Karelerle anlatılmış, acı bir yaşamın izleri.. Görebilene, duyabilene.. Üzüldük, yorum yazdık, ya sonra?? Ekmeğimizi paylaşmaya var mıyız? Bir cafeye oturuşumuzda bıraktığımız bir 10 lirayı gönderye var mıyız?? Yoksa, "kim verecek bu parayı onlara" deyip, acımasız bir soru mu soracağız.. Sal gitsin.. Belki ona, o bebeğe, o yavrucağa, o kanla beslenen zalimlerin ekmeklerini bandıkları kanın sahibi çocuklara hiç ulaşamayacak o 10 lira.. Olsun! Varsın ulaşmasın.. Yarın sorulduğunda, "Ben de ordaydım, ben de yandım, ben de üzüldüm.." demekten daha önemli değil ya.. Üzülmek, yazmak yetmez; hareket gerek hareket! Haykırışları duysaydılar, daha çok sevineceklerdi bu çocuklar.. Taştan başka oyuncağı olmamış bu yavrucakların aç kalmasında bizim de suçumuz yok mu?? Varsa neden hala "aynıyız" peki?? Hadi hareketlenin a dostlar.. Bakın bu mesaj yazılırken, Irak'ta, Sudan'da, Çat'ta, Afganistan'da, Eritre'de, Filistin'de, Somali'de, Filipinler'de, Lübnan'da bir çocuk, bir bebek daha öldü...