Sonbahar hüznün mevsimidir,diye inandırmaya çalıştırdırlar hep bizleri...
Yağmurdan kaçanlar,aman ıslanacağım endişesi,hafiften esen rüzgara karşı panik olanlar;sizler hiç mi kendinizi sonbaharın hakimiyetine esir bırakmadınız? Hiç mi teslim olmadınız,o şahane huzura?
Ah o yağmur çileseyerek yüzümüzde kendini hissettirdiği anda bir hoş oluruz,
Birden sanki hızlanır gibi olur o anda hafif bir tebessüm belirir yüzümüzde,
Yolun ortasında durmuş biraz daha hızlansın ondan sonra yürürüm diye beklerken birden şiddetli şekilde yağmaya başlar ya işte o an deliler gibi zıplayarak,sekerek yürürüz,başımız göklerde! işte pahası biçilmez bir huzurdur,aslında yağmuru sevenler ve ondan kaçamayanlar için...
Kaç defa çukurların içinde birikmiş yağmur suların üstüne basa basa geçtim..Dizlerime kadar olan ıslaklığa aldırmadan koşar adımlarla su sıçratıyordum etrafıma,çocuklar gibi oyun niyetine korkusuzca ve masumca..
Keşke bu yağmurlar hiç bitmese,diyorum yürüceğim yolum uzun olduğunda birde buna bana eşlik eden müzik oldun mu işte şimdi müziğin ritimlerine ayak uydurarak yürümek çok ayrı bir güzel oluyor...
Akşamları aslında çok farklı yağıyor yağmur,sokak lambalarının saçtığı sarı ışıkta sanki gökyüzünden inciler dökülüyormuş gibi görünüyor gözlerime..
Ah gözlerim iyi varsın! Senin sayende yağmura karşı gıcık olan,suratını asan onca insana karşı ben şimdi onlarla nasıl şahane şeyler görüyorum,bazen oluyor görmek istediğim gibi görüyorum...İyi varsın gözüm sen olmasan bunları görüp,anlatmak çok uzak olacaktı bana!
Görmek,hissetmek ..hüzün değil huzuru bulmak!
Kaç yaşında olduğunuz önemli değil! Bir kere olsun buna kendinizi teslim edin,bakın nasıl da siz isteyince yüzünüze dökülen her damladan sonra bir tebessüm doğuyor!
Sonbaharda dökülen her yaprak içinizdeki burukluk,
Göklerden yağan her yağmur damlası gülüşünüz olsun!!