S
sessiz_lik25
Kullanıcı
- 28 Ağu 2008
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
KİTAPLARDAN NE BEKLİYORUZ?
Kitaplardan sadece yeni cevaplar değil yeni sorular da bekliyorum./ Franz Kafka
Zaman zaman neden okuduğumu düşünürüm. Bir çok sebep akla geliyor tabi olarak. Keyif mi alıyorum? Ne yazık ki her zaman değil. Bu açıklama, sizi şaşırtabilir. Özellikle, her şeyden keyif almamız gerektiğini düşünen okuyucularıma garip gelecektir bu cevap. Okumanın her zaman bana keyif vermediğini, aslında sonuçlarıyla ilgilendiğimi söyleyebilirim. Sporcuların çalışmaları da öyledir. Çalışmak her zaman keyifli değildir. Kan ter içinde saatlerce, günlerce çalışırlar, çalışırlar, çalışırlar. Böyle çalışmanın her zaman keyifli olduğunu kim söyleyebilir? İçinizden geleni yiyemez, içemezsiniz. Hatta serbest olanları da istediğiniz zaman yiyemez içemezsiniz. Her şey ama her şey hedefe odaklıdır. O halde neden çalışırlar o kadar? Çünkü, hedefleri vardır. Kürsüye çıkmak, şampiyon olmak, ülkelerini temsil etmek v.s.
Okumak ta hedeflerimize göre şekillenen bir eylem olabilir ve her zaman keyif vermeyebilir. Bize keyif vermesi gerekmez ve bunun için şikayet etmemiz de gerekmez diye düşünüyorum.
Okumak, zaman zaman bunaltabilir de. Özellikle eyleme dökmeden sadece okuyorsanız, yoğun bilgi alımı, sizi yorabilir, bunaltabilir. En temel konularda bile okumadan “yaşamlarını” sürdürebilen onca insan arasında, yeni şeyler öğrenmek, aslında olabileceğiniz kadar iyi olmadığınızı yeniden, yeniden keşfetmek zaman zaman dayanılmaz da gelebilir. Bu ayrı bir yazı konusu olabilecek genişlikte bir konudur. Burada, söylemek istediğim, okuma eylemini, anlamlı kılan aslında hedeflerdir.
Çevremizdeki insanlara, okumayı sevdirmeye çalışırken, elbette onlara sevdikleri konularla, keyif almalarını sağlayacak kitaplarla yaklaşmalı. Ama, okumak, ‘profesyonel’ bir okuyucu için ‘keyif veren’ bir süreç olmak zorunda değildir.
Okumayı, anlamlı kılan aslında hedeflerdir demiştik. Burada bir seçim söz konusu her zamanki gibi. Ne olursa olsun keyif almak için mi yoksa hedefe daha da yaklaşmak için mi okuyacaksınız? Keyif almak için okumak yararlı olmasına rağmen, her zaman hedeflerimiz hizmet edeceğini söyleyemem. Hedefe götüren tarzda okumanın da her zaman, en azından başlarda çok keyifli olacağını söyleyemem. Hedefleriniz netse, başarı için çalışan sporcular gibi, isteseniz de istemeseniz de okursunuz. Bu okumayı hiç sevmeyeceğiniz yada sevmemeniz gerektiği anlamına gelmez. Sadece, her koşulda okumanız gerektiği anlamına gelir.
Dinlediğim bir seminerde, konuşmacı, uçaklardaki “business class” yolcularının, yolculukları sırasında kitap okuduklarını, ama uçağın diğer bölümlerine gidildikçe daha çok gazete okunduğunu söylemişti. Başarı ya da başarısızlığı “business class”ta yolculuk etmekle ölçmüyorum elbette. Fakat, bu ifadede ders alınacak bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
Bu satırları, ‘profesyonel’ ya da ‘profesyonel’ olma zamanı gelmiş okuyucular içindir. Okuma etkinliğine ısındırmak istediğiniz insanlara, önce ‘keyif veren’ kitaplarla gidin. Hem ilgi alanlarına hem de duygu dünyalarına hitap edin derim. Ama iş profesyonel okuyuculara gelince, okumaktan sürekli keyif almaları gerekmediğini fark etmek durumundayız. Onlar, zaman zaman, kürsüye çıkıp madalyalarını alacakları o anın keyfi için okuyacaklar.
Savaş Şenel
Kitaplardan sadece yeni cevaplar değil yeni sorular da bekliyorum./ Franz Kafka
Zaman zaman neden okuduğumu düşünürüm. Bir çok sebep akla geliyor tabi olarak. Keyif mi alıyorum? Ne yazık ki her zaman değil. Bu açıklama, sizi şaşırtabilir. Özellikle, her şeyden keyif almamız gerektiğini düşünen okuyucularıma garip gelecektir bu cevap. Okumanın her zaman bana keyif vermediğini, aslında sonuçlarıyla ilgilendiğimi söyleyebilirim. Sporcuların çalışmaları da öyledir. Çalışmak her zaman keyifli değildir. Kan ter içinde saatlerce, günlerce çalışırlar, çalışırlar, çalışırlar. Böyle çalışmanın her zaman keyifli olduğunu kim söyleyebilir? İçinizden geleni yiyemez, içemezsiniz. Hatta serbest olanları da istediğiniz zaman yiyemez içemezsiniz. Her şey ama her şey hedefe odaklıdır. O halde neden çalışırlar o kadar? Çünkü, hedefleri vardır. Kürsüye çıkmak, şampiyon olmak, ülkelerini temsil etmek v.s.
Okumak ta hedeflerimize göre şekillenen bir eylem olabilir ve her zaman keyif vermeyebilir. Bize keyif vermesi gerekmez ve bunun için şikayet etmemiz de gerekmez diye düşünüyorum.
Okumak, zaman zaman bunaltabilir de. Özellikle eyleme dökmeden sadece okuyorsanız, yoğun bilgi alımı, sizi yorabilir, bunaltabilir. En temel konularda bile okumadan “yaşamlarını” sürdürebilen onca insan arasında, yeni şeyler öğrenmek, aslında olabileceğiniz kadar iyi olmadığınızı yeniden, yeniden keşfetmek zaman zaman dayanılmaz da gelebilir. Bu ayrı bir yazı konusu olabilecek genişlikte bir konudur. Burada, söylemek istediğim, okuma eylemini, anlamlı kılan aslında hedeflerdir.
Çevremizdeki insanlara, okumayı sevdirmeye çalışırken, elbette onlara sevdikleri konularla, keyif almalarını sağlayacak kitaplarla yaklaşmalı. Ama, okumak, ‘profesyonel’ bir okuyucu için ‘keyif veren’ bir süreç olmak zorunda değildir.
Okumayı, anlamlı kılan aslında hedeflerdir demiştik. Burada bir seçim söz konusu her zamanki gibi. Ne olursa olsun keyif almak için mi yoksa hedefe daha da yaklaşmak için mi okuyacaksınız? Keyif almak için okumak yararlı olmasına rağmen, her zaman hedeflerimiz hizmet edeceğini söyleyemem. Hedefe götüren tarzda okumanın da her zaman, en azından başlarda çok keyifli olacağını söyleyemem. Hedefleriniz netse, başarı için çalışan sporcular gibi, isteseniz de istemeseniz de okursunuz. Bu okumayı hiç sevmeyeceğiniz yada sevmemeniz gerektiği anlamına gelmez. Sadece, her koşulda okumanız gerektiği anlamına gelir.
Dinlediğim bir seminerde, konuşmacı, uçaklardaki “business class” yolcularının, yolculukları sırasında kitap okuduklarını, ama uçağın diğer bölümlerine gidildikçe daha çok gazete okunduğunu söylemişti. Başarı ya da başarısızlığı “business class”ta yolculuk etmekle ölçmüyorum elbette. Fakat, bu ifadede ders alınacak bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
Bu satırları, ‘profesyonel’ ya da ‘profesyonel’ olma zamanı gelmiş okuyucular içindir. Okuma etkinliğine ısındırmak istediğiniz insanlara, önce ‘keyif veren’ kitaplarla gidin. Hem ilgi alanlarına hem de duygu dünyalarına hitap edin derim. Ama iş profesyonel okuyuculara gelince, okumaktan sürekli keyif almaları gerekmediğini fark etmek durumundayız. Onlar, zaman zaman, kürsüye çıkıp madalyalarını alacakları o anın keyfi için okuyacaklar.
Savaş Şenel