Feytullah Gökhan
Kullanıcı

http://www.beyinoyunu.org/mucize-beyin-daniel-tammet.html
Benim için sayılar ve sözcükler kağıt üzerindeki mürekkep işaretlerinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Zihnimdeki sayılar ve sözcükler bir biçime, renge, dokuya ve benzeri özelliklere sahip. Benim için onlar canlılar. Bu yüzden çocukluğumda sayıları ve sözcükleri arkadaşım olarak tanımlardım.
pi sayısının 22,514′üncü rakamına kadar aklından hatasız sayabilen adam…Bir otistik savant (matematik, müzik veya görsel alanda yetenekli otistik hastaların yaşadığı sendrom) olan 31 Ocak 1979 doğumlu ingiliz Daniel Tammet, bizimkinden çok daha farklı işleyen ve algılayan bir beyne sahip. Onun için sayılar şekli,rengi ve dokusu olan canlı varlıklar.
Mucize beyin otistik savant hastası Daniel Tammet
Scientific American Mind dergisinden Jonah lehrer‘in kendisiyle yaptığı röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Dil öğrenmede usta olduğunu biliyoruz Daniel Tammet. Beyin gücümüzü kullanarak yabancı dil öğrenmenin pratik yolları var mı?
Modern görüntüleme teknolohileri sayesinde dil öğrenirken beynimizde nelerin olup bittiğini daha iyi biliyoruz. Yabancı dil öğrenmenin kendine has pek çok güçlüğü var. Yabancı dil öğrenenler bu güçlüklerin farkında olmalı ve bu konuda kendilerini suçlamamalılar.
Ses simgeciliğine göre bazı seslere bazı anlamlar yakından ilişkili. Örneğin pek çok dilde “i” harfi küçüklükle ilgilidir. Mesala “little, tiny, petite, nino”… “A” ve “o” seside genellikle genişlik büyüklükle alakalıdır, “large, grand, gross, gordo” gibi… Bu tür ses bağlantıları hemen hemen tüm dünya dillerinde bulunur. Bu bulgular gösteriyor ki tamamen doğal sezgilerimizle yabancı dildeli pek çok kelimeyi kolaylıkla öğrenebiliriz.
Pi sayısının 22,514 basamağını nasıl saydın? Bu bağlamda hafızamızı geliştirmemiz için bize neler önerirsin?
Daha öncede belirttiğim gibi benim için sayılar kendilerine has şekillere, renklere ve dokulara sahip. Zaten pek çok araştırma da öğrenilen bilginin görselleştirilmesinin öğrenmeyi kolaylaştırdığını gösteriyor. Ayrıca benim sayılara ilişkin imajlarım semantik olarak da anlamlı, böylece onların diğer sayılarla ilişkisini de görselleştirebiliyorum. Örneğin 37 sayısını ele alalım. Bu sayı benim için yulaf gibi topak topak ve pütürlü bir imaja sahip. 37′nin 3 katı 111 de aynı şekilde pütürlü ancak üstüne üstlük “3″ sayısı gibi yuvarlak hatlara sahip. Pi sayısının binlerce basamağını düşündüğümüzde zihnim bu sayılara ait imajları anlamlı gruplara ayırıp istifleyebiliyor ve bu grupların kendi çağrımsal hiyerarşisini oluşturabiliyor.
Hayal gücümüzü kullanmak hafızamızı geliştirmenin en kolay yolu. Örneğin yüzlerce, hatta binlerce sözcüğü ezberlemek zorunda olan oyuncular, bu cümleleri aktif olarak analiz etme ve karekterlerin istek ve hedeflerini zihinlerinde canlandırma yöntemi kullanırlar. Bazen de repliklerini bir başka kişiyi seslendirerek bir sonraki deneme için hatırlamayı ciddi ölçüde kolaylaştırır.
Kitabımdan (Born a Blue Day) bir örnek daha vereyim. Öğrenmenin gerçekleştiği yer ve duruma benzeyen bir yerde hatırlama daha kolay oluyor. Örneğin bir şey öğrenirken duyduğumuz bir koku, kulağımıza gelen birmelodi ya da çevremizdeki baskın bir renkle karşılaştığımızda o bilgiyi çok daha çabuk hatırlarız. Bu yüzden öğrenme esnasında içinde bulunduğumuz kontekstin ve o bilginin eşliğinde hangi uyaranlara maruz kaldığımızın farkında olmalıyız.