İNSAN KENDİ DEĞERİNİ NASIL BULUR?

  • Konbuyu başlatan eftelya
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde eftelya tarafından oluşturulan İNSAN KENDİ DEĞERİNİ NASIL BULUR? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,153 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı İNSAN KENDİ DEĞERİNİ NASIL BULUR?
Konbuyu başlatan eftelya
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan himen
E

eftelya

Kullanıcı
20 Nis 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
İNSAN KENDİ DEĞERİNİ NASIL BULUR?

8 Numaralı parşömen.. Değerimi katlamak..

Bugün değerimi yüze katlayacağım.
İnsan dehasına değen dut yaprağı, ipek haline gelir.
İnsan dehasına değen killi toprak, kalelere dönüşür.
İnsan dehasına değen selvi ağacı, sandık olur.
İnsan dehasına değen bir avuç koyun postu, krallara giysi olur.

Eğer yaprak, kil, odun ve post insan eliyle yüz kat, bin kat değer kazanabiliyorlarsa, aynı şey niçin benim adımı taşıyan toprak için geçerli olmasın?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Kendisini üç gelecek bekleyen bir buğday tanesi gibiyim. Buğday tanesi, bir çuvala konduktan sonra bir domuza yedirilmek üzere ahıra boşaltılabilir. Ya da ekmek yapılmak üzere öğütülebilir. Ya da altın başağının bir taneden binlerce üretmesi için toprağa ekilebilir. Ben, tek bir farkla, bir buğday tanesi gibiyim. Buğday tanesi, domuza yedirilmek, ekmek için öğütülmek ya da çoğaltmak için toprağa ekilmek arasında bir seçim yapamaz. Oysa ben seçebilirim. Hayatımı ne bir domuza yedirteceğim, ne de başkaları tarafından parçalanıp yenilmek üzere başarısızlık ve ümitsizlik taşları arasında öğüteceğim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Büyüme ve çoğalması için buğdayın toprağın karanlıklarına ekilmesi gerekir. Başarısızlıklarım, ümitsizliklerim, cahilliğim ve becerisizliklerim, olgunlaşmak için dikildiğim karanlıktır. Nasıl ki buğday tanesi yağmurla, güneşle, ılık rüzgarlarla beslenir, filiz sürüp serpilirse, vücudumu ve aklımı, düşlerimi gerçekleştirmek için öyle beslemeliyim. Buğday tanesi başak vermek için tabiatın lütfunu beklemek zorundadır. Ben ise beklemek zorunda değilim, çünkü kendi yazgımı seçme gücüne sahibim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Peki bunu nasıl yapabilirim? İlk önce, günle, haftayla, ayla yılla ve hayatımla ilgili hedefler koyacağım. Nasıl ki buğday tanesinin kabuğunu çatlatıp filiz vermesi için yağmur yağması gerekiyorsa, hayatımın önüne billurlaşması için öyle hedefler koymalıyım. Hedefler koyarken, geçmişteki en iyi icraatımı dikkate alacak ve bunu yüzle çarpacağım. Gelecekteki yaşantımın kuralı bu olacaktır. Hedeflerimi hiçbir zaman çok yüksek görmeyeceğim. Mızrağımı aya doğrultup yalnızca bir kartala saplamak, onu kartala doğrultup yalnızca kayaya çarpmaktan daha iyi değil midir?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Hedeflerimin yüksekliği, tam isabet sağlayıncaya kadar sık sık tökezlesem bile, beni korkutmamalıdır. Tökezlersem, doğrulacağım, düşüşlerin beni endişelendirmeyecektir, çünkü tam isabet sağlamak için herkes tökezlemek durumumdadır. Yalnızca bir solucan tökezlememe özgürlüğüne sahiptir. Ben, solucan değilim. Ben, soğan bitkisi değilim. Ben, koyun değilim. Ben; insanım. Başkaları, killeriyle bir kulübe yapa dursunlar. Ben, benimkiyle bir kale inşa edeceğim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Güneş nasıl buğday taneciğinin fide vermesi için toprağı ısıtırsa, bu parşömenlerdeki sözler de benim hayatımı öyle ısıtacak ve düşlerimi gerçek kılacaktır. Bugün, dün yaptığım her eylemi aşacağım. Bugünün dağına gücümün yettiği kadar tırmanacağım, yarın ise bugünkünden daha da yükseklere varacağım, öbür gün ise yarından da yükseklere. Başkalarının yaptıklarını geçmek önemli değildir, önemli olan kendi yaptıklarımı aşmamdır.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Ilık rüzgar nasıl buğday tanesinin olgunlaşmasına yön verirse, rüzgarlar da benim sesimi başkalarına taşıyacak ve sözlerim hedeflerimi açıklayacaktır. Bir kere ağzımdan çıktılar mı, artık itibarımı kaybetmeden geri dönemem. Kendi peygamberim gibi olacağım; söylediklerimle alay etse bile, herkes planlarımı, düşlerimi bilecek ve böylece söylediklerim tamamlanmış eylemlere dönüşünceye kadar kaçmak için hiçbir mazeretim olmayacak.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Çok geri hedefler koymak gibi bir suç işlemeyeceğim.
İşi, başarısızlığa izin vermeden yerine getireceğim.
Elimi her zaman erişebileceğim yerin daha yükseğine uzatacağım.
Pazardaki performansımla hiçbir zaman memnun olmayacağım.
Her zaman hedeflerimi, gerçekleşir gerçekleşmez yükselteceğim.
Her zaman hedeflerimi dünyaya açıklayacağım.
Ancak, başarılarımı hiçbir zaman ilan etmeyeceğim. Bırakayım insanlık beni övsün ve ben de bu övgüyü tevazuyla kabul etme bilgeliğine sahip olayım.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bir buğday tanesi yüzle çarpıldığında yüz adet başak üretir. Bunu on kez yüzle çarparsanız, yeryüzündeki bütün kentleri doyurursunuz. Bir buğday tanesinden daha üstün değil miyim?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bunu yapacak, sonra yine değerimi yüze katlayacağım, tekrar tekrar. Büyüklüğüm karşısında, bu parşömenlerdeki sözlerin bende yarattığı gibi, şaşkınlık ve hayranlık duyulacak.

Yazan: Hıncal Uluç




 
S

scorpion

Kullanıcı
2 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Adana
:cool:Güzel motivasyon,Hıncal Uluç telkini biliyor,ellerine sağlık. ;)
Bu umut verici motive edici yazıyı paylaştığınız için sizin de emeğinize sağlık. :)
 
E

esranur

Kullanıcı
19 Mar 2007
En iyi cevaplar
0
0
teşekkürleer eftelya!!! inşallah içimizdeki duygular bu kadar kuvvetli olur da hepsini uygulayabilriz.... :)
 
E

efsane_18

Kullanıcı
12 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Giresun
herkes uyulacak kuraları bilioda cogumuzun uygulayacak gücü yok baştan pes etmeyi kabullenmişiz bikere...
paylaşım için saol cok güzel  :)
 
S

serhatt

Kullanıcı
2 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
güzel bir yazı tesekkrler :)
 
Z

zabit

Kullanıcı
12 Mar 2009
En iyi cevaplar
0
0
Gaziantep
eftelya' Alıntı:
İNSAN KENDİ DEĞERİNİ NASIL BULUR?

8 Numaralı parşömen.. Değerimi katlamak..

Bugün değerimi yüze katlayacağım.
İnsan dehasına değen dut yaprağı, ipek haline gelir.
İnsan dehasına değen killi toprak, kalelere dönüşür.
İnsan dehasına değen selvi ağacı, sandık olur.
İnsan dehasına değen bir avuç koyun postu, krallara giysi olur.

Eğer yaprak, kil, odun ve post insan eliyle yüz kat, bin kat değer kazanabiliyorlarsa, aynı şey niçin benim adımı taşıyan toprak için geçerli olmasın?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Kendisini üç gelecek bekleyen bir buğday tanesi gibiyim. Buğday tanesi, bir çuvala konduktan sonra bir domuza yedirilmek üzere ahıra boşaltılabilir. Ya da ekmek yapılmak üzere öğütülebilir. Ya da altın başağının bir taneden binlerce üretmesi için toprağa ekilebilir. Ben, tek bir farkla, bir buğday tanesi gibiyim. Buğday tanesi, domuza yedirilmek, ekmek için öğütülmek ya da çoğaltmak için toprağa ekilmek arasında bir seçim yapamaz. Oysa ben seçebilirim. Hayatımı ne bir domuza yedirteceğim, ne de başkaları tarafından parçalanıp yenilmek üzere başarısızlık ve ümitsizlik taşları arasında öğüteceğim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Büyüme ve çoğalması için buğdayın toprağın karanlıklarına ekilmesi gerekir. Başarısızlıklarım, ümitsizliklerim, cahilliğim ve becerisizliklerim, olgunlaşmak için dikildiğim karanlıktır. Nasıl ki buğday tanesi yağmurla, güneşle, ılık rüzgarlarla beslenir, filiz sürüp serpilirse, vücudumu ve aklımı, düşlerimi gerçekleştirmek için öyle beslemeliyim. Buğday tanesi başak vermek için tabiatın lütfunu beklemek zorundadır. Ben ise beklemek zorunda değilim, çünkü kendi yazgımı seçme gücüne sahibim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Peki bunu nasıl yapabilirim? İlk önce, günle, haftayla, ayla yılla ve hayatımla ilgili hedefler koyacağım. Nasıl ki buğday tanesinin kabuğunu çatlatıp filiz vermesi için yağmur yağması gerekiyorsa, hayatımın önüne billurlaşması için öyle hedefler koymalıyım. Hedefler koyarken, geçmişteki en iyi icraatımı dikkate alacak ve bunu yüzle çarpacağım. Gelecekteki yaşantımın kuralı bu olacaktır. Hedeflerimi hiçbir zaman çok yüksek görmeyeceğim. Mızrağımı aya doğrultup yalnızca bir kartala saplamak, onu kartala doğrultup yalnızca kayaya çarpmaktan daha iyi değil midir?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Hedeflerimin yüksekliği, tam isabet sağlayıncaya kadar sık sık tökezlesem bile, beni korkutmamalıdır. Tökezlersem, doğrulacağım, düşüşlerin beni endişelendirmeyecektir, çünkü tam isabet sağlamak için herkes tökezlemek durumumdadır. Yalnızca bir solucan tökezlememe özgürlüğüne sahiptir. Ben, solucan değilim. Ben, soğan bitkisi değilim. Ben, koyun değilim. Ben; insanım. Başkaları, killeriyle bir kulübe yapa dursunlar. Ben, benimkiyle bir kale inşa edeceğim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Güneş nasıl buğday taneciğinin fide vermesi için toprağı ısıtırsa, bu parşömenlerdeki sözler de benim hayatımı öyle ısıtacak ve düşlerimi gerçek kılacaktır. Bugün, dün yaptığım her eylemi aşacağım. Bugünün dağına gücümün yettiği kadar tırmanacağım, yarın ise bugünkünden daha da yükseklere varacağım, öbür gün ise yarından da yükseklere. Başkalarının yaptıklarını geçmek önemli değildir, önemli olan kendi yaptıklarımı aşmamdır.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Ilık rüzgar nasıl buğday tanesinin olgunlaşmasına yön verirse, rüzgarlar da benim sesimi başkalarına taşıyacak ve sözlerim hedeflerimi açıklayacaktır. Bir kere ağzımdan çıktılar mı, artık itibarımı kaybetmeden geri dönemem. Kendi peygamberim gibi olacağım; söylediklerimle alay etse bile, herkes planlarımı, düşlerimi bilecek ve böylece söylediklerim tamamlanmış eylemlere dönüşünceye kadar kaçmak için hiçbir mazeretim olmayacak.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Çok geri hedefler koymak gibi bir suç işlemeyeceğim.
İşi, başarısızlığa izin vermeden yerine getireceğim.
Elimi her zaman erişebileceğim yerin daha yükseğine uzatacağım.
Pazardaki performansımla hiçbir zaman memnun olmayacağım.
Her zaman hedeflerimi, gerçekleşir gerçekleşmez yükselteceğim.
Her zaman hedeflerimi dünyaya açıklayacağım.
Ancak, başarılarımı hiçbir zaman ilan etmeyeceğim. Bırakayım insanlık beni övsün ve ben de bu övgüyü tevazuyla kabul etme bilgeliğine sahip olayım.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bir buğday tanesi yüzle çarpıldığında yüz adet başak üretir. Bunu on kez yüzle çarparsanız, yeryüzündeki bütün kentleri doyurursunuz. Bir buğday tanesinden daha üstün değil miyim?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bunu yapacak, sonra yine değerimi yüze katlayacağım, tekrar tekrar. Büyüklüğüm karşısında, bu parşömenlerdeki sözlerin bende yarattığı gibi, şaşkınlık ve hayranlık duyulacak.

Yazan: Hıncal Uluç




 
Z

zor_yilar

Kullanıcı
17 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
paylaşım için tşkler güzel yazı
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Yani değerini kaybetmemiş biri olarak aramıyorum :d
Hıncal abi de her konuda yazıo valla, helal.
Ben zaten değerli, olarak dünyaya gelmişim yav, değerli derken aklınıza bir çizgi film kahramanı gelmesin ha :d
Üzülürüm heheh.
 
H

himen

Kullanıcı
4 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
güzel paylaşım teşekkürlerde
bu paylaşımı hıncal amcaya mal etmek bence yanlış olur :D
çünkü yazılan yazıda çok sayıda Atatürk 'ün başarı için söylemiş olduğu sözlerin alıntıların kelimelerinin yerinin değişmiş yada eş anlamlı kullanılmış şekli var :D
mesela ....

Atatürk diyor ki

"senin başarı yolunda seni bıktırmak isteyen moralini bozmak isteyenler hatta seni hayalcilikle suçlayıp şevkini kırmak isteyenler olacaktır.Ancak sen başarılı olmak istiyorsan bunlara aldırmayıp bildiğin ve inandığın doğru yolda devam edeceksin ve bir gün hedefini başardığında sana dün yapamassın edemessin diyen insanların bu sefer şak şaklarına gülüp geçeceksin "
 
Üst