Codex
Özgür Şahin
Site Kurucusu
Şimdiki aklım olsaydı, her şey çok daha farklı olurdu. Belki almak istediklerimi o an da alırdım ya da yaptığım hataları yapmazdım. Bu cümleyi hayatımızın birçok yerinde birçok zaman da söylüyoruz. Geçmişte yaptığımız hatalar sayesinde şu an ki biziz. Peki, şimdiki aklınla ne yapmak istersin? İleride keşke şunu yapsaydım diyeceğin neyi şu an yapacaksın?
Pişmanlık dediğimiz şey genelde fırsat kaçırma ya da elimizdeki şeyleri kaybetmekten doğuyor. Kaçırdığımız fırsatların bize başka fırsatlar getirdiğini düşünürsek ve kaybettiğimiz şeyleri tecrübe olarak kabul edersek, yine de kendimizi suçlamaya devam eder miyiz?
Kendimizi suçlarken de birçok şeyi kaçırdığımızı görmüyor muyuz?
Biz üzülsek de sevinsek de ağlasak da hayat bizi dinlemeden devam ediyor. Bugünde üzgünsün diye dünya daha yavaş dönmeyecek. Duygular konusunda hep mutlu ve huzurlu olmayı bekliyoruz. Ama hasta da olacağız, üzüleceğiz de yeri gelecek düşeceğiz. Bazen bu düşmeler çok sert olacak. Ama her ne olursa olsun ayağa kalkmasını da bileceğiz. Gerçekten sürekli pişmanlık yasayacak kadar hayat uzun mu? Sürekli kendini suçlayacak kadar hayatın değersiz mi? Peki, sen bu kadar karamsar olacak kadar kendine küs müsün? Unutma, kendine değer verirsen başkalarına da değer verebilirsin.
Zihin sürekli düşünür, durduramazsın. Ama düşüncelerine yön verebilirsin. Düşüncelerimiz davranışlarımıza, davranışlarımız eyleme dönüşür. Formül bu kadar basitken sürekli kaçırdığımız fırsatları, başımıza gelenlere üzülüp, bu döngüyü neden devam ettiriyoruz? Hayatımıza biraz renk, biraz değişiklik katmalıyız. Dediğim gibi düşüncelerimizi durduramayız ama onları fark edebiliriz. Gerçekten ne istiyorsun, nasıl bir hayat yaşamak istiyorsun? Bunun için hiçbir şeyi suçlamadan nasıl bir adım atabilirsin, kendine nasıl bir çözüm üretebilirsin.
Pişman olmak istemiyorsanız, hayatınızı ve kendinizi olduğunuz gibi kabul etmelisiniz. Bu demek değil ki; hayatınızı olumlu, olumsuz kabul edip, yaşadıklarınıza razı olun. Hayır, hayatınızı kabul edin ve sizi rahatsız eden şeyleri şu an değiştirmeye başlayın. Her değişim size yeni gizem, yeni güzellikler getirecektir.
Hayatımızda genelde küçük parçalara bakıyoruz, bazen bu küçük parçalar etrafa saçılıyor ve çıkmaza düşüyoruz. Bu parçaları birleştirip, her zaman büyük resimden bakmaya çalışmalıyız. Kendinize öncelikle iki soru ile başlayın; bunu yaparsam pişman olacak mıyım, şimdiki aklımla ne yapmak istiyorum?
Başkalarının hatalarının bedelini yaşamaktan ziyade kendi hatalarınızın bedelini yaşayın. Çünkü kendi tercihinizin sonucu iyi olursa başarı; kötü olursa tecrübe olur.
Pişmanlık dediğimiz şey genelde fırsat kaçırma ya da elimizdeki şeyleri kaybetmekten doğuyor. Kaçırdığımız fırsatların bize başka fırsatlar getirdiğini düşünürsek ve kaybettiğimiz şeyleri tecrübe olarak kabul edersek, yine de kendimizi suçlamaya devam eder miyiz?
Kendimizi suçlarken de birçok şeyi kaçırdığımızı görmüyor muyuz?
Biz üzülsek de sevinsek de ağlasak da hayat bizi dinlemeden devam ediyor. Bugünde üzgünsün diye dünya daha yavaş dönmeyecek. Duygular konusunda hep mutlu ve huzurlu olmayı bekliyoruz. Ama hasta da olacağız, üzüleceğiz de yeri gelecek düşeceğiz. Bazen bu düşmeler çok sert olacak. Ama her ne olursa olsun ayağa kalkmasını da bileceğiz. Gerçekten sürekli pişmanlık yasayacak kadar hayat uzun mu? Sürekli kendini suçlayacak kadar hayatın değersiz mi? Peki, sen bu kadar karamsar olacak kadar kendine küs müsün? Unutma, kendine değer verirsen başkalarına da değer verebilirsin.
Zihin sürekli düşünür, durduramazsın. Ama düşüncelerine yön verebilirsin. Düşüncelerimiz davranışlarımıza, davranışlarımız eyleme dönüşür. Formül bu kadar basitken sürekli kaçırdığımız fırsatları, başımıza gelenlere üzülüp, bu döngüyü neden devam ettiriyoruz? Hayatımıza biraz renk, biraz değişiklik katmalıyız. Dediğim gibi düşüncelerimizi durduramayız ama onları fark edebiliriz. Gerçekten ne istiyorsun, nasıl bir hayat yaşamak istiyorsun? Bunun için hiçbir şeyi suçlamadan nasıl bir adım atabilirsin, kendine nasıl bir çözüm üretebilirsin.
Pişman olmak istemiyorsanız, hayatınızı ve kendinizi olduğunuz gibi kabul etmelisiniz. Bu demek değil ki; hayatınızı olumlu, olumsuz kabul edip, yaşadıklarınıza razı olun. Hayır, hayatınızı kabul edin ve sizi rahatsız eden şeyleri şu an değiştirmeye başlayın. Her değişim size yeni gizem, yeni güzellikler getirecektir.
Hayatımızda genelde küçük parçalara bakıyoruz, bazen bu küçük parçalar etrafa saçılıyor ve çıkmaza düşüyoruz. Bu parçaları birleştirip, her zaman büyük resimden bakmaya çalışmalıyız. Kendinize öncelikle iki soru ile başlayın; bunu yaparsam pişman olacak mıyım, şimdiki aklımla ne yapmak istiyorum?
Başkalarının hatalarının bedelini yaşamaktan ziyade kendi hatalarınızın bedelini yaşayın. Çünkü kendi tercihinizin sonucu iyi olursa başarı; kötü olursa tecrübe olur.
Zeynep TÜRKOĞLU
Yönetici ve Takım Koçu
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Uzmanı