G
Gamzelim
Kullanıcı
Yazan: Arzu Çakır
Önemli bir proje üzerinde uzun zamandır çalışıyorsunuz. Çok titizlendiğiniz çalışmayla ilgili herkes olumlu şeyler söylüyor. Büyük gün geldiğinde projeyi yöneticinize veya patronunuza büyük bir heyecanla sunuyorsunuz. Beğeni, takdir, tebrik veya sadece eline sağlık, iyi olmuş denilmesini bekliyorsunuz. O da ne? Herkesin ve sizin de çok beğendiğiniz şeylere müdür ağız eğiyor, burun kıvırıyor, ”Şurası da böyle olsaydı”, ”burası yeterince şey olmamış, yani bir şeyler eksik... ” gibi sözlerle sizi yıkıyor.
Farkında olmayabilirsiniz, ama o bunu belki de hep yapıyor. Kimse ona bir şey beğendiremiyor. Herkesin yaptığına bir kulp takıyor, ağzından hep önce ”hayır” çıkıyor. Bir kere de bir işe ellerinize sağlık çok güzel olmuş dese. Ama diyemez. Çünkü o hayır demenin ve eleştirmenin ”mükemmelliyetçilik”ten kaynaklandığına inanıyor. Ona göre bir şeye evet demek, standartları düşürmekle eş.
Hayırcıların iş yaşamında motivasyon bozukluğu ve üretimde aksamalara neden olduğunu, konuyla ilgili araştırma yapanlar söylüyor. ”Olumsuz değerlendirme yapmak, entelektüel olarak kendilerini yetersiz hisseden insanların taktiğidir” diyor Harvard Business School’dan Prof. Teresa Amabile.
Yaptığı bir araştırmada eleştiri yapan birisinin, onaylayandan daha iyi etki bıraktığı ortaya çıkarmış. İnsanlar eleştireni daha akıllı buldukları belirtmiş.
Kitap eleştirilerini inceleyen Amabile, olumsuz yazanların daha uzman, yetkin ve bilgili olarak algılandıkları tespit etmiş. Olumlu yazanların analizleri daha kaliteli ve iyi olmasına rağmen, olumsuz yazanlar kadar etki bırakmamış.
”Hayır”ı ”evet”e göre daha fazla ciddiye almak üzere şartlanmışız. Bu sözleri Minnesota Üniversitesi’nden bir pazarlama profesörü söylüyor. Negatif uyarılma, duygulara, kavramaya ve davranışlara daha fazla etki ediyor. ”Yaradılış olarak negatif uyarı ve bilgilere öncelikle dikkat ederiz, çünkü aksi halde hayatımıza mal olabilir.” Prof. Kathleen Vohs, hayırcıların verdikleri mesajların içeriğini dikkate almaksızın kendilerine bir imaj yaratmaya çalıştıkları, aslında o imajın arkasında gizlenenin bir ödlek olduğunu söylüyor.
CareerJournal’da yayınlanan araştırmaya göre, hayırcı yöneticilerle çalışanların bir süre sonra nasıl olsa beğenilmeyecek veya reddedilecek endişesiyle içine kapanıyor. Motivasyonunu ve özgüveninini yitiren çalışan uzun vadede korkak ve ürkek oluyor.
Eğer iflah olmaz hayırcı patronunuzsa, yapacak fazla bir şey yok. İlk fırsatta iş değiştirmek en hayırlısı olacaktır. Hayırcı bir müdürse, şirkete verdiği zarar ortaya çıktığında görevde fazla kalamaz. Şirketin ilerlemesinin önünde nasıl engeller koyduğunun anlaşılması sağlamak da ekibin işi.
Kaynak : www.yenibiris.com
Önemli bir proje üzerinde uzun zamandır çalışıyorsunuz. Çok titizlendiğiniz çalışmayla ilgili herkes olumlu şeyler söylüyor. Büyük gün geldiğinde projeyi yöneticinize veya patronunuza büyük bir heyecanla sunuyorsunuz. Beğeni, takdir, tebrik veya sadece eline sağlık, iyi olmuş denilmesini bekliyorsunuz. O da ne? Herkesin ve sizin de çok beğendiğiniz şeylere müdür ağız eğiyor, burun kıvırıyor, ”Şurası da böyle olsaydı”, ”burası yeterince şey olmamış, yani bir şeyler eksik... ” gibi sözlerle sizi yıkıyor.
Farkında olmayabilirsiniz, ama o bunu belki de hep yapıyor. Kimse ona bir şey beğendiremiyor. Herkesin yaptığına bir kulp takıyor, ağzından hep önce ”hayır” çıkıyor. Bir kere de bir işe ellerinize sağlık çok güzel olmuş dese. Ama diyemez. Çünkü o hayır demenin ve eleştirmenin ”mükemmelliyetçilik”ten kaynaklandığına inanıyor. Ona göre bir şeye evet demek, standartları düşürmekle eş.
Hayırcıların iş yaşamında motivasyon bozukluğu ve üretimde aksamalara neden olduğunu, konuyla ilgili araştırma yapanlar söylüyor. ”Olumsuz değerlendirme yapmak, entelektüel olarak kendilerini yetersiz hisseden insanların taktiğidir” diyor Harvard Business School’dan Prof. Teresa Amabile.
Yaptığı bir araştırmada eleştiri yapan birisinin, onaylayandan daha iyi etki bıraktığı ortaya çıkarmış. İnsanlar eleştireni daha akıllı buldukları belirtmiş.
Kitap eleştirilerini inceleyen Amabile, olumsuz yazanların daha uzman, yetkin ve bilgili olarak algılandıkları tespit etmiş. Olumlu yazanların analizleri daha kaliteli ve iyi olmasına rağmen, olumsuz yazanlar kadar etki bırakmamış.
”Hayır”ı ”evet”e göre daha fazla ciddiye almak üzere şartlanmışız. Bu sözleri Minnesota Üniversitesi’nden bir pazarlama profesörü söylüyor. Negatif uyarılma, duygulara, kavramaya ve davranışlara daha fazla etki ediyor. ”Yaradılış olarak negatif uyarı ve bilgilere öncelikle dikkat ederiz, çünkü aksi halde hayatımıza mal olabilir.” Prof. Kathleen Vohs, hayırcıların verdikleri mesajların içeriğini dikkate almaksızın kendilerine bir imaj yaratmaya çalıştıkları, aslında o imajın arkasında gizlenenin bir ödlek olduğunu söylüyor.
CareerJournal’da yayınlanan araştırmaya göre, hayırcı yöneticilerle çalışanların bir süre sonra nasıl olsa beğenilmeyecek veya reddedilecek endişesiyle içine kapanıyor. Motivasyonunu ve özgüveninini yitiren çalışan uzun vadede korkak ve ürkek oluyor.
Eğer iflah olmaz hayırcı patronunuzsa, yapacak fazla bir şey yok. İlk fırsatta iş değiştirmek en hayırlısı olacaktır. Hayırcı bir müdürse, şirkete verdiği zarar ortaya çıktığında görevde fazla kalamaz. Şirketin ilerlemesinin önünde nasıl engeller koyduğunun anlaşılması sağlamak da ekibin işi.
Kaynak : www.yenibiris.com