Codex
Özgür Şahin
Site Kurucusu
Hepinizin bir kac kez başına gelmiştir: Tüm iyi niyetli çalışmanıza rağmen, üstünüz işi beğenmemiştir, ya da çalışma arkadaşlarızla anlaşmazlığa düşmüşsünüzdür. Yüzünüze söylenen aşırı eleştiri dolu sözcükleri inanamayarak dinlemiş ve kendinizi ifade edemeden, doğru sözcükleri bulamadan kendi kendinizle kalmışsızdır. Olayı kafanızda evirmiş çevirmiş, filmi defalarca oynatarak size yapılan haksızlığı veya hakareti içten içe kınamış, karşızdaki kişiye yeni ve cesur cevaplar üretmiş, hatta zihninizde onu işten bile attırmışsızdır. Yine de, işinizi korumak isteğinizden, yükselme olasılıklarızı tehlikeye sokma korkunuzdan, gelecek endişenizden ya da yalnızca cesaretsizlik ve kırgınlıktan ötürü hiçbir şey yapamadan, herşeyi sineye çekmişsinizdir. Kopardığız duygu fırtınaları zaman içinde diner belki, ama böyle bir olay derin izler yaratır. Yenilgi duygusu, öfke, intikam isteği, bu kişiye ya da kişilere duyduğunuz güvensizlik gibi pek çok duygu sisteminizi yeni davranışlara yönlendirir. Çalışma ortamı artık biraz daha zordur. Şimdi, yaşadığız olayın bir kereye mahsus olmadığı ve sıklıkla sürdüğünü düşünün. İşinizin hakkı vermenize ve tüm çabanıza rağmen, yaptığız hiçbir işin takdir edilmediğini, sürekli aşağılandığızı, aşırı iş yükü yığıldıktan sonra yetiştiremediğiniz için hakarete uğradığızı, normalde katıldığız toplantılara alınmayıp ”unutulduğunuzu”, yetkilerinizin alındığı, alaycı bakışlara ya da iğneleyici sözlere maruz kaldığızı ve çaresizce dayanmak zorunda olduğunuzu hayal edin. Eğer sinirleriniz çelikten yapılmadıysa, ya da işten ayrılmayı göze alamıyorsanız, duygusal ve bedensel acı çekerek her gün zarar görmek hayatızın bir parçası haline gelecektir. Kaygıyla, yitirmiş olduğunuz özgüven ile, ağrılarla, nefes alma güçlüğüyle, yüksek tansiyonla, depresyon ile yaşamaya alışmak zorundasızdır artık. Üstelik yalnız değilsiniz, tüm sektörleri temsil eden gruplar üzerinde yapılan araştırmalar çalışanların yaklaşık %3’ünün bu tür davranışlara maruz kaldığı gösteriyor: İsveç’te yılda 154.000(1), Almanya’da 800.000 (2) kişi işyerindeki duygusal taciz yüzünden ciddi şekilde hastalanıyor. A.B.D.’de ise bu rakamın yılda 4 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. (3) Bunlar çeteleşme ve akbabalık ile ilgili rakamlar, bireysel zorbalık ile ilgili araştırmalar ise şöyle: İngiltere’de 1996’da Institute of Personnel and Development (IPD) tarafından yapılan araştırmaya göre her 8 çalışandan biri (3 milyon kişi) son beş yılda işyerinde zorbalığa maruz kalmış. (12%)
ABD’de Gary Namie başkanlığında yapılan araştırmaya göre her 6 çalışandan biri 18 ay boyunca zorbalık ve tacize maruz kalıyor. (%16) İspanyol University of Alcal de Henares tarafından Avrupa Birliği bazında yapılan araştırmaya göre ise, bu oran %15. Bu yazın amacı, işyerindeki stres etmenlerinden fazla dikkat çekmeyen birine ışık tutmak. Dikkat çekmiyor, çünkü hepimiz böyle şeylerin iş ortamın ayrılmaz bir ögesi olduğuna, ”normal” olduğuna inanıyoruz. İşyerindeki zorbaca davranışlar hakkında fikrini sorduğum yönetim danışmanı bir arkadaşım, ”Ne yani, insan yönetmek eziyet etmek değil midir zaten?” diye şakayla karşıladı. Ona katılan bir başka danışman arkadaşım, ”Haydi canım, bunlar yabancıların hikayeleri, Türkiye’de böyle bir şey yok!” deyip konuyu değiştirdi. siz bu tür olaylarla karşılaştızmı yada etrafızdakiler...?
ABD’de Gary Namie başkanlığında yapılan araştırmaya göre her 6 çalışandan biri 18 ay boyunca zorbalık ve tacize maruz kalıyor. (%16) İspanyol University of Alcal de Henares tarafından Avrupa Birliği bazında yapılan araştırmaya göre ise, bu oran %15. Bu yazın amacı, işyerindeki stres etmenlerinden fazla dikkat çekmeyen birine ışık tutmak. Dikkat çekmiyor, çünkü hepimiz böyle şeylerin iş ortamın ayrılmaz bir ögesi olduğuna, ”normal” olduğuna inanıyoruz. İşyerindeki zorbaca davranışlar hakkında fikrini sorduğum yönetim danışmanı bir arkadaşım, ”Ne yani, insan yönetmek eziyet etmek değil midir zaten?” diye şakayla karşıladı. Ona katılan bir başka danışman arkadaşım, ”Haydi canım, bunlar yabancıların hikayeleri, Türkiye’de böyle bir şey yok!” deyip konuyu değiştirdi. siz bu tür olaylarla karşılaştızmı yada etrafızdakiler...?