Kelebeklerin Kanatları

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
Katılım
14 May 2006
Puanları
48
Konum
Çanakkale
Web
www.kendinigelistir.com
Çocuğunu okula yeni kaydettiren bir anne heyecanını ve planlarını anlatıyordu. “Artık evde tüm yaşamımız değişecek, kendimizi Filiz’e göre planlayacağız. Onun derslerine yardımcı olmak, ödevlerini kontrol etmek ve iyi bir öğrenci olmasını sağlamak en önemli işim olacak.”

Hanımefendiyi uyarmak ihtiyacı duydum. “Bence bu duyguları çocuğa hissettirmeyiniz. Yaşamında yeni bir dönem başladığını o zaten fark ediyordur. Onun heyecanını ve yükünü artırırsınız. Hele derslerine yardımcı olmaya ve ödevlerini kontrol etmeye hiç yeltenmeyiniz. Bırakınız çocuk kendi işlerini kendi görmeyi öğrensin. Okumanın ve öğrenmenin kendi işi olduğunu hissetsin” dedim. “Ama sizin bu söylediklerinizi yapabilmesi için henüz çok küçük” diye cevap verdi. O sırada anımsadığım bir anekdotu anlattım. “Kırlarda dolaşan bir delikanlı, kozadan çıkmaya çalışan minik bir kelebek ile karşılaşmış. Bir süre seyredince çok çaba sarf ettiğini fakat bir türlü kozanın dışına çıkamadığını görmüş. Çakısını çıkarmış, kozayı biraz genişletip kelebeğin uçmasına yardımcı olmuş. Kelebek kozadan çıkıp karşı ağaca kadar uçmuş fakat orada dermansız kalıp, düşüp ölüvermiş. Çünkü kelebeğin uçmayı öğrenmesi ve kanatlarını güçlendirmesi için koza içindeki o mücadeleyi vermesi gerekirmiş.”

Mücadele, yaşamı öğretiyor ve yaşama güç katıyor. Bizler de çocuklarımızı çok koruyarak, kollayarak, yaşamda kendi başlarına kat etmeleri gereken mesafeleri kısaltarak kanatlarının güçlenmesine engel oluyoruz. Onları yaşamla mücadelede zayıf ve bize bağımlı bırakıyoruz. Bir gün 90 yaşlarında bir bayan 70 yaşlarında bir adamın elinden tutarak hastaneye gelmiş. Doktorlar 70’li yaşlardaki adamı muayene ettikten sonra “Acilen hastaneye yatması gerekir” demişler. 90’lı yaşlardaki bayan 70’li yaşlardaki adamı hastaneye yatırırken hemşireye “Aman evladım o benim tek çocuğumdur. Geceleri üstünü açar. Ben de kalkar hep onun üstünü örterim. Dikkat ediniz üşümesin” diye tembihte bulunmuş.

Sevgi ayrı, 70 yaşına kadar bir insana “Üstümü açarsam annem gelir kapatır” güvencesini vermek ayrı şeydir. Koruma ve kollama dozunu artırdıkça çocuğu korkak, ürkek ve beceriksiz bırakırız. Yaşamda sel, fırtına, kasırga her zaman vardır. Çocuk bunları görebilmeli, mücadele yollarını öğrenebilmelidir. İnsanlar sürekli anne ve babaları ile birlikte yaşayamazlar. Yalnız başlarına kaldıklarında karar verecek ve yollarını açacak cesaret ve yetenekleri kazanmaları gerekir. “Küçüktür” diye çocukların mücadele vermelerine engel olur, ödevlerini biz yapar, üstlerini biz örtersek bunların hepsini yapabilecek yaşa ve konuma geldikleri zaman bile yapmaz; bizden beklerler. Ama çocuğu küçük, beceriksiz ve yeteneksiz görmez, sabahları kendi kendine uyanabileceği, ödevlerini tek başına yapabileceği, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini kendinin düzenleyebileceği, “ders çalış” demeden çalışması gerektiği fikrini ve inancını çocuklarda yaratabilirsek tüm yaşamlarını onurlu, bereketli, başarılı, özgüven ve mutluluk içinde geçirebilecek çocuklar yetiştiririz.

İnal Aydınoğlu


Kategori : Başarı Yazıları
 
gerçekten çok güzel bir konuya değinmişsin. Dünyada en zor işin insan yetiştirmek olduğuna inanıyorum. insanın her konuda güçlü olması ya da olamaması bunda çevrenin, sosyal yapının, sosyo ekonomik nedenlerin vs rolü çoktur muhakkak.Ama şu bir realitedir ki asıl etkin birim  ailedir. Düşüncelerinizi gönülden destekliyorum.
 
Teşekkürler Codex..

Bana öyle geliyorki KOZADAN ÇIKMAK İÇİN ÇOK UĞRAŞMIŞIM..
 
teşekürler özgü çok güzel bir yazı olmuş.  İnsanın özgüvenini kazanması için bunların olması şart. Ama büyükler hep bu hataları yapıyorlar öyle değilmi. Çocuklarının kendi başlarına bişey yapmalarına izin vermiyorlar. Onlar çocuklarına güvenmediklerini hissettiriyorlar. Dolayısıylada özgüeveni eksik kişilikler oluşuyorç Bıraksalar kendi başlarının çaresine baksınlar. Düşsünler kendileri kalksınlar, batsınlar kendileri toparlansınlar. Fakat büyükler için o kadar zor birşey ki bu. Anneler ve babalardaki koruma içgüdüsünden kaynaklanıyor. Bilseler ne kadar zarar veriyorlar. 
 
Çünkü kelebeğin uçmayı öğrenmesi ve kanatlarını güçlendirmesi için koza içindeki o mücadeleyi vermesi gerekirmiş.”
                            işin özü burda sanırım.
                                                            paylaşımın için teşekkürler özgü
 
Valla ben hala kozadayım desene yav.
Yuh valla, var bir terslik bendede, bir türlü bulamadım. Çok yaklaştım ama bu günlü yarınlı bulucam gibi, hissediyorum.
Şayet bulamazsam tersliği başka durumlarda arıcam heralde.

Teşekkürler konu için.
 
Delikanlının bu aceleci iyiliği içinde anlayamadığı, bu kısıtlayıcı kozanın ve
kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin kelebek
için gerekli olduğuydu.
Çünkü bu Tanrı'nın yasam sıvısının kelebeğin bedeninden kanatlarına doğru akmasını sağlamak için bulduğu yoldu.
Böylece kelebek kozadan kurtulduğu anda uçmaya hazır olabilecekti...

oysaki....
gereksiz iyilikler kötülükle sonuçlanabiliyor..

paylaşımın için teşekkürler ...
 
Bu konu hep dikkatimi çekmiştir ve bu yazıyı daha önce okuduğumda da aynı duyguyu yaşamıştım.
Biz insanlarda bu koruma duygusu aşırıya kaçıyor .
Sevdiklerimizi kaybetmekten korktuğumuz için onları koruyarak kendimize bağımlı bireyler haline getiriyoruz.
Oysa hayvanlar yavrularını kendi kanatları ile uçmaları için yuvadan atabiliyor.
Biz sevgi duvarlarımızı kalın örüyoruzki bizden ayrılmasınlar ,çocuklar bizim çocuklarımız ancak onlar kendi başlarına bir bireydir .
Bunu unutmadığımızda ilişkiler çok güzel oluyor.
 
Çocuklarında kelebekler gibi büyüme ve gelişim süreçleri var,bu gelişim süreçlerinde anne babalar  çok dengeli davranmalı,ayaklarının üzerinde duracak şekilde yetiştirmelidir.Yurt dışında 18 yaşına gelen bir genç ya evden ayrılıyor, ayrılamıyorsa faturaların birini ödeme sorumluluğunu üzerine alıyor,bizim aile yapısına göre ise bu durum ters
Biyerde okumuştum çok hoşuma gitti Çocuklar kuşlara benzer avucunuzda fazla sıkarsanız ölür,gevşek bırakırsanız uçar gider
 
Bizim aile yapımızda çocuklara kendi şeklimizi vermeye çalışıyoruz.
Oysa onların kendi şekillerini almalarına izin vermemiz gerkiyor.
Ben çocuklarıma şekil vermeye çalıştıkça onlar suskunlaştılar ancak kendi hallerine bırakıp sadece onlara yol göserici olduğumda çok güzel işler başardılar .
Herkessin kendi hayatını kendinin şekillendirmesine izin vermeliyiz.
Onları yumuşak bariyerlerle desteklemeliyiz.
 
Geri
Üst