İlerlemenin temel sırrı nerde?

  • Konbuyu başlatan esranur
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde esranur tarafından oluşturulan İlerlemenin temel sırrı nerde? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,535 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı İlerlemenin temel sırrı nerde?
Konbuyu başlatan esranur
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan superisi34
E

esranur

Kullanıcı
19 Mar 2007
En iyi cevaplar
0
0
-Sevimli bir çocuğun hikayesi: Rüyasında Güneş’in, Ay’ın ve 11 yıldızın etrafında dönerek kendisine secde ettiğini gördü. Rüyasının heyecanına kapıldı ve hayallerini aramaya başladı. Gün geldi, kıskanç kardeşleri tarafından ölsün veya kaybolsun diye kuyuya atıldı. Esir düştü ve satıldı. Hayatının uzun yılları zindanlarda geçti. Gün geldi, büyük bir saltanatın başına geçti. İnsanların kurtuluşuna vesile oldu. Adı insanlık tarihine geçti: O Hz. Yusuf’tu (as).
-Temiz kalpli bir annenin hikayesi: Allah adının kalbinde çağlayan gibi kaynadığı bir vakitte dua etti: İbadethane hizmetlerine adamak niyetiyle Allah’tan bir erkek evlat istedi. İçtenliği kabul edildi ve çok geçmeden bir kız çocuğu doğdu. Şaşırdı. Kız çocuklarının ibadethanelerde hizmet edemediği bir dönem. Kadının adı Hanne, kızının adı Meryem’di. Hz. İsa’nın (as) annesi olan Hz. Meryem…
-Genç, azimli, çalışkan, ahlaklı ve yiğit bir delikanlının hikayesi: İlme ve âlimlere hayranlık duyardı. Bir gece Şeyh Edebalı’nın misafiri oldu. Rüyasında, Edebalı’nın koynundan çıkan bir Ay’ın kendi koynuna girdiğini, göğsünden büyük bir çınarın yeşerdiğini gördü. Çınar büyüdü, dalları gökleri, kökleri dünyaya kuşattı. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Genç, rüyasının heyecanıyla ideallerine adandı, bir devlet kurdu ve kurduğu devlet 6 asır boyunca dünyaya hükmetti. O genç Osman Bey’di.
-Terk edilen bir çocuğun hikayesi: Akraba elinde savrulmuş, nihayet devlet desteğiyle eğitimini sürdürmeyi başarmıştı. Kolejden mezun olup da başkentten ayrılacağı gün gözyaşları içerisinde başını çevirip şu sözlerle şehre baktı: “Ben buraya bir daha başkan olarak döneceğim.” Yıllar sonra oraya, başkan Bill Clinton olarak döndü.
İyilikte veya kötülükte; ticarette, bilimde, sanatta veya siyasette iz bırakan insanların özgeçmişlerini inceleseniz, böylesi sayısız örnek bulabilirsiniz. Başarıyı biçimlendiren büyük bir sır görüyorsunuz bu hikâyelerin ardında.
Eskiden bana başarının asıl sırrı sorulduğunda, tek bir sırrı olmadığını söylerdim. Başarının binlerce bağımsız küçük yeteneğin birleşmesinden doğduğunu düşünürdüm. İstemenin Esrarı’nı yazıncaya kadar, tüm başarı unsurlarını tek bir kanunda, ilkede, kuralda birleştirememiştim: Günümüz kuantum teorilerine göre, doğadaki tüm yasalar tek bir yasadan çıkıyor. Aynı mantık sosyal hayatta da geçerli aslında: Tüm başarı sırları tek bir sırdan doğar: Allah’tan içtenlikle istemek. Kalpte bir yıldızın hayalini oluşturmak, dua etmek ve hayatı o yıldızın etrafında şekillendirmek uğrunda çırpınmak.
Kişisel gelişim sektöründe en şöhretli isimlerden biri ABD’li Anthony Robbins’dir. Kitaplarında önerdiği teknikler birçok okuyucunun kalbine bile ulaşamaz. Oysa, kendisini fakir bir otel görevlisi pozisyonundan ünlü bir yazar konumuna taşıyan öncelikli sır, kitaplarında anlattığı o teknikler değildir.
Bu büyük sırrın farkında olaydı, onu kitaplarından birinde iki paragraf halinde geçiştirmezdi: Gecenin birinde tek odalı evinde oturup düşünür. Kilolarına bakar, çaresizliğini düşünür, hıçkırarak ağlar, dualar eder saatlerce. Hayatındaki güçlü değişimi başlatan işte bu bir gecenin tüm beynini ve kalbini yeniden yapılandıran etkileyici ve sarsıcı dualarıdır.
Elbette kimse çalışmadan anlamlı bir başarı beklememelidir. Fakat, görülüyor ki başarılı çalışmak çok istekli olmaya bağlıdır. Hayatımızı daha anlamlı ve verimli kılmak istiyorsak, hırs ve bencillik içermeyen, olumlu ve kutsal arzulara, heyecanlara ihtiyacımız var. Bulanık hayallere değil, gerçekçi ve adanılabilir net hedeflere muhtacız. Asıl sır düşünürlerin şu iki sözünde saklı: "Nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiç bir rüzgâr fayda vermez." "Duygularınızın şiddetini bilseydim, gelecekte atacağınız adımların büyüklüğünü söyleyebilirdim."

Star Gazetesinin 02/11/2007 tarihli Mola Ekinde yayınlaşmıştır.


Dr. Muhammed Bozdağ
 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
ilerlemenin bütün sırrı acılardan geçmek herhalde  :(
güzeldi teşekkürler
 
K

kamuran

Çok teşekkürler. Gerçekten iyi örnekler bunlar ve dikkate almalı insan.
 
S

semazen

Kullanıcı
19 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
teşekkürler esranur...
 
E

erhan1067

Kullanıcı
6 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
harika bir yazı teşekkürler...
 
Üst