İstediğini Görebilmek

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan mehmetd
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

mehmetd

Kullanıcı
Katılım
23 Şub 2007
Puanları
0
Aynı kalp rahatsızlığıyla aynı kaderi paylasan iki yaşlı adam aynı odayı da paylaşıyorlardı. Tek fark biri cam kenarında diğeri ise duvar dibinde yatıyordu. Cam kenarındaki yaşlı adam her gün camdan bakarak arkadaşına dışarısı anlatırdı.

   ”Bugün deniz sakin, yine de hafif rüzgar var sanırım çünkü uzaktaki teknenin yelkenleri rüzgarla doluyor. Park bu sabah sakin, iki salıncak dolu iki salıncak bos, dünkü sevgililer yine geldi, aynı yere oturup konuşmaya başladılar, elele tutuştular, ne kadar da yakışıyorlar birbirlerine. Erguvan ağaçları ne kadar güzel açmış her yer mor bir renk almış, erik ağaçları da beyaz çiçekleriyle onlara eşlik ediyor. Denizin üzerindeki martılar bugünkü yemeklerini arıyorlar, ne güzel de dalıyorlar suya”

   Günler böyle geçip gidiyordu ta ki cam kenarındaki yaşlı adam kalp krizi geçirene kadar, iste o anda duvar kenarındaki adam düğmeye bassa kurtaracaktı arkadaşı ama şeytana uydu, bunca zamandır sadece dinleyebiliyordu, artık görebilirdi de, iste bunun için düğmeye basmadı ve hemşireyi çağırmadı. Aynı kaderi paylaştığı kişiyi ölüme gönderdi, ama o bunun haklı bir savunma olduğunu düşünüyordu.
   Ertesi gün hastabakıcılar ölen yaşlı adamın yerine kendisini koymaya gelmişlerdi. Hemen yatağın yerini değiştirdiler, işte o günlerdir bakmak istediği manzarayı nihayet görecekti.
   Başı kaldırdı ve pencereden baktı

                  ”Simsiyah bir duvar”

         Cüneyt SUAVİ





 
söylenecek söz bulamıyrm. Resmen nankörlük yapmış ve bulunduğu durumun asıl yüzünü görmüş
 
biliyorsunuz, bakış açısı çok önemli.
başarı dileklerimle.
 
daha önce okumuştum.teşkkürler paylaşımın için...etrafımızda bu tür insanlardan çok fazla var... :(
 
evet katılıyorum etrafta böyle kişilerden çok var ve olmaya devam da edecek.Çünki onlarda hayatın diğer yüzleri
 
E P i L O G
Bu yazıyı okuman sadece 30
saniyeni alabilir, ve sonunda hayata ve ilişkilere bakış açın değişebilir...
ileri derecede hasta iki adam ayni hastane odasındaydılar.
Adamlardan birinin her öğleden sonra 1saatliğine oturmasına izin veriliyordu, cigerlerindeki suyun süzülmesi için.
Bu hastanin yatagi odadaki tek pencerenin tam yanindaydi. Diger hasta ise hep sırtüstü yatmak zorundaydı.
Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini, ailelerini, evlerini, işlerini, askerlikanılarını, tatilde gittikleri yerleri anlatirlardi birbirlerine.
Pencerenin yanindaki hasta, her öğleden sonra oturmasina izin verdikleri
saati diger hastaya pencereden gorebildiklerini anlatarak geciriyordu.
Diger hasta hep bir sonraki gunu iple cekmeye basladi, dışarıdaki renkli ve hareketli
dünyayı dinlemek için.
Pencere, icinde cok güzel bir göl olan parka bakıyordu.
Ördekler ve kuğular gölde yuzerken cocuklar model bot'larini suda yuzduruyorlardi.
Genc asiklar, gokkusaginin tum renklerindeki ciceklerin arasinda kol kola dolasiyorlardi.
Ulu agaclar etrafi susluyor, uzaktan sehrin silueti gorunebiliyordu.
Pencere kenarindaki adam bunlari muhtesem bir detayla anlatirken, odanin diger
ucunda yatan adam gozlerini kapar ve bu muhtesem manzarayi hayalinde
canlandirirdi.
Sicak bir ogleden sonra, pencerenin yanindaki adam gecmekte olan bir senlik alayini tarif etti.
Diger adam bando seslerini duyamasa bile hayalinde canlandirabiliyordu, pencere kenarindaki adamin tasviriyle.
Gunler ve haftalar gecti.
Bir sabah banyo yaptirmak icin su getiren gunduzcu hemsire pencere kenarinda yatan hastanin cansiz bedeniniyle karsilasti: uykusunda, huzur icinde ölmüştü. Hüzünlendi, hastane
gorevlilerini cesedi disari tasimalari icin çagirdi.
Uygun zaman gectigine kanaat getirir getirmez, diger hasta pencerenin kenarindaki yataga tasinmasinin mumkun olup olamayacagini sordu.
Hemsire memnuniyetle istegini yerine getirdi, hastanin rahat oldugundan emin
olduktan sonra onu yalniz birakti.
Yavasca, duydugu aciya aldirmadan, bir dirseğine yaslanarak disaridaki dunyaya bakmak uzere yatagindan dogruldu adam.
Sonunda, disariyi kendi gozleriyle gorme zevkini yasayabilecekti.
Pencereden disari bakabilmek icin yavasca donmeye zorladi  kendisini.
Pencere, boş bir duvara bakiyordu. Adam hemsireye, vefat eden oda
arkadasinin  pencerenin disinda gorunen harika seylerden bahsetmesine
sebep olan şeyin ne olabilecegini sordu.
Hemsirenin cevabı, ölen adamin kör oldugu ve  pencerenin onundeki duvarı görmediğiydi.
"Sanirim seni cesaretlendirmek istedi" dedi.
Epilog: Diger insanlari mutlu etmek
cok buyuk mutluluk getirir, kendi durumunuz ne olursa olsun.
Paylasilan dertler yarisi kadar üzüntü verir, paylaşılan multuluklar ise
iki katı artar. Kendinizi zengin hissetmek istiyorsanız, sahip olduğunuz
ve paranın satın alamayacağı her şeyi paylaşın.

 
teşekkürler, inan ürperdim bir an güzel bir paylaşımdı..
bu metni paylaşmanla da mutlu ettin bizi ;)
 
İki yatalak hasta,hastanede aynı odayı paylaşır.Bu iki hastadan birinin yatağı hemen pencerenin kenarındadır.Dolayısıyla o,pencereden dışarıyı görebilir.Pencereden dışarıyı gördüğü için de orada olan biten herşeyi arkadaşına anlatır.İki hasta da yatalak olduğu için hiç kalkamazlar.Ancak yanlarındaki komodine kadar uzanabilir elleri.Oradan ilaçlarını almak dışında hareket edemezler.Pencerenin kenarında olan hasta,arkadaşına hergün pencereden gördüklerini anlatır.
Mesela der ki,"bak o dünkü çift yeniden geliyor.Kız çok neşeli.Oğlan biraz üzüntülü.Galiba kız onu biraz üzdü."Veya"bak bak görüyor musun,geçen gün manavdan alışveriş yapan amca bu sefer torunlarıyla beraber gezmeye çıkmış.Torunları da ne kadar büyümüş."
Adam arkadaşına sürekli hikaye anlatır.Artık nerdeyse o sokakla beraber yaşamaya başlar bu iki hasta.İkisi de o sokakta ne olup bittiğini çok iyi bilirler.Sürekli o sokak üzerine konuşur,yorum yaparlar.Sokakta gördükleri insanlara kendilerince isim takarlar.Böylece hayatları gayet renkli geçer.
Günlerden birgün,pencere kenarındaki hasta ölür.Ölen hsatanın oda arkadaşının ,pencere kenarındaki yatağa geçmesine karar verilir.O da artık sokakta olan biteni görebileceği için gayet mutludur.fakat adam yatağa geçince ne görür biliyor musunuz?Simsiyah bir duvar.Meğerse arkadaşı bütün herşeyi kendi hayal gücünden anlatıyormuş.Her gün simsiyah duvara bakarken renkli hikayeler kurguluyormuş.Kendi ruhunu kattığı hikayeler yazıyormuş.
alıntı.Dç.Dr.Kemal Sayar-Ruh Hali kitabından
 
Nereden nasıl baktığın çok önemli.. Her konu için..
Teşekkürler paylaşımın için..
 
RİCA EDERİM.KİTABI ALDIĞIMDA ÖNCE BU GÜZEL HİKAYEDEN BAHSEDİYORDU.BENİ ÇOK ETKİLEMİŞTİ.VE KTİABI BİRAN ÖNCE OKUMAK İSTEMİŞTİM.
 
Başlığa bakıp, sayfanın açılmasını beklerken aklımdan geçirdiğim öyküydü ve "inşallah odur" diyerek açtım.
Çok örnek alınması gereken bir durum.
Zaten herşey çok açık ve net anlatılmış. Yoruma gerek bile yok.
Çok teşekkürler paylaşım için.
 
Geri
Üst