Kendin olmak!

  • Konbuyu başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde Codex tarafından oluşturulan Kendin olmak! başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,014 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı Kendin olmak!
Konbuyu başlatan Codex
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan korsan
Codex

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
14 May 2006
En iyi cevaplar
0
48
Çanakkale
www.kendinigelistir.com
Kendin olmak” ne demek? Özgün olmak, kimseye benzememek, kimse gibi olmaya çalışmamak.


Şimdi bu yazıyı okurken diyorsunuz ki; “Ben kendimi bulamadım. Bir türlü kendim olamıyorum. Çevremdeki herkes kendini buldu, bir tek ben bulamadım.” Aman sakın böyle düşünmeyin. Siz bulamamış olabilirsiniz ama inanın ki çevrenizde de kendini  bulamayanlar var. Ya da çok zor buldular.

4-5 yıl önce bilgisayar mühendisi biriyle tanışmıştım. Öğrenimini İsveç’de yapmış. İsveç Üniversitesi’nde bir araştırma yapmışlar. İsveç’te kendini bulma yaşı kaç acaba diye. Bu anketin sonucu şöyle çıkmış. İsveç’te kendini bulma yaşı 20-25 arasıymış. Aynı anket Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde yapılmış. Türkiye’de ise kendini bulma yaşı 45-50 arası çıkmış. Hani deriz ya ah bu kafayla bir genç olsam diye. Bunu imkansız olarak görürüz. Oysaki dünyanın bir yerinde insanlar bu kafayla gençler. İnsan bunu duyunca  üzülüyor. Bu suçun tamamı bizim değil. Biz kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Ülkemizin durumu da bizim kafa yapımızı belirliyor. Ancak unutmayalım ki bizim de suçumuz var. Eğer kendimizi ülkenin akışına bırakırsak, ancak 45-50 yaş arası kendimizi bulabiliriz. Yani kendimiz oluruz.

İyi tamam da o zaman ne yapmam gerekli diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Okuduklarımdan ve yaşadıklarımdan öğrendiğime göre bazı tavsiyelerim olabilir. Bence kendini bulmak için hayatın sorumluluklarını tek başınıza taşımalısınız. Yani ailenin kanatları altında ekmek elden su gölden yaşayarak insan kendini bulamaz. Hayatın acı ve tatlı yüklerini taşımalısınız. Yani ayaklarınızın üstünde durmalısınız. Maddi ve manevi hayatın yükünü taşımalısınız. Bu ailenizi terk edin onlarla bir daha hiç görüşmeyin demek değildir. Aile,  mutluluktur. Ama insanın büyümesi için kendi sorumluluğunu kendisinin taşıması gereklidir. Geçenlerde bir arkadaşım 95 yaşında annesi kaybetti. Ömrünü annesiyle birlikte geçiren bu arkadaşım bana dedi ki; “Annem öldükten sonra büyüdüğümü hissettim. O hayattayken hep evin küçük kızıydım.”

Evet, ailenin yanındayken insan kendini evin küçük kızı veya oğlu sanıyor. Oysaki onlar hayattayken onların yardımıyla kendimizi bulmalıyız. Mümkünse kendinize yeni bir hayat kurun. Ya da uzaklara gidin. Sadece siz, tek başınıza. Kararlarınızı tek başınıza verin. Bir gece yalnız olmanın korkusunu yaşayın. Hasta olduğunuz bir gece hastalığınızla başa çıkın. Parasız kalmanın acısını yaşayın. Çevrenizle iyi iletişim kurmak için mücadele edin. Kendinizi topluma kabul ettirmek veya ettirememek korkusunu yaşayın. Çok sevin, aşık olun ve kaybedin. Kaybetmenin acısını yaşayın.

Amerikalı ünlü yazar Paul Auster “Yalnızlığın Keşfi”nde hayatının muhasebesini yapıyor ve kendini bulmanın tek yolunu şöyle açıklıyor; “Adından, ailenden uzaklaşmak, tanınmadığın bir yerde yeni bir hayat kurmaktır.”

Ben de yazar gibi düşünüyorum. Uzaklaşmak insanı daha çabuk olgunlaştıran ve hayatı daha iyi öğrenmeye yarayan bir yaşam biçimidir.

Sevgiler
Tülay Bilin
 
Y

YEŞİLAY

Kullanıcı
6 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Çok doğru insan kendi ayakları üstünde durabilmeli bence de !!
 
B

Bülent

Anne-babadan uzaklaşıp, kendi ayaklarının üzerinde durmayı denemek için ikamet ettiğiniz şehirden uzak bir yerde üniversite okumak ve yurt yerine bir evde kalmayı tavsiye ederim.
Sorumluluk alma, kendine yetme, paylaşım ve daha pek çok konuda gelişimize katkıda bulunacaktır.
Teşekkürler Özgür.
 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
bu çok doğru bir konu, herkes içinde kendinden bir parça bulabilir
kendimle çelişiyorum şuan
ailemden uzaklaşmaya korkan biri olarak , güven hissini bırakmak zor geliyor birlere
başarısızlıklarımızı zor kabulleniyoruz birileri arkamızdayken
fakat kendi ayaklarımızın üstünde pek ala ailenin yanında da durabiliriz
belirli bir yaştan sonra hayatı sırtlamayı öğrenmek için ailenin yanından ayrılmaya alternatif olarak ,kararlarına sadık kalmakla işe başlanabilir
bunu doğru kelimelerle ve hareketlerle aileye gösterebiliriz

 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
paylaşım için teşekkürler...

kendin olmak ; çok anlamlı 2 kelime.İnsan kendini bulduğunda ve kendi gibi davrandığında ; hayatı bir anlam kazanıyor ve yaşamında her anını tadına vararak çıkartıyor.Ben 22 yaşındayken başladım bu serüvene ve şimdi meyvelerini yiyorum ama aynı zamanda arayış devam ediyor....


Bu arayışta herkesin kendini bulmasını diliyorum...
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Bütünüyle harika bir yazı. Teşekkürler Özgürcüm.

4-5 yıl önce bilgisayar mühendisi biriyle tanışmıştım. Öğrenimini İsveç’de yapmış. İsveç Üniversitesi’nde bir araştırma yapmışlar. İsveç’te kendini bulma yaşı kaç acaba diye. Bu anketin sonucu şöyle çıkmış. İsveç’te kendini bulma yaşı 20-25 arasıymış. Aynı anket Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde yapılmış. Türkiye’de ise kendini bulma yaşı 45-50 arası çıkmış.
İlginç.
Sitemizde Çocuk yetiştirmek ile ilgili çok doğru konular var. Bu vesileyle herkesin o yazıları içine sindirmesini yineleyeyim.

Bülent' Alıntı:
Anne-babadan uzaklaşıp, kendi ayaklarının üzerinde durmayı denemek için ikamet ettiğiniz şehirden uzak bir yerde üniversite okumak ve yurt yerine bir evde kalmayı tavsiye ederim.
Sorumluluk alma, kendine yetme, paylaşım ve daha pek çok konuda gelişimize katkıda bulunacaktır.
Bu konuda sana katılıyorum Bülent.

Teşekkürler Özgür.
 
C

catzilla

yazarla hemfikirim.

anne, baba, aile, hepsi bir yere kadar.... ::)

şöyle bir düşününce, ailemiz herzaman bizim yanımızda olmayacak.

bir gün hayatta yapayanlız kalabiliriz, işte o zaman ne yapabiliriz.
kendi ayaklarımızın üzerinde durabilirmiyiz?

hadi ben durdum diyelim, ama bunu başaramayacağını düşündüğüm o kadar çok insan varki tanıdığım.


kendi ayakları üzerinde durabilmeyi, kendimiz olabilmeyi çok erken yaşlarda öğrenmeliyiz. bu konuda yine ailenin desteği olmalı, köstek olmamalılar.

acı tecrübeleri birer basamak olarak almak, onlardan ders çıkarabilmek, olgunlaşabilmek, hayatı kendi hatalarımızla öğrenebilmek, kendimiz keşfetmek....  kulağa ne kadar hoş geliyor. :)

ne var ki çevremdeki çoğu insanlar ailesine bağımlı, bırakın ailesinden uzaklaşmayı, şehir değişikliğini vs. mahalle değiştiremiyorlar, değiştiremezlerde. bu durum birazda toplum kültürü ve ananelerimizden kaynaklanıyor gibime geliyor benim.

toplumumuzda öyle özgür düşün, düşündüğünü uygula vs. gibi kavramlara pek sıcak bakılmadığı kanatindeyim.

kendi olanlar, sürülere katılmaya çalışıyor malesef.  ;)



 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Yaptıkarının arkasında durabilmek yani hayatın sorumlluğunu üzerine almak çok önemli ama bir o kadarda ailelerin artık çocuklarının büyüdüğünü kabul edip arkalarını toplamayı bırakmaları lazım ama toplum olarak bu konularda galiba biraz duygusalız 30 yaşınada çocuklarımızı illa kanatlarımızın altında tutmaya diretiyoruz.
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
“Adından, ailenden uzaklaşmak, tanınmadığın bir yerde yeni bir hayat kurmaktır.”
İnsanlar çektiği sıkıntılar,sorumluluklar ve yaşadığı acılar doğrultusunda olgunlaşıyor,büyüyor
Güzel paylaşımdı teşekkürler...

 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Ne zaman kendim olsam,insanların bana tahammül sınırlarını zorluyorum.
Ben kendim oldugum zaman insanlardamı problem vuku buluyor bendemi.
Az evvel bir konudada belirttim,yani çelişkili dogrularım yokki, evrensel doğrulardan şaşmayan birisiyim,acaba insanlar doğrularıda sündürüyorda benmi bunu beceremiyorum anlamadım.
Ama, ne demiş şair yaşamak direnmektir.
Kendim olarak direniyorum,bana tahammül edemeyenler düşüsün,renkten renge girenler,nasılsa ben onları hep siyah görüyorum.
Malum azıcık daltonizma var renk körlüğü oydu değilmi yav yannış olmasın.
 
Üst