Pelin'ce

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan nil_92
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

nil_92

Kullanıcı
Katılım
26 Haz 2008
Puanları
0
Dilimde ay tutuldu../..dilsizim​


(akşam şaraba yatıracağım yüreğimi../..yarına bi'şeyciğim kalmaz)

korunaklı şiirler yaz bana, sevgilim olmayan sevgili
sağanak yağışlı günlerimde sığınacağım bir yer bulunsun
bari, şiirlerde bir ev'cağızım olsun

üç oda bir salon yalnızlığımı kiraya vereceğim
heveslenme, senin için düşlerim başka
aklını başından alıp, gezmeye götüreceğim

ne güzel gülüyorsun, dudaklarında eski İstanbul resimleri
öyle kal lütfen, yüzüme baktığın anın resmini çekeceğim

sana söz veriyorum, sen de bana umut ver
sonra her şeyi unutup, ülkeme geri döneceğim

bende bir hoşum, şarkıların belalı güzelliğine vuruldum
o uzak ay'da kaldı onayladığım gülüşler
raks eden sevişmelerin çingene zamanındayım,
'gel' desen, gidemeyecek kadar sarhoştur özlemler

anlayışımı kaybettim, beni anla
karşılığında gözlerimin kahvesinden içireceğim
düşe kalka düşledim, son baharım kaldı
beni şimdi tutmazsan, dudaklarına devrileceğim

oturaklı şiirler yaz bana, sevgilim olmayan sevgili
yorgun günlerimde dinleneceğim bir yer bulunsun
şiirlerde bari, bir nefeslik yerim olsun

'05-izmir havası 
 
Pelin Onay
 
Düş(me) ler../..aşk bitti

I

..üstat, beni müsait bir şiirde indir...


bugün bir şiir bile uğramadı yanıma
sana uğradı mı bilmiyorum
pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla,
balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra

kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim../..ayrılırken
ama sen herkesin öğrettiğini yineledin
şimdi aşk../..inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda

deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana,
vermeye zamanım olmadı
şimdilerde içinde yakıyorum,
sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu
biliyor musun../..bilmem
sen cümlelerimin 1. Kordonuydun

II

..susmaya gidiyorum.../..birazdan dönerim..

acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma
yanlarına gittiğimde,
odaları boştu, çarşafları temiz
bir küçük not bile yoktu../..”kurtardığınız için teşekkür ederiz”

bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden
tazminatım suskunluk
beni ait olmadığım şehirlerde aramayın,
adresimin caddesi../..burukluk

III

..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar..

dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü
24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket
sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında
parmaklarıyla gösteriyorlardı../..“işte bu kadın terk edildi” naralarıyla
bu günlerde../.dalgasını geçebiliyorum vedaların
o günlerde../..serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım

gerçekte kim olduğunu çok düşündüm,
özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda
galiba artık biliyorum
sen../..büyümeye zamanı olmayan çocukların,
dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın

beni beklemeye gidiyordun.../..galiba yolu şaşırdın

IV

...bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır..

biraz önce gözlerimden düştün
seni ıslattığım için üzgünüm
yanaklarımda kurumanı istemezdim,
dudaklarıma almışken ıslaklığını
sen../..gözlerim../..ve katre

sana yaşatmak istediğim çok şey vardı,
aşk’da kısa çubuğu ben çektim...

V

...kırgınlıklarımı kaybettim, hükümsüzdür...

sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni
sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum
zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan
ki tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni
seni../..bir “anı” olsun diye sevmedim

...ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile

çok önceleri sorduğum bir soruydu,
“şiir bir aşk’ı kurtarabilir mi? ” diye
otuzuma yaklaşırken gülümsüyorum da,
şiir bir aşk’ın ancak bekçisi olabilir

VI

...bu şiirde U dönüşü yapılmaz...

illegaldir bütün terk edişler,
ölümlerde dahil...

VII

...kızım bahara aldanma, üstüne yine de bir şiir al sen..

mayıs’ın çocuklarıyız ikimizde
belki de bu yüzden acele ettik ayrılmak için,
tenlerimizin ateşi bizi kavurmasın diye..

biliyorsun../..çok erken aldım hediyemi senden
seninkini vermek içinse çok geç

doğum günün kutlu olsun../..unutmadı giritlalesi
mumlarını söndürdüm../..yüzümde gönderdiğim dileklerin gölgesi


VII

...aşk dersem çık, ayrılık dersem çıkma..

dedim../..çıkmadın
aşk bitti... 
 
Pelin Onay

 
Düşümden düştün../..canın acımadı ya

ne zaman düştün sol yanıma da, vuruldum sözlerimden
benim yazım değilsin, korkarım kışım da
tenimde çıldırmış bir dilek tutuşturur iliklerimi
sen ateşsin
saat 17:28
kimbilir, şimdi neredesin

yoruldum korktuğum yangınlara yakalanmaktan
suya düştü intihar, boğuldu son bakış
kimi istesem uzaktır kıyı boyları
vedalar alnıma işlenmiş, nakış nakış

aşk! Sevdiğim ama dokunamadığım çiçek
kulaç attığım dalgalara sıkıştı haykırışım
gitmeyi öğrettiler bana, kalmak nasıldır..?
nasıldır bir göğüste endişesiz uyumak..?
yırttığım takvim yapraklarında ağlıyor çocukluğum
söylesene, nasıldır dudaklarını bir dudakta uyutmak..?

ne zaman girdin aklıma da, karıştım gecelerde..?
benim sevdam değilsin, korkarım sevenim de
yürekte şaha kalkmış bir arzu ıslatır dilimi
sen havasın
saat 22:16
kimbilir, şimdi hangi kuytudasın

arındım ve çözüldüm geçmişin kirli nefesinden
geceye düştü uyku, titredi acı soluk
kimi çağırdıysam, kapalıdır seslerinin yolu
üşümeler içimden akıyor, oluk oluk

tutku! Bildiğim ama gösteremediğim resim
akıttığım renklere takıldı gül yüzlü uçurtmam
susmayı öğrettiler bana, konuşmak nasıldır..?
nasıldır, bir sesin içinde bağdaş kurup dinlenmek..?
yitirdiğim öpüşlerde yanıyor sevgilerim
söylesene, nasıldır bir yüreğin içinde demlenmek..?

ne zaman geldin yanıma da, dağıldı hüznüm
kaçarım değilsin, korkarım tutanım da
sen topraksın
saat 22:39
kimbilir, şimdi hangi duygunun uykusundasın

06.04.'05 / izmir akşamı 
 
Pelin Onay

 
 
Ses(im) duvardan düştü../..kaldırın

- pardon,'seni seviyorum' diyen bir ses buradan geçti mi acaba?
- hayır bayan, görmedik

bir adam çıplak sesle şarkı söylüyor,
sesi üşeyecek diye çok korkuyorum
bir kadın limanda günah çıkartıyor,
günahları denizi kirletecek diye tedirgin oluyorum

tut(ma) beni gece
karanlığında şarkılara gebe kalıyorum

- pardon, 'seni özledim' diyen bir ses uğradı mı acaba buraya?
- hayır bayan, uğramadı

tutkularım çiçek verdi, kokusunu saldı
satamadım biriktirdiğim dağ özlemlerini
İsmet Teyze yaşasaydı söylerdi, anılarla nasıl başa çıkılacağını
herkes ölüyor, sevdaların öldüğü gibi

kandır(ma) sın beni şiirler,
yokluğumu isimlendirmeye gidiyorum

- pardon, 'kadınım' diyen bir ses bir not bıraktı mı acaba?
- hayır bayan, bırakmadı

cinayeti ellerim gördü
bir de yüreğim
gözlerim inanmaz yüze değmeyen bakışlara

beni rahmine al ve yeniden doğur anne
yanılgılarımın kapısını tekrar çalmayacağım
kuş tüyü vaatlerde kaybettim gerçeğimi
kandır(ıl) dığımı bırak unutayım

- pardon, 'sen benim elma şekerimsin' diyen bir ses sizde kaldı mı acaba?
- hayır bayan, kalmadı

yorgun turuncu açtı gözlerini,
geceye tutundu
kıskanmasın canım mavi, onu da unutmadı
sır küpüdür şehvet bedenimde,
kapıma dayan(ma) dı

bacaklarım mecalsiz artık aşk
sana kapıları açamayacağım diye korkuyorum

- pardon, 'artık bensiz bir yaşamın olsun' diyen bir ses ağladı mı acaba?
- hayır bayan, duymadık

kanım çekiliyor dostlar
ayrılıkların en dokunulmaz şahidiyim 
 
Pelin Onay

 
 
Sen şimdi git../..ama sonra..

sen şimdi git
ama arzularınla gel sonra
unuttuğun sevilişler bende var,
istediğin dokunmalar
sen şimdi git
ama çıplaklığınla gel sonra

tenim mavi
dudaklarına düşersem boyanırsın,
şehvetim mavi
gel kulaç at derinlerimde
yorulursan tutarım
şefkatim mavi

unutmamı bekleme ama özlemleri
kırıldığımı, duvarlara şişeler fırlattığımı
güçlü değilim, insanım
unutmamı bekleme vedaları bile bağışladığımı

bu yüzden diridir kavuşmalarım
sataşmalarım, karışmalarım sevişmelere
bu yüzden asidir ellerim dokunurken tenine
bana kız, bana bağır ama beni suçlama
ellerim, sen doruklardayken bile düşer ellerine

sen şimdi git
ama tutkularınla gel sonra
kaybettiğin hasret bende var
düşlediğin kavuşmalar
sen şimdi git
ama kalbinle gel sonra 
 
Pelin Onay

 
Aşk-ı Lâl

(..suskunluk tehlikeli bir silahtır, lütfen sevilenlerin ulaşamayacağı yerlerde saklayın!)


I

ateşe koşan kelebekler gibi koştum sana
tüm şehir gördü beni,
bir tek sen görmedin

II

şiir kokan ellerimi tuttun
bedenimdeki arzuyla seviştin
törpüledin korkularımı
gözlerimin kahvesinden içtin
hatırlıyor musun..?
sevdiğin o kadın bendim

III

Rabih dinlemiyorum artık,
heyecanlarını anımsatıyor
Ezginin Günlüğü,
beni sevdiğin günleri
Düş Sokağı,
sevişmelerimizi
benim için sen dinle,
temizlensin kırgınlıklarımın acıyan gülüşleri

IV

ah more! ,bilmiyorum
ben minnacık Giritli bir kadınım
şimdi söyle bana,
ben bu sevdayı hangi denize atayım..?
kahretmesin..! .,bütün denizler mavi,
gözlerine mi atayım..?

V

şairim, sevgilim!
bu ayrılık yazdığın en muhteşem şiirin..



....
more: rumca’da “ulan” demek 
 
Pelin Onay

 
Anılar öptü dudaklarımı

(..çok zaman sonra belki de sen..)

sesi soluğu kesilmiş bir aşkın ortasından yürüyoruz
acılarımızı saramayacak kadar uzağız artık

kirpiklerimizde beslenen düşler,
yeni doğacak sevgililere miras
düşünüyorum da,
belki biz sevgiyi değil, hep ayrılığı büyüttük seninle
çıplak bedenlerimizden akan özlemler yanılttı bizi
yağmur yağarken anımsadığın ben değil,
yalnızlığındı belki de
ve ben yalnızlığını bile özledim desem,
beni duyamayacak kadar sessizsin artık

nakaratındayım anıların
beni bu gece dehlizlere sürükleyen Timur Selçuk,
babasının şarkılarını söylüyor
öyle hüzünlü, öyle hasret, öyle tutkulu
ben de senin şarkılarını söylüyorum
is gibi, sus gibi, öyle vurgulu
kaçırıp getireyim kendimi yanına bir an için desem,
sana sarılamayacak kadar yorgunum artık

dağınıklığını toparlarken odamın,
elimde kaldı bir kitabın içinden düşen resmin
göz göze geldik bir an,
gözlerinde 'seni seviyorum' bakışın
kara çalılar ardına saklanan sinsi bir isyan kaşıdı yüreğimi
resimlerde kalacak kadar yabancı değildik o zaman
her şeyden önce dostumdun,
ıslak hüznümü bile varlığınla gülümsetebildiğim
şimdi gözlerinde yeniden kulaç atmak istiyorum desem,
mavilerinde yüzemeyecek kadar bitkinim artık

nerede yanlış yaptığımı itiraf etmedi aşk
ilam kağıtları birikmiş bir sevda duluyum
şarkıların sakiliğini tek başıma yapıyorum,
rakı makamına göre kadehe doluyor
bilirsin işte, artık sevmek istemeyen kadınlık halleri
an geliyor,
kalbim kanatlanıp göğüs kafesine girmek istiyor desem,
semalarında süzülemeyecek kadar yaralıyım artık

ağdalı sevdim seni ama yapışkan değil
sevmek çekip gitmekti gerektiğinde, bunu bildim
sadece şiirlerimde konuşabildim, bağıra..çağıra
kızdın ve kırıldın sitemlerimin tavşan dudaklarına belki ama
sevdim seni, ayazda..boranda
ah o sadekâr ellerin bedenime yeniden dokunsa desem,
ellerini bedenimde tutamayacak kadar titriyorum artık

bir kedi gözlerimin içine baktı
ruhumdan bir deniz geçti, dalgaları göğsüme çarpttı
antika bir fincanda iç çekişlerim kaldı
gül kurusu perdeler, mutluluğuma kapandı
anılar dudaklarımı öptü, dudaklarım sızladı
çok zaman sonra sen de öp beni desem,
öpüşlerimiz bizi yakacak kadar sıcak değil artık

ve sen, her şeye rağmen gelip, 'seni seviyorum' desen,
bu iki kelimeden ölesiye korkuyorum artık.. 
 
Pelin Onay

 
 
Aze yüreğime dokundu../..dost gele..

(yüreğime değen dost yanını yüreğime yapıştırdığım kadına, Azime Akbaş'a ithafen. Dünyaya geldiğin gün kutlu olsun)

'ey hayat! Sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında yokum ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın' (Yılmaz Odabaşı)

I.

derinlerde saklı tutulmuş kayıp sevinçlerini getirdim sana
söndüremediğin mumların kokusunda türküler derledim
Aze! Gün batımı kızıllığında sevdaya susan kadın

dağlardan inen soğuk sulardım
dost yanında kaldım, sıcağında demlendim

bir nefeslik sigaraysa gülüşlerimiz,
içine çek, söndüğünde yakmaya geldim

II.


yanık mavi sarıldı yorgun turuncuya
gebe kalan şiirlerin rahminden döküldü acılar
kıvrandı gece, esnedi sızı, düştü veda
Aze! Suskuların içinde ağıt yakan kadın

dudaklarda eriyen öpüştüm
çocuk yanına süzüldüm, uyudu sitemlerim

bir notalık şarkıysa kavuşmalarımız
haydi söyle,bittiğinde yeniden yazmaya geldim

III.

tesellisi olmuyor çalınan umutların
kapı tokmaklarında unutulan merhabaları çıkardım sana
Aze! Koynunda düşleri emziren kadın

sahile vurmuş bir dalgaydım
anaç yanına uzandım, ellerinde iyileştim

bir yudum şarapsa yıllanan anılarımız
iç gitsin, yenilerini doğurmaya geldim

IV.

deli hüzün uslandı, katreler dize geldi
sevinci okşayan rüzgarın parmaklarına tutundu hayat
sustu ay, sustu gece, konuştu yürek
Aze! Dehlizlerinde ümit yoğuran kadın

sesi yaralanmış dertli bir makamdım
can yanına sokuldum, dile değdi ezgilerim

bir nehir gibi akıyorsa büyüttüğümüz düşler
yüzmeye başla, yorulduğunda seni tutmaya geldim


20.08.'04../..yaz bitimi 
 
Pelin Onay


 
Beni artık sevmeyin

(bir şarkıdan geçerken..masal perisi*)


“..elini son defa yanağıma koy../..istemiyorsan giderim..giderim..”

inandığım değerleri kaldırdım çeyiz sandığıma
sakladım../..kenarlarını tığla ördüğüm umutlarımın arasına
parmaklarımda naftalin kokusu
alışamadım unutulmaya

kaç yaşında sevdim ben bu yalnızlığı.?
hangi yürek öncüsü oldu ezinç taşkınlıklarımın..?
bana düşen artık susmaktır
toplamından taşıyorum iç acılarımın

defterimin arasında kurutulmuş anılar
yüzlerinde palyaço gülüşleri
kimbilir../..hangi sevdadan kalma


“..serin bir sonbahar akşamında söz../..ismini unutur silerim..silerim..”

isyan perdesini indirdi gece, suya yansıdı öksüzlüğüm
şehrin kapılarını tutsun bütün yıldızlar,
yoksa firar edip kaçacak hüznüm

sevdiğim erkekler geliyor aklıma
bir çocuk gibi usulca sokulup,
bir nehir gibi akıp giden erkekler

ama sen
son vurgunum../...en çok vurulduğum

veda mektubun hala cüzdanımda
biraz yırtıldı ve buruştu ama
tek kanıtı biten bir aşkın
yoksa../..kimse inanmıyor ayrıldığımıza

“..tuttuğun kalem olsa yüreğinin elleri.../..bir defa daha yazsa bebeğim...bebeğim..bebeğim..”

ah bu ben
grameri bozuk bir hikayenin içinde,
yüklemini kaybetmiş bir cümle gibiyim
sindire sindire yaşamalı ayrılıkları da
belki de bu yüzden../..hala aşık gibiyim

hangi kırgınlığın içinde boğuldu gülüşlerim...?
iğnesi kırılmış bir plak gibi dönüyorum olduğum yerde
ve şarkılarımı kusamıyorum
gücenik makamından eserler dinleyemediniz,
hepinizden özür diliyorum

“..eğer bir masal perisi girerse rüyalarına../..öldü dersin gül güzeli, tılsımını kaybetti..”

çok erken susturuldum
bu yüzden bu üç boyutlu sarhoşluklar
fasl-ı şahane yıkılışlar
alnımda eksik bir veda busesi,
mümkün değil../..sevilemez ayrılıklar

sol göğsüm../..yanık göğsüm
nasıl da zor sevgi aramak resimlerde
bir çocuk olsam kolaydı ama../..büyüdüm

“..uğruna döktüğüm gözyaşları için../..yağmurdan özür dilerim..dilerim..”

beni artık sevmeyin
tuza yatırdım gönlümü../..düşlerimin yanına
gözlerimde esrik bir sızı,
alışamadım unutulmaya


* Leman Sam, şarkısı 
 
Pelin Onay

 
Bir hikayemiz var mı?

(bence var../ yoksa bu hasret neden tüter..? ..)

imgelerin izdüşümünde dansa kaldır beni
uyuklayan bedenimi uyandır
yüreğimi uçuklatan satırlarına sarıldım
hadi beni yeniden kandır

hala çocuğum sevdalarda
yalpalayarak yürürsem yüreğinde,
ayağım takılıp da düştüğümde adını sayıklarsam,
mimiklerim çıldırırsa seni görünce,
beni bağışla
her şeyin sebebi hasretindendir

hangi geceydi,
her gece miydi susuzluğum sarılmalara..?
gökten üç elme düştüğünde,
biri de bana değmiş miydi..?
kaç yaşında fark ettim
unuttum
hatırladım kadın olduğumu..?
hangi şarkı kesti göbek bağımı,
bağladı beni hayata..?
beni bu soruların cevaplarından tutar mısın..?

gecenin bilmem kaçı
aklımın kaçışı
sorgu sual dinlemiyor saatler
önce hangimizin yüreğinde yıldız kaydı..?

tuttuğum dileklerde unuttum kayıplarımı
kime baksam üzgün
ağlamaklı
yaralı
haydi gel
şu uzaklığın kopçasını tek bir hareketle çıkart üzerimden
şehveti bir bıçak gibi sapladım bedenime
göğüslerim değil,
yüreğim dirileşiyor
sana öyle bakma demiştim,
beynim tahrik oluyor

zaten kandıramadım geceyi
gündüzün koynuna girmek için hızla geçiyor
gecelelerde benim gibi sevgilim
sabırsız
isyankar
laf dinlemez
işin ucunda sevda olunca,
saatleri bile saymıyor..
.........
......
....

ama sen../..bir hüzzam makamında uyut beni
adını sayıklayan dudaklarımı ıslat
gözlerimi güldüren renkli düşlerine sarıldım
haydi../..bana hikayemizi anlat


hazan/ '03 
 
Pelin Onay

 
Bodrum boyunca../...seni düşünürken
- dilimde tutulan ay'a-

(sen hep uzakta kalacaksın ve ben sevgimle seyredeceğim aygın yüzünü)


Güvercinlik’de okşadım güvercin kanatlarını gecenin
seni düşündüm, düş müsün diye
aklım almadı, aklıma kızdım
yürüdüm Bodrum boyunca
iki dirhem bir çekirdek yokluğum, iz üstünde
aranıyorum, arasana sesimi sende
unutulduğum günlerin kimliğinden sıyrılmalıyım Ege’de

“ dilhun olurum yad-ı cemalinle senin ben../..çıkmaz gözümün nuru gözün didelerinden”
bu şarkı iyi geldi Aze, yanımızda misafir etsene..eski zamanlardan geliyor, ona da bira söylesene”

Gümbet’de gün doğum yapıyor, saçlarımda güneş kırığı
tuzlu suda yıkanan yüzümden akıyor cennet düşleri
çay istiyorum, peynir, nane ve zeytinyağı
bu sabah gülerek uyanmalı pelin sohbetleri
bekletme, bahar dallarında çiçeklenen renklerimi

“ beni de alın ne olur koynunuza hatıralar../..dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar..”
bu şarkı içli geldi Aze, acısını alsana...çok yıkılmış belli, ellerini tutsana..

Yalıkavak’da yalınayak yalnızlığım
ve sen yakamoz güzelliği göz pınarlarımda
ıslatır dudağı ouzo, rembetiko dilde
Yaka köy’de yakama taktığım şarkılar sana gidiyor
hadi delirelim! Vaktimiz varken,
palamarı çözüp mavide yürüyelim

“ ayrılık yarı ölmekmiş, o bir alevden gömlekmiş../..o alevin bağrımda yeri, ben böyle sensiz olurum deli../..nerdesin ey sevgili..! ”
bu şarkı bağrımı deldi Aze, diksene...yüreğimde delirdi özlem, onunla dertleşsene..

Gümüşlük’de gümüş balıklarını bekliyorum
temizlendi vedaların kılçığı, dile batmıyor artık
rüzgar camlara vuruyor, camlar kanıyor, korkuyorum
burada olmalı ve esir almalıydın sarhoşluğumu
eridi mumlar, sigaram intihar etti, kurtaramadım
gümüş bir dilim var, kulağına takıyorum
sesimi taşı.

“içimde kim var bir bilebilsen../..sen seni bulursun kalbime girsen”
bu şarkı çok geldi Aze, yarısını alsana..başım dönüyor, yüzünde tutamıyorum..Bodrum’a yüreğimi sen anlatsana..

atladım sevdanın bükünden Göltürkbükü’ne
kaygılarım denize düştü, bulamadım
fransız öpücüğü şarkılar titretiyor dinginliği
sana uzak değilim, alargadayım nicedir
kimseler görmesin diye istiridyenin içinde saklanıyorum
bul ve öp içimdeki inciyi
deniz öyle inatçı ki, bırakmıyor bendeki senli yüzleşmeleri

“ gözlerinin içine başka hayal girmesin../..bana ait çizgiler dikkat et silinmesin”
bu şarkı gözlerimi titretti Aze, sarılsana...biraz şefkat iyi gelir, saçlarımı okşasana..



23/24.04’05 / Bodrum boyunca 
 
Pelin Onay


 
Çiçekler de ağlar

(unutmadım..ilk ismim çiçek)

ne doğduğum
ne de doyduğum şehir kucaklar beni
mevsimler yüzümde
karıştırılmış okey taşları gibi acılarım
çifte dönüyorum
ağlıyorum

- şairler şiir yazmak için mi ayrılır anne..?
- bilmiyorum kızım.

öznesi kaybolmuş bir cümleyim,
hiçbir aşk şiiri kabul etmiyor beni artık
bir kalemin ucundan sevgi dilenemem
değmemişse mürekkebi yüreğe,
s(öz) lenemem

yorgunluklarım geri döndü yıllık izinlerinden
ege’nin sularında ateş yaktık, kafa çekiyoruz
kimler yok ki;
bir vapur telaşında kaybedilen heyecanlar,
üzerime yapışan kırgınlıklar,
verilen ama unutulan sözler,
cevapsız sorular
hayır! Söylemeyin bu şarkıyı
özlendiğim günleri hatırlıyorum,
ağlıyorum

- ressamlar resim yapabilmek için mi ayrılır anne..?
- bilmiyorum kızım.

sevdamın sesi kısılmış
yaşlanmış dudaklarındaki kelimeler
unutulmuşum. İçinde “biz” olan çerçeveler
gidişlerime pusu kuran eşkıyalar duysun beni
hiçbir şeyi ertelemedim ve ertelemeyeceğim
gidiyorum
ve ağlıyorum

ne ok oldum ne de yay
vuramam sevdiğim sesleri
söyleyin! Bedeninde acı biriktirmesin yarim
bir kez de o üzsün beni,
değmez mi..?
düşüncelerim gururlu
hayallerim ve sevdam değil
kanadı kırık kuşların gagalarında öpüşlerim
sen..en sevdiğim dağ kırlangıcı
al götür unutana baharımı,
üşütmesin..

- müzisyenler söz yazmak için mi ayrılır anne..?
- bilmiyorum kızım.

Tanrım!
kim verecek çalınan düşlerin cezasını..?
sakızlı şekerler eriyor dudaklarımda
şiirlerimde kan pıhtısı
hangi masallarda yaşatır beni,
avuçları gül kokan çocukların duaları..?

seri cinayetlerin tek maktuluyum
sevilmek iyi gelmiyor bedenime
sevgilim../.son katilim
öldüğümü kimseye söyleme
güçsüzüm
üşüyorum
ağlıyorum

- katiller yaşamak için mi öldürür anne..?
- bilmiyorum kızım.

çekin alın korkaklığınızı
anlamıyor musunuz..? ../..yakışmıyor yüreğime
vaftiz edilmemiş duygularınızı uzaklaştırın
inanmıyorsanız söylemeyin,
acıtmayın “seviyorum”larla yeniden
izmir’e kar yağıyor...inanabilir misin,
izmir’e düşlerim yağıyor
donuyorum
geberiyorum
ağlıyorum

- insanlar yaşamış olmak için mi sevişir anne..?
- hııı?

uzaktasın..kiminlesin şu an..?
hangi duygunun gülümseyişleri hayat veriyor sana..?
oralar soğuktur şimdi, üşüyor musun..?
hala canını sıkıyor mu,
bir türlü seni barıştıramadığım bu hayat kavgası..?
beni sorma!
sen bu şiiri okuyup bir kenara koyduğunda,
ben hayasız limanların denizlerine yürüyor olacağım

özlemin, sol göğsümün altında kutsal bir kitap

- sen beni gönderilmek için mi doğurdun anne..?
- bilmiyorum kızım
- ama anne sen de hiçbir şeyi....
- hiçbir şeyi değil, aşk’ı bilmiyorum kızım...

koparılmış pelin otları gibi sevdam
rüzgara direnip toplamaya çalışıyorum
ağlıyorum.. 
 
Pelin Onay

 
 
Düşlerin simetrisi

tende kekik kokusu,
düşlerde ayaz var
yatır(sın) beni dizlerine yalı çapkını
saçlarımda kısaldıkça uzayan hasretim var

deli ediyor beni şarkılar
muzır gülümseyişlerim bedenimden akıyor
bir tokat gibi yapıştı yüreğime kuzeyden esen rüzgar
bu gece dağılmam lazım unuttuğum sevişmelerde
duy(sun) sesimi dağ kaçkını, vur(sun) gözlerini bana
anlasın sevda..! Kanım kaynadı, taşıyor

“...ritimlerin gölgesinde dinleniyor sessizliğim..oy diline yandığım ay yüzlü kavuşmam, beklemelerim yorgun ama duyarlı..korkma! Gözlerinle seviştiğimde, bir yürek dolusu çılgınlığımız olacak..”

sızıda suyun akışı,
mahremiyette tutkumun ayak sesi var
alıp götür(sün) beni düş cambazı,
ruhumda el değmemiş kıvrımlar var

es veriyor canıma aşkın –e hali
tövbelerim dualarımda af diliyor
bir mayın gibi patlıyor göğsümde dirileşen umutlarım
bu gece kaybolmam lazım unutulduğum şehirlerden
kandır(sın) beni şehvetin bozgunu, kaçır(sın) bakışlarını içime
yola gelsin sanrılarım..! Dilim açıldı, kapanmıyor

“...tamam..! Şimdi akıtacağız bütün delirmişliklerimizi...kalbi olanlar dans etmesin bu şiirde..üstümüzde ağırlık yapan vedaları çıkartıp öyle yüzeceğiz..çıplaklığım, nasıl da özgürsün..seni seviyorum..”

güzde baharın tadı,
dilimde yola gelmiş bir hüzün var
bağışla(sın) dudaklarıma ateşini gecelerin tangosu
dokunuşlarımda hazzın zirvesi var 
 
Pelin Onay

 
Egzotik Düşlemeler

“..denize sarıldığımda hissettim, dalgaların ellerini belimde..bir kumsalda yaşayan çakıl taşları gibi kalabalık özlemlerim..onları denizde kaydırmayın, ıslatırım sizi...”


orta şekerli bir şiir nasıl da keyif verdi akşamıma
şarap tadında mısralarla karşılıyorum geceyi
düşüm..! kim olduğunu bilmeden sayıklıyorum ismini
duy sesimi ve yaklaş
ateşimde ısıttığım kelimeleri fısıldayacağım kulağına
gözlerim ellerinin pusulası olacak
kaçırma soluksuz akan bengisuyumu,
yetişemediğin her dakika, pişmanlığın olacak

düşüm..! Tenimde saklı bir kent var
keşfe çıkmazsan bu senin kaybın olacak


“..çıplak ayaklarımla koştum kuru yosunların üzerinden sahil boyu..yetişememe korkusu bir kramp gibi indi bileğime..biraz telaş biraz da beklemektir yaşam..! yüreğim, bana biraz zaman ver, az dinlenip coşacağım...”

sırrımı saklıyor hala yağmurkuşu
ıslanıp çır(ıl) çıplak kaldığında yüreğim konuşmaya başlayacak
düşüm..! Ruhların buluşması da sevişmektir ten tene
varlığını hissettiğim an tutku bedeninden akacak

(k) aldır beni sonbahar hüznünden
annemin yalnızlığını da tüketti sessizliğim
dudaklarım öpmeye meyilli
zaten konuşmayacağız ki, ıslatacağız kavuşmaları
düşüm..! Bende ki bu cömertlik gidenlerin yitirdiği

“..gecenin sihirli elleri açtı penceremi...rüzgar sormadan dokundu yüzüme, yüzümde unuttuğum bir şeyler var..kabullenmesi zor ayrılıkları çıkarttım üzerimden..rüzgar yanıma uzandı..hadi aç kollarını, uyumalıyım göğsünde...”

hangi limanda demir attıysa gözü kara şarkılar,
halatları çözülsün notaların, istiflemeye geliyorum
düşüm..! Melodisi esrik bir çılgınlık var bende
kapılarını aç, sınırlarını zorlamaya geliyorum.. 
 
Pelin Onay


 
Ezinç coşkular../..kül tutuştu

yorgun turuncu evine giderken ayağı takıldı ve düştü..kanadı dizleri..bu yüzdendir, gün batımı kızıllığının ağlayan rengi

1.

yorgunsun çocuk
sesindeki titreyiş ağır geliyor diline
taşı(yamı) yorsun

tut elimi
büyüdüm ama unutmadım seni
içimde öyle güzelsin ki,
ağladığında tutuşuyor kirpiklerim

2.

soyundu dudakları çatlayan sitemler
çıplak bir inleyiş karanlığa uzandı
üşüdü haykırışlar, kırıldı sabır teli

şarkıya lütfen siz devam edim madam Maria
delirmeye gidiyorum, birazdan dönerim

3.

kıyıya vurdu tutulmayan sözler
kimse üstüne alınmıyor mecalsiz bekleyişleri

asiliğimde açan sevgileri biledim
dibini gördüm yalnızlıkların
erkeğim..! Gözlerim kapanıyor
ellerin beni sana uyandırsın

4.

adımı çağırıyor deniz kaplumbağaları
bir masalın içinde sıkışmış olmalıyım
bu kadarı fazla ama, sadece bir dilim ısırmıştım
yoksa pamuk prenses miyim..?

doktorun raporu:
ölü özlemler bütün organları sarmış durumda
acilen şeniz terapilere başlanmalı

5.

deliren mavilerin dudaklarından döküldü,
canı yanmış kelimeler

sus acı..! Şimdi sevişiyorum
sen benden sonra gel 
 
Pelin Onay

 
Gereği düşünüldü../..kutsanmıştır aşk..!

(...bu sevdanın sözlerini sen al, müziği bende kalsın..)


..sürgün yeridir aşk yüreğimde, açlığına bile boyun eğdiğim..kapama gözlerini, sesini uzak tutma..sancılarına vedaların düşlerle direniyorum..dilimde bakire bir bekleyiş, gelip bozmanı diliyorum..

dokunamadım sevdanın yanık tenine
oysa istemlerin süzgecinden taşar hayat, bilirim
hangi yüreğin terk edişlerinde göçebe kaldı özlemler..?
sılası uzak değil kavuşmaların, sessizce direnirim

ah tütün kokulu sevişmelerin çıplak sarılışı
sözüm var, göğsümde dinlendireceğim ıslak dudaklı başını
soyun ve arın kasıklarında biriken özlemlerden

..beş yaşında parmaklarımdan kayan uçurtmam gibidir aşk ellerimde, gidişlerine bile söz geçiremediğim...artık ağlamayacağım dediğim an barıştım aynalarla..aldığım nefese borcum var, yüreğimi güldüreceğim..

anladım, niyetin yok gelmeye
ben bekleyişleri kapımdan kovdum,
sen bulup getiriyorsun ellerinle
dinlediğin son şarkıda kal,
gelinlik bir kız gibi değil artık sabrım sevgilerimde

tutulmayan sözlerde yitirdim masumiyetimi
kelimelerim bu yüzden keskin ve asi, gülüşlerimde bile

..çiçek kokulu bir huzurdur aşk burnumun direğinde, yapraklarını öpebilmek için bile aylarca beklediğim..gitmelerin bıraktığı helis acılar küçülüyor ve kabuk bağlıyor zamanla..geçmeyen tek şey hüzündür gözlerde biriken..yeni doğmuş bir bebek değilim maalesef, yaşadım ve büyüdüm..tanıştığımıza memnun oldum aşk, mümkünse çok sık görüşmeyelim..

çıldırdı gece, kayan yıldızlardaki dilekler karıştı
dibi tuttu kelimelerin,
şiirlerde yanık kokusu var

ritimler coştu, Ege’nin nabzını ölçüyor süslü yeminler
bir adam ninni söylüyor sevdayı uyutmak için
bir kadın havanda sitemlerini dövüyor
bir gülüş bedenden akıp ayak parmaklarına kadar iniyor
bir yaş daha yaşlanıyor gece
gözlerde dilsiz vedaların nemli sorgusu var

...notaları yaralanmış bir şarkıdır aşk dilimde, acısını dindirebilmek için defalarca söylediğim..serkeş bir hüznün esintisinde demleniyor vurgu(n) lardaki şimali düşler..korkular gölgeli..ne istediğini bilmiyor duyguların ırzına geçen kelimeler...kulaklarını tıka yüreğim, beni yorma..


bir sena düşüyor dudaklarıma
ulaşamadıklarımı kutsuyorum

ve seslemliyorum şimdi

aşk,

kut san mış tır

artık...! 
 
Pelin Onay

 
Gidişlerin güneşi olmaz

bu nasıl bir gidiş böyle..?
hastalık bulaşmış bir köyü terk eder gibi
suya sabuna karışmadan akıp gider gibi
suç işlemişcesine vatanından kaçar gibi
bu nasıl bir gidiş böyle..?

imge toplamak için mi istila ettin yüreğimi,
batırdın bayrağını göğsüme..?
isteseydin...sana el değmemiş ilhamlar verirdim
gerek yoktu uygarlığımı ateşe vermene

şimdi...küllerinde duman tüten
ve içinde ekmek pişen kerpiç fırınların yıkıldığı,
harabe bir bedende soluk alıyor sevdan
bu muydu istediğin..?
yakışmadı
yakışmadı bu galibiyet erliğine../..sırıttı

can özüm../..yaşlı kurdum../..serserim..
bir zamanlar hasretle bekleyenim
söylesene,
bu nasıl bir gidiş böyle..?

cinayet mahalinden uzaklaşır gibi
kan davalını görüp saklanır gibi
bir evi soymuşcasına pencereden atlar gibi
bu nasıl bir gidiş böyle..? 
 
Pelin Onay

 
 
Yalnız(ca) sitem

çığlığım boğazımı kesti, kana(ya) madım
-de halindeyim acıların

I.

her şeye susuyorum artık
susuzluğum dilimin ucu, kemiksiz

ölümlerden ölüm beğendim, üzerime olmadı
zor günler için sakladığım bir intihar vardı cebimde
çıkarttım baktım, kurtlanmış
sebebi var elbet bu gözyaşlarının
anlamaya çalışmayın, anlayın

bir ressamın tuvalinden düştüm
hiçbir renk kurtaramadı beni
beyazlar giymiş bir duygunun içinde,
ismim sırdır artık

- bir kaç ince sızım var, görüşlerinize hazırdır üstadım

ne istediğini bilen sevdalarım olmadı hiç
büyük kavuşmalarımda
hep küçük özlemleri sevdim
küçük sarılmaları
küçük bekleyişleri
büyüklerini sevecek kadar zaman verilmedi

arzularıma haber saldım, gelmediler
nerede unuttum ateşli bedenimin alfabesini..?
hangi ketum dil yaladı geçti haykırışlarımı..?
size bir sır vereceğim,
galiba (d) üşüyorum

II.

vurgun zamanlarındayım İzmir’in
yalnızlık ırzıma geçse doğuracağım!
Doğuracağım özlemin canına kıyanların eşgalini

hadi toprak ana! Seviş ruhumla
ve temizle diline biber sürülmüş dudakları
görmüyor musun..? Bana bir şeyler oluyor
bedenimden bir deniz geçiyor,
dalgaları göğsüme vurup geri çekiliyor
hangi mevsimin rahminden çıkartacağım başını yüreğimin..?
bu dalgalar öksüzlüğümü çok fena acıtıyor

-sol anahtarınızı rica edeceğim, şarkılarım içimde nefessiz kaldı

zehirli bir ihanet aktı yanaklardan
atılan bir imzayla onaylandı unutulduğum
gelinlik bir kız gibiydi düşlerim oysa, kaçırıldı
kimlerin yatağında nergis kokusuysa, orada kalsın

çocuk kalan yanım! . Sen sakın üzülme
seni yeniden güldürebilmek için arınacağım bu lekeli acılardan
babamı affettiğim gün, sevdalarımı da affedeceğim
soyacağım yüreğimi yeniden ulu orta. Utanmadan,
sevişeceğim yeniden kana kana, kan(a) madan

sen de biliyorsun ki;
saçlarına kır düşmüş mavi bir geceydi sevdam
kayan bir yıldız da dilek olsaydık da,
bizi tutsaydı... 
 
Pelin Onay

 
 
Geri
Üst