B
bloodelf
Kullanıcı
Öpüşmek, primatların yemeği ağızda çiğneyip yavrularına vermesiyle başladı. Ancak öpüşmek insan neslinin devam etmesine yönelik uygun eş seçimine yardımcı olan kimyasal iletişimi sağladığı için vazgeçilmez oldu.
SEVDA yüreklere düştüğünde, iki insan kokular, tatlar, dokunuşlar, fısıltılar ve duygular arasında tutkulu bir öpücükle birbirlerine kenetlenir. Öpücükler kaçamaktır, şehvetlidir, naziktir, utangaçtır, oburdur ve coşkuludur. Günün ortasında, gecenin yarısında öpüşürüz. Filmlerde öpüşür, ölümlerde öpüşür, peri masallarında prensesi uyandırmak için öpüşürüz...
Dudaklar ilk evrede yemek için, sonra da konuşmak için var oldular. Ancak, öpüşmeyle farklı açlıkları gideriyorlar. Öpüşme, vücutta bir dolu elektiriklenmeyi ve cinsel heyecana, yakınlık duygusuna, motivasyona ve coşkulara yol açan kimyasal mesajları tetikler.
Scientific American Mind Dergisi, son sayısında öpüşmenin sırlarını masaya yatırdı. Dergide yayınlanan makalede öpüşme ile ilgili olarak aşağıdaki ilginç gerçekler ve teoriler yer alıyor:
Bazı bilim adamları, dudakların birleşmesinin evriminin eş seçimini kolaylaştırdığı için gerçekleştiğine inanıyor. Evrim psikolojisi uzmanı Gordon G. Gallup, "Öpüşmek, çok karmaşık koku-bilgi alışverişi, dokunma bilgi alışverişi yoluyla insanların genetik olarak ne kadar uygun olduklarına bilinç altından karar vermelerini sağlar. Hatta türümüzün devamı için gerekli olan çocuk yapmaya eşlerin ne kadar istekli olduklarını gösterebilir.
Sevmek Dokunmaktır kitabıyla ünlü Desmond Morris, 1960’larda, öpüşmenin pratikte primat annelerin yiyecekleri çiğnedikten sonra bebeklerine ağızdan ağıza yedirmesinden çıktığı önermesini ortaya atmıştı. Şempanzeler yavrularını böyle yediriyorlar. Öyleyse bizim atalarımız da muhtemelen böyle yediriyordu. Daha sonra yiyecek kıtlığında boş dudakları büzerek rahatlatmak amacıyla çocuğun dudaklarına bastırmak şeklinde gelişmiş ve sonunda bir sevgi ve aşk ifadesi haline gelmiştir.
Aşk öpücüğünün evrimini "feromon" adı verilen sessiz kimyasal iletenleri hızlandırmış olabilir. Birçok hayvan ve bitki türlerinin diğer üyeleriyle feromonlar vasıtasıyla iletişim kurarlar. Özellikle böcekler alarm sinyali vermek için feromon yayarlar: Yiyecek yollarını göstermek ya da cinsel çekim sağlamak gibi amaçlarla. Biyologlar, insanların da burunları vasıtasıyla feromonları hissedebildiklerini söylüyor. Kadınların, bağışıklık sistemleri kendilerininkiyle uyumlu erkeklerin giydiği tişörtlerin kokusuna çekildikleri belirtiliyor. Kadınları cinsel olarak tahrik eden erkek ter kokusu ve erkeklerde cinsel iştahı kabartan kadın vajinal hormonları insanlardaki feromonlar olabilir.
Feromonlar insan ilişkilerinde önemli rol sahibiyse, öpüşmek bu kimyasalları birbirine aktarmanın en etkili yoludur. Öpüşmek, insanların uygun eşi bulmalarına yardımcı olduğu için ortaya çıkmış olabilir.
Tutkulu öpücüğü bonobo maymunlarından da öğrenmiş olabiliriz. Bonobolar genetik olarak bizimle çok benzerlik taşırlar. Hayvanat bahçesindeki bir bakıcının bir bonobonun öpücüğünü dostça sanarak kabul ettiğini ancak maymunun dilini ağzının içinde bulduğu zaman gerçekle yüzyüze geldiği bir olaydan söz ediliyor.
SEVDA yüreklere düştüğünde, iki insan kokular, tatlar, dokunuşlar, fısıltılar ve duygular arasında tutkulu bir öpücükle birbirlerine kenetlenir. Öpücükler kaçamaktır, şehvetlidir, naziktir, utangaçtır, oburdur ve coşkuludur. Günün ortasında, gecenin yarısında öpüşürüz. Filmlerde öpüşür, ölümlerde öpüşür, peri masallarında prensesi uyandırmak için öpüşürüz...
Dudaklar ilk evrede yemek için, sonra da konuşmak için var oldular. Ancak, öpüşmeyle farklı açlıkları gideriyorlar. Öpüşme, vücutta bir dolu elektiriklenmeyi ve cinsel heyecana, yakınlık duygusuna, motivasyona ve coşkulara yol açan kimyasal mesajları tetikler.
Scientific American Mind Dergisi, son sayısında öpüşmenin sırlarını masaya yatırdı. Dergide yayınlanan makalede öpüşme ile ilgili olarak aşağıdaki ilginç gerçekler ve teoriler yer alıyor:
Bazı bilim adamları, dudakların birleşmesinin evriminin eş seçimini kolaylaştırdığı için gerçekleştiğine inanıyor. Evrim psikolojisi uzmanı Gordon G. Gallup, "Öpüşmek, çok karmaşık koku-bilgi alışverişi, dokunma bilgi alışverişi yoluyla insanların genetik olarak ne kadar uygun olduklarına bilinç altından karar vermelerini sağlar. Hatta türümüzün devamı için gerekli olan çocuk yapmaya eşlerin ne kadar istekli olduklarını gösterebilir.
Sevmek Dokunmaktır kitabıyla ünlü Desmond Morris, 1960’larda, öpüşmenin pratikte primat annelerin yiyecekleri çiğnedikten sonra bebeklerine ağızdan ağıza yedirmesinden çıktığı önermesini ortaya atmıştı. Şempanzeler yavrularını böyle yediriyorlar. Öyleyse bizim atalarımız da muhtemelen böyle yediriyordu. Daha sonra yiyecek kıtlığında boş dudakları büzerek rahatlatmak amacıyla çocuğun dudaklarına bastırmak şeklinde gelişmiş ve sonunda bir sevgi ve aşk ifadesi haline gelmiştir.
Aşk öpücüğünün evrimini "feromon" adı verilen sessiz kimyasal iletenleri hızlandırmış olabilir. Birçok hayvan ve bitki türlerinin diğer üyeleriyle feromonlar vasıtasıyla iletişim kurarlar. Özellikle böcekler alarm sinyali vermek için feromon yayarlar: Yiyecek yollarını göstermek ya da cinsel çekim sağlamak gibi amaçlarla. Biyologlar, insanların da burunları vasıtasıyla feromonları hissedebildiklerini söylüyor. Kadınların, bağışıklık sistemleri kendilerininkiyle uyumlu erkeklerin giydiği tişörtlerin kokusuna çekildikleri belirtiliyor. Kadınları cinsel olarak tahrik eden erkek ter kokusu ve erkeklerde cinsel iştahı kabartan kadın vajinal hormonları insanlardaki feromonlar olabilir.
Feromonlar insan ilişkilerinde önemli rol sahibiyse, öpüşmek bu kimyasalları birbirine aktarmanın en etkili yoludur. Öpüşmek, insanların uygun eşi bulmalarına yardımcı olduğu için ortaya çıkmış olabilir.
Tutkulu öpücüğü bonobo maymunlarından da öğrenmiş olabiliriz. Bonobolar genetik olarak bizimle çok benzerlik taşırlar. Hayvanat bahçesindeki bir bakıcının bir bonobonun öpücüğünü dostça sanarak kabul ettiğini ancak maymunun dilini ağzının içinde bulduğu zaman gerçekle yüzyüze geldiği bir olaydan söz ediliyor.