ORTAK NOKTALAR

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan eftelya
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

eftelya

Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2007
Puanları
0
Konum
istanbul
ZENGİN SANAYİCİ, ihracat bağlantısı için gittiği bir Uzak Doğu ülkesinin en lüks lokantasında yemek yerken, kulağına çarpan sesle irkildi. Biraz ilerde oturan şişman bir adam, yarım yamalak İngilizcesi ile şef garsona yaptığı siparişten sonra, Türkçe bir şeyler söyleyip gülmüştü. Hemen yerinden fırlayıp onun yanına gitti ve büyük bir heyecanla:

— Afiyet olsun!. dedi. Yanılmıyorsam Türksünüz değil mi?

Şişman adam da oldukça şaşkındı. İnsanın kendi dininden olan, kendi dilini konuşan ve aynı değerleri paylaşan birine rastlaması, gerçekten de çok harika bir şeydi. Büyük bir sevinç içinde kucaklaştıktan sonra sanayicinin masasına geçtiler ve yeni siparişin de oraya gelmesini söyleyerek sohbete başladılar. Şişman adam, bir benzin istasyonu işlettiği için, petrol firmaları tarafından tatile gönderilmişti. Gördüğü yerleri tek tek anlatıp:

— Türkiye’de üç beş şehir gezmiştim!. dedi. Burasını adım adım dolaştım. Ve doğrusunu istersen, bu insanları bizimkilerden sıcak buldum.

Sanayici de aynı görüşteydi. Arkadaşının tombul yanaklarından sıkı bir makas alıp:

— Tepeden tırnağa haklısın!. dedi. Türkiye gerçekten de az gelişmiş. Oturup da konuşacak bir insan bulamazsın. Bu yüzden tek bir arkadaşım bile yok. Ne çevremde, ne de apartmanda. Kısmet onu buralarda bulmakmış.

Şişman adam, sanki içini okuyan yeni arkadaşına bir anda ısınmış ve kaderin bu cilvesine hayran olmuştu. Hayat boyu hasret duyduğu bir arkadaş, dünyanın diğer ucunda karşısına çıkmıştı. Üstelik aynı şehirde yaşıyorlardı. Şişman adam, bu durumu öğrendiğinde:

— Bu apaçık bir mucize!. diye bağırdı. Allah bizi ayırmak istemiyor!.

Ortak noktaları bu kadar da değildi. Her ikisi de, kalabalık şehirleri sevmedikleri için İstanbul’dan ayrılmış ve denize yakın bir yere yerleşmek istemişti. Yaşları da tam tamına aynıydı. Şişman adam, arkadaşının telefonlarını cep telefonuna kaydettikten sonra, adresini bir kağıda yazıp uzattı. Ve ülkeye döner dönmez görüşmek istediği için, onun da adresini almak istedi.

Sanayici, şişman adamın verdiği kağıda bir göz attıktan sonra, başını uzun uzun kaşıyarak:

— Fazla uzak sayılmayız her halde!. dedi. Aynı apartmanda en üst kattayım.

CÜNEYT SUAVİ
 
Ya gülsemmi bu duruma üzülsemmi karar veremedim, hakikaten doğru artık insanlar melesef aynı mahelleyi bırakın aynı apartmandaki komşuluk ilişkilerimiz sıfır olmuş durumda, artık insanlardan mümkün olduğu kadar uzaklaştırıyoruz kendimizi, bize neler oluyor, oysa uzak değil çok yakın zamana 10 - 15 yıl öncesine kadar bu durum böyle değildi zaman ilerledikçe dahada uzaklaşıyoruz bunun sebebi nedir merak ediyorum...
 
büyük şehirlerdeki yüksek apatmanlarda oturanların hepsi böyledir eminim.yazık ..
kimbilir neler kaçırıyoruz bu yeni insanlarla tanışamadığımız için....
 
bu konuda çk şanslıyım galiba. :)bzm mahallede herkes birbirini tanır ve çoğuylada çok samimi dostluklarımız vardır..
teknolojinin ve gelişmenn kötü etkilerinden biri olsa gerek diye düşünüyorum.ne yazıkki gün geçtikçe insani ilişkiler zayıflıyor.. :(
 
maalesef yaşam şartları ve anti sosyallik hepimizi bu kaçınılmaz duruma hapsetmiş durumda.zaman zaman apartmandan birisi taşınıyor ve ben o kişinin 2 senedir aynı binada ikamet ettiğini binadan taşınırken farkediyorum
oysa eskiden böylemiymiş komşuluk.komşu denildiği zaman dostluk yarenlik hatıra gelirmiş.en kalabalık günler cenazelerde ve doğumlarda yaşanırmış.oysa şimdi cenazeleri kaldıranlarda doğum tebriğine gelenlerde akrabalar.ne kötü...
 
Yaşam koşulları diyerek bahaneler yaratıyoruz ama bir selamı bile vermekten aciz olanlar var..
 
Aslında olay şu! insanlar büyük şehirlerde iş güç derken kendileri göremiyorlar başka insanları fark etsinler hatta şöyle bir durum var aynı hep aynı yolu kullanan insanlar yollarının üzerinde neler olduğunu bile fark edemiyorlar hatta orda ağaç varmı diye sorsanız hatırlamıyorum derler o duruma gelmiş yani.... Çok üzücü
 
evet buda acı gerçeklerden biri..gittikçe toplum olarak biribirimizden uzaklaşıyoruzz..aslında buyüzden belkide neleri kaçırıyoruz farkında bile değiliz..insanlar biribirnden kaçar olmuş.hani derler ya bana uzak olan yılan bin yıl yaşasın mantığı var artıkk..kendimcilik var.sadece kendini düşünen bir toplum olmaya doğru ilerliyoruzz.. :(
 
Elimizi taşın altına koymaktan, aile, iş, okul, çevre baskısıyla korktuğumuz sürece, böyle sadece yakınırz, "iyi yolda değiliz" diye..
 
dikkat ettiniz mi bilmem; ama genelde ümitsiz cümleler kurulmuş,
canlarım lütfen kimseden beklemeden en azından siz bu bağlamda bi davranış sergileyin olur mu... sizleri çok seviyorum...
 
Konunun anafikrine uygun arkadaşlar güzel yorumlar yapmışlar,bana enteresan gelen aynı çevrede selam vermediğimiz,hatırını sormadığımız insanları başka bir şehirde,ülkede gördüğümüz an konuşma ihtiyacı hissetmemiz ::)
 
Geri
Üst