Başkalarını affetmek, zihinsel huzur ve sağlık için gereklidir. Eğer sağlıklı ve mutlu olmak istiyorsanız, sizi incitmiş olan herkesi affetmelisiniz. Başkalarını affetmeden kendinizi tamamen affedemezsiniz. Kendini affetmeyi reddetmek, gereksiz gururdan ve cehaletten başka bir şey değildir.
Günümüzde tıbbın psikomatik alanı, romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar birçok hastalığın arkasında öfkenin, başkalarını yargılamanın, vicdan azabının, pişmanlıkların ve düşmanlıkların olduğunu vurgulamaktadır. Bu olumsuz duyguların neden olduğu stres, vücudun bağışıklık sistemini doğrudan etkilemekte, sizi enfeksiyon ve hastalıklara açık hale getirmektedir.
Strese bağlı bozukluklar konusunda uzman olan kişiler, incinen, kötü muamele gören, aldatılan ve yaralanan kişilerin, kendilerine bunu yapanlara karşı öfke ve nefretle dolarak tepki verdiğini söylemektedir. Bu tepki, bilinçaltlarında büyük yaralara neden olmaktadır. Bunun tek bir tedavisi vardır. Yaralarını kesip atmak. Bu da ancak affedicilikle mümkün olur.
Birçok kişi, insanların günahları, hastalıkları ve acıları için sitem ederek hayatın akışına karşı zihinsel direnç oluşturur. Bazıları acıları, ağrıları, sevdiklerinin kaybı, kişisel trajedileri ve kazaları yüzünden suçu Tanrı’ya yüklerler. Ona öfke duyarlar ve onu üzüntülerinin sorumlusu olarak görürüler.
İnsanlar böyle olumsuz fikirlere sahip oldukça, bilinçaltlarından otomatikman olumsuz tepkiler alırılar. ONLAR ASLINDA KENDİLERİNİ CEZALANDIRDIKLARINI ANLAYAMAMAKTADIRLAR.
Karşınızdaki kişiyi affetmek ondan hoşlanmak ya da onunla bir araya gelmek demek değildir. Kimse sizi birinden hoşlanmaya zorlayamaz. İnsanları onlardan hoşlanmadan sevebiliriz. Sevgi, karşımızdaki kişi için sağlık, mutluluk, huzur, keyif ve hayatın nimetlerini dilemeniz anlamına gelir.
Eğer biri sizi incitmişse, hakkınızda yalan söylemiş ya da sizi karalamışsa, sizinle ilgili kötü şeyler söylemişse, bu kişiyle ilgili düşünceniz olumsuz mu? Eğer öyleyse, daha affetmemişsiniz demektir. Nefretin kökleri hala bilinçaltınızda sizi harap etmektedir. Bu kökleri yok etmek yalnızca sevgiyle mümkündür. O kişiye hayatın bütün nimetlerini dileyin.
Bilinçaltı post makinesi gibi işlem yapıyor tost makinesi gibi değil. Başkaları hakkında düşündüğünüz ve söylediğiniz şeylerin bir nüshasını da size veriyor. Aklınızdaki düşünce ne ise ona odaklanıyor. İyi kötü diye ayrım yapmadan. Adil davranıyor. Aklınızda olan düşünceyi sürekli besleyip büyütüyor. Düşünce olumluysa ne ala ama olumsuzsa vay halinize Hani bir söz var” hakkımda ne düşünüyorsan Allah sana 10… katını versin” .
Kendi kendinizi cezalandırmaktan vazgeçin artık. Sizi üzen olay ya da kişilerin umurunda bile değil bu durum. Siz kendi zihninizde kendi düşüncelerinizin esaretinden kurtulun artık arkadaşlar..
Neyse bu kadar yeter şimdilik.. Okuduğum bir kitaptan paylaşmak istedim.