H
HASAN DAVUTOĞLU
Kullanıcı
Değerli iş arkadaşım,
Her başlangıcın mutlaka bir sonucu vardır. Önemli olan kendi beklentilerimiz doğrultusunda veya istemimiz dışında da olsa bizi olumsuz yönde etkilemeyecek bir sonucun gerçekleşmesidir.
(.....)'nde, birlikte paylaştığımız zamanın da sonuna geldik. Önümüzdeki günlerde bir başka iş yerinde çalışmak üzere sizden ayrılıyorum.
Geçmişte veya günümüzde sende bağımlılık yaratan, her bölümünü kaçırmamak istediğin bir dizi film mutlaka olmuştur. Eğer o dizi film yıllarca yayınlanmaya devam ederse mutlaka eski ilgisini, popülerliğini kaybedecektir.
Bugüne kadar dinlediğin sayısız şarkı olmuştur. Ama o sayısız şarkı içinde biri vardır ki senin hayatında ayrı bir yer edinmiştir.
Bu, bir veda yazısı değildir. Olamaz da zaten!
Lise son sınıf öğrencisi olduğum zaman sınıf arkadaşlarımın çoğu, kendilerine, karşı cinsiyetten bir arkadaş edinmişti. Bir gün sınıf arkadaşlarımdan biri (kız öğrenci) yanıma gelmişti. Bana, sıra arkadaşının, benimle arkadaşlık kurmak istediğini söylemişti. Arkadaşıma, hiç düşünmeden; eğitimime devam etmek istediğimi, askerliğimi yapmadan önce de bir birlikteliğe başlamak istemediğimi açıklamıştım. Çünkü beni yıllarca bekleyecek biri veya birilerinin olmasını, özlem veya acı çekmesini istemiyordum.
“Oğlum, evde olduğu zaman bile sürekli odasında kalıyor. Sanki bize yokluğunu alıştırmak istiyormuş gibi!” Bu sözler anneme ait...
Birlikte paylaştığımız nice mesai saati boyunca zamanımın çoğunu bilgisayarımın başında geçirdiğimi biliyorsun...
Dünyaya gelmişsem eğer, bir ot gibi yeşerip büyümek, sonra da kuruyarak toprak olmak istemiyorum. Üretmek, üretmek, yine üretmek istiyorum.
Mustafa Kemal Atatürk gibi olamayacağımı biliyorum. Örneğin, Sezen Aksu gibi olamayacağımı da biliyorum. Ama bildiğim bir gerçek var ki o da, kendi çapımdaki üretkenliğimi son nefesime kadar sürdürmek isteyişimdir. Ürettiklerim ve üreteceklerim belki dünyama, belki ülkeme faydalı olacak kadar büyük olmayabilir. Ama bu üretkenliğimden en azından çevreme yarar sağlayacağıma inanıyorum. Çünkü, inanmak, gerçekleşmenin yarısıdır!
Üretkenliğimin devamı için verimli çalışabileceğim ortamlar seçmek zorundayım. İşte bu nedenle üretkenliğimin devamını sağlamak için sevdiklerimi de geçmişte bırakmak gerekiyorsa bunu da yaparım! Ama bunu yaparken de biliyorum ki sevdiklerimle başlayan birlikteliğimin başlangıcından itibaren onlara, yokluğumu alıştırmışımdır.
Bu, bir veda yazısı değildir. Olamaz da zaten! Bu, yeni bir başlangıcın habercisidir. Bu yazı, (.....)'ndeki birlikteliğimizin şu son günlerinde yokluğuma alışmanın aracıdır.
Bağımlılık yaratan bir dizi filmi en popüler olduğu dönemde bitirebilen kişi, gerçek yapımcıdır. Çünkü dizi filminin bıkkınlık yaratmadan hafızalarda hep kalmasını sağlamıştır.
Sayısız şarkılar arasından fark edilebilen bir eseri yazabilen kişi, gerçek bestekardır. Çünkü onun yazdığı şarkı, dinleyicilerin gönlünü yıllarca fethetmeyi başarmıştır.
Lise son sınıf öğrencisi iken bana arkadaşlık teklifinde bulunan kıza, eğitimimin devamı ve ardından askerlik görevimi yapacağım toplam sürecin uzun oluşu nedeniyle beni yıllarca beklemesini, özlem veya acı çekmesini istemediğim için olumsuz yanıt vermiştim.
(İşyeri)mizdeki verimli çalışmamı engelleyici sorunların giderilmesi için (.....) ile (.....)'na başvuruda bulunabilir, üyesi olduğum sendikayı da harekete geçirebilirdim. Ama yukarıdaki örnekte nasıl ki önce karşımdakini düşünerek lise son sınıf öğrencisi iken bir karar vermiştim, benzer bir kararı da şimdi iş hayatımda veriyorum:
(.....)'nden, kimseyi üzmeden, başarılı yapımcı gibi en doğru zamanda devam eden sürece son vererek, gerçek bestekarın yazdığı şarkı gibi her zaman güzelliklerle hatırlanmak beklentisiyle ayrılıyorum. Hakkını helal etmen arzusuyla saygılar sunarım. HASAN DAVUTOĞLU
Her başlangıcın mutlaka bir sonucu vardır. Önemli olan kendi beklentilerimiz doğrultusunda veya istemimiz dışında da olsa bizi olumsuz yönde etkilemeyecek bir sonucun gerçekleşmesidir.
(.....)'nde, birlikte paylaştığımız zamanın da sonuna geldik. Önümüzdeki günlerde bir başka iş yerinde çalışmak üzere sizden ayrılıyorum.
Geçmişte veya günümüzde sende bağımlılık yaratan, her bölümünü kaçırmamak istediğin bir dizi film mutlaka olmuştur. Eğer o dizi film yıllarca yayınlanmaya devam ederse mutlaka eski ilgisini, popülerliğini kaybedecektir.
Bugüne kadar dinlediğin sayısız şarkı olmuştur. Ama o sayısız şarkı içinde biri vardır ki senin hayatında ayrı bir yer edinmiştir.
Bu, bir veda yazısı değildir. Olamaz da zaten!
Lise son sınıf öğrencisi olduğum zaman sınıf arkadaşlarımın çoğu, kendilerine, karşı cinsiyetten bir arkadaş edinmişti. Bir gün sınıf arkadaşlarımdan biri (kız öğrenci) yanıma gelmişti. Bana, sıra arkadaşının, benimle arkadaşlık kurmak istediğini söylemişti. Arkadaşıma, hiç düşünmeden; eğitimime devam etmek istediğimi, askerliğimi yapmadan önce de bir birlikteliğe başlamak istemediğimi açıklamıştım. Çünkü beni yıllarca bekleyecek biri veya birilerinin olmasını, özlem veya acı çekmesini istemiyordum.
“Oğlum, evde olduğu zaman bile sürekli odasında kalıyor. Sanki bize yokluğunu alıştırmak istiyormuş gibi!” Bu sözler anneme ait...
Birlikte paylaştığımız nice mesai saati boyunca zamanımın çoğunu bilgisayarımın başında geçirdiğimi biliyorsun...
Dünyaya gelmişsem eğer, bir ot gibi yeşerip büyümek, sonra da kuruyarak toprak olmak istemiyorum. Üretmek, üretmek, yine üretmek istiyorum.
Mustafa Kemal Atatürk gibi olamayacağımı biliyorum. Örneğin, Sezen Aksu gibi olamayacağımı da biliyorum. Ama bildiğim bir gerçek var ki o da, kendi çapımdaki üretkenliğimi son nefesime kadar sürdürmek isteyişimdir. Ürettiklerim ve üreteceklerim belki dünyama, belki ülkeme faydalı olacak kadar büyük olmayabilir. Ama bu üretkenliğimden en azından çevreme yarar sağlayacağıma inanıyorum. Çünkü, inanmak, gerçekleşmenin yarısıdır!
Üretkenliğimin devamı için verimli çalışabileceğim ortamlar seçmek zorundayım. İşte bu nedenle üretkenliğimin devamını sağlamak için sevdiklerimi de geçmişte bırakmak gerekiyorsa bunu da yaparım! Ama bunu yaparken de biliyorum ki sevdiklerimle başlayan birlikteliğimin başlangıcından itibaren onlara, yokluğumu alıştırmışımdır.
Bu, bir veda yazısı değildir. Olamaz da zaten! Bu, yeni bir başlangıcın habercisidir. Bu yazı, (.....)'ndeki birlikteliğimizin şu son günlerinde yokluğuma alışmanın aracıdır.
Bağımlılık yaratan bir dizi filmi en popüler olduğu dönemde bitirebilen kişi, gerçek yapımcıdır. Çünkü dizi filminin bıkkınlık yaratmadan hafızalarda hep kalmasını sağlamıştır.
Sayısız şarkılar arasından fark edilebilen bir eseri yazabilen kişi, gerçek bestekardır. Çünkü onun yazdığı şarkı, dinleyicilerin gönlünü yıllarca fethetmeyi başarmıştır.
Lise son sınıf öğrencisi iken bana arkadaşlık teklifinde bulunan kıza, eğitimimin devamı ve ardından askerlik görevimi yapacağım toplam sürecin uzun oluşu nedeniyle beni yıllarca beklemesini, özlem veya acı çekmesini istemediğim için olumsuz yanıt vermiştim.
(İşyeri)mizdeki verimli çalışmamı engelleyici sorunların giderilmesi için (.....) ile (.....)'na başvuruda bulunabilir, üyesi olduğum sendikayı da harekete geçirebilirdim. Ama yukarıdaki örnekte nasıl ki önce karşımdakini düşünerek lise son sınıf öğrencisi iken bir karar vermiştim, benzer bir kararı da şimdi iş hayatımda veriyorum:
(.....)'nden, kimseyi üzmeden, başarılı yapımcı gibi en doğru zamanda devam eden sürece son vererek, gerçek bestekarın yazdığı şarkı gibi her zaman güzelliklerle hatırlanmak beklentisiyle ayrılıyorum. Hakkını helal etmen arzusuyla saygılar sunarım. HASAN DAVUTOĞLU