İşyerinde Yalnızlık

  • Konbuyu başlatan dideM
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde İş Dünyası Yazıları kategorisinde dideM tarafından oluşturulan İşyerinde Yalnızlık başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,660 kez görüntülenmiş, 8 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı İş Dünyası Yazıları
Konu Başlığı İşyerinde Yalnızlık
Konbuyu başlatan dideM
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan kahvekeyfi
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Kendisiyle bir eğitimde karşılaştık. “Kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki” diye başladı söze. Ardından büyük bir umutsuzlukla devam etti: “...Masamda cayır cayır telefon çalıyor. Ben fotokopideyim. Allah’ın bir kulu, kılını kıpırdatıp da telefonu almıyor...” “...Yarına yetiştirmem gereken bir rapor var. Saat beş olmuş. Hâlâ veri girişi yapıyorum. Dahası verileri analiz edeceğim, sonra da sırada yorumlar var. Anlayacağınız üzere sabahlayacağa benziyorum. Yine bir Allah’ın kulu yardıma ihtiyacın var mı demiyor...”

Şikayetleri bitmek bilmiyordu. “...Sabah yüzümden düşen bin parça. Annem hasta. Hastalığına hâlâ teşhis konulamadı. Çok üzgünüm. Ancak kimin uğrunda. Kimse yüzüme bakmıyor ki, üzüntümü fark etsin! İnsanlar ofise giriyor, doğruca masasına oturuyor ve hemen yüzünü bilgisayara dönüyor...”

Tüm bu sözler ülkemizin kalburüstü firmalarının birinde çalışan uzmandan. Bir anda geçmişi hatırlıyorum. Öyle çok geriye gitmeden. Yalnızca 90’lı yılların başlarına. İşe giderken üç arkadaş nasıl arabalarımızı sırayla servis yaptığımızı. Yoğun dönemlerde birbirimizin işlerine nasıl destek olduğumuzu. Seyahatlerde nasıl dertleştiğimizi. Tüm bu anılar film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Yardımlaşma o zamanlar iş yaşamının vazgeçilmez bir kuralıydı. Bireysel davranışlar tasvip görmez “anca beraber kanca beraber” felsefesi damarlarımızda dolaşırdı. Daha sonra iletişimimizi daha da geliştirmek için duvarlar yıkıldı. Açık ofisler kuruldu. E-posta icat edildi. Toplantılar artırıldı. Bunlar da yetmedi. Outdoor’lara gittik, atladık, zıpladık. Yelkenlilere bindik, pupa yelken dedik.

Ne yapsak, nafile... İş yaşamında yalnızlık artıyor. Yanlızlığın olduğu yerde başka bir şeyden bahsetmek güç. Yanlızlık güvensizlik, verimsizlik, konsantrasyonsuzluk demek. Bu konulardan mustarip olanlar ve kafa yoranlar önce yanlızlığı gidermekten başlamalı diye düşünüyorum.

Çalışanların sahiplenilmesine çare bulunmalı. Her an ve her koşulda “Her koyun kendi bacağından” noktasına gelmişsek çalışanımızın çoğunu peşinen kurban vermeyi kabul etmişiz demektir. Sözlerimi basit bir egzersiz ile noktalamak istiyorum: Mesainin ilk dakikalarında ekibinizdeki herkesin yüzüne dikkatlice bakın. Kimin rengi kaçmış ve teni soluksa “Ne oldu? Senin için bir şey yapabilir miyim?” sorusunu yöneltin.

Bu egzersizi yapacak zamanınız yoksa, "Alacağım cevapla ne yapabilirim" diyorsanız, yanlızlık hepimizin kaderi olmuş demektir.

Yazı: Hüseyin Adanalı - www.insankaynaklari.com
 
E

eftalya_er

Kullanıcı
19 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
harika bir paylaşım çok doğru ev hayatımız kalmamışken iş hayatımızda elimizden kayıp gidiyor çünkü manevi değerler yok olup giderken hiçbir şey mükemmel olmayacak egoların bastırılması ,insan sevgisi diyorum ben bu olmalı bence  sevgiler
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Kimin rengi kaçmış ve teni soluksa “Ne oldu? Senin için bir şey yapabilir miyim?” sorusunu yöneltin.

Bu soru hem iş hayatı hem özel hayatımız için o kadar önemli ki.Konu durumu çok güzel özetlemiş bende fazla bir ekleme yapmak istemem.

Teşekkürler  :)
 
B

beyazdilekce

Kullanıcı
1 Ara 2009
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
bu konuda sıkıntı çeken biri olarak
Kimin rengi kaçmış ve teni soluksa “Ne oldu? Senin için bir şey yapabilir miyim?” sorusunu yöneltin
denemeye çalışacağım.
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Nasıl gözümden kaçmış böyle bir yazı hayret Didem geç farkettim.işyerinde yalnızlık zor insanlar formaliteden nasılsın iyi misin deyip cevabını dinlemeden geçip gidiyor,kimse kimseyi aslında umursamıyor.Umursamamazlıkta tavırlardan kendini belli ediyor.Çalıştığım yerde çok arkadaşım var,ama bir dostum var ki ruh ikizim.Bu konuda çok şanslıyım.
Teşekkürler Didemcim okumak keyifliydi
 
0

0km

Kullanıcı
7 Şub 2010
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
...""GERÇEK YALNIZLIK NEDİR?

Benim için bir evde tek başına yaşamak yalnızlık değildir. Eğer dostların bir telefon kadar yakınsa. Eğer telefon edeceğin dostların varsa. Bu gece bir şeyler paylaşmak istiyorum dediğinde seninle olacak dostların varsa. Bu gece bir dostumun omzuna başımı koyup ağlamak istiyorum dediğinde bir omuz bulabiliyorsan. Bu gece canım eğlenmek istiyor dediğinde arkadaş bulabiliyorsan yalnız sayılmazsın.

Gerçek yalnızlık etrafında bunları söyleyebileceğin hiç kimsenin olmamasıdır.

Hele kalabalıklar içinde kendini yalnız hissedenler. Ruhunu tatmin edecek bir başka ruh bulamayanlar. İnsan üzüntüsünü paylaşacak bir insana ne kadar ihtiyaç duyarsa sevincini de paylaşacak insan arar. Güzellikler de paylaşılmalıdır. ..

...Brown şöyle demiş; HAYAL GÜCÜNE SAHİP BİRİ, ASLA YALNIZ KALMAZ.

....Yalnızlık insanın içindedir. ..

Henrik İbsen bakın yalnızlığı nasıl tarif etmiş:

DÜNYANIN EN KUVVETLİ İNSANI, EN FAZLA YALNIZ KALABİLENİDİR."" Ana sayfadan alıntı Tülay BİLGİN

Bu arada

Geçenlerde okuduğum bi kitapta "Yalnızlık ve Tek Başına"lığın farkını çok güzel ifade etmişti..


















"
 
K

kahvekeyfi

Kullanıcı
11 Ocak 2010
En iyi cevaplar
0
0
iş yerlerinde senin için bişey yapabilir miyim diye sorduğumda tersleyenler bile oldu :(
ne kadar acı aslında paylaşmayı bilmeyen insanlarla çalışmak da kötü.. ama hiç kimse de demedi ki sana yardım edelim diye.. her koyun kendi bacağından asılırmış ya sanki toplu olarak yaşamıyoruz ... yazık ki ne yazık yalnızlık insanın içinde .. herkese yazdıklarından ötürü teşekkürler...saygılarımla
 
Üst