bu yazı sevgili emine38 in 18 nisanda bizimle paylaşmış olduğu bir yazı
Saygılar
:-\
Mutlu eşlerin özellikleri nelerdir?
-Mutlu bir evlilik için öncelikli özelliklerden birisi bilinçli olmaktır. Evlilik öncesi nasıl bir başlangıç içinde olunduğunun şuuruna varılmalı taraflar kendilerini bu bakımdan donanımlı hale getirmelidirler. Ben bu evliliğe ne kadar hazırım sorusuna verilecek doğru cevap mutluluk için ilk adım olabilir. Mutlu ailelerin en önemli özelliklerinden birisi de tarafların karşısındakini olduğu gibi kabul etmesi ve onu değiştirmek için uğraşmamasıdır. Diğer bir nokta ise eşlerin birbirine değer vermesi ve empati yapabilmeleridir. Aynı duygu ve inanç içinde olmak ve birlikte nitelikli zaman geçirebilmek yine mutlu eşlerin belirgin özelliklerinden bazılarıdır.
Evlilik genelde romantik bir ilişki ile başlar ve giderek güç mücadelesine dönüşür. Kişilikler çatışır, tarafların birisi hep verir, şiddet ortaya çıkabilir. Sonuçta ruh sağlıkları zarar görür. En çok bedeli ise çocuklar öderler.
- Kendi kişilik yapıları itibarıyla ve eşine karşı gösterdiği davranışlar itibarıyla mutlu eşlerin gözlemlenen belirgin özellikleri nelerdir?
- Öz bilinç çok önemlidir. Evli çiftlerin kendisini tanıması, güçlü yönlerini, zayıf yönlerini, olumlu – olumsuz yönlerini, yeteneklerini, farklılıkları bilmesi çok önemlidir. Çitler bunları bilmeleri ve göz önünde bulundurarak bir ilişki geliştirmeleri mutluluğa götürücüdür. Evliler bu özelliklerinin ne kadar farkına varırlarsa kararları da o nisbette doğru olacaktır.
Kendi duygusal özgeçmişini bilen çiftler evlilikte daha doğru davranabiliyorlar. Fertler aile kurumu içinde ailesi ile kurduğu etkileşim biçiminin farkında ise daha güçlü ve donanımlı olmaktadır.
Olaylara ben merkezli tepkiler yerine ilişki merkezli tepkiler verebilen çiftler birlikte yaşamanın önemini öğrendiklerinden mutlu olmayı başarabiliyorlar.
- Birlikte yaşamayı öğrenmek zor durum herhalde?
- Evet birlikte yaşamayı öğrenmek çoğu zaman alışılmadık ve zor bir durumdur. Düşünce katılığı olan yani inatçı kişilerde bu durum daha da zorlaşıyor. Burada okuyucularıza önereceğim şey bilinçli ilişki için ilk şartın inatçılığı terk etmek olduğudur. Bunun için çiftlerin değişimi talep eden bireyler olması gerekmektedir.
Unutulmaması gereken şey aslında değişim değil gelişimin olmasıdır. ” Evrende değişmeyen tek şey değişimdir. ” diye bir söz vardır konumuzu anlatan. Bu insan içinde geçerlidir.
Kendimizi ve eşimizi gerçek yönleri ile görüp tanıyabilmek, yanlışa düşmekten kaçınma ve kendimizi daha sağlıklı şekilde gerçekleştirmiş oluruz.
- Evlilikte bir süre sonra iletişim kuramaz hale gelen eşler ülkemizde oldukça fazla. Bu tıkanmanın belli başlı sebepleri sizce nelerdir? Bu tür evliliklerin iyileştirilmesi için eşlerin dikkate alması gereken en önemli faktörler nelerdir?
- Yapılan en büyük hatalar aile içinde iletişim hatalarıdır. Bu nedenle evliliğini kaybetme tehlikesini ciddi şekilde yaşayan insanları sık görmeye başladık. İletişimin ilk şartı ise gelişmeye açık olmak ve karşı tarafı anlamaya çalışmaktır. Empati yeteneğinin geliştirilmediği evliliklerde iletişim kazaları sıklıkla yaşanıyor. Mutluluğu yakalayan aileler doğru iletişimi kurabilen, duyguları doğru biçimde suçlamadan neler hissettiğini anlatabilenler olmaktadır. İletişim için kısaca unutulmaması gereken dokuz kuralları burada hatırlatmak isterim.
Altın orta nokta kuralı: Tarafların beklentileri, fiziksel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçları konuşulduğun da; her iki taraf birer adım atarak orta noktada buluşup uzlaşmaya çalışırlar.
İyi zan kuralı: Eşinizin sinirli, kızgın, öfkeli veya ilgisiz tavırlarında iyi zanlı yaklaşın. Eşinizi yanlış anlayabileceğinizi, sizi incitmek amacı ile yapmadığı öncelikle düşünün. Olumsuz senaryolara inanmak analitik düşünce yeteneğini bozduğu için kişiyi yanlış yargılara götürür .
Kendini gerçekleştiren ön kabul kuralı: Bir insan, diğer insanın kendisi hakkında kötü düşündüğüne inanırsa farkında olmadan beden dili ile bunu yansıtır. Karşı taraf olumsuzluğu hisseder ve savunma işine girer. Karşılıklı negatif etkileşim ve yersiz düşmanlık duyguları oluşur. Bunun çaresi diyalogu sabırla devam ettirmektir.
Saldırı hakkı tanımak: Bir insan her zaman neşeli, mutlu olması hoş olurdu ama bu mümkün değildir. Eşinizin sinirli olmasın nedeni sizinle hiç ilgili olmayabilir. Ona saldırı hakkı tanımak gibi güzel bir armağan verirseniz fırtınaya fırsat vermezsiniz.
Kendinizi kanıtlamanız gerekmez: Her anlaşmazlık genelde tarafların güç mücadelesine dönüşüyor. Kendi kimliğini, özgürlüğünü ispat etmek için fırsat olarak görülür. Bu düşünce tarzı karşılıklı duygusal enerjileri savunmaya harcamaya iter. Sürekli gerilim hali devam eder. Böyle durumlar çok az sevgi sağlar ve ilişkileri sağlamlaştırmaz. Kendine güvenen insan kendisini ispata ihtiyaç hissetmez. Başarıları kendini kanıtlamaya yeter.
Aykırı duygulara sahip olma hakkı tanımak: Duygular genelde ak ve kara şeklinde değildir, gri tonları daha fazladır.İnsan duygu yapısı çeşitli duyguların karışımından oluşur. Şuan sevgi hissetmediğimiz kişi ve olay tekrar sevmeyeceğimiz anlamına gelmez. Sevgi değişkendir, bırakalım karşımızdaki olaylarda farklı duygular gösterebilsin.
Avukat gibi değil hakim gibi olmalı: Bir şeyler ters gittiğinde hata nerede objektifliği ile hareket etmek. Benim ” Eşim haksız da olsam beni desteklemeli ” düşüncesini sorgulamak gerekir. Bazen kol kırılır yen içinde kalır ama bu hatayı onaylamak şeklinde olmamalıdır.
Ayda bir oturum yapmak: Evlilik anlaşmaya varma sanatıdır. Bunun için gündemli oturumların ihtiyaç sıklığına göre yapılması çok işe yarar.
Eşini değiştirmeye çalışmamak: Evlilik sorunlarından önemli bir kısmı kişi kendisi hakkında düşünmez, eşi hakkında düşünür.Onun ruhunu bile kontrol etmek ister. Başkaların olmaları istediği gibi olmadıklarına sinirlenmek yanlıştır. Çünkü; sen kendin bile olmak istediğin gibi olamıyorsun.
- Evlilikte en çok yıkıcı etkisi olan iletişim hataları nelerdir?
- Kişisel içgörü veya öz bilinçin olmaması iletişim hatalarına neden olmaktadır. Bunların olması insana has bir yetidir. Kendini gerçekçi ve doğru biçimde tanımamak, duyguların farkına varmamak iletişim hatalarına neden olmaktadır. Bilinçli olmak yani farkındalık; güçlü bir duygu ancak mükemmellikten çok uzak bir karamdır. Geliştirilmesi ve üzerinde çok çalışılması gerekir.
Bu öz bilince sahip olmak için bilinç dışı ve bilinç altı fark etme çabası gerekir. Bilinç altı beynin bir bölümündeki zihinsel içeriktir.
Kişiliğimizin bize zarar veren ve bize hizmet etmeyen bir yönünü değiştirmek bilgisayar programı yazmak gibi bilgi ve donanım ve çaba gerektirir. Eğer biz beynimizi kendimiz programlamazsak dış uyaranlar bizi programlar ve yanlışlara düşeriz. İnsanın kendisini programlaması zaman zaman sancılı bir süreçtir ama hayatta iyi ve güzel şeyler hep emek karşılığı verilmektedir. Evliliği doğru oluşturmak ve devam ettirmek için bunlar yapılmalıdır.
- İletişim hataları sonradan öğrenilen tekniklerle giderilebilir mi?
- Evet söyleşinin başından beri söyleme çalıştığımız unsurları göz önünde bulundurarak değişmeyi istediğimizde bunu başarabiliriz. Öncelikle buna istekli olmak gerekir.
Burada şuna dikkat çekmek isterim buda psikolojik ihtiyacın önemsenmesidir.
En önemli psikolojik ihtiyaç olan sevgi ihtiyacı karşılayacak kişi onun dostu, arkadaşı, sevgilisi olacaktır. İnsan doğuştan öncelikle kendisini eşsiz eğilimindedir. Kendisini eşsiz ve benzersiz görme eğilimindedir. Bu eğilimi destekleyen değerler sevilir, desteklenmeyen değerlerden kaçılır. Hiç kimse aynı beyne ve kişiliğe sahip olmadığına göre çatışma başlayacaktır.
- Evlilik için duygusal olgunluğun önemli olduğunu anlıyoruz buradan. Bu devam eden bir süreç herhalde.
- Evlenmeden önce tarafların her ikisinin de yeterli duygusal olgunlukta olduğunu söylemek doğru olmaz. Sağlam ve nitelikli ilişki gelişirken hatalar yapılır. Karşılıklı olarak birbirlerinin psikolojik ihtiyaçları anlamaya çalışırlar. Yaşanan sorunun nedenini, niteliğini tepkinin zaman ve zeminini ölçü ve şiddetini çoğu zaman kestiremeyiz. Kasıtlı olsun veya olmasın karşımızdakini psikolojik olarak yaralarız. Azarlayarak, eleştirerek, bağımsızlaşma girişimini engelleyerek, kızmasına izin vermeyerek ruhunda hasarlar oluştururuz.
Karşılanmamış ihtiyaçlarımızı haksız yere eşimizden bekleriz. Sorunlar arasında kaygı verici bağlantılar kurarız. Ben merkezci yani bilinçsiz ilişki sorunun büyümesine neden olur. Kendisi üzerine düşmeyen benmerkezci bireyler ilişki sorunları yoğun yaşarlar.
- Bilinçli birlikteliğin ödülü mutluluk mudur hocam?
- Bilinçli birlikteliğin ödülü genelde kendi içerisindedir. İlk ödül içimizde hissettiğimiz uyumdur. Aynı orkestrada olanlar; uyumlu olmanın aynı müzik ahenginde titreşmek olduğunu bilirler. Bir orkestrada hiçbir enstrüman diğerlerinden üstün değildir. Hepsi birbirini tamamlar.Her biri orijinaldir, benzersizdir. Bunun için hiç kimse diğerinden üstün değildir. Ama kendisini geliştirmiş kişi daha ilerdedir. Şunu bilmek gerekir; bilinçli evlilik özel yetenek gerektirmez özel çaba gerektirir. Öğrenmek isteyen herkes bir müzik aletini çalabilir, mutlu ve başarılı çalmak için uyumun güzelliğini tatmak gerekir. Yaşamın zenginliğini, her gün yeni bir güzelliğini tatmak için aynı müzik ahenginde titreşmeyi amaçlamak gerekir. Evrende titreşen ve sallanan müziksel bir enerji değil mi? Evrende ki ahenge uymak insanın çıkarına değil mi? Varoluşa uygun davranmak insanın yararına değil mi? Kuşlar, ağaçlar, dağlar, taşlar, böcekler, sinekler, çiçekler hepsi evrenle aynı müzik ahenginde titreşiyorlar ancak insanın küçük iradesi evrendeki düzene kafa tutuyor sonuçta da mutsuzluk olarak bedelini ödüyor.
İyi eş, iyi anne, baba olmak hayatımızda öncelikli bir yere sahip olmalı. İyi ev hanımı, iyi iş adamı olmak yeterli değildir. Sorunlarla karşılaştığımız zaman suçlamalarda bulunmak yerine ihtiyacımız olan bilgiyi edindikten sonra değiştirilebilir olanı düzeltmek eksiklerimizi tamamlamak ve kendimizi gerçekleştirmek bizim elimizdedir.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan