PARANOYAKLA YAŞAMAK KADERİM DEĞİL/sonuna kadar sabret!!

OPTİMİS

Kullanıcı
Katılım
9 Ara 2007
Puanları
0
Konum
Beykoz/İstanbul
                                                PARANOYAKLA YAŞAMAK KADERİM DEĞİL/Sonuna kadar sabret!!
            Ne talihsiz başı varmış.
            Annesinin zamanında yaşadıklarını kendisi şimdi yaşayınca, o yaşananların bir anlam kazanması ne tuhaf.
            Sen bunca sene kahır çek.
            Her şeyin iyiye gideceğini bekle.
            İki tane çocuk peydahla, yuvan için onların kahrını çek.
            Yirmi küsur yıl hayal ettiğin/hak ettiğin yaşamdan uzak, sıradan-dertli-çileli ve başkasına tabi sabırla yaşa!
            ÖDÜLE bak!
            Çevrede nede çok genç var.
            Eşi tüm gençlere yavrum, derken gerçek anlamında söylemediğini bir tek kendisimi görüyor? 
            Hakkı değimli? Bu ne adaletsizlik!
            Yıllarca fedakârlıklar yap, hayalindeki muhteşem yaşam yerine(nasıl olacaksa, oda belli değil ve hiç şartları hazır olmamış) bu köhne evliliğe razı ol, yüz hatların çizgilensin-vücudun deforme olsun ve eşinin çevresi genç kızlarla kaynasın.
            Güvende neymiş? Zamanında eşi kendisine güvenip özgürce hayalindeki evliliği yaşamasına izin verdimi?
            Şöyle bakınca eşi hala toy delikanlı gibi.
            Kendi gözlerinin gördüğü genç/toy erkeği çevrede bulunan genç kızlar görmez mi?
            Neden civardaki genç erkeklerin gözlerinde kendisi ile ilgili kadınsı beğeni yerine huşu yu andıran bir saygı görüyor?
            Nedir o mesai arkadaşı genç kızlara talimat verirken/onları yönlendirirken yavrum/kızım lı cümleler.
    İnansın mı onlara ağabeylik/büyüklük tasladığına?
    İnansın mı eşinin gizli bir amacının olmadığına, sözcükleri gizli anlamda, mesaj verme anlamında kullanmadığına?
    Of…..Of…..
    Deli edecek eşi …. Deli!
    Takip etmeli.
    Telefonunu sıkıca denetlemeli.
    Ceplerine çaktırmadan bakmalı.
    Gittiği/geldiği yerlerle ilgili;
    Telefon görüşmeleri/mesajlarla ilgili;
    Ceplerindeki paranın miktarındaki azalma/artmayla ilgili KUŞKUCU olmak gerek….
    Kuşkucu!
    Sık sık laf dokundurmalı! Hatta bazen konuların karambolünde çaktırmadan sorgulamalı.
    Arsızlık eder-inkâr ederse inanmamalı.
    Ne yaman ikna edicidir o. Ne yaman. Kanmamalı!
    Hakkı değimli? Neden tahammül edemiyor? Neden birazcık izah etme zahmetine katlanamıyor? Neden azıcık kuşkusunu gidermek için sorgulanmaya katlanamıyor?
    Var demek ki… Var bir hinlik.
    Nedir o ?
    Ben sosyal bir insanım.
    Ben dışarıda her türden insanla birlikte mesai vererek para kazanıyorum.
    Geçimimizin temini için işimi elimde tutmalıyım.
    Ben insanlara ne kadar sevgi dolu ve şefkatli yaklaşırsam o kadar saygın olurum. O kadar yöneticiliğimde sorun çıkmaz zırvası.
    Çocuk mu kandırıyor?
    Kendimi öldürmeyi çok düşündüm!
    Kendimi öldürerek onu ödüllendirmek mi? Asla.
    Onu öldürmek en iyisi!
    Ne kadar pervasız yaşıyor evde?
  Ben nasıl öldüreceğimi bulmaya çalışıyorum, uykusunda seyredip tüm kinimi üzerine kusmamak için kendimi zor zapt ediyorum, o banamasın demiyor. Mışıl mışıl uyuyor…
    Hatta başkalarına kalmasın diye çabalarken bende başkalarının eline kalmamalıyım.
    Ne anadan, ne babadan nede çocuklardan hayır yok. Kaldı ki başka insanlar…
    Hele ki başka erkekler….
    Yok yok bende başkalarına kalmamalıyım.
   
    Ne kadar mantıklı açıklıyor…
    Ne kadar iyi ifade ediyor…
  Beni çok sevdiğini, yoksa kahrımın çekilmeyeceğini nasıl içtenlikle anlatıyor.
  Her sorgulamamda inanansım geliyor!
  Yağma yok!
    Onun kurnazlığı, onun ağzının iyi laf yapması sökmez.
    İnanmayacağım işte…  İnanmayacağım.

        Akrabalarında KISKANÇLIK ve kuşkuculuk gibi özellikler sık görülen;
        Nörolojik hastalıklar,(Alzehemer hastalığı, epilepsi hastalığı gibi)                              Metabolik hatalıklar, Vitamin yetmezliği, Alkol ve madde(kokain-amfetamin)kullanımı, Beyin lezyonları ve enfeksiyonları, Zehirlenmeler yaşayan;
        Aşırı DUYGUSAL kişilik yapısı sahibi, DÜŞÜK benlik algısına sahip, ilişkilerde GÜVEN kaybına uğramış(Genellikle ANNESİ aşırı denetleyicidir-Babası sadist yapıdadır ve İLİŞKİLERDE soğuktur) ve Sosyal izolasyona tabi tutulmuş kişilerde paranoya denen illet garipsenmez; 
        Rahatsızlık; Gerçek olmayan ancak yaşamda rastlanması MÜMKÜN olan sanrılarla düşünce yapısında sebep/sonuç ilişkisi kurdurur.
    Uzun seyirli bu rahatsızlığa duçar kişiler; Diğer insanların inandıklarını önemsemeden;                                                                        Düşüncesinin hatalı olduğuna dair kesin kanıtlar olmasına rağmen düşüncesini değiştirmez ve dış gerçeklerden(kendisine göre) doğru anlamlar çıkartamaya devam ederek bu yolda yanlış inançlar geliştirir.
      GERÇEĞİ TEST ETMESİNDE BOZUKLUK OLUŞUR!!!...
      Aile üyeleriyle yaşadığı çatışma stres yaratmaya ve sonrasında kuşku ile merak duygusu artmaya ve dikkatini stresin kaynağına çevirmeye başlar. Kavgacı tutum sergiler, Şüpheci ve DÜŞMANCA tavırlar takınır.
      Karşısındakini ikna etme çabasına girer, yoğun korku ve öfke yaşar.
    Hezeyanlarının kabul edilmesi veya reddedilerek tartışılması öfkesini artırır, savunucu tutumunu artırır. Duygusal tepkileri hezeyanı ile uyumludur. İntihar etme/öldürme düşünceleri ve şiddet eğilimi artar.(İntihar riski şizofreniden iki kat fazladır)İç görüsü(FARKINDALIĞI)yoktur.
        PARANOYA; Bireyi yaşamından bezdirdiği gibi, çevresinde/yakınında buluna kendisi ile irtibatlı herkesi de bizar eder.
        Düşmanlık görme(en sık görülen)=İzlendiğini, kendisine komplo kurulduğunu, dinlendiğini, zehirlendiğini, taciz edildiğini söyler. Küçük olayları ABARTARAK anlama vardırır. Öfke yoğundur, şiddete eğilimi olabilir. Haklarına kavuşmak için adli mercilere bitip tükenmek bilmeyen ısrarlı başvurular yapar.
      Büyüklük taslar=Büyük yetenekleri, ilginç keşifleri olduğunu iddia eder, Medya ve ilgili kurumlara sık sık müracaat eder. MEHDİ, EVLİYA, PEYGAMBER olduğunu söyler.
      Patolojik kıskançlık=Aldatma, sadakatsizlik düşünceleri vardır. Boşanma veya öldürme eylemi görülebilir.=üstünü arama-cep telefonu veya faturaları kontrol etme, takip etme davranışları sergileye bilir=
      Aşık olma= Kendisinden çok üst düzeydeki birisi tarafından sevildiğini iddia eder, bu kişiyi taciz eder, telefon açar, izler. Bu kişinin konuşma ve davranışlarından AŞK mesajı aldığını söyler.
      Bedensel =AIDS, kanser olduğuna inanır ve yapılan muayene/tahlil sonuçlarına inanmaz.
      Yanınızda/yakınınızda bu hastalığın pençesinde olan varsa!!!...
      Aman diyeyim size ferasetinizle, hoş görünüzle, sabrınız ve becerinizle tedavi edeceğinizi, eskiye dönmesini ağlayacağınızı düşünmeyin.
      Kuşkuculuğu ve sabır sınaması öyle boyutlara varabilir ki !!!...
      Aman diyeyim size… 
       





[/color][/font]
 
OPTİMİS' Alıntı:
                                                             
          Annesinin zamanında yaşadıklarını kendisi şimdi yaşayınca, o yaşananların bir anlam kazanması ne tuhaf.
            Sen bunca sene kahır çek.
            Her şeyin iyiye gideceğini bekle.
            İki tane çocuk peydahla, yuvan için onların kahrını çek.
            Yirmi küsur yıl hayal ettiğin/hak ettiğin yaşamdan uzak, sıradan-dertli-çileli ve başkasına tabi sabırla yaşa!
            ÖDÜLE bak!

Aslında çoğu kadının içerisinde bulunduğu bulunduğu bir ruhalidir..
Yani böyle düşünen o kakar çok kişi tanıyorumki..
Zaten erkeklerin baskın olduğu (maddi -manevi) bir ortamda ,ykadın her konuda fazlasıyla ezilip hırpalanmaktadır..
Herşeyden umudunu kesmiş..
İnsanlara hatta sevdiklerine karşı olan güven duygusunu yitirmiş durumda olan..
Bu paranoyaklıksa eğer demekki pek çoğumuzun tedavilye ihtiyacı var..

(Gerçekten çok güzeldi..Yazı sanırım size ait ?)


 
Her zamanki gibi çok zarifsin.Teşekkür ederim.
Evet makale bana ait.
Kadınlarla ilgili tespitlerine katılmamak elde değil,yalnız makalede tarifini bulan düşünce zincirinin savunusu ezginlikle yapılmamalı.
Bu bir ruhsal rahatsızlıktır,teşhisi doğru yapılmaz ve savsaklanırsa acı sonuçlar doğurur.
 
Makalelerinizden anladığım kadarıyla psikoloji alanında sanırım uzmansınız..
Hep merak ettiğim bir konudur..
Parayonaklığın gerçek nedeni nedir? Bu gibi haller her insanda görülebilir mi?
Çevreme bakıtığımda ..Herkesin takıntıları var, aşırı stres içerisinde ve  kimse halinde memnun değil.Yani karamsar üzücü bir tablo var..
Öyle ya bu durumdan kurtulmak için neler yapmak gerek?
Örneğin ben üçmaymunu oynayabilmeyi çok istediğim halde bir türlü başaramıyorum..
Dolayısıyla yanlış davranışlar ve haksızlıklara karşı fazla tepkili olmam sorunlarımı daha da katlıyor..
Bunlarla şimdilik başedebiliyorum..( umarım  devamı gelir)
Yani  psikoloğa gitmeyi ,depresan ilaçlar kulanmayı alışkanlık haline getirmeyi (çok özel bir durum almadıkça)mücadeleden kaçış olarak değerlendiriyor.. Kişi kendi irade ve azmi ile her zorluğu yenebilir diye düşünüyorum..
 
Paranoya  oluşum ve sebepleriyle ilgili devam niteliğinde makaleler zaman içerisinde tarafımdan siteye konulacaktır.
Özet olarak fetus döneminden itibaren alınan kayıtlar 11-12 yaşlarında vücut bularak kişiliği oluşturuyor.
Takıntılarda birer psikolojik rahatsızlıktır,bilinirse düzeltilme yolunda ilerleme kaydedilebilir.
Kendisinde zaman içerisinde içselleştirip davranış kalıbına dönüştürdüğü şeylerin aslında normal dışı olduğunufark edip,sindiren ve değiştirilmesi gereğine inananların depresanlar dışında da çıkar yolları vardır.
Evet danışman olarak yaşamın kolaylaşmasına katkıda bulunuyorum.
 
Sanırım parayonak davranışlar ile yanlış davranışları birbirine karıştırıyoruz ..
Bu durumda ise yaşam daha da  zorlaşıyor ki işte bu noktada sanırım uzman yardımı gerekiyor..
Açıklamalarınız için teşekkür ediyorum..
 
Paranoya ile Pasif-agrasif davranışlar zaman zaman dışardan bakınca karıştırılır.
Endişe kökenli her iki halde davranış bozukluğunu günlük yaşamda tolore edebilir.
Ciddi ele alınması gereken ve uzman yardımı gerektiren hallerdir.
 
Teşekkürler sabırla,keyif alarak okudum.Bu tür davranışlar sergileyen insanlar gerçektende kendine ve etrafındakilere hayatı zehir ediyor.Bence meşguliyeti olmayan,özgüveni eksik olan insanlar,bu hastalığa bir adım daha yakın.
 
İnsanı paronak yapan durumlar nelerdir hangi önemli belirtileri göstertir?
Bu konuda pekte bilgili sayılmam ..
insanlara karşı giderek güven duygumu yitirmeye başladım ..
Hani diyorum bende mi tuhaflık ?  
Son zamanlarda "paranoyak" sözcüğü adeta moda haline geldi aklına gelen konuşuyor..!
Oysa ruhsal bir bozukluk olduğunu biliyorum ve onun için bu sözcüğü yerli yersiz kullananlara ciddi biçimde sinir oluyorum..  
Çünkü ağır bir ithamdır..
Hani durup dururken neden böyle bir savunmaya girdim bilemiyorum ama ..
Bu konu ile ilgili olarak bir uzmanın fikirlerini almak güzeldi ve çoğu(muz )için yararlı olcağı kanısındayım..


 
Geri
Üst