç verilecek; b)o kadar az emekle aynı işi yapabileceksiniz; c) çevresel faktörler o kadar yardımınıza koşacak; c) kaderiniz o ölçüde isteklerinize göre belirlenecektir.
GEREKÇE GÜCÜ
Ruhsal zekâ, “nasıl olacağına” değil, “niçin olacağına” bakar. Geleceğimizde ne olacağıyla ilgilenir; onun nasıl olacağı ise zihinsel ve duygusal zekamızın alanına girecektir.
“Neden isteklerim olmuyor, istemediklerime mahkum muyum?” diye sormadan önce, “Bunu niçin istiyorum?” diye sormalıyız. Çünkü hayatımıza girecek her olay, önce yaşama gerekçelerimiz açısından ayıklanacaktır.
Niyetlerimizle uyuşmayan isteklerimiz kabul edilmeyecektir. Kastımızla çelişen çabalarımızın sonucunu göremeyeceğiz. Başarımızı, “eylemlerimizin mükemmelliği” değil, “niyetlerimizin yüksekliği” belirleyecektir. Niyetlerimiz, yaşama gerekçelerimizdir.
Duygu gücümüzü tükettiğimizde, saatlerce uyuyan, oturan, okey oynamaktan başka bir şey yapamayan insanların durumuna düşeriz. Seyredende merak ve heyecan uyandırmayan hayat, onu yaşayanın kalbinde de donuk ve değersizdir. Duygusuz insanlar çalışamazlar; dolaysıyla da mutlu olamazlar; yani başaramazlar.
Madde özünde duygudur. Madde olarak algıladığımız eşyaların özde ve kaynakta madde olmadığını görmek şaşırtıcıdır. Hele keskin duyguların ve içtenliğin maddenin yapısını ve işleyişini ezip geçtiğini öğrenmek daha da ilginçtir.Madde duyguysa, duyguya hakim olan maddeyi de esareti altına alır. Duygu derinliği ruhsal gücün en önemli enerji aracısıdır.
ISRAR GÜCÜ
Çekirdeğin meyve olmasını bekler gibi ısrar edeceksiniz. Ruhsal Zekânın gerektirdiği ısrar, düşüncelerinizden ve duygularınızdan başlar, eylemlerinize yansır. Düşünmekte ve inanmakta ısrar edemeyen, davranmakta ısrar edemez. Israr yüz kiloyu kaldırma gücünüzü bin kiloya yükseltmez. Israrın asıl etkisi eylemlerinize değil, eylemlerinizin sonucunadır. Israr sayesinde on saat konuşmanın etkisini bin saat konuşmuş gibi arttırabilirsiniz.
Diğer tüm değişkenleri sabit sayarsak formül şudur: Başarı Düzeyi=Israr x Eylem. Eylem kapasitesi sınırlı, ancak ısrar kapasitesi sınırsızdır. Ruhsal Zekâ açısından ısrar en vazgeçilmez özelliktir. Israr başarının çarpanıdır; ısrarınız yoksa, diğer tüm imkanlarınız sıfırlanmıştır. Evren tarihi boyunca, ısrarsız bir tane başarı gösterilemez.
Aynı çalışmaları sürdürmekte zorlanabilirsiniz; ama, aynı şeyleri düşünmekte ve hissetmekte ısrar edebilirsiniz. Öncelikli ısrar, zihinsel ısrardır; ısrar içinizden ayrılmadığı sürece, tüm tutum ve davranışlarınızı yönetmeye devam eder.
Başarının gelişimi çoğu zaman bilinçli çabalara bağlı olmaz. Çocuğun zihnine bir düşünce çekirdeği ekersiniz ve yıllar onu besleyip büyütür. Zihninizde gelişenlerin bazıları böyle şeylerdir; her nasılsa oraya çekirdekler ekildi ve yıllar onları yeşertti. Zihninize bir düşüncenin ekilmesine izin verirsiniz; ona engel olmazsınız; yıllar geçer, sizi zorla değiştirdiğini görürsünüz.
En büyük meyve, bir hayata mal olan meyvedir. Domates yetişir, meyvesini verir ve ölür. Çoğu bitkiler meyvelerinin yenildiğine şahit olamazlar bile. En büyük insanlar, insanlığı ne kadar değiştirdiklerini Dünya gözüyle göremediler.
KANAAT GÜCÜ
Dünyaya yansıma biçimleri aynı, fakat iç anlamları arasında uçurumlar olan iki kelimeyle tanışın: Hırs ve kanaat. Kanaat, çılgınca istemek ve çalışmak; ama, elde edilen her sonuca razı olmaktır. Hırs da çılgınca istemek ve çalışmak; ama, hiçbir sonuçtan razı olmamaktır. Bu şaşırtıcı farkı kavrayamamak yüzünden kaybediyoruz.
RUHSAL ETKİLEŞİM GÜCÜ
Varlığın bir tarafı yaratan, diğer tarafı yaratılandır. Yaratan ezeli; yaratılan, sonradandır. Yaratılanlar alemini yani evreni iki boyutlu görüyoruz; her şey çift yaratıldığı gibi evren de çift yaratılmıştır: Madde evren (mülk, eşya, galaksiler), Ruhsal evren (Melekut, ruhlar, melekler).
Ruhsal evren, maddesel evrenin altına, derinlerine, içine veya arkasına yerleştirilmiştir. Maddesel evrene sıçrayan, somut evrende gözlemlenebilir her şey, soyut formlarıyla ruhsal evrende yaratılmıştır. Soyut evren, Güneşe bakan ayna gibi Yaratıcıya bakar; ayna Güneşin özelliklerini nasıl yansıtırsa, ruhsal evren de yaratıcının özelliklerini öyle yansıtır.
Ruhsal etkileşim süreçlerini keşfeden, maddesel etkileşimin ne kadar yüzeyde ve basit olduğunu kavrayacaktır. Asıl etkileyen güce sarılan, yüzeydeki güçlerden hiç etkilenmez. Ruhuyla hareket eden, maddeye meydan okur.
İLAHİ İRADE GÜCÜ
Tüm evren ilahi iradenin eseridir ve her şeyin son kararı ilahi iradeye dayanır. Yaratıcı irade, her şeyden bağımsız ve her şeyin sahibi olduğu halde, kararlarını ve tercihlerini rasgele ve “hikmetsiz şekilde” ortaya koymaz.
Eğer ilahi iradenin nasıl takder ettiğini öğrenebilirsek, olay akışı içerisindeki konumumuzu kontrol edebiliriz.Ruhsal Zeka, Yaratıcının hikmetlerini tanımamıza, neyi niçin istediğini anlamamıza imkan verir. Bilmemiz gereken şudur:
Kimse Yaratıcıya rağmen başarılı olamaz; kimse onun izin vermediği, yaratmadığı eylemler içerisinde yer alamaz. Şu halde, bizim Yaratıcı irade karşısındaki konumumuz nedir? Nasıl oluyor da başarılı oluyoruz? Nasıl oluyor da bazılarına sıra dışı destekler veriyor, bazılarının yollarına aşılmaz engeller koyuyor? Nasıl ve neden? Bu sorulara cevap bulan ruhsal zeka, İlahi iradenin alanına girerek, “niçin” yaptığını görecek, kendi üzerindeki hükümleri değiştirmek için de “gerekçelerin” içerisinde kendine bir yer seçebilecektir
İNANMA GÜCÜ
İman yapma, şüphe yıkma gücüdür. İnanmadığınızı gerçekleştirmeye hazır değilsiniz ve tüm kimliğiniz inanmadığınıza karşı, yıkılamaz bir direnç gösterir. Ruhsal zekânın en önemli aracı imandır.
Başarabileceğinize ne kadar inanıyorsanız, başarma ihtimaliniz o kadar fazladır.
Çünkü inancınız ne kadar güçlüyse, a)ruhunuza o kadar güç verilecek; b)o kadar az emekle aynı işi yapabileceksiniz; c) çevresel faktörler o kadar yardımınıza koşacak; c) kaderiniz o ölçüde isteklerinize göre belirlenecektir.
GEREKÇE GÜCÜ
Ruhsal zekâ, “nasıl olacağına” değil, “niçin olacağına” bakar. Geleceğimizde ne olacağıyla ilgilenir; onun nasıl olacağı ise zihinsel ve duygusal zekamızın alanına girecektir.
“Neden isteklerim olmuyor, istemediklerime mahkum muyum?” diye sormadan önce, “Bunu niçin istiyorum?” diye sormalıyız. Çünkü hayatımıza girecek her olay, önce yaşama gerekçelerimiz açısından ayıklanacaktır.
Niyetlerimizle uyuşmayan isteklerimiz kabul edilmeyecektir. Kastımızla çelişen çabalarımızın sonucunu göremeyeceğiz. Başarımızı, “eylemlerimizin mükemmelliği” değil, “niyetlerimizin yüksekliği” belirleyecektir. Niyetlerimiz, yaşama gerekçelerimizdir.
Duygu gücümüzü tükettiğimizde, saatlerce uyuyan, oturan, okey oynamaktan başka bir şey yapamayan insanların durumuna düşeriz. Seyredende merak ve heyecan uyandırmayan hayat, onu yaşayanın kalbinde de donuk ve değersizdir. Duygusuz insanlar çalışamazlar; dolaysıyla da mutlu olamazlar; yani başaramazlar.
Madde özünde duygudur. Madde olarak algıladığımız eşyaların özde ve kaynakta madde olmadığını görmek şaşırtıcıdır. Hele keskin duyguların ve içtenliğin maddenin yapısını ve işleyişini ezip geçtiğini öğrenmek daha da ilginçtir.Madde duyguysa, duyguya hakim olan maddeyi de esareti altına alır. Duygu derinliği ruhsal gücün en önemli enerji aracısıdır.
ISRAR GÜCÜ
Çekirdeğin meyve olmasını bekler gibi ısrar edeceksiniz. Ruhsal Zekânın gerektirdiği ısrar, düşüncelerinizden ve duygularınızdan başlar, eylemlerinize yansır. Düşünmekte ve inanmakta ısrar edemeyen, davranmakta ısrar edemez. Israr yüz kiloyu kaldırma gücünüzü bin kiloya yükseltmez. Israrın asıl etkisi eylemlerinize değil, eylemlerinizin sonucunadır. Israr sayesinde on saat konuşmanın etkisini bin saat konuşmuş gibi arttırabilirsiniz.
Diğer tüm değişkenleri sabit sayarsak formül şudur: Başarı Düzeyi=Israr x Eylem. Eylem kapasitesi sınırlı, ancak ısrar kapasitesi sınırsızdır. Ruhsal Zekâ açısından ısrar en vazgeçilmez özelliktir. Israr başarının çarpanıdır; ısrarınız yoksa, diğer tüm imkanlarınız sıfırlanmıştır. Evren tarihi boyunca, ısrarsız bir tane başarı gösterilemez.
Aynı çalışmaları sürdürmekte zorlanabilirsiniz; ama, aynı şeyleri düşünmekte ve hissetmekte ısrar edebilirsiniz. Öncelikli ısrar, zihinsel ısrardır; ısrar içinizden ayrılmadığı sürece, tüm tutum ve davranışlarınızı yönetmeye devam eder.
Başarının gelişimi çoğu zaman bilinçli çabalara bağlı olmaz. Çocuğun zihnine bir düşünce çekirdeği ekersiniz ve yıllar onu besleyip büyütür. Zihninizde gelişenlerin bazıları böyle şeylerdir; her nasılsa oraya çekirdekler ekildi ve yıllar onları yeşertti. Zihninize bir düşüncenin ekilmesine izin verirsiniz; ona engel olmazsınız; yıllar geçer, sizi zorla değiştirdiğini görürsünüz.
En büyük meyve, bir hayata mal olan meyvedir. Domates yetişir, meyvesini verir ve ölür. Çoğu bitkiler meyvelerinin yenildiğine şahit olamazlar bile. En büyük insanlar, insanlığı ne kadar değiştirdiklerini Dünya gözüyle göremediler.
KANAAT GÜCÜ
Dünyaya yansıma biçimleri aynı, fakat iç anlamları arasında uçurumlar olan iki kelimeyle tanışın: Hırs ve kanaat. Kanaat, çılgınca istemek ve çalışmak; ama, elde edilen her sonuca razı olmaktır. Hırs da çılgınca istemek ve çalışmak; ama, hiçbir sonuçtan razı olmamaktır. Bu şaşırtıcı farkı kavrayamamak yüzünden kaybediyoruz.
RUHSAL ETKİLEŞİM GÜCÜ
Varlığın bir tarafı yaratan, diğer tarafı yaratılandır. Yaratan ezeli; yaratılan, sonradandır. Yaratılanlar alemini yani evreni iki boyutlu görüyoruz; her şey çift yaratıldığı gibi evren de çift yaratılmıştır: Madde evren (mülk, eşya, galaksiler), Ruhsal evren (Melekut, ruhlar, melekler).
Ruhsal evren, maddesel evrenin altına, derinlerine, içine veya arkasına yerleştirilmiştir. Maddesel evrene sıçrayan, somut evrende gözlemlenebilir her şey, soyut formlarıyla ruhsal evrende yaratılmıştır. Soyut evren, Güneşe bakan ayna gibi Yaratıcıya bakar; ayna Güneşin özelliklerini nasıl yansıtırsa, ruhsal evren de yaratıcının özelliklerini öyle yansıtır.
Ruhsal etkileşim süreçlerini keşfeden, maddesel etkileşimin ne kadar yüzeyde ve basit olduğunu kavrayacaktır. Asıl etkileyen güce sarılan, yüzeydeki güçlerden hiç etkilenmez. Ruhuyla hareket eden, maddeye meydan okur.
İLAHİ İRADE GÜCÜ
Tüm evren ilahi iradenin eseridir ve her şeyin son kararı ilahi iradeye dayanır. Yaratıcı irade, her şeyden bağımsız ve her şeyin sahibi olduğu halde, kararlarını ve tercihlerini rasgele ve “hikmetsiz şekilde” ortaya koymaz.
Eğer ilahi iradenin nasıl takder ettiğini öğrenebilirsek, olay akışı içerisindeki konumumuzu kontrol edebiliriz.Ruhsal Zeka, Yaratıcının hikmetlerini tanımamıza, neyi niçin istediğini anlamamıza imkan verir. Bilmemiz gereken şudur:
Kimse Yaratıcıya rağmen başarılı olamaz; kimse onun izin vermediği, yaratmadığı eylemler içerisinde yer alamaz. Şu halde, bizim Yaratıcı irade karşısındaki konumumuz nedir? Nasıl oluyor da başarılı oluyoruz? Nasıl oluyor da bazılarına sıra dışı destekler veriyor, bazılarının yollarına aşılmaz engeller koyuyor? Nasıl ve neden? Bu sorulara cevap bulan ruhsal zeka, İlahi iradenin alanına girerek, “niçin” yaptığını görecek, kendi üzerindeki hükümleri değiştirmek için de “gerekçelerin” içerisinde kendine bir yer seçebilecektir