LÜTFEN OKUYUN!

rock_girl

Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2009
Puanları
0
Avucunuza dikkatlice bakın!
Arif Nihat, iyi bir müslümandı. Bir gün bana: “Yavuz sağ elini aç bakayım. Arapça rakamlarla kaç yazıyor, oku!” Açtım baktım Arap rakamlarıyla 81 yazıyordu. “Sol avucunu aç; onda ne yazıyor?” dedi. Açtım, onda da 18 yazıyordu. “81’le 18’i topla” dedi. Topladım 99. “Bu rakam sana neyi hatırlatıyor?” diye sordu. “Tabiki Allah’ın 99 sıfatı!” diye cevapladım. “Peki 81’den 18’i çıkarınca kaç kalıyor?” Elbette 63. “Peki bu sana neyi çağrıştırıyor?” diye sordu. Düşündüm! Aklıma hemen Resulullah Efendimizin ölüm yaşı geldi. Peygamberimiz 63 yaşında ölmüştü. Bana dönerek: “Bak Yavuz! Allah milyarlarca insanın avucuna bu ilâhî mührü vurmuştur. Bu asla tesadüf olamaz. Tesadüf olsaydı birkaç insanın avucunda olurdu.” dedi.(Yavuz Bülent Bakiler)

Kainat boş işler için yaratılmadı
Bir kimyager büyük bir itina ve çalışma sonucu her yaprağı on milyon lira kıymetinde olan gayet güzel ve eşsiz çiçekler yapsa ve bunları âdi bir saman çöpüymüş gibi keçilere yedirse ne kadar abes olur. O halde , her bir organı milyarlarca liraya değişilmeyecek kadar kıymetli olan insanları, elbette ki Hakîm-i Zülkemâl olan Allah (c.c) sadece ve sadece toprak altındaki kurt ve böceklere yedirmek için yaratmamıştır.
 
İNSAN VE DÜNYA

    Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.

    Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti. Bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna “eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim” dedi, sonra düşündü:

    -Ohh be kurtuldum, en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen, bu haritayı akşama kadar düzeltemez.

    Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu, babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz” dedi.

    Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hala hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu cevabı verdi:

  — Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı.

    İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN

  DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ.



BİLGE İLE KÖPEK

    Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer. O anda bilge düşünür:

    -Benim bundan öğrendiğim şu oldu, der.
    -Bir insanın istekleri ile arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.

    İnsan, biraz daha düşününce, aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür. Asıl öğrendiği şey, insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur. Bu yüzden ne varsa paylaş, senden de öğrenilecek bir şeyler vardır diğer insanlar için...

    Her insanın bir hikâyesi ve söyleyecek bir sözü mutlaka vardır.
 

YAŞAMIN YANKISI


    Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden çocuk ayağı takılıp düşüyor ve canı yanıp 'AHHHHH' diye bağırıyor.
İleride bir dağın tepesinden 'AHHHHH' diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.
Merak ediyor ve
    - ''Sen kimsin?'' diye bağırıyor. Aldığı cevap 'Sen kimsin?' oluyor.
Aldığı cevaba kızıp - ''Sen bir korkaksın!'' diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses  'Sen bir korkaksın!' diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp
    - ''Baba ne oluyor böyle?'' diye soruyor.
    - ''Oğlum'' der babası, ''Dinle ve öğren!'' ve dağa dönüp ''Sana hayranım!'' diye bağırıyor. Gelen cevap ''Sana hayranım!'' oluyor. Baba tekrar bağırıyor, ''Sen muhteşemsin!''Gelen cevap; ''Sen muhteşemsin!'. Çocuk çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor. Babası açıklamasını yapıyor:
    - ''İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam, daima sana, senin verdiklerini geri verir. Yaşam, yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan, insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan, sen de daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural, yaşamımızın bir parçasıdır, her zaman geçerlidir.''
 

    Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.

 
Kesinlikle  hırs ve açgözlülüğün yerini çalışkanlık ve paylaşım aldığı zaman dünya düzülecektir kesinlikle katılıyorm.

Herksin anlatacak birşyi vardır ama bazılarının sadece 1 tek lafı..

Son hikayede ise sabır dışında diğerlerine pek katılmıyorum,; sevgi, şefkat saygı üçü de vereceğin insana göre değişir fazla verince yine ilişkilerin kimyasını bozar..

Biraz muhalefetli oldu ama bnm fikrm budur =)
 
Geri
Üst