(Nietzche)

  • Konbuyu başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim Ne Söylemiş? kategorisinde su perisi tarafından oluşturulan (Nietzche) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,586 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim Ne Söylemiş?
Konu Başlığı (Nietzche)
Konbuyu başlatan su perisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan su perisi
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Yükseklere çıkmak istiyorsanız,kendi bacaklarınızı kullanınız!Kendinizi

taşıtmayın yükseklere;başkalarının sırtına,kafasına binmeyin!Fakat sen ata

mı bindin?Hedefine doğru mu gidiyorsun doludizgin?Pekala,dostum!Topal ayağın

da,ama at üstünde!Hedefine vardığında,atından indiğinde,tam yüksekliğinde,en

yüksek insan,_o zaman sendeleyeceksin işte sen!

(nietzche)

*Eğer öfkem bir kere mezarları darmadağın etmişse,sınır taşlarının yerlerini

değiştirmişse ve kırılıp parçalanmış eski levhaları sarp derinliklere

yuvarlamışsa;

Eğer alaycılığın bir kere çürümüş sözleri dağıtıp

savurmuşsa;örümceklere

karşı süpürge gibi gelmişse ve köhne,küflü odalarına

temizleyici bir rüzgar

gibi:

Eski tanrıların gömülü oldukları yerlere oturup neşelenmişsem bir kere

kutsayarak dünyayı,dünyayı severek,dünyanın o eski iftiracının anıtları

dibinde:_

_kiliseleri ve tanrı mezarlarını bile zira severim ben;yeter ki harap

çatılarından

saf gözlerle sema baksın içeri,yıkık kiliseler üstünde otlar

ve kırmızı

gelincik gibi oturmaktan hoşlanırım ben._

(nietzche)

*Ah,neresinde dünyanın acıyanların çılgınlıklarından daha büyük çılgınlıklar

görülmüştür?Ve dünyada acıyanların çılgınlıklarından daha çok ne ıstırap

vermiştir?

Yazıklar olsun bütün o seven ve merhametlerin üstüne yükselemeyen

kişilere!

Bir gün iblis şöyle dedi bana: “Tanrının bile kendi cehennemi var: insana

olan sevgisidir bu.” Şöyle dediğini işittim geçenlerde de: “Tanrı öldü:

İnsana merhametinden öldü Tanrı.” (nietzche)
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Kitaplarını bir ara çok okurdum Nietzche'nin ve yaşım da küçüktü biraz. Çok merak salmıştım düşüncelerine, tarzına.. Sarmıştım ama aslında tam olarak anlamıyordum ne demek istediğini, neye küstüğünü, neye kızdığını.. Öyle okuyordum işte cümlelerin güzelliğine.. :)

Hatırlattığın için teşekkürler su perisi, bir kere daha okuyayım kitaplarını. :)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Bende Nietche nin bütün kitapalrını okudum..Bazen ne demek istediği konusunda zorlandığımıda itiraf etmeliyim:)
Nietche bir aforizma ustasıdır,yukarda geçen sözleri ile de açık şekilde kanıtlıyor...

Yükseklere çıkmak istiyorsanız,kendi bacaklarınızı kullanınız!Kendinizi

taşıtmayın yükseklere;başkalarının sırtına,kafasına binmeyin!Fakat sen ata

mı bindin?Hedefine doğru mu gidiyorsun doludizgin?Pekala,dostum!Topal ayağın

da,ama at üstünde!Hedefine vardığında,atından indiğinde,tam yüksekliğinde,en

yüksek insan,_o zaman sendeleyeceksin işte sen!


O0
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Nietzsche agladıgında adlı kitabın ozeti niteligindeki aforizmaların bir kısmınıda paylaşmak isterim...

-biriyle tam bir ilişki kurabilmen için önce kendinle ilişki kurabilmelisin.
-en çok çiğ damlası, en sessiz gecede düşer.
-bizler arzu edilenden ziyade arzu etmeye aşığızdır.
-bastırılmış hınç insanı hasta eder.
- kimler daha emniyette, kimler daha rahat, kimler sonsuza dek mutludur? yalnızca sığ zihinli olanlar yani sıradan insanlar ve çocuklar.
-size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim yollarını aramak değil. (kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar.bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir.)
- bir dost dinleneceği bir yer aradığında ona verilecek en iyi yer sert bir yataktır.
-neysen o ol.
-beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir.
-kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?
-ölümün son iyiliği bir daha ölmeyecek olmaktır.
-gerçeğin ne kadarına dayanabilirim ?
-daha derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun! hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. insanın bütün eylemleri kendine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine-hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.
 
morkiz

morkiz

Kullanıcı
10 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
nietsche nin böyle buyurdu zerdüşt adlı kitabnı okumaktaym.anlamakta zorlanıyorum  :(
 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
güzelmişşş gerçekten paylaşımın için çok saolll  ;)
 
D

DonJuan

evet bir bakıma Nietzsche ye nihilist diyebiliriz ama , arka kapıyı kullanacak kadar hayatı takmamazlık yapmamıştır .
Bu arada Nietzsche ağladığınca , Nietzsche'nin kitabı değildir bir yanlış anlatım olmasın .

Nietzsche üzerine yazılmış bir tür denemeler bütünüdür .

Nietzsche yi tanımak istiyorsanız Böyle Buyurdu Zerdüş kitabına başvurabilirsiniz ama o kitabı okuyarakta Nietzsche tanınmaz .
En fazla biraz daha kendimizi tanırız .

saygılar
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
kentrites' Alıntı:
niçe nihilist idi değilmi?
[/quote]



Tam olarak bu bilinmemekte.Ve size hemen araştırdığım ve bulduğum Niçe yazısını aktarmak isterim. :)

Nietzsche bu durumu şöyle ifade eder ;

"Bütün hedefler yokedilmiştir. Değer biçmeler birbirlerine karşı cephe almışlardır. Yüreğinin sesine kulak verene iyi denilir.Ama sadece yükümüne kulak verene de iyi denilir. Yumuşak ve barışçıl olana iyi denilir.Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir. Kendine karşı cebir kullanmayana iyi denilir.Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir. Doğrunun kayıtsız şartsız dostuna iyi denilir.Ama saygınlığın insanına nesnelerin nurlandırıcısına da iyi denilir. Kendi kendine itaat edene iyi denir.Lakin sofu olana da iyi denilir. Kibar ve soylu olana iyi denir.Ama kimseyi horgörmeyene ve kimseye yukarıdan bakmayana da iyi denir. İyi huylu insana,mücadeleden kaçana iyi denir.Ama savaşçı olana da ve zaferi tutkuyla isteyene de iyi denir. Birşeyde ilk olmak isteyene iyi denir.Ama bir başkasından önde olmak istemeyene de iyi denir."

Nietzsche göre değerleri anlamsız ve çelişkiler yumağı haline getiren sürü insanı , insan neslinin yokolmasına dahi sebep olmak üzeredir...ve isteği üzerine tüm değerler öte dünyaya göçertilmelidir. Halbuki bu düşünce , gerçek hayatın yadsınması sebebiyle insanı önce nihilistleştirir, sonrada kalıcı bir hasarla decadence'e yani kendine yabancılaşmaya iter.

Nietzsche göre şimdiki tüm değerler , sürü değerleri olup "decadent"lerdir. Nietzsche'ye göre bu durum , Nietzsche'den sonraki yüzyıllarda daha iyi anlaşılacaktır. Nietzsche şöyle der ;

"Benim anlatacaklarım , önümüzdeki iki yüzyılın tarihidir.Ben neyin geleceğini , neyin olacağını anlatacağım , "Nihilizmin Yükselişini"..Bu tarih şimdiden anlatılabilir , çünkü zorunluluğun kendisi burada harekete geçmiştir."


Mehmet BERK

 
longcoming

longcoming

Kullanıcı
10 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
Adana
niçe nihilist idi değilmi?
Niçe nihilisttir fakat ona pozitif nihilist desek daha doğru olur.Neden mi?
Nihilizm hepimizin bildiği gibi hiçlik felsefesidir.Herşey karanlıktır nihilizmde.Herşey olumsuzdur.
Bu çeşit nihilizmden farklı olarak Niçe olumsuzu olumluya ulaşmak için seçmiştir.

Niçe'nin "Umut kötüdür,çünkü acıyı uzatır sözü" tam bir dark nihilist sözüdür;fakat diğer bazı sözlerine bakınca,kendi karanlığının içinde bir yerlerde umut olduğunu görürürüz:

Yaşamak için bir sebebi olan hemen her nasıla katlanabilir.
Beni öldürmeyen şey beni daha güçlü yapar
Ölümün en güzel yanı bir kez daha yaşanmayacak olmasıdır.
Gerçek seni özgürleştirecektir.
                                                  Frederich w. Nietzche
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Nietsche'den;



Doğruluk

Bana: “Haydi öyle olsun! Seni deneyeyim bir”, demek olanağı veren her kuşkuyu överim. Fakat deneye izin vermeyen hiçbir sorunun lafı edilmesine de dayanamam. Benim “ doğruluğumun” sınırları bunlardır işte: Ondan ötesi için yiğitlik sökmez artık.



Başkalarının hakkımızda bildikleri

Kendi hakkımızda bildiklerimiz belleğimizin hatırda tuttukları, yaşantımızın mutluluğu için sanıldığından daha az kesindir. Bir gün gelir, bu yaşantıda başkalarının hakkımızda bildikleri ( ya da bildiklerini sandıkları) şeyler çıkıverir ortaya; o zaman onların fikirlerinin daha güçlü olduklarını fark ederiz, insan adının kötüye çıkmasından ise bildiklerinin yanlış çıkmasına daha kolay katlanır.



Ayrı duranlar

Parlamentarizm, yani beş tane politik düşünce arasından birini seçmek için verilen resmi izin, bağımsız ve kişisel görünmekten çok hoşlanan bir sürü insanın özellikle hoşuna gider.Fakat aslında sürüye tek bir düşünceyi zorla kabul ettirmek ya da beş tanesi arasında seçim yapmasına izin vermek o kadar önemli değildir; bu beş düşünceden hiçbirini paylaşmayan ve herkesten ayrı duran kişi, bütün sürüyü aleyhine çevirir her zaman.


Bir savunucu aleyhindeBir davaya zarar vermenin en kalleşçe yöntemi bunu, bile bile kötü nedenler ileri sürerek savunmaktır.



Alkış
İnsan gürültü yapmadan alkışlayamaz, hatta kendini bile.



Neye inanırsın?
Şuna: Her şeyi yeniden teraziye vurmalı.



En insancıl davranış nedir?

Birisinin utanmasını önlemek.



Gurura karşıÇok şişinme: Ufak bir iğne patlatıverir seni.



Okuyucuma
Sağlam çeneyle sağlam mide: İşte benim istediğim. Kitabımı hazmedince benimle anlaşacaksın muhakkak.



Güçbeğenir

“Canının istediği gibi seç” deselerdi cennetin tam ortasında küçük bir yer seçerdim: Ama yer, kapısında olsaydı daha iyi olurdu.



Bencillik


Bencillik, duyguların perspektif yasasıdır: Buna göre en yakın nesneler en büyük ve en ağırlarıdır, uzaktakilerin ise ağırlıkları ve boyları küçülür.



Zerdüşt


Doğrusu şu ki, insan kirli bir nehirdir. Kirli bir nehiri kirlenmeden içine alabilmek için bir deniz olmak gerek. Görüyorsunuz, insandan üstün olmayı öğretiyorum size: Üstün insan bu denizdir; sizin büyük aşağısamanız onda yok olabilir.

Ne yazık, insanın artık dünyaya yıldız getiremeyeceği zamanlar yaklaştı. Ne yazık, insanların en aşağılığının, kendini aşağısamasını artık bilemeyenin görüleceği zamanlar yaklaştı.

Ne mutlu uykusu olanlara, hemen uyuyacaklar çünkü.

Bir gün Şeytan şöyle dedi bana: “ Tanrı’nın da cehennemi var: İnsanlara beslediği sevgidir bu”.
Geçende de söyle dediğini duydum onun: “Tanrı öldü; insanlara olan merhametinden öldü Tanrı”.



Toplum


Bulanık suda balık avlayanla derinliklerden feyiz alanları halk kolaylıkla bir tutar.


Her ulusun kendine öz iki yüzlülükleri vardır: Erdemleri, der bunlara o. İnsan kendi en iyi yanını bilmez, bilemez.

Bir barbarlık dönemi başlıyor; bilimler de ona hizmet edecekler.

İnsan

Sonuçlar karşısında korkaklık: Çağcıl bir kusur.

Ne denli yükselirsek, uçmak bilmeyenlere o denli küçük görünürüz.

Tutkulu insanlar, başkalarının ne düşündüklerini az düşünürler: Durumları onları hiçliğin üzerine yükseltir.

Bir inancı sırf adettir diye kabullenmeye namussuzluk, korkaklık, tembellik denir. Şu halde namussuzluk, korkaklık, tembellik ahlakın önsel’i olsalar gerek.

Her erdemde budalalık eğilimi, her budalalıkta erdem eğilimi vardır. Rusya’da “evliya gibi aptal” derler. Yaşam, sıkılmaya vakit kalmayacak kadar, çok kısa değil midir? Hiç değilse insan cennetteki, sonsuz mutluluğuna inanmalı ki.....

Kadını kadının içinde özgürlüğe kavuşturmalı!

Kadının nasıl bir nimet olduğunu tüm derinliği ile hissetmek gereklidir.



Düşünce

“Bilgi kuramı”ndan ibaret kalan felsefe, gerçekte o çağın çekingen bir öğretisinden, bir ılım (itidal) öğretisinden başka şey değildir artık: Kapının eşiğinde duran ve içeriye girme hakkını kendinden esirgeyen bir felsefe – en son kertesine inmiş, bir son, bir can çekişme haline, acınacak hale gelmiş bir felsefedir bu. Şu halde, nasıl olur da böyle bir felsefe....hüküm sürebilir!

Sevgi yüzünden yapılan şey her zaman iyilikle kötülüğün ötesinde yapılır.

İnsanoğlu hiçbir şey istememektense hiçliği istemeyi yeğler.

Güzel, çirkini yendiği anda büyük üslup da doğar.

Büyük bir düşünceyle karşı karşıya olmak dayanılır şey değildir. Bir düşünceyi---bu yüzden ölmelerine meydan vermeksizin—bildirebileceğim insanlar arıyorum, çağırıyorum onları.

“Doğru” diyince bu zihnimde kesinlikle yanlışlığın tersini değil, fakat sadece en esaslı hallerde çeşitli yanlışların birbirlerine oranla durumlarını gösteriyor.

Gizemsel izahlar derin sanılır; doğrusu şu ki, yüzeysel bile değildir onlar.



 
Üst